HAKİM

el-Müstedrek

TEFSİR-2

Sened Sahih Olduğu halde NEBİ (s.a.v.)'in Buhari ve Müslimde Olmayan Kraatleri

 

1486- Münafikun Suresinin Nüzul Sebebi

 

3865, ... Bize İsraiL, es-Süddi'den bildirdi. O Ebu Said el-Ezdi'den (nakletti). Bize Zeyd b. Erkam (r.a.) tahdis edip dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte gazaya çıktık. Bizimle beraber Bedevilerden de bazı kimseler katılmıştı. Bu sebeple suya hangimiz erken varacak diye acele ediyorduk. Bedeviler (genellikle) bizden önce varıyorlardı. Herhangi bir bedevi arkadaşlarından önce varır, havuzu su doldurur, etrafını taşlarla çevirir ve arkadaşları gelinceye kadar da üzerini deri bir örtüyle kapatırdı. Ensardan bir adam bedevinin yanına gitti ve içsin diye devesinin yularını gevşetti. Ancak bedevi onun içmesine izin vermedi. (Ensardan olan kişi) bir taşı yerinden çekti ve (havuzdaki birikmiş su) taştı. Bedevi bir tahta parçası alıp onunla ensardan olanın başına vurdu ve başını yaraladı. Münafıkların başı Abdullah b. Ubey'in yanına giderek ona (durumu) haber verdi. Bu kişi İbn Ubey'in arkadaşlarındandı. Bu sebeple Abdullah b. Ubey kızdı sonra da: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın yanında bulunanlara etrafından dağılıp gidinceye kadar infak etmeyin dedi. - Bununla bedevileri kastediyordu.- Bedeviler de yemek vaktinde Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile konuşurlardı. Abdullah arkadaşlarına: Muhammed'in yanından dağıldıkları vakit yemek için siz Muhammed'in yanına gidiniz. O ve yanında bulunanlar yemeklerini yesinler. Sonra arkadaşlarına şöyle dedi: Medine'ye döndüğünüz zaman daha aziz (güçlü) olanlar, daha zelil olanları oradan çıkarsınlar.

Zeyd dedi ki: Ben de o sırada amcamın bineğinin üzerinde arkasında idim. Abdullah'ın sözlerini duydum. Biz onun dayıları olurduk. Ne söylediğini amcama haber verdim. Amcam da gidip Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'a durumu bildirince Allah Rasulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) İbn Ubey'e birisini gönderdi. O da (gelip böyle bir şey söylemediğine dair) yemin etti (sözlerini) inkar etti ve özür diledi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise onun dediğini tasdik etti, beni de yalanladı. Amcam yanıma geldi ve: Ben Rasulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) senden buğz etmesini, seni yalanlamasını istemezdim. Müslümanlar da seni yalanladılar. Bu sebeple kesinlikle hiç kimsenin karşı karşıya kalmadığı bir üzüntü beni kapladı. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte üzüntümden başımı önüme eğmiş olduğum halde bir seferde yol almakta iken Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanıma gelip kulağımı büktü ve yüzüme güldü. Bunun yerine bana ebedilik yahut dünyanın tamamı verilmiş olsaydı beni bu kadar sevindirmezdi. Sonra Ebu Bekr gelip bana yetişti ve: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sana ne dedi? diye sordu. Ben: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana bir şey demedi. Ancak kulağımı büktü ve yüzüme güldü dedi. Ebu Bekr: Sana müjdeler olsun dedi. Sonra Ömer bana yetişti ve Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sana ne dedi? diye sordu. Ona da Ebu Bekr'e söylediğimin aynısını söyledim. Sabah olunca Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Münafikün suresini: "Münafıklar sana geldiklerinde dediler ki: Şahitlik ederiz ki muhakkak sen Allah'ın Rasulüsün." (Münafikün, 1) buyruğunu:

"Rasulullah'ın yanındakilere infak etmeyin ta ki dağılıp gitsinler diyenler onlardır." (el-Münafikün, 7) buyruğuna kadar ve: "Elbette ki en şerefli ve güçlü (aziz) olan en hakir olanı oradan mutlaka çıkartacaktır." (el-Münafiklin, 8) buyruğuna kadar okudu.

 

Buhari ve Müslim bu hadisin Ebu İshak es-Sebii'nin, Zeyd b. Erkam’dan diye rivayet ettiği bir hadis olarak az bir kısmını tahriç etmişlerdir. Ayrıca Buhari, Ebu İshak'a mutabi' olan bir rivayeti Şu'be'nin, el-Hakem’den onun Muhammed b. Ka'b el-Kurazi'den, onun Zeyd b. Erkam'dan diye bir rivayeti de tahriç etmiş bulunmaktadır. Bu hadisi (bu şekilde) uzun olarak ise tahriç etmemişlerdir, senet sahihtir.

 

Diğer Tahric: Buhari, 4618; Müslim, 2772. Hakim'in zikredeceği üzere muhtasar olarak rivayet etmişlerdir ama bu hadisi bu şekilde uzun uzadıya Tirmizi,

Tefsir bölümünde münafikun suresi ile ilgili alakalı rivayetler bahsinde 3309, 331O'da; Nesai, es-Sünenu'l-Kübra'da 11594, 11597, 11598'de kısım kısım rivayet etmiştir. Ayrıca ed-Durru'l-Mensur, VI, 334'te gösterilen kaynaklara da bakınız.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

1482 (1487)- Teğabun Suresi  VE  "Kim Nefsinin Cimriliğinden Korunursa ... " (Haşr, 9) Açıklaması