HAKİM el-Müstedrek |
TEFSİR-2 Sened Sahih Olduğu
halde NEBİ (s.a.v.)'in Buhari ve Müslimde Olmayan Kraatleri |
1284- ''... Esirler Alması Hiçbir Peygambere
Yaraşmaz" (Enfal, 67) Ayetinin Nüzulü |
3323- * ... Bize İsrail,
İbrahim b. Muhacir’den tahdis etti. O Mücahid’den, o İbn Ömer (r.a)'den şöyle
dediğini nakletti: (Bedir'de alınan) esirler hususunda Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Ebu Bekr ile istişare etti. Ebu Bekr: (Bunlar) senin kavmin
ve senin aşiretindir. Onları serbest bırak dedi. Ömer ile istişare edince Ömer:
Onları öldür dedi. (İbn
Ömer) dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) fidye karşılığında
onları serbest bıraktı. Aziz ve celil olan Allah da bunun üzerine:
"Yeryüzünde çokça savaşıp, zaferler kazanıncaya kadar esirler(inden fidye)
alması hiçbir peygambere yaraşmaz." (Enfal, 67) buyruğunu: "Artık
elde ettiğiniz ganimetten helal ve hoş yiyin." (Enfal, 69) buyruğuna kadar
indirdi. (İbn Ömer) dedi ki: Sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ömer ile
karşılaştı ve: "Sana muhalefetten ötürü neredeyse bize bir bela gelip
çatacaktı" buyurdu.
Bu senedi sahih bir
hadis olmakla birlikte Buhari ve Müslim bunu tahriç etmemişlerdir.
Diğer Tahric: Hadis
ed-Durru'l-Mensur, III, 366'da belirtildiği üzere bu lafızia Ebu Nuaym'ın,
Hilyetu'l-Evliya adlı eserinde yer almaktadır. Bundan farklı bir lafızia da
hadisi Hakim ve İbn Merduye'ye nispet etmiştir. Senedi kavidir. Zehebi'nin
Telhis'inde yer alan şekliyle (hadisteki son kelime):
"Bela"
şeklinde hemzedir. Ancak Hakim'in nüshalarındaki "el-bela" şekli
yapılan işin çirkin görülmesi anlamındadır. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
"Olması" anlamındaki (mealde alması) lafzının "tekunu"
şeklinde te ile kıraati Ebu Amr'ın kıraatidir. Diğerlerinin hepsi ise bunu
"yekunu" şeklinde ye ile okumuşlardır.
3324- * ... Bize
Ubeydullah b. Amr er- Rakki, Zeyd b. Ebi Uneyse’den tahdis etti. O Amr b.
Murre’den, o Hayseme’den şöyle dediğini nakletti: Sa'd b. Ebi Vakkas (r.a.)
birkaç kişi ile birlikte bulunuyordu. Ali'yi anıp ona ağır sözler söylemeleri
üzerine Sad şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın ashabı
hakkında yavaş olunuz. Çünkü biz Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte bir miktar dünyalık ele geçirmiştik. Bunun üzerine aziz ve celil olan
Allah da: "Eğer Allah'ın geçmiş bir yazısı olmasaydı aldığınıza karşılık
herhalde size büyük bir azap dokunacaktı." (Enfal, 68) buyruğunu indirdi.
Ben bunun Allah tarafından önceden bizim için takdir edilmiş bir rahmet
olacağını ümit ederim. Bu sefer aralarından birisi şöyle dedi: Allah'a yemin
ederim ki o sana buğz ediyor ve seni "burnu basık (yahut sinsi)" diye
adlandırıyordu. Bu sefer Sad gülmeye başladı hatta oldukça fazla güldü sonra da
şöyle dedi: Bazen kişi kendisiyle kardeşi arasında meydana gelen bir hadise
sebebiyle kalbinde olumsuz duygu besleyemez mi? Sonra da bu hal o kişinin
emanetine zarar vermez (deyip) bir başka söz daha söyledi.
Diğer Tahric:
ed-Durru'l-Mensur, III, 368'de İbn Ebi Hatim, İbn Merduye ve İbn Asakir
tarafından rivayet edildiğini belirtmektedir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
1285- Berae
(Tevbe) Suresinin Başına Neden "Bismillahirrahmanirrahim" Yazılmadı