HAKİM el-Müstedrek |
MA’RİFETU’S-SAHABE |
1788- Müminlerin Emiri Osman b. Affan (r.a)'ın
Öldürülmesi |
İlim adamı olan bir
kimsenin bu hususta bilmemesi kabul edilemeyen ilk husus kendisinden bu halin ortaya
çıktığı sebebi bilmektir. Bu da Abdullah b. Sa'd b. Ebi Serh'in durumudur.
Kendisi Osman b. Affan'ın teyzesinin oğludur. Durumu bilinmesi gereken diğer
kişi ise el-Velid b. Ukbe b. Ebi Muayt'tır. O da Osman'ın anne bir kardeşidir.
Abdullah b. Sa'd b. Ebi Serh ile ilgili olarak sahih haberler onun Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın (vahiy) katibi
olduğunu göstermektedir. Ancak yazıcılık görevini yerine getirirken hainlik
ettiği ortaya çıkınca Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu görevden
aldı. O da İslam dininden dönerek Mekkelilerin yanına gitti. Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) da Mekke'nin fethedildiği günü kanını mubah
(heder) kılmıştı. Ancak ele geçiremediği için öldürülememişti. Nihayet Osman
onu İslam'a dönmüş haliyle geri getirince Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) kendisine eman verdi ve kanının dökülmemesini sağladı.
4601- ... Bize el-Huseyn
b. el-Parac tahdis etti. Bize Muhammed b. Ömer'in tahdis ettiğine göre Ebu
Serh'in adı el-Husam b. el-Haris b. Habib b. Huzeyme'dir.
Hakim dedi ki:
Abdullah b. Sa'd Mısır'a vali olunca yerine bazı görevliler tayin etti.
Bunlardan birisi de Abdullah b. Vehb'in arkadaşı Amr b. Sevad es-Serhi idi.
el-Velid b. Ukbe b. Ebi Muayt'a gelince, o Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
hayatta iken dünyaya gelmiş, onun huzuruna götürülmüş ancak onu (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) (görmenin) bereketinden mahrum kalmıştı.
4602- ... Bize Feyyad b.
Zuheyr er- Rakki, Cafer b. Burkan’dan tahdis etti.
O Sabit b. el-Haccac
el-Kilabi'den, o Abdullah el-Hemdani'den, o el-Velid b. Ukbe’den şöyle dediğini
nakletti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'yi fethettikten sonra
Mekkeliler çocuklarını getirmeye başladılar. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) da onların başlarını sıvazlıyor, onlara dua ediyordu. Babam da beni
onun yanına götürdü. Bana Haluk denilen hoş koku sürülmüştü. Ancak başımı da
sıvazlamadı ve bana dokunmadı. Onun böyle yapmasının tek sebebi annemin bana
koku sürmüş olmasıydı. Bana koku sürmüş olduğundan dolayı o da elini bana
değdirmemişti.
Ahmed b. Hanbel (r.a)
dedi ki: Onun o gün Müslüman olduğu ve Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'ın ondan tiksinerek ona dokunmadığı, ona dua etmediği de rivayet
edilmiştir. Aslında Haluk denilen koku dua etmeye engel değildir. Aynı şekilde
çocuğun başkasının yaptığı bir işten dolayı suçlu olması da sözkonusu değildir
fakat yüce Allah'ın onun hakkındaki kadim ilminden ötürü Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'ın bereketinden mahrum kalmıştır.
Diğer Tahric: İmam
Ahmed, Müsned, IV, 32; Ebu Davud, 4181; Taberani, Kebir, XXII, 406 Cafer b.
Burkan yoluyla böylece rivayet etmişlerdir. el-Münziri dedi ki: Bu hadisi Ebu
Davud böylece Abdullah el-Hemdani'den, o el-Velid’den diye zikretmiştir.
Başkası ise Ebu Musa el-Hemdani'den, o elVelid'den diye nakletmiştir. Buhari
de: Abdullah el-Hemdani, Ebu Musa el-Hemdani'den diye kaydetmiş ve Cafer b.
Burkan, Sabit el-Haccac’dan demiş ve hadisi sahih değildir (diye eklemiş) dir.
(el-Münziri'nin sözleri burada sona ermektedir.) Hafız Ebu Kasım ed-Dımaşki de
şöyle demiştir: Abdullah ile Ebu Musa aynı kişidir. İbn Ebi Hayseme de buna
yakın bir söz söylemiş ve:
Bu muzdarip bir
hadistir demiştir. İbn Abdilberr de: el-İsabe, III/638'de Ebu Musa meçhuldür
demekte ve şunları eklemektedir: Mekke'nin fethedildiği günü küçük bir çocuk
olan bir kimseyi Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'nin fethedilmesinden
sonra -başka rivayetlerde belirtildiği üzere- sadaka toplamak üzere
göndermesine imkan yoktur. İbn Hacer'in sözleri de buna yakındır. O şöyle
diyor: el-Velid Mekke'nin fethedildiği günü büyük bir adamdı. Taberani de
el-Kebir, XXII, ISO'de böyle demiştir. Zehebi ise Telhis'inde şöyle diyor: Onun
babası kafir olarak öldürülmüştü. Bu sebeple muhtemelen o bir ümmidir (annesi
tarafından büyütülmüştür). el-Velid de Osman'ın anne bir kardeşi idi. Ona Kufe
valiliğini vermiş ve Sad (b. Ebi Vakkas)'ı azletmişti. Daha sonra (Kufeliler)
ona karşı çıkınca el-Velid 'i azledip, yerine Said b. el-As'ı getirdi.
4603- * ... Bize
el-Heysem b. Adiyy tahdis etti. Bana İsmail b. Ebi Halid tahdis etti, bana
Tarık b. Şihab el-Ahnesi tahdis edip dedi ki: Osman b. Affan (r.a) el-Velid b.
Ukbe b. Ebi Muayt'ı -ki anne bir kardeşi idi - Kılfe ve toprakları üzerine vali
tayin etti. O sırada oranın valisi Sa'd b. Ebi Vakkas'dı. el-Velid, Sad'ın
yanına gitti. Sad da onu kendisiyle beraber oturttu, durumunu bilmiyordu. Sonra
şöyle dedi: Vehb'in babası gelişinin sebebi ne? el-Velid: Görevli olarak geldim
deyince, ne üzerine görevli dedi. O: Senin görevine tayin edilmiş olarak
deyince, Sad: Allah'a yemin ederim bilemiyorum. Senin aklın benden sonra mı
arttı yoksa ben mi senden sonra ahmaklaştım? dedi. el-Velid: Allah'a yemin
olsun ki ne senden sonra ben akıllandım, ne de sen benden sonra ahmak oldun. Şu
kadar var ki onlar kendi yetki ve otoriteleri ile aleyhine tercihte
bulunmuşlardır, Sad: Doğru söyledin dedikten sonra şunları söyledi: Bana
Diba'ın durumunu anlat. O bir kişinin etini satın almıştı. Keşke bugün onun
yardımcısı tanık olsaydı, vay şerrin kayboluşuna, vay senin ömrüne!
el-Heysem dedi ki:
Osman, el-Velid b. Ukbe'yi Kufe valiliğinden azledip, yerine Said b. el-As 'ı
tayin etmişti. el-Heysem dedi ki: Bana İsmail b. Ebi Halid, eş-Şa'bi’den şöyle
dediğini tahdis etti: Said b. el-As (Kufe'ye) gelince dedi ki: Üzerine çıkmam
için minberi yıkayın yahutta iyice temizlensin dedi. Minber Said b. el-As
çıksın diye yıkandı.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
1789- Üç Şeyden
Kurtulan Bir Kimse Kurtulmuş Demektir