HAKİM el-Müstedrek |
MA’RİFETU’S-SAHABE |
2576- Abdullah'ın Çokça Soru Soran, Bilgili ve Çok iyi
Belleyen Bir Kalbi Vardı |
6352- * ... Bize
Abdurrezzak bildirdi, bize Ma'mer ez-Zühri’den şöyle dediğini bildirdi:
Muhacirler Ömer b. el-Hattab'a: İbn Abbas'ı çağırdığın gibi bizim çocuklarımızı
da çağır dedi. Ömer: O yaşlı olanların gencidir çünkü onun çokça soru soran bir
dili ve iyice belleyen bir kalbi vardır dedi.
6353- * ... Amr b.
Said’den, o Ebu Huseyn’den, bana İbrahim b. İkrime b.
Uyey tahdis edip dedi
ki: Ben ve Uyey b. Ya'la ile Said b. Cubeyr ile gidiyor ve İbn Abbas'a ben
nesebe dair soru soruyordum. Uyey, eyyamu'l-arap (Arapların önemli günleri)ne
dair soru soruyordu. Said b. Cubeyr de fetvaya dair soru soruyordu. Sanki biz
bir denizden avuçluyor gibi idik.
6354- ... Bize
Abdurrahman b. el-Asbahani tahdis etti. Bize Abdullah b. Şeddad tahdis edip
dedi ki: Abdullah b. Abbas dedi ki: Ey İbn Şeddad buna şaşmaz mısın? Köle, ben
kaylıdeye yatmak üzere yatağa çekilmişken bana geldi ve: İşte kapıda bir adam
var, sana (yanına gelmek üzere) izin istiyor dedi. (İbn Abbas) dedi ki: Ben de:
Bu saatte onun buraya gelmesine sebep olan bir ihtiyaçtan başka bir şey
değildir. Ona izin ver dedim. (İbn Abbas) dedi ki:
Adam girip şöyle dedi:
Sen bana şu adam hakkında haber vermez misin? Ben:
Hangi adam dedim. O Ali
b. Ebi Talib dedi. Ben, onun nesi hakkında dedim. O: Ölümden sonra ne zaman
diriltilecek dedi. Ben: Subhanallah kabirlerdekiler diriltilecekleri vakit o da
diriltilecek dedim. Şuna bak dedi. Ben senin de bu ahmakların dediğinin
aynısını söylediğini görüyorum. Ben: Bu adamı yanımdan dışarı çıkartınız. Asla
bu benim yanıma girmesin, aksi takdirde onu döveceğim dedim.
Bu, Buhari ve
Müslim'in şartına göre sahih bir hadistir.
Ravileri sikadır
6355- * ... Bize İbn Ebi
Ubeyde tahdis etti, bana babam el-A'meş'ten tahdis etti. O Ebu Salih'ten, o İbn
Abbas (r.a)’dan şöyle dediğini nakletti: Ömer b. elHattab'ın yanında
oturuyorduk. Derken ona bir mektup geldi: Kufe ehlinden bazıları Kur'an-ı
Kerim'i şöyle ve şöyle okudu diye yazıyordu. Allah'ın rahmeti üzerine olasıca
Allahu Ekber dedi. Ben: İhtilafa mı düştüler sordum. o: Of, sen nereden
bileceksin ki dedi. (İbn Abbas) dedi ki: Ve kızdı. Ben de evime gittim. (İbn
Abbas) dedi ki: Bundan sonra bana birisini gönderdi (ve çağırttı) ama ben ona
bir mazeret gösterdim (ve gitmedim). Bu sefer şöyle dedi: Sana and veriyorum
mutlaka gelmelisin dedi. Ben de yanına gittim. Ömer: Sen az önce bir şey
demiştin dedi. Ben: Estağfirullah bundan sonra böyle bir şeyi tekrar
etmeyeceğim dedim. O şöyle dedi: Önce söylediğin şeyi bana tekrar söylemen için
sana and veriyorum dedi. Ben şöyle dedim: Sen bana Kur'an'ı şöyle şöyle
okudular diye yazıldı dedin. Ben: İhtilafa (mı) düştüler dedim. Ömer şöyle
dedi: Peki, nereden anladın? Ben şu cevabı verdim: Sen: "İnsanlardan
öylesi vardır ki dünya hayatı hakkındaki sözü hoşuna gider ve o kalbinde olana
Allah'ı da şahit tutar." (el-Bakara, 204) buyruğunu "Allah ise fesadı
sevmez" (el-Bakara, 204) buyruğuna varıncaya kadar okudum. Bunu yaptılar
mı artık Kur'an sahibi (Kur'an'ı bilen bir kimse) buna sabredemez. Sonra sen:
"Ona Allah'tan kork denildiği zaman izzet (cahiliye kibiri) kendisini
günah işlemeye iter. İşte böylesine cehennem yeter. Gerçekten o ne fena
yataktır. İnsanlardan öylesi de vardır ki Allah'ın rızasını arayarak nefsini
(ona satar). Allah kullarına çok merhametlidir." (el-Bakara, 206-208)
buyruklarını okudun. (Ömer): Nefsim elinde olana yemin olsun ki doğru söyledin
dedi.
Ravileri sikadır
6356- * ... Bize
Abdulvaris b. Said tahdis etti, bize Ebu Kabisa Sukeyn b. Abdulaziz el-Mücaşiin
tahdis etti, bana Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr tahdis edip dedi ki: İbn Abbas,
Ömer (Allah hepsinden razı olsun) ile birlikte onun elini de tutmuş olduğu
halde iken Ömer: Kur'an-ı Kerim'in insanlar arasında yaygınlaştığını görüyorum
dedi. Ben şöyle dedim: Ey müminlerin emiri bunu (bu hali) sevmiyorum dedim.
(İbn Abbas) dedi ki: (Ömer) elini elimden hızla çekti ve: Neden? dedi. Ben de
şu cevabı verdim: Çünkü onlar Kur'an okudukları vakit tefrikaya düşerler. Ne
zaman da tefrikaya düşerlerse ihtilafa düşerler. Ne zaman ihtilafa düşerlerse
biri diğerinin boynunu vurur. (İbn Abbas) dedi ki: Beni bırakıp oturdu. Ben de
bir gün süreyle ondan ayrı kaldım. (Nasıl geçtiğini) Allah'tan başkası bilemez.
Daha sonra öğle vakti onun elçisi yanıma geldi ve: Müminlerin emirinin
çağrısına icabet et dedi. Ben de yanına gittim. Bana: Nasıl demiştin? dedi. Ben
de ona sözlerimi tekrar ettim. Ömer (r.a) şöyle dedi: Ben senin yerinde
olsaydım bunu insanlardan gizlerdim.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
2577- Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ibn Abbas (r.a)'a Öğretmesi