HAKİM

el-Müstedrek

TEFSİR-2

Sened Sahih Olduğu halde NEBİ (s.a.v.)'in Buhari ve Müslimde Olmayan Kraatleri

 

1253- Uhud Gazvesi

 

3217- ... Bize Abdurrahman b. Ebi'z-Zinad babasından tahdis etti. O Ubeydullah b. Utbe’den, o İbn Abbas'tan şöyle dediğini nakletti: Uhud günü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'a yardım edildiği (ve zafer verildiği) gibi hiçbir yerde yardım edilmiş değildir. (Ubeydullah) dedi ki: Buna tepki gösterince İbn Abbas şöyle dedi: Benimle buna tepki gösterenler arasında (hakem) Aziz ve Celil Allah'ın kitabıdır. Şüphesiz Aziz ve Celil Allah Uhud günü hakkında şöyle buyurmaktadır: "Muhakkak Allah size verdiği sözünü aynen yerine getirmiştir. Hani o zaman onun izniyle onları öldürüyordunuz." (Al-i İmran, 152) İbn Abbas dedi ki: (Ayette geçen öldürme fiilinin mastarı olan) el-hass: öldürmek demektir."Nihayet sevmekte olduğunuzu size gösterdikten sonra yılgınlık gösterdiniz, verilen emir hakkında çekiştiniz, isyan ettiniz. İçinizden kiminiz dünyayı istiyor, kiminiz de ahireti istiyordu. Sonra sizi sınamak için sizi onlardan geri çevirdi. Bununla beraber sizi affetti. Allah sizlere lütufkardır." (Al-i İmran, 152) Bununla ane ak (tepeye yerleştirilmiş) okçuları kastetmektedir. Şöyle ki Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları bir yere yerleştirdikten sonra şöyle buyurmuştu: "Bizim arkamızı koruyunuz. Bizim öldürülmekte olduğumuzu görseniz dahi bizim yardımımıza gelmeyiniz. Ganimet aldığımızı görürseniz bize ortak olmak üzere gelmeyiniz." Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ganimet alıp da müşriklerin karargahına kadar vardıklarında okçuların hepsi yerlerinden ayrıldı. Onlar da karargaha girerek ganimet toplamaya koyuldular. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın ashabının safları birbirleriyle karşılaştı. Onlar -ellerinin parmaklarını birbirine geçirerek- işte böyle olmuş ve iç içe girmişlerdi. Okçular içinde bulundukları o yeri ihlal edip gediği açınca (müşrik) süvariler aynı yerden Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın ashabının üzerine girdiler. Birbirlerine vurdular, birbirlerine girip karıştılar. Müslümanlardan çok sayıda kimse öldürüldü. Günün ilk saatleri Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın lehine idi. Hatta müşriklerin sancağının etrafında bulunanlardan yedi yahut dokuz kişi öldürülmüştü. Müslümanlar dağa doğru bir hamle yapmış olmakla birlikte insanların el-ğarr (mağara) dedikleri yere kadar ulaşamamışlardı.

 

Ancak (Uhud dağındaki) el-Mihras denilen (suyun) alt tarafına varabilmişlerdi. Şeytan yüksek sesle: Muhammed öldürüldü diye bağırdı. Bunun doğru olduğu hususunda hiç şüphe etmediler. Bizler bu şekilde onun öldürülmüş olduğundan şüphe etmez bir halde iken Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) es-Sadeyn arasında çıktı. Onu yürürken öne doğru eğilmesinden tanıdım. (İbn Abbas) dedi ki: O kadar çok sevindik ki sanki başımıza gelen o musibet gelmemiş gibi idi. (İbn Abbas devamla) dedi ki: Bizim bulunduğumuz yere doğru çıktı. Bu arada şöyle diyordu: "Nebilerinin yüzünü kanatan bir kavme Allah'ın gazabı çok çetindir." (İbn Abbas) dedi ki: Bir diğer seferinde de: "Allah'ım onların bizden daha yukarı bir yere çıkmalarına imkan yoktur (olmasın)" diyordu. Nihayet yanımıza geldi. (İbn Abbas devamla) dedi ki: Bir süre durduktan sonra bir de baktık ki Ebu Süfyan dağın alt tarafında yüksek sesle: Yücel Hubel, yücel Hubel diyor -yani tanrılarını kastediyordu- Ebu Kebşe'nin oğlu (Nebi -s.a-'ı kastediyor) nerede? Ebu Kuhafe'nin oğlu nerede? Hattab'ın oğlu nerede? Ömer: Ey Allah'ın Rasulü ona cevap vermeyeyim mi? dedi. Allah Rasulü: "Ver" buyurdu. Ebu Süfyan: Yücel Hubel deyince, Ömer: En üstün ve en yüce Allah'tır dedi. Ebu Süfyan: Ey Hattab'ın oğlu bugün susmak günüdür dedi sonra tekrar: Ebu Kebşe'nin oğlu nerede? Ebu Kuhafe'nin oğlu nerede? Hattab'ın oğlu nerede? dedi. Ömer de şu cevabı verdi: İşte bu Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), işte bu Ebu Bekir ve işte ben de Ömer'im dedi. Ebu Süfyan: Bugün Bedir'e karşılıktır. Günler döner durur, zafer de yer değiştirir deyince, Ömer: Hayır, bir değildir (her şey) bizden ölenler cennette, sizden ölenler ateştedir dedi. Ebu Süfyan şu cevabı verdi: Sizler böyle iddia ediyorsunuz. Dediğiniz gibi olursa biz gerçekten hüsrana uğradık demektir. Sonra Ebu Süfyan şöyle dedi:

Sizden kimi ölenlere müsle yapılmış olduğunu göreceksiniz (bazı azalarının kesildiğini göreceksiniz) ama bu ileri gelenlerimizin bu görüşü ileri sürmelerinin bir sonucu olmadı. Sonra cahiliye taassubu onu etkisi altına alarak şöyle dedi: Ama bu olduktan sonra da bundan rahatsız değiliz.

 

Bu senedi sahih bir hadis olmakla birlikte Buhari ve Müslim bunu tahriç etmemişlerdir.

 

"Allah şiddetli bir şekilde gazap etmiştir. .. " cümlesi Buhari, 3846'da yer almaktadır. Hadis tamamıyla Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2609; Taberani, el-Kebir, 10731; İbn Kesir, Tefsir, 1, 412'de garib bir hadistir. Hayret verici bir anlatımdır dedikten sonra şunları söylemektedir: Bazı bölümlerinin Sahih'te şahitleri vardır. Mecmau'z-Zevaid, VI, 111 de de: Abdurrahman b. Ebi'z-Zinad zayıfbir ravi olmakla birlikte sika olduğu da söylenir demektedir. ed-Durru'l-Mensur, II, 149öa zikredilerıler dışında hadisin İbnu'l-Münzir, İbn Ebi Hatim, Delailu'n-Nubuvve'de Beyhaki tarafından da rivayet edildiğini belirtmiştir. Ayrıca bk İbn Kesir, Siret, III, 48; Delailu'n-Nubuvve, III, 269 

 

 

 

3218- ... Bize Hammad b. Seleme, Sabit'ten tahdis etti. O Enes'ten, o Ebu Talha el-Ensari (r.a.)'dan şöyle dediğini nakletti: Uhud günü başımı kaldırarak bakmaya koyuldum. Uyuklamalarından ötürü aralarında kalkanı altında sallanmayan hiçbir kimse yoktu. İşte aziz ve celil olan Allah'ın: "Sonra o kederin ardından (Allah) üzerimize bir güven, bir uyuklama indirdi." (Al-i İmran, 154) ayeti bunu anlatmaktadır.

 

Diğer Tahric: Tirmizı, 3194 -Tuhfetu'l-Ahvezi- senedi sahihtir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

1254- Şehitlerin Ruhları Cennetin ırmaklarına Gidip Su içen Bir Kuşun Karnındadır