HAKİM

el-Müstedrek

İLİM

 

145- Sonradan Uydurulmuş Herşey Bid'attir,

Her Bid'at ise Bir Dalalettir

 

338- Bize Ebu'z-Zekeriyya Yahya b. Muhammed el-Anberi tahdis etti, bize Ebu Abdullah Muhammed b. İbrahim el-Abdi tahdis etti, bize Musa b. Eyyub en-Nasibi ile Safvan b. Salih ed-Dımaşki tahdis edip dediler ki: Bize el-Velid b. Müslim ed-Dımeşki tahdis etti, bize Sevr b. Yezid tahdis etti. Bana Halid b. Madan tahdis etti, bana Abdurrahman b. Amr es-Sülemi ile Hucr b. el-Kelai tahdis edip dediler ki: Hakkında yüce Allah'ın: "Bir de sana kendilerine binek temin etmen için gelip de 'size bir binek bulamıyorum' dediğin zaman (cihat için) harcayacak bir şey bulamadıklarından üzülerek gözleri yaş döke döke geri dönen kimselere de (bir sorumluluk yoktur)." (Tevbe, 92) buyruğunun nazil olduğu kimselerden birisi olan el-İrbad b. Sariye'nin yanına giderek ona selam verdik ve sana hem ziyaretçiler, hem de bir şeyler alıp yararlanmak isteyen kimseler olarak geldik dedik. Bu sefer el-İrbad şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gün sabah namazını kıldırdıktan sonra bize döndü. Bize öyle beliğ (özlü) bir öğüt verdi ki ondan dolayı gözler yaşardı, kalpler titredi. Bir kişi: Ey Allah'ın Rasulü! Bu veda eden bir kimsenin öğüdüne benziyor. Bize ne tavsiye buyurursun deyince, şöyle buyurdu: "Size Allah'a karşı takvalı olmanızı, Habeşli bir köle dahi olsa dinleyip, itaat etmenizi tavsiye ediyorum. Çünkü aranızdan yaşayacak olan kimseler çok ihtilaflar görecektir. Benim sünnetime ve hidayete erdirilmiş raşid halifelerin sünnetine sımsıkı sarılmaya bakınız. Bu sünnete azı dişlerinizle sımsıkı yapışınız. Sonradan ortaya çıkan işlerden de uzak durunuz. Çünkü sonradan çıkartılan her bir şey bid'attir ve her bir bid'at dalalettir."

 

Bunlardan birisi de Yahya b. Ebi'l-Muta el-Kuraşi'dir:

 

 

 

339- Bize Ebu'l-Abbas Muhammed b. Yakub tahdis etti, bize Ahmed b. İsa b. Zeyd et-Tilnisi tahdis etti, bize Amr b. Ebi Seleme et-Tilnisi tahdis etti, bize Abdullah b. el-Ala b. Zeyd, Yahya b. Ebi'l-Muta'dan bildirip dedi ki: el-İrbab b. Sariye es-Sulemi'yi şöyle derken dinledim: Bir sabah vakti Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aramızda ayağa kalktı. Bize öyle bir öğüt verdi ki ondan dolayı kalpler titredi, gözler yaşardı. (el-İrbat) dedi ki: Biz: Ey Allah'ın Rasulü! Veda etmek isteyen kimsenin öğüdü gibi bize öğüt verdin. O halde bize tavsiyede bulun dedik. Şöyle buyurdu: "Allah'a karşı takvalı olmaya dikkat ediniz." Zannederim şöyle de buyurdu: "Dinleyip, itaat etmeye de (dikkat ediniz). Benden sonra oldukça şiddetli -yahut çok- ihtilaflar göreceksin. O halde benim sünnetime ve hidayete erdirilmiş halifelerin sünnetine sımsıkı sarılmaya bakın. O sünneti azı dişlerinizle kavrayın. Sonradan ortaya çıkmış şeylerden sakının çünkü her bir bid'at daIMettir."

 

 

340- Bu rivayette mutabaatta bulunanlar birisi de Ma'bed b. Abdullah b. Hişam el-Kuraşi'dir. Ancak ona ulaşan yol bu kitabın şartına uygun olmadığından ötürü onu bıraktım. Ben bu hadisin sahih olduğunu tespit etmek için içtihadımın beni götürdüğü şekli ile oldukça ileri derecede çaba gösterdim. Hadis imamlarının imamı olan Şube'nin Abdullah b. Ata'nın, Ukbe b. Amir'den hadisi hakkında dediğine göre o bu hadisi incelemek için Basra'ya, KUfe'ye, Medine'ye ve Mekke'ye (mektup) yazdı. Daha sonra hadisin dönüp dolaşıp Şehr b. Havşeb'e vardığını görünce onu terk etti. Sonra Şube şunları söyledi: Benim için Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'dan bunun gibi bir hadisin sahih olarak ulaşmış olmasını ben babamdan, çocuğumdan ve bütün insanlardan daha çok severim. İşte bu hadisin sahih olduğu ortaya çıkmış bulunmaktadır. Allah'a hamdolsun, Allah Muhammed'e ve onun bütün aline salat eylesin.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

146- ilmi Dört Kişide Arayınız