HAKİM

el-Müstedrek

TEFSİR-2

Sened Sahih Olduğu halde NEBİ (s.a.v.)'in Buhari ve Müslimde Olmayan Kraatleri

 

1336- Kıyamet Gününde Her Kavme Mabudları Temsilen Gösterilecektir

 

3476- * ... Bize Abdusselam b. Harb tahdis etti, bize Yezid b. Abdurrahman Ebu Halid ed-Dalani bildirdi, bize el-MinMI b. Amr, Ebu Ubeyde’den tahdis etti. O Mesruk'tan, o Abdullah (r.a.)'tan şöyle dediğini nakletti: "Allah kıyamet gününde insanları bir araya toplayacaktır." (Devamla) dedi ki: "Bir münadi de şöyle seslenecektir: Ey insanlar! Sizi yaratan, rızıklandıran ve size suret veren Rabbinizin aranızdan her bir kimseyi dünyada iken veli (ilah) edindiği kimsenin velayetine (himayesine, tabiiyetine) vermesine razı değil misiniz?"(Devamla) dedi ki: "Uzeyr'e ibadet edenlere Uzeyr'in şeytanı görünür. Hatta onlara ağaç, sopa ve taş dahi temsil edilip gösterilir. İslam ehli olan kimseler ise diz çökmüş oldukları yerde kalacaklardır. Kendilerine: Sair insanların gittikleri gibi neden siz de gitmiyorsunuz denilecek, onlar: Bizim bir Rabbimiz var, henüz onu görmedik diyecekler. (Devamla) dedi ki: "Onu gördüğünüz takdirde Rabbinizi ne ile tanıyacaksınız? diye sorulacak. Onlar: Bizimle onun arasında (bizim onu kendisiyle tanıyacağımız) bir alamet vardır. Onu görürsek onu tanırız. O nedir? diye sorulacak, onlar:

Bacağın üzerini açacak diyecekler." (Devamla) dedi ki: "İşte o vakit bacağın üzeri açılacak." (Devamla) dedi ki: "Sırtında omurgası olan kimseler derhal secdeye kapanacaklardır. Geriye sırdarı ineklerin kuyruklarını andıran bir topluluk kalacak. Onlar secde etmek istedikleri halde secde edemeyeceklerdir. Sonra onlara emir verilecek, onlar da başlarını kaldıracaklar. Amellerine göre kendilerine nurları verilecek." (Devamla) dedi ki: "Kimisine nuru önündeki bir dağ gibi verilecek, kimisine nuru bundan fazla verilecek, kimisine nuru sağ tarafındaki hurma ağacı gibi verilecek, kimisine nuru sağ tarafında bundan daha az olarak verilecektir ta ki onların en sonuncuları nuru ayak başparmağı ucunda verilecek kimseler olacaktır. Kimi zaman aydınlatacak, kimi zaman sönecektir. Nuru (önünü) aydınlattığı takdirde ileri gitmesini sağlar, söndürüldüğü takdirde de dikilir, kalır. Böylece yol alınır ve Sıratın üzerinden geçerler. Sırat ise kılıcın keskin tarafı gibi kaygan mı kaygandır. Nurunuz kadarıyla kurtulunuz, denilecektir. Kimileri kayan bir yıldız gibi hızlıca gidecek, kimileri bir tayf gibi geçecek, kimileri rüzgar gibi geçecek, kimileri hızlıca yürüyen birisi gibi geçecek, kimisi koşar gibi yürüyecektir. Hulasa amelleri kadarıyla geçebileceklerdir. Nihayet nuru ayağının başparmağı üzerinde olan kişi de geçecektir." (Devamla) dedi ki: "Bir elini çekerken bir eli takılır, bir ayağını çekerken bir ayağı takılır. Ateş onun yanlarına vurur." (Devamla) dedi ki: "Sonunda varıp kurtulurlar. Kurtuldukları vakit: (Eyateş) seni bize gösterdikten sonra senden bizi kurtaran Allah'a hamd ederiz. Allah bize andolsun ki kimseye vermediğini vermiştir."

Mesruk dedi ki: Abdullah hadisin burasına geldi mi mutlaka gülerdi. Bir adam ona: Abdurrahman'ın babası bu hadisi defalarca naklettin ama bu hadisin burasına geldiğin her seferinde gülüyorsun. Abdullah şöyle dedi: Ben Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ı da bu hadisi defalarca söylerken dinledim. Hadisin burasına vardığı her seferinde şüphesiz onun ağzının iç tarafı görününceye kadar ve dişlerinden en son azı dişi görününceye kadar gülerdi. Buna sebep ise insanın: Sen alemlerin Rabbi olduğun halde benimle alay mı ediyorsun, diyecek olmasıdır. Allah da: Hayır ama ben buna gücü yetenim. Bu sebeple benden dileyiniz buyuracaktır. 

 

Bu Buhari ve Müslim'in şartına göre sahih bir hadis olmakla birlikte bu lafızIa bu hadisi tahriç etmemişlerdir.

 

Diğer Tahric: Taberani, el-Kebir, 9763; Beyhaki, el-Ba'su ve'n-Nuşur, 373. Hadisi Hakim uzun uzadıya tamamen IV, 590'da (8789 numaralı hadis olarak) zikredecektir. Mecmau'z-Zevaid, X, 243'te şöyle diyor: Hadisi Taberani çeşitli yollardan rivayet etmiştir. Bu yollardan birisinin ravileri Sahih'in ravileridir. O da sika bir ravidir.

Derim ki: Ebu Halid ed-Dalani sikadır. Bazen hata eder ve tedlis de yapar. Takrib'de belirtildiği üzere. Şu kadar var ki burada tahdisi açıkça zikretmiş bulunmaktadır. Hata etmesine gelince, Taberani'de Zeyd b. Ebi Uneyse'nin rivayeti ile ona mutabaat olunmuştur. Zeyd ise sika bir ravidir. Bu sebeple bu hadis bi zatihi hasen, li gayrihi sahihtir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Ayrıca Zehebi'nin orada (8789 numaralı hadis ile ilgili olarak) söyleyeceklerine de bakınız.

 

 

 

3477- *Bize Ebu'l-Abbas Muhammed b. Yakub tahdis etti. Bize Ahmed b. Abdulcebbar tahdis etti, bize Ebu Muaviye tahdis etti.

Bize Ebu Abdullah Muhammed b. Yakub da tahdis etti. Bize Muhammed b. Abdulvehhab tahdis etti. Bize Ya'la b. Ubeyd tahdis edip (Ebu Muaviye ile birlikte) dediler ki: Bize Abdurrahman b. İshak el-Kuraşi, en-Numan b. Sa'd’dan tahdis etti. O Ali (r.a)’den şu: "O günü (an) ki biz takva sahiplerini Rahman'ın huzuruna binekli olarak haşredeceğiz." (Meryem, 85) ayeti hakkında şöyle dediğini nakletmektedir: Allah adına yemin ederim ki, vefd (denilen temsilci heyet) asla ayakları üzerine haşredilmezler ve onlar ite kaka götürülmezler ama onlar yaratılmışların benzerini görmedikleri develer üzerinde geleceklerdir. Bunların üzerindeki semerleri altından, yularları zebercettendir. Cennetin kapılarını çalıncaya kadar bunlara binerek geleceklerdir.

 

Bu Müslim'in şartına göre sahih bir hadis olmakla birlikte Buhari ile bunu tahriç etmemişlerdir.

 

Diğer Tahric: Bk. Zevaidu'l-Müsned, I, 155; İbn Cerir, XVI, 96; ed-Durru'l-Mensur, IV, 285; el-Ba's, no: 55; Zehebi de şöyle demektedir: Abdurrahman'ın zayıf olduğunu söylemişlerdir. Ayrıca en-Numan ve Abdurrahmanuan Müslim rivayet almamıştır demiştir, Ayrıca bk. Mecmau'z-Zevaid, VII, 55 Abdurrahman sebebiyle zayıf olduğunu söylemiştir-ve İbn Kesir, Tefsir, V, 401

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

1337- "Rahman Nezdinde Ahid Almış Olanlar Müstesna" (Meryem, 87) Ayetinin Tefsiri