HAKİM

el-Müstedrek

TALAK

 

1175- Efendisi Vefat Eden Um Veled'in iddeti

 

2890- ... Bize Said, Matar’dan tahdis etti. O Reca b. Hayve’den, o Kabisa b. Ebi Zueyb’den, o Amr b. el-As (r.a)'dan şöyle dediğini nakletti: Um Veled hakkında Nebimiz Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın sünnetini bizim için karma karışık etmeyin. Böyle birisinin efendisi vefat ettiği takdirde beklemesi gereken iddet dört ay on gündür.

 

Bu Buhari ve Müslim'in şartına göre sahih bir hadis olmakla birlikte bunu tahriç etmemişlerdir.

 

Diğer Tahric: Ebu Davud, 2308; İbn Mace, 2083; İbn Hibban, Sahih, 4300; Ebu Ya'la, Müsned, II, 343/a; İbn Ebi Şeybe, Musannef, V, 162; Darakutni, Sünen, III, 309; İmam Ahmed, Müsned, IV, 203. Hasen bir hadistir ama Hafız İbn Hacer, İmam Ahmed'den Müsned'inde münker bir hadis (olduğunu söylediğini) nakletmektedir.

 

 

 

2891- * ... Bize Abdurrahman b. Yezid b. Cabir, Suleym b. Amir elKunai’den tahdis etti. Bana Ebu Umame el- Bahili (r.a) tahdis edip dedi ki:

Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ı şöyle buyururken dinledim: "Ben uykudayken yanıma iki adam geldi, beni pazılarımdan tutup çıkılması oldukça zor bir dağa götürdüler. Bana: Tırman dediler, ben buna tırmanmaya gücüm yetmez dedim. Bana: Biz onu sana kolaylaştıracağız dediler. Ben de tırmanmaya başladım. Nihayet dağın tepesine vardığımda oldukça şiddetli sesler duymaya başladım. Bu sesler ne oluyor? dedim. Onlar bu cehennem ehlinin feryatlarıdır dediler. Sonra beni alıp gittiler. Bu sefer topuklarından asılmış, ağızlarının kenarları yırtılmış ve ağızlarından kan akan bir toplulukla karşılaştım. Bunlar ne oluyor? dedim. Bunlar oruç açmaları kendilerine helal olmadan önce oruçlarını açan kimselerdir dedi(ler). Sonra yine beni alıp götürdüler. Bu sefer en ileri derecede şişmiş, en kötü derecede kokan ve en kötü görünüşlü bir topluluk gördüm. Bunlar kimdir? dedim. Onlar zina eden erkekler ve kadınlardır dedi(ler). Sonra yine beni alıp götürdü(ler). Bu sefer göğüslerini yılanların soktuğu kadınlar ile karşılaştım. Bunların hali neden böyle? dedim. Bunlar sütlerini çocuklarından esirgeyip, onları emzirmeyenlerdir dedi(ler). Sonra yine beni alıp götürdü(ler). Bu sefer iki nehir arasında oynayan çocuklarla karşılaştım. Bunlar kimdir? dedim. Bunlar müminlerin (küçükken ölmüş bulunan) çocuklarıdır dedi(ler). Sonra yüksekçe bir yeri gördüm. Kendilerine ait bir şaraptan içen üç kişiyle karşılaştım. Bunlar kimdir? dedim. Bunlar Cafer b. Ebi Talib, Zeyd b. Harise ve Abdullah b. Revaha'dırlar dedi(ler). Sonra bir yüksekçe yer daha gördüm. Yine üç kişi ile karşılaştım. Bunlar kimdir dedim. Bunlar İbrahim, Musa ve İsa (a.s.)'dır, seni beklemektedirler dedi(ler)."

 

Bu Müslim'in şartına göre sahih bir hadis olmakla birlikte Buhari ile bunu tahriç etmemişlerdir. Buhari, Selim b. Amir dışında bütün ravilerinin rivayetini delil göstermiştir. Müslim ise onun rivayetini delil göstermiştir.

 

Diğer Tahric: Senedi sahihtir. Taberani, el-Kebir, 7665, 7666, 7667; Müsnedu'ş-Şamiin, 577,1966; İbn Huzeyme, Sahih, 1986; İbn Hibban, Sahih, 1800; Beyhaki, İsbatu Azabi'l-Kabr, 98. Ayrıca bk. Hakim, Müstedrek, i, 409; Mecmau'z-Zevaid, r, 77

 

 

 

2892- * ... Bana İsmail b. Muhammed b. Sabit b. Kays b. Şemmas babası Muhammed’den tahdis ettiğine göre onun babası Sabit b. Kays, Abdullah b. Ubey'in kızı Cemile'den, Muhammed'e hamile iken ayrıldı. Cemile onu doğurunca kendi sütünden onu emzirmeyeceğine dair yemin etti. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Muhammed'in getirilmesini istedi. Ağzına tükürdü ve bir acve hurmasını çiğneyip, ezdikten sonra ağzına çaldı (tahnik) ve ona Muhammed adını vererek: "Onu zaman zaman buraya getir. Şüphesiz Allah ona rızık verecektir" buyurdu. Birinci, ikinci, üçüncü gün onun yanına gittim. Bir de baktım ki Araplardan bir kadın Sabit b. Kays'ı soruyor. Ben ondan ne istiyorsun? Sabit benim dedim. Kadın: Bu gece rüyamda onun adı Muhammed olan bir oğlunu emziriyor gibi gördüm dedi. Sabit: İşte ben Sabit'im, bu da benim oğlum Muhammed dedi. (Sabit) dedi ki: Onun üzerindeki elbisesi sıksan süt çıkacak halde idi.

 

Bu senedi sahih bir hadis olmakla birlikte Buhari ve Müslim bunu tahriç etmemişlerdir.

 

Diğer Tahric: Zeyd ile onun dedesi bir dereceye kadar meçhuldürler (hadis rivayeti ile pek tanınmamıştırlar). Hadisin zahiri mürsel olduğunu göstermektedir.

 

 

 

2893- ... Bize Şibl b.Abbad, İbn Ebi Necih'ten şöyle dediğini tahdis etti:

Ata dedi ki: İbn Abbas (r.a) dedi ki: Bu ayet kadının yakınları nezdindeki iddet beklemesini ne sh etmiştir. Kadın istediği yerde iddetini bekleyebilir. Kastettiğim de yüce Allah'ın: "Çıkarılmaksızın" (el-Bakara, 240) buyruğudur. Ata dedi ki: Kadın arzu ederse akrabaları yanında iddetini bekler ve ona vasiyet edilen yerde kalmaya devam eder. Dilerse de yüce Allah'ın: "Şayet (evlerinden) çıkarlarsa artık onların kendileri hakkında ... yaptıklarından dolayı size bir vebal yoktur." (el-Bakara, 240) buyruğu dolayısıyla dilerse çıkabilir. Ata dedi ki: Sonra miras (hükümlerini belirten ayetler) geldi ve (kadının kocasının evinde iddet beklemesi demek olan) sükna hakkını ne sh etti, artık iddetini dilediği yerde bekleyebilir.

 

Bu Buhari'nin şartına göre sahih bir hadis olmakla birlikte bunu tahriç etmemişlerdir.

 

Diğer Tahric: Buhari, 4257; Ebu Davud, 2298; Nesai, VI, 200. Hadis ile ilgili değerlendirmesinde Hakim yanılmıştır.

 

 

 

2894- Bize Fakih Ebu Bekr İsmail b. Muhammed Rey'de haber verdi. Bize Muhammed b. el-Farac el-Ezrak tahdis etti, bize Haccac b. Muhammed tahdis edip dedi ki:

Bana İbn Cureyc de haber verdi. Bana Ebu'z-Zubeyr'in tahdis ettiğine göre o Cabir b. Abdullah'ı şöyle derken dinlemiştir: Yoksul bir kadın (cariye) ensardan birisine gelerek: Efendim beni fuhşa zorluyor dedi. Bunun üzerine yüce Allah'ın: "Cariyelerinizi fuhuş yapmaya zorlamayın." (Nur, 33) ayeti nazil oldu.

 

Bu Müslim'in şartına göre sahih bir hadis olmakla birlikte bunu tahriç etmemişlerdir.

 

Diğer Tahric: Ebu Davud'un 23 ı ı 'deki lafzı da böyledir. Hadis Müslim, 3029'da buna yakın olarak zikredilmiştir. Hadis ile ilgili değerlendirmesinde Hakim yanılmıştır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Köle azadı