HAKİM el-Müstedrek |
TAHARET |
230- Kan Akmasından Dolayı Namazın Bozulmadığı |
572- *Bize Ebu'l-Abbas Muhammed b. Yaküb tahdis etti, bize Ahmed b. Abdulcebbar tahdis etti, bize Yunus b. Bukeyr
tahdis etti, bize Muhammed b. İshak
tahdis etti. Bana Sadaka b. Yesar
-Seleme el-Abraş'ın adını verdiği şekliyle Akil b. Cabir'in
kendisi olan- İbn Cabir'den
tahdis etti. O Cabir b.
Abdullah'tan şöyle dediğini nakletti: Nahr
tarafındaki Zatu'r-Rika
gazvesinde Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile birlikte çıktık. Müslümanlardan
bir adam, müşriklerden bir adamın karısını ele geçirdi. Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
gazadan geri dönünce o esnada orada bulunmayan kadının kocası geldi. Kendisine
durum haber verilince, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ashabı arasında kan dökmedikçe işin arkasını bırakmayacağına dair yemin etti.
Bu sebeple Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'ın izini
takip etmek üzere yola koyuldu. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir
yerde konaklayarak: "Bu gece içimizden bizi koruyacak adam kim"
buyurdu. Muhacirlerden bir adam, ensardan da bir adam
öne çıkarak: BizizEy Allah'ın Rasulü
dediler. O: "Yolun ağzında durunuz" buyurdu. (Cabir)
dedi ki: Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ve ashabı ise vadiden yola doğru
inmişlerdi. İki adam yolun ağzına çıkıp gidince ensardan
olan kişi, muhacirden olan kimseye sen uyurken benim nöbet tutmamı istediğin
gecenin hangi bölümüdür? dedi. Muhacirden olan zat: Gecenin ilk bölümünde sen
benim yerime nöbet tut dedi ve muhacirden olan kişi yatınca ensardan
olan kişi de kalkıp namaza durdu. (Cabir) dedi ki: O
kadının kocası geldi. Adamın karartısını görünce, onun diğerlerinin öncüsü (ve
bekçisi) olduğunu anladı. Ona bir ok attı. Ok ensardan
olan zata saplandı. Oku çıkartıp (bir kenara) koydu ve kendisi ayakta sebat
edip namaz kılmaya devam etti. Sonra ona bir ok daha attı, o ok da ona isabet
etti. O oku da çıkartıp (kenara) koydu, ayakta sebat edip namazına devam etti.
Ona üçüncü bir defa dönüp ok attı. O oku da ona isabet ettirdi. Ensardan olan kişi oku çıkartıp (kenara) koydu, sonra rüküa vardı. Sonra arkadaşını uyandırarak: Kalk otur, sana
saldırılıyor deyince, o da yerinden kalktı. Adam ikisini görünce kendisinin
fark edildiğini anlayıp kaçtı. Muhacir kişi ensardan olan
kişinin kanlarını görünce: Subhanallah! Niçin sana
ilk oku attığında beni uyandırmadın? dedi. Ensardan
olan kişi: Bir sure okuyordum onu bitirmeden yarıda kesmek istemedim ama bana
ok atmayı sürdürünce ben de rüküa vardım, seni
uyandırdım. Allah'a yemin ederim eğer Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın bana korumamı emretmiş olduğu bir yol ağzını korumasız
bırakmayacak olsaydım, ben o sureyi bitirmeden yahut onu kesmeden kendisi benim
nefesimi kesecekti.
Bu senedi sahih bir
hadistir. Müslim, Muhammed b. İshak'ın rivayet ettiği
birtakım hadisleri delil göstermiştir. Akil b. Cabir
b. Abdullah el-Ensari ise iki kardeşi Muhammed ve Abdurrahman'dan durumu daha iyi birisidir. Bu oldukça dar
bir sünnettir. Bizim imamlarımız bu hadis dolayısı ile kan'ın hadesin çıktığı yerin dışında bir yerden çıkmasının abdest almayı gerektirmediği kanaatine sahip olmuşlardır.
Diğer Tahric: Ebu Davud,
198'de hadisi -son kısmı dışında- tamamen rivayet etmiştir. Hadis İbn Hibban, Sahih, 1096; İmam Ahmed, Müsned, III, 343; Darakutni, Sünen, i, 223; Beyhaki,
es-Sunenu'l-Kübra, I, 140; İbn Huzeyme, Sahih, 36'da
zikretmektedir. Ravilerden Akil pek sika birisi
değildir.
573- Bize Ebu Bekr b. İshak
haber verdi, bize Abdullah b. Muhammed bildirdi, bize İshak
tahdis etti, bize Vehb b. Cerir bildirdi, bize babam tahdis
edip dedi ki: Ben Muhammed b. İshak'ı şöyle derken
dinledim: Bana Sadaka b. Yesar, Akil b. Cabir'den haber verdi. O Cabir'den,
o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
hadisi buna yakın olarak nakletti.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: