HAKİM

el-Müstedrek

FİTEN VE MELAHİM

 

3443- Halifeliğin Mukaddes Arza Yerleştiğini Görecek Olursan Zelzeleler Yaklaştı Demektir

 

8358- ... Bize Abdurrahman b. Mehdi, Muaviye b. Salih'ten tahdis etti. Onun Damra b. Habib'den rivayet ettiğine göre İbn Zub el-Eyadi kendisine tahdis edip dedi ki: Abdullah b. Havale el-Ezdi bana misafir oldu. Bana: O benim evimde benim misafirim olduğu halde şöyle dedi: Anasız kalasıca! İbn Havale'ye her gün verilen yüz (dirhem) maaş yetmez mi? Sonra şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizleri ganimet alalım diye piyade olarak Medine'nin yakın çevresine gönderdi. Ancak ganimet alamadan döndük. (Allah Rasulü) yorgun argın düştüğümüzü yüzlerimizden anladı. Kalkıp bize bir hutbe verdi ve şöyle buyurdu: "Allah'ım sen onları bana bırakma. Benim onların ihtiyaçlarını karşılamaya gücüm yetmez. Onları kendileride de bırakma. Bu sefer kendilerinin gücü kendilerine yetmez. Onları insanlara da bırakma, insanlar başkalarını onlara tercih ederler." Sonra şöyle buyurdu: "Andolsun Şam (Suriye toprakları) ve Fars toprakları -yahut Rum ve Fars toprakları buyurdu- fethedilecektir. Öyle ki sizden her birinizin şu kadar şu kadar devesi, şu kadar şu kadar ineği olacak. Hatta birinize yüz dinar verilecek ve o buna (küçümsediği için) kızacak." Sonra elini başıma ya da tepeme koydu ve şöyle buyurdu: "Ey İbn Havale sen halifeliğin mukaddes arza yerleştiğini görecek olursan zelzelelerin, belaların ve pek büyük işlerin ortaya çıkma zamanı yaklaşmış demek olur. O gün ise kıyamet insanlara benim şu elimin başına yakınlığından daha da yakın olacaktır."

 

Bu senedi sahih bir hadis olmakla birlikte Buhari ve Müslim bunu tahriç etmemişlerdir.

Abdurrahman b. Zubb el-Iyadi ise Mısırlı tabiinden bilinen birisidir.

 

Diğer Tahric: İmam Ahmed, Müsned, V, 288; Ebu Davud, IV, 19. Her ikisi de Muaviye'nin böylece naklettiği bir hadis olarak nakletmişlerdir. Senedi kavidir.

 

 

 

8359- * ... Bize Abdulhamid b. Cafer, Salih b. Ebi Arib’den bildirdi. O Kesir b. Murre'den, o Avfb. Malik el-Eşcai (r.a)'dan rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (mescitte) asılı duran birtakım hurma salkımları da varken yanlarına çıktı. Bu salkımlardan birisinin hurması oldukça adi idi. Beraberinde bir asa vardı. Asasıyla salkıma vurup, şöyle buyurdu: "Bunu sadaka olarak veren kimse dileseydi bundan daha iyi bir sadaka verebilirdi. Şüphesiz bu sadakayı veren kişi kıyamet gününde de bayağı ve adi olanı yiyecektir." Sonra bize dönüp şöyle buyurdu: "Ama Allah'a yemin ederim ki ey Medineliler siz burayı kırk yıl süreyle rızkının peşinden koşan Avafi'ye (canlılara) istediklerini kolaylıkla alabilecekleri bir halde bırakacaksınız." Biz Allah ve Rasulü en iyi bilir dedik. Sonra Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Avafi nedir biliyor musunuz?" buyurdu. Ashab: Hayır, dediler. Allah Rasulü: "(Avafi) kuşlar ve yırtıcı hayvanlardır" buyurdu.

 

Bu senedi sahih bir hadis olmakla birlikte Buhari ve Müslim bunu tahriç etmemişlerdir.

 

Diğer Tahric: Ebu Davud. ı608; Nesai, V, 43; İbn Mace, 1821 ve başkaları bu yoldan rivayet etmişlerdir. Senette geçen Salih b. Ebi Arib'in sika olduğunu İbn Hibban'dan başka söyleyen olmamıştır ama hadisin şahitleri vardır. Bu şahitlerle hasendir. Bundan sonrakine bakınız. Kaynaklarda hadisin son bölümü yoktur.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

3444- Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Andolsun ki Medine'yi Olduğunun En Hayırlı Hali Üzere Terk Edip Bırakacaksınız" Buyruğu