HAKİM el-Müstedrek |
MENASİK [HAC] |
648- Yürüyerek Hac Etmenin Fazileti |
1735- * ... Bize İsa b.
Sevade, İsmail b. Ebi Halid'den tahdis etti. O Zazan'dan şöyle dediğini nakletti:
İbn Abbas oldukça ağır bir hastalığa yakalandı. Çocuklarını çağırıp bir araya
topladıktan sonra dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ı şöyle
buyururken dinledim: "Kim Mekke'den başlayıp, Mekke'ye geri dönünceye
kadar yürüyerek hac edecek olursa, Allah ona her bir adım karşılığında yediyüz
hasene yazar. Bunların her bir hasenesi de Harem hasenatı gibidir." Harem
hasenatı nedir? diye soruldu: "Her bir hasene yüz bin haseneye
bedeldir" buyurdu.
Bu senedi sahih bir
hadis olmakla birlikte Buhari ve Müslim bunu tahriç etmemişlerdir.
Diğer Tahric: Hadisi
Ebu Ya'la, Bezzar, Taberani, el-Kebir ve el-Evsat'ta, Sahih'inde İbn Huzeyme ve
Beyhaki rivayet
etmişlerdir. Hafız İbn Hacer, Ebu Ya'la'nın isnadı hakkında: Senedinde adı
verilmemiş bir kimse vardır demektedir. İsa b. Sevade de İsmail'den, o
Zazan'dan, o İbn Abbas'tan -İbn Huzeyme ve Hakim'de olduğu gibi- ona mutabaat
etmiştir.
Beyhaki de şöyle
demektedir: İsa meçhul bir ravidir. Busiri ise: Hadis munkatıdır demektedir.
İbn Huzeyme, İsa b. Sevade hakkında şüphe uyandırıcı ifadeler kullanmış, Zehebi
Telhis'inde Sahih değildir, yalan olacağından korkarım demiştir. İsa hakkında
da Ebu Hatim: Hadisi münkerdir demektedir. Bk. İbn Hacer, el-Metalibu'l-Aliye,
106ı; Heysemi, Mecmau'z-Zevaid, III, 209; Beyhaki, es-Sünenu'l-Kübra, X, 78;
Taberani, el-Kebir, III, 169/1; İbn Adiy, r, 161; ed-Dulabi, el-Kuna, II, 13
1736- ... Bize Ebu
Kurra, Musa b. Ukbe'den tahdis etti. O Nafi'den, o İbn Ömer (r.a)'den şöyle
dediğini nakletti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) terviye
(zulhiccenin sekizinci günün)den bir gün önce insanlara bir hutbe verir ve
onlara hac ibadetinin menasikini öğretirdi.
Bu senedi sahih bir
hadis olmakla birlikte Buhari ve Müslim bunu tahriç etmemişlerdir.
Diğer Tahric: Beyhaki,
es-Sünenu'l-Kübra, V, lll; İbn Huzeyme, Sahih, 2793
1737- ... Bize Ebu
Kudeyne, Yahya b. el-Muhelleb el-Beceli, el-A'meş'ten tahdis etti. O
el-Hakem'den, o Miksem'den, o İbn Abbas (r.a)'dan rivayet ettiğine göre Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mina'da beş vakit namaz kıldı,
Bu Buhari'nin şartına
göre sahih bir hadis olmakla birlikte Buhari ve Müslim bunu tahriç
etmemişlerdir.
Diğer Tahric: Tirmizi,
2514 (doğrusu ise 879 ve 880'dir -çeviren-ı; İbn Huzeyme, Sahih, 2799 hasen bir
hadistir. Hadis bu manada Ebu Davud, 1911; İbn Mace, 3004'te de yer almaktadır.
[Özellikle Tirmizt'nin numaralarını verdiğimiz hadislerinden anlaşıldığına göre
sözkonusu bu beş vakit namaz Arafat inişinden sonra ve Müzdelife'ye geldikten
sonra Mina'ya gelip kalınması ile alakalı değildir. İbn Abbas'ın 879 numaralı
hadiste açıkça belirttiği gibi: "Rasulullah (s.a bizlere Mina'da öğle,
ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarını kıldırdıktan sonra sabahleyin Arafafa
gitti" demektedir. -Çeviren-]
1738- * ... Bize Yahya
b. Said, el-Kasım b. Muhammed'den bildirdi. O Abdullah b. ez-Zubeyr'den şöyle
dediğini nakletti: Haccın sünnetlerinden birisi de imamın öğle, ikindi, akşam,
yatsı namazı ve (ertesi günün) sabah namazını Mina'da kıldıktan sonra
sabahleyin Arafat'a gitmesi ve kendisi için takdir edilmiş olan yerde kaylule
yapmasıdır. Nihayet güneş zevale erdikten sonra (hac emiri) insanlara hutbe
verir. Sonra öğle ve ikindi namazlarını bir arada kılar. Sonra güneş batıncaya
kadar Arafat'ta vakfe yapar. Sonra Arafat'tan ifada eder, Müzdelife'de yahut
Allah'ın takdir buyurduğu yerde (akşam ile yatsı namazlarını) kılar. Sonra
sabah iyice aydınlanıncaya kadar cem'de (Müzdelife'de) vakfe yapar ve güneş
doğmadan önce Müzdelife'den (Mina'ya gitmek üzere) ayrılır. Büyük cemreye taş
attıktan sonra kadınlara yaklaşmak ve koku sürünmek hariç (ihram dolayısıyla)
kendisine haram olan her şey helal olur ta ki Beyti ziyaret edinceye kadar.
(Ziyaret tavafından sonra da kadınlar ve koku sürünmek de helal olur.)
Buhari ve Müslim'in şartına
uygun bir hadis olmakla birlikte bunu tahriç etmemişlerdir.
Diğer Tahric: İbn
Huzeyme, Sahih, 2800; Beyhaki, es-Sünenu'l-Kübra, V, 122 hakkında hiçbir şey
söylemeksizin; Hadis mevkuf, Sahih bir hadistir; Mecmau'z-Zevaid, III, 2S0'de
belirtildiği üzere hadisi Taberani el-Kebir'de uzunca rivayet etmiş
bulunmaktadır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: