HAKİM el-Müstedrek |
GAZA VE SERRİYELER |
1716- Dımam b. Salebe'nin, Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'ın Yanına Gelmesi ve Müslüman Olması 1717- Dımam b. Salebe'nin islam Hidayetine çağırmak
Üzere Kavmine Geri Dönmesi |
4437- * ... Bana Muhammed
b. el-Velid b. Nuveyfi, İbn Abbas'ın azatlısı Kureyb’den tahdis etti. O İbn
Abbas (r.a)’dan şöyle dediğini nakletti: Sa'd b. Bekr oğulları Dımam b.
Salebe'yi Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın yanına gönderdiler. O
yanımıza geldi. Devesini mescidin kapısına çöktürdü ve onu bağladıktan sonra
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın huzuruna girdi. Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) da mescitte ashabı ile birlikte oturuyordu.
Dımam: Hanginiz Abdulmuttalib'in oğlu(nun oğlu)dur dedi. Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Abdulmuttalib'in oğlu(nun oğlu) benim" buyurdu.
Dımam:
Muhammed (sen misin?)
deyince, Allah Rasulü: "Evet" dedi. Dımam: Ey Muhammed! Ben sana soru
soracağım, soru sorarken de işi olabildiğince sıkı tutacağım. Bu sebepten ötürü
bana karşı içinden kötü bir şey hissetme. Çünkü ben içimde (kötü bir şey)
hissetmiyorum (kötü bir niyetim yok) dedi. Allah Rasulü:
"Hatırına ne
geliyorsa sor" buyurdu. Dımam şöyle dedi: Senin, senden öncekilerin ve
senden sonra geleceklerin ilahı olan Allah aşkına söylemeni istiyorum. Seni
bize Allah mı bir rasul olarak gönderdi? Allah Rasulü: "Allah'a yemin
olsun ki evet" buyurdu. Dımam: Senin, senden öncekilerin ve senden sonra
geleceklerin ilahı olan Allah aşkına söyle bana Allah mı sana yalnız kendisine
ibadet etmemizi, ona hiçbir şeyi ortak koşmamamızı, bu atalarımızın tapına
geldikleri putları ve ona denk koşulan ortakları bırakmamızı emretti.
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'a yemin olsun ki
evet" buyurdu. Sonra (Dımam) İslam'ın farzlarını birer birer sözkonusu
etmeye koyuldu. Namazı, zekatı, orucu, haccı, İslam'ın bütün farzlarını (tek
tek) sordu ve her bir farz ile ilgili olarak bundan öncekinde ona and verip
sorduğu gibi, and verip soruyordu. Nihayet sorularını bitirince şöyle dedi:
İşte şüphesiz ben de Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına ve şüphesiz senin
onun kulu ve Rasulü olduğuna şehadet ediyorum. Bu farzları eda edeceğim, bana
yasakladıklarından da uzak duracağım. Ne fazla, ne eksik yapmayacağım dedi
sonra da dönüp devesinin yanına gitti. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Dımam dönüp gidince: "Saçlarını ikiye bölüp bağlamış olan bu kişi eğer
samimiyetle sözünde durursa cennete girecektir" buyurdu. Dımam güçlü,
kuvvetli, gür saçlı, saçını ikiye bölüp bağlamış birisi idi. Sonra devesinin
yanına gidip devesinin bağını çözdü ve nihayet kavminin yanına gitti. Kavmi
onun etrafında toplanınca ilk sözleri Lat'a ve Uzza'ya ağır sözler söylemek
oldu. Kavmi ona: Sus ey Dımam! Barastan (Alaca hastalığından), cüzzam hastalığından,
delilikten (cinnet geçirmekten) kendini koru deyince şu cevabı verdi: Yazıklar
olsun sizlere o ikisinin de Allah'a yemin ederim ki ne zararları dokunur, ne de
faydaları. Şüphesiz Allah bir rasul gönderdi ve onun üzerine bir kitap indirdi.
Onun sayesinde sizi içinde bulunduğunuz halden kurtardı. Şüphesiz ki ben
Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına, Muhammed'in onun kulu ve Rasulü
olduğuna şehadet ederim ve ben onun yanından size, size vermiş olduğu emirleri
ve size yasaklarını getirerek geldim. Allah'a yemin ederim o gün onun huzuruna
gelen istisnasız bütün erkekler ve kadınlar hep Müslüman oldu. İbn Abbas (r.a)
dedi ki: Bu sebeple bizler Dımam b. Salebe (r.a)’dan daha faziletli, kavmi
tarafından gönderilen bir elçi duymadık.
Buhari ve Müslim
ittifakla Dımam'ın Medine'ye gelişini tahriç etmiş olmakla birlikte onlardan
hiçbirisi bu hadisi bu şekilde uzun uzadıya zikretmemiştir ve bu sahih (bir
hadis)tir.
Diğer Tahric: İmam
Ahmed, Müsned, 2254, 2380, 2381; Ebu Davud, 483 -muhtasar olarak-; Darimi,
Sünen, 658; Taberani, 8148-8151; Evsat, 7-8 -Mecmau'l-Bahreyn ve
Mecmau'z-Zevaid, r, 290'da belirtildiği gibi. Hadis sözü geçen kaynaklarda bu
haberin sahih olmasını gerektiren çeşitli şekil ve yollarla kaydedilmiştir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
1718- Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın Hacları ve Kendi Kurbanlık Develerini Eliyle
Kesmesi