HAKİM

el-Müstedrek

NEBİ VE RESULLER’İN TARİHİ

 

1566- ibrahim'in, Sare'nin, Lut'un ve Kavminin Durumları

 

4112- * ... Bize el-Vakidi tahdis edip dedi ki: Bize ulaşan habere göre İbrahim Şam topraklarına hicret edip, onu oradan kovalayıp çıkardıklarında o da Sare ile birlikte yola koyuldu. Sare ona şöyle demişti: Ben kendimi (sana) adamış bulunuyorum dedi. Allah da İbrahim'e onunla evlenmesini vahyetti. Bu ona ilk indirilen vahiydi. Lut da kavminden beraberinde bir grup kişi ile birlikte ona iman etti ve: "Doğrusu ben Rabbime hicret edeceğim dedi. Şüphe yok ki o azizdir, hakimdir." (el-Ankebut, 26) Sonra onu Babil topraklarından arz-ı mukaddese doğru çıkardılar. Nihayet Harran'a vardı, onu oradan da çıkardılar. Sonunda Ürdün'e kadar gittiler. Ürdün'de zorba (hükümdar) ardan bir zorba vardı. Nihayet Allah onu helak etti. Daha sonra İbrahim beraberinde Lut da bulunduğu halde Şam'a geri döndü. Allah Lut'a da peygamberlik verdi ve onu mutefikata bir rasul ve Allah'a davet eden birisi olarak gönderdi. Mu'tefikat ise beş şehir idi. En büyükleri Sedum idi. Sonra Amud, sonra Erum, sonra Sauf sonra da Saruf gelirdi. Bu şehirlerde yaşayanlar dört milyon insandı. Lut Sedum'a yerleşti. Aralarında yirmi küsur yıl kaldı. Onlara (ilahi) emirleri ve yasakları bildiriyor, işlemekte oldukları hayasızlıkları ve pislikleri terk etmeye çağırıyordu. Misafir ağırlamak İbrahim ve İsmail'e farz kılındığı gibi Lut'a da farz kılınmış idi. Çünkü onun kavmi kimseyi misafir edip, ağırlamıyorlardı. Ayrıca kadınları bırakarak alemler arasından erkeklere yaklaşıyorlardı. Bu sebeple Allah onları Kur'an-ı Kerim'de nebilerinin söylediği ifadeler ile ayıpladı ve: "Alemler arasından erkeklere yaklaşırsınız ha! Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi terk edersiniz demek." (Şuara, 165-166) buyurdu. Vehb dedi ki: Abdullah b. Abbas'ın zikrettiğine göre onları kadınları bırakıp, erkeklere yaklaşmaya iten şey şuydu: Onların hem evlerinde bahçe ve meyveleri olan ağaçları vardı, hem de evlerin dışında yolun üzerinde meyve veren ağaçları vardı. Bir seferinde onlar oldukça kuraklık, kıtlık ve açlık musibetine uğradılar. Biri diğerine: Sizin bu dışarıdaki mahsullerinizi yolculara vermeyip, alıkoyarsanız, bunlarla geçinebilirsiniz dediler. Kendi aralarında: Bunları nasıl engelleyebiliriz dediler, biri diğerine dönerek: Bu hususta yapacağınız uygulama şu olsun: Şehirlerinizde tanımadığınız bir yabancı olarak bulduğunuz kimselerin elindeki mallarını alınız, ona tecavüz ediniz ve onu çekip sürükleyiniz. Siz bunu yaptığınız takdirde sair kimseler sizin topraklarınıza ayak basmayacaktır. İblis onların yanına o bağların üzerinde insanların gördükleri en tatlı ve en güzel parlak bir çocuk kılığında geldi. Onu gidip yakaladılar, ona tecavüz ettiler, elindeki malları gasp edip onu sürüklediler. Sonra o gitti. Arkasından kim onlara gelirse mutlaka ona aynı şeyi yapıyorlardı. Böylelikle bu onların adeti haline geldi. Nihayet Allah onlara Lut'u peygamber olarak gönderince, Lut onların bu işi yapmaktan vazgeçmelerini söyledi. Azap ile onları korkutarak sakındırdı ve onlara böyle yapmasının sebebini (mazeretini) anlattı ve: "Kavmim sizler alemlerden sizden önce kimsenin işlemediği hayasızca bir işi yapmaktasınız." (el-Ankebut, 28) dedi sonra hadisin geri kalan kısmını İbn Abbas'tan zikretti.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

1567- Allah'ın Azabının Lut Kavminin Üzerine inmesi