HAKİM

el-Müstedrek

İMAMET VE CEMAATLE NAMAZ

 

394- Namazda Teşehhüd

 

1019- ... Bize Abdulaziz b. Muhammed, Hişam b. Urve'den tahdis etti. O babasından rivayet ettiğine göre Ömer b. el-Hattab, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın minberi üzerinde insanlara hutbe verirken onlara namazda nasıl teşehhüdde bulunacaklarını öğreterek şöyle diyordu: Biriniz teşehhüd ettiği vakit şöyle desin: İsimlerin en hayırlısı olan Allah'ın adıyla! Her türlü egemenlik, ebedilik, bütün salih ameller ve hoş ve güzel sözler yalnız Allah'ındır. Selam sana ey Nebi, Allah'ın rahmet ve bereketleri de. Selam bize ve Allah'ın salih kullarına. Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına, onun ortağı bulunmayan bir ve tek olduğuna, Muhammed'in de onun kulu ve Rasulü olduğuna şehadet ederim. Ömer (devamla) dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)’dan sonra kendinizden başlayarak Allah'ın salih kullarına selam getirin.

 

Bu Müslim'in şartına göre sahih bir hadistir. Benim onu zikredişimin sebebi, senedimize tanıklık eden şahitler ile ilgili olarak öngördüğümüz şarta uygun olarak şahitlerinin bulunmasından dolayıdır.

 

 

 

1020- * ... Bize el-Velid b. Müslim tahdis etti, bize İbn Lehia, Cafer b. Rabia'dan tahdis etti. O Yaküb b. Abdullah b. el-Eşec'den. Bana Avn b. Abdullah tahdis edip dedi ki: Abdullah b. Abbas elimden tutarak onun içerisine teşehhüd(ün kelimeleri)ni sayarak şöyle dedi: Ben Ömer b. el-Hattab'ın benim elimi tuttuğu gibi senin elini tuttum. Ömer de şöyle demişti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elimden tuttuğu gibi ben de senin elini tuttum ve elimin içerisine teşehhüdü (kelimelerini) saydı: "Mülk ve ebedilik, her türlü salavat ve dua, hoş ve temiz sözler, bütün salih ameller yalnız Allah'ındır."

 

Hadisi buna yakın olarak zikretti. Teşehhüdün baş tarafındaki fazlalık olan "Allah'ın adıyla ve Allah ile" ibaresi ile Buhari'nin şartına göre sahihtir.

 

 

 

1021- Bize Ebu'l-Abbas Muhammed b. Yaküb tahdis etti, bize Esid b. Asım el-Asbahani tahdis etti, bize Bekr b. Bekkar tahdis etti, bize Eymen b. Nabil tahdis etti, bize Ebu'z-Zubeyr Cabir'den şöyle dedi diye tahdis etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kur'an-ı Kerim'den bir sureyi bize öğretir gibi teşehhüdü öğretiyordu: "Allah'ın adıyla ve Allah ile mülk ve beka yalnız Allah'ındır ... " Ebu'l-Abbas dedi ki: Sonra hadisi sonunda: "Allah'ım ben senden cenneti İsterim, cehennem ateşinden de sana sığınırım" ibaresini ekleyerek hadisin geri kalan kısmını zikretti.

 

Diğer Tahric: Nesai, II, 243; İbn Mace, 902; Nesai: Biz bu hadiste Eymen'e herhangi bir kimsenin mutabaat ettiğini bilmiyoruz. Ayrıca el-Leys senedinde ona muhalefette bulunmuştur. Eymen ise zayıf kabul edilecek bir tarafı bulunmayan bir ravidir. Bk. Suyuti'nin Nesai Şerhi, II, 243

 

 

 

1022- Bize Fakih Ebu Bekr, Ahmed b. Süleyman haber verdi, bize Ebu Kilabe tahdis etti.

Bize Ebu Bekr Ahmed b. İshak başkaları ile birlikte tahdis edip dediler ki:

Bize Ebu Müslim tahdis etti. (Ebu Kılabe ile) dediler ki: Bize Ebu Asım tahdis etti, bize Eymen b. Nabil tahdis etti, bize Ebu'z-Zubeyr, Cabir b. Abdullah'tan şöyle dediğini tahdis etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize Kur'an-ı Kerim'den bir sureyi öğretir gibi teşehhüdü öğretiyordu: "Allah'ın adı ile Allah ile beka ve her türlü mülk yalnız Allah'ındır. Bütün dualar ve salih ameller de yalnız Allah'ındır. Selam sana ey Nebi! Allah'ın rahmet ve bereketleri de, selam bizlere ve Allah'ın salih kullarına. Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şehadet ederim. Muhammed'in onun kulu ve Rasulü olduğuna da şahitlik ederim. Allah'tan cenneti diler, cehennem ateşinden ona sığınırız."

 

Hakim dedi ki: Eymen b. Nabil sika bir ravidir. Buhari onun rivayetini delil göstermiştir. Ben Ebu'l-Hasen Ahmed b. Muhammed b. Seleme'yi şöyle derken dinledim: Osman b. Said ed-Darimi'yi şöyle derken dinledim: Ben Yahya b. Main'i kendisine Eymen b. Nabil'e dair soru sorarken: O sika bir ravidir derken dinledim.

Bunun Müslim'in şartına göre sahih oluşuna gelince,

 

 

 

1023- Bunu da bize Hafız Ebu Ali tahdis etti, bize Abdullah b. Kahtabe es-Suleyhi tahdis etti, bize Muhammed b. Abdula'la tahdis etti, bize elMutemir b. Süleyman tahdis etti, bize babam Ebu'z-Zubeyr'den tahdis etti. O Cabir'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den hadisi buna yakın olarak nakletti.

 

Ben Hafız Ebu Ali'yi, İbn Tahtaba'nın sika olduğunu söylerken dinledim.

Ancak o hadiste hata etmiştir. Çünkü hadis önceden de zikrettiğimiz gibi elMutemir tarafından Eymen b. Nabil'den diye rivayet edilmiştir.

 

Allah Muhammed'e ve onun bütün aline salM eylesin.

 

Diğer Tahric: Bir önceki hadisin aynısıdır. Hakim hadisin lafzını zikretmemektedir. Eğer bu lafızda

"Allah'ın adı ile" var ise Nesai'nin bu hadisin münferid olduğuna dair söylediği görüşü reddediyar demektir. Şu kadar var ki açıkça görülen Hakim'in de dikkat çektiği gibi onun yanılmış olduğudur.

 

 

 

1024- Bize Ebu Muammer Abdullah b. Ömer tahdis etti, bize Abdulvaris b. Said tahdis etti, bize Huseyn el-Muallim, Abdullah b. Bureyde'den tahdis etti. O Hanzala b. Ali'den, o Mihcen b. el-Edra’dan kendisine tahdis edip şöyle dediğini nakletti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mescide girdi. Bir adamın namazını kılmış, teşehhüd etmekte ve teşehhüdünde şunları söylemekte olduğunu gördü:

Allah'ım ben senden bir ve tek, doğmamış ve doğurmamış, samed ve hiç kimsenin dengi ve benzeri olmadığı Allah hakkı için, günahlarını bana bağışlamanı dilerim. Şüphesiz ki sen gafursun, rahimsin diyordu. Bunun üzerine (Rasulullah s.a): "Ona mağfiret olundu, ona mağfiret olundu, ona mağfiret olundu" buyurdu.

 

Bu Buhari ve Müslim'in şartına göre sahih bir hadis olmakla birlikte bunu tahriç etmemişlerdir.

 

Diğer Tahric: Taberimi, el-Kebir, XX, 703, 704; İmam Ahmed, Müsned, IV, 338; Ebu Davud, 970; Nesai, III, 52

 

 

 

1025- Bize Ebu'l-Abbas Muhammed b. Yakub tahdis etti, bize Abdurrahman b. Amr ed-Dımaşki tahdis etti, bize Ahmed b. Halid el-Vehbi tahdis etti, bize Muhammed b. İshak tahdis etti.

Bana Kadı Yahya b. Mansur da haber verdi, bize el-Huseyn b. Muhammed b. Ziyad tahdis etti, bize Abdullah b. Said el-Kindi tahdis etti, bize Yunus b. Bukeyr, Muhammed b. İshak'tan tahdis etti. O Abdurrahman b. el-Esved'den, o babasından, o Abdullah'tan şöyle dediğini nakletti: Teşehhüdü gizlice (açıktan okumayarak) getirmen sünnettendir.

 

Bu Müslim'in şartına göre sahih bir hadis olmakla birlikte Buhari ile bunu tahriç etmemişlerdir,

 

Diğer Tahric: Ebu Davud, 986; Tirmizi, 291. Hadis daha önce i, 870'de (870 numaralı hadis olarak) geçmiş bulunmaktadır.

 

 

 

1026- Bize Ebu İshak İbrahim b. Muhammed b. Yahya tahdis etti, bize İmam Ebu Bekr Muhammed b. İshak tahdis etti, bize Ebu'l- Ezher tahdis etti -ve ben bu hadisi onun asıl nüshasından yazdım-, bize Yakub b. İbrahim b. Sa'd tahdis etti. Bana babam İbn İshak'tan şöyle dedi diye tahdis etti: Müslüman bir kimse namazını kılarken,Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e salavat getirmesi hususunda Muhammed b. İbrahim, Muhammed b. Abdullah b. Zeyd b. Abdi Rabbih'den de tahdis etti. O Ebu Mesud Ukbe b. Amr’dan şöyle dediğini nakletti: Bir adam gelerek Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın önünde oturdu. Biz de onun huzurunda idik. Adam: Ey Allah'ın Rasulü!Sana nasıl selam vereceğimizi biliyoruz. Peki, bizler -Allah sana salat getirsin- namazımızı kılarken sana salavat getirecek olursak nasıl salavat getirelim? dedi. (Ebu Mesud) dedi ki: Allah Rasulü o kadar sustu ki keşke bu adam ona soru sormasaydı diye temenni ettik. Sonra şöyle buyurdu: "Sizler bana salavat getireceğiniz vakit şöyle deyiniz: Allah'ım ümmi Nebi Muhammed'e ve Muhammed'in aline, İbrahim'e ve İbrahim'in aline salat eylediğin gibi, salat eyle. Ümmi Nebi Muhammed'e, Muhammed'in aline, İbrahim'e ve İbrahim'in aline bereket ihsan ettiği gibi bereket ihsan eyle. Şüphesiz sen hamidsin (her türlü övgüye layık olansın), mecidsin (şanı en yüce olansın.)"

 

Bu Müslim'in şartına göre sahih bir hadis olmakla birlikte Buhari ile namazlarda Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ye salavatın getirileceği zikredilerek tahriç etmemişlerdir.

 

Diğer Tahric: Müslim, 405; Ebu Davud, 980; Nesai, III, 45; Tirmizi, 3220; Beyhaki, es-Sünenu'l-Kübra,

II, 146; İbn Hibban, Sahih, 1958. Hadis Müslim'de yer almakla birlikte "Ümmi Nebi" lafzı ile geçmemektedir. Bu Ebu Davud'un lafzıdır. Bunun namazda söyleneceğine gelince (Hakim'in) zikrettiği gibi sözkonusu edilmemiştir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

395- Namazdan Sonra Duanın Adabı