EL-ESNA Fİ ŞERHİ ESMAİLLAHİ’L-HÜSNA VE SIFATİHİL ULYA |
34. BÖLÜM |
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Muhakkak ki Allah'ın 99 ismi vardır. Kim bunları
ezberlerse cennete girer" buyurunca alimler de bu isimleri sayma konusunda
izahlarda bulununca bende bu sayı konusunda -Kerim olan Allah'ın lütfu ile- bir
payım olsun istedim.
Bazı alimlerimiz dediler
ki (Hadiste "ezberleme" şeklinde tercüme ettiğimiz) ihsa kelamda üç
mertebe üzere gelir.
1- Sayı: Yüce Mevlanın,
"Her şeyi bir bir saymıştır" buyruğu buna örnektir (Cin, 28)
2- Kavrama manası:
3- Bunlarla amel etmeye
güç yetirme: Dedi ki: Allah Teala'dan ümit dilen kim bu ihsa türlerinden birine
hasıl olursa niyeti de.,halis ise onu cennete koymasıdır. Ancak birinci mertebe
ashabul-yemin'in, ikinci mertebe sabikiyn'in (öne geçenler), üçüncü mertebe de
sıddıklarındır.
Derim ki? Vehhab ve
Kerim olan Allah'tan bu isimleri araştırmada, ezberlemede ve ilmiyle meşgul
olmada bizleri ashabü'l-yemin'den kılmasını ümit ediyoruz.
Daha önce söylediğimiz
gibi "ihsa" mertebelerinden biri bu isimleri araştırıp tespit
etmektir. Nitekim bazı alimler der ki? "Kim bu isimleri 'ihsa'
ederse" buyruğunun manası şudur: Kur'an'ı baştan sona okuyup, okurken bu
isimlerin hepsini tespit etsin. Binaenaleyh şöyle demiş gibidir: Kim Kur'an'ı
ezberler ve okursa cennete girmeyi hakeder.
Hattabi (rahimehullah)
der ki: Ebu Abdullah ez-Zübeyri bu görüşe benzer bir kanaat bildirmiştir. Bu
tevili ile Allah'ın isimlerinİn hepsinin Kur'an'da bulunduğunu belirtmiştir.
Daha önce aktardığımız üzere bu isimleri Kur'an'da araştırmış ve 113 isim
olduğunu tespit etmiştir. Bu isimleri söz verdiğimiz gibi alfabetik olarak
şöyle sıralarız:
Elif Harfi:
Allah, Allahumme, İlah,
Ahad, Evvel. Bazı vecihlere göre AL, İL, Ahiz, Eazz, Esra, Ahlam, Ecell, Akdar,
Evsa, Ekser, Ekrem, A'lem, Ekrab, Ahsen, Asdak, Ekber, A'la, Ebka, ehlut-Takva
ve ehlul-mağfire, Amir, Ebid, Amin, el-Emin.
Be harfi:
Baki, Batin, Basir, Bedi,
Bari, Bed, Berid, Basit, Bais, Baliğ-u emrih, Baadi', Bediy, Badı, Burhan.
Ta harfi:
Tevvab, Tamm.
Se harfi:
Akleşi (rahimehullah)
dedi ki: Se harfiyle başlamış bir isim varid olmamıştır. "Sabit"
ismi, Kur'an'da eserde varid olmamıştır. Her ne kadar bazı dualarda övgü
sadedinde söylense de böyledir. Allah, sultanı sabit olandır, ilmi sabit
olandır.
Cim harfi:
Celil, Cebbar, Cami,
Cevad, Cail, Cemil, Cabir
Ha harfi:
Hakem, Hakim, Hayy,
Hakk, Hafız, Hafiz, Hamid, Hasib, Halim, Hennan, Hafiy, Hayiyy
Hı harfi: (sert he)
Habir, Halik, Hallak,
Hafid, Halif, Haber, Hafiyy
Dal harfi:
Daim, Dehr, Deyyan,
Dafi, Dai
Zal harfi:
Zül-Celal ve'l-ikram,
Zül-fadl, Zü't-Tavl, Zü'l-Mearic, Zü'l-Arş, Zü'l-kuvve, Zü'r-Rahme,
Zü-Rahmetin vasia Zü
mağfire, Zü İkab, Zari, Zat. Tirmizrde: "Ya zel-hiyel eş-Şehid" Ey
şiddetli, büyük kuvvetin sahibi.
Ra harfi:
Rahman, Rahim, Rauf,
Rakib, Raşid, Reşid, Razik, Rezzak, Rafi, Refiu'd-Deracaat, Rabb, Rafik,
Ramadan, Ratik, Razi, Rabi'.
Ze harfi:
Zekiy. İbn Berracan bu
ismi zikretmiştir. Zari' İbn'ul-Arabi zikretmiştir.
Ta harfi:
Tahir, Talib, Tayyib,
Tabib.
Za harfi:
Zahir
Kef harfi:
Kebir, Kerim, Kaşif,
Kain, Kamil, Kenz, Akleşi dedi ki: Sıfatlar için "Kamil" Allah'ın
sıfatı olarak herhangi bir eserde varid olmamıştır. Olsa manası
"Tamm" ile aynı olurdu. Zira Allah'ın zatı tamdır. Fiilleri tamdır,
kamildir.
Lam harfi:
Latıf
Mim harfi:
Mevcud, Mabud, Mezkur,
Münşi, Musavvir, Mükevvin, Muhric, Mucid, Mubdi, Mubtedi, Muhdis - Melik, Meliik,
el-Melik, Malikul-müluk, Malikul-Mülk, Mecid, Macid, Mütekebbir, Muktedir,
Muhsi, Muhit, Mümin, Müheymin, Muksit, Mukit, Metin, Mübin, Münir, Mucib,
Müstecib, Münadi, Münaci, Muğis, Meni, Meliy, Muti, Muğni, Mani, Muizz, Muzill,
Mukaddim, Muahhir, Mubdi, Muid, Muhyi, Mumit, Müntekim, Muhsin, Mihsan,
Mufaddıl, Mennan, Müstean, Müdebbir, Müeyyid, Mükellim, Mütekellim, Mübrim,
Münzir, Mursal, Münezzil, Muhlik, Mu'dim, Muazzib, Mubğid, Muad, Musa'ir,
Mubli, Mübteli, Mumtehin, Müteveffi, Mübki, Mükrim, Murahhir, Müeyyil, Musi',
Mahid, Muhin, Mukallib'ul-kulub, Musarrif, Müsebbit, Mücris-sehab, Müstehzi,
Makir, Mudill, Mutimm-u Nurih, Musalli, Mümrız, Musihh, Müdavi, Muhayyır,
Muallim, Müyessir, Müsehhil, Müsterzik, Mütekeffil.
Nun harfi:
Nur, Nafi, Nasir, Nazir,
Nazif, Nimel-Mevla, Nime'n-Nasir, Nahi.
Sad harfi:
Samed, Sabur, Sadık,
Sani, Sahib.
Dad harfi:
Dar.
Ayn harfi:
A'lim, Alim, Allam,
Aliyy, Aziz, Adl, Alüvv, Azim, Asım, Adüvv, Amil.
Gayn harfi:
Gafir, Gafür, Gaffar,
Galip, Gayur, Gadban.
Fe harfi
Fettah, Fail, Fe'aal,
Faricü'I-hemm, Fakk, Fatır, Falik, Fatık, Fatin, Ferd.
Kaf harfi:
Kadir, Kaviy, Kayyum,
Kaim, Kahir, Kahhar, Kuddüs, Kabıd, Karib, Kadim, Kadi, Kabil'ut-Tevbe, Kail.
Sin harfi:
Sami, Semi, Selam, Seyyid,
Seriu'l-hisab, Seriu'l-ikab, Sahir, Sahıt, Sittir, Sadis-u Hamse, Satir,
Settar.
Şin harfi:
Şey, Şehid, Şakir,
Şekür, Şedid'ul-İkab, Şafi, Şefi.
He harfi:
Hadri, Akleşi
(rahimehullah) dedi ki: Allah'ın isimlerinden Kur'an'da veya hadiste Hadi
isminden başka he ile başlayan bir isim yoktur. Bazı Alimler ise isimler
arasında, Hü, Heva'yı zikretmiştir.
Derim ki: Dördüncü bir
isim vardır. O da "Hazimul-Ahzab" ismidir.
Vav harfi:
Vahid, Vacid, Vasi',
Vekil, Vali, Vedud, Vehhab, Varis, Vitr, Vafi, Veliy
Lam-elif harfi:
Akleşi (rahimehullah)
der ki: İsimler içinde lam-elif ile başlayan yoktur. Derim ki: La ilahe
illallah vardır. Süfyan, isimler arasında saymıştır. Konunun izahı gelecektir.
Ya harfi:
Bu harf ile başlayan
isim yoktur. Ancak bazı alimlerin, "Yasin" için dedikleri vardır. Bu
da sure başlarında yer alan diğer isimler gibi Allah'ın ismidir demişlerdir. Bu
harflerde 14 tanedir: Elit, ha, ra, ta, kef, lam, mim, nun, sad, ayn, kaf, sin,
he, ya.
İbn Abbas (r.a.)'tan
rivayet edildiğine göre dedi ki: Bunlar birer yemindir. Allah bunlara yemin
etmiştir. Aynı zamanda Allah'ın isimlerindendir. Kur'an'daki huruf-ı mukattaa
Allah'ın ism-i azamıdır. Ancak bizler bunun terkibini (sıralamasını)
bilmemekteyiz.
Şöyle denildi ki: Bunlardan
her bir kelime hart toplamıyla beraber Allah'ın ismidir.
Buna göre, "elif,
lam, mim" Allah'ın ismidir. Aynı şekilde, "elif, lam, mim, sad",
"elif, lam, ra", "elif, lam, mim, ra", "kef, ha, ya,
ayn, sad", "ta, ha", "ta, sin, mim", "ta, sin",
"sad", "ha, mim", "ha, mim, ayn, sin, kaf",
"kaf, nun" birer isimdir.
Bu görüşe göre bu
isimlerin her biriyle Allah'a nida edilir ve dua edilir.
"Ya elif, lam,
mim", "ya kef, ha", "ya ayn, sad", "ya ta,
ha", "ya ya, sin" diye dua edilir, nida yapılır. Allah'ın diğer
isimleri gibidir.
Şa'bi, Süfyan es-Sevri
ve muhaddislerden bir gurup şöyle demişlerdir:
Bunlar Kur'an'ın
sırrıdır. Allah'ın her kitabında bir sırrı vardır. Dolayısıyla bunlar manasını
yalnız Allah'ın bildiği müteşabih kabilindendir. Bunlar hakkında konuşmamak
gerekir. Bilakis geldiği haliyle iman ederiz.
Derim ki: Bu görüş Ebü
Bekr, Ömer, Osman, Ali ve ibn Mes'üd'dan aktarılmıştır. Dediler ki: Hurüf -I
mukatta tefsiri bilinmeyen ilmi gizlenmiş konulardır. Bu görüş doğruya daha
yakındır. Bunun dışında görüşler de dile getirilmiştir. Bu görüşleri
"el-Cami' li-ahkami'l-Kur'an" kitabına Bakara suresinin başında
aktardık.
Derim ki: Kur'an, Sünnet
ve ümmetin alimlerinin sözlerinde tespit ettiğim isimler bunlar. Ancak şu var
ki, bu isimlerden bazıları duaya, niyaza, bir şey talep ederken zikredilmeye
uygun değildir. Dua etmeye niyazda bulunmaya, yakarmaya uygun olan isimler
Kur'an'da ve Sünnette zikredilmiş veya isim olduğunda ümmetin icması bulunan
isimlerdir. İcma da isimler konusunda Kur'an'ın nassı, Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'den mütevatir nakil ile sabit bir delildir. Bu isimler de şunlardır:
Allah, Allahümme, ilah,
Vahid, Samed, Rab, Rahman, Rahim, Melik, Malik, Melik, Kuddüs, Selam, Mümin,
Müheymin, Aziz, Cebbar, Mütekebbir, Halik, Bari, Müsavvir, Gaffar, Kahhar,
Vehhab, Rezzak, Fettah, Alim, Kabıd, Basit, Hafıd, Raafi, Muizz, Mücill, Semi',
Basir, Hakem, Adl, Latif, Habir, Hakim, Azim, Gafir, Gaffar, Gafür, Şekur,
Şakir, Aliy, Kebir, Hafiiz, Mukit, Muğis, Gayyas, Hasib, Celil, Kerim, Rakib,
Mücib, Vasi, Halim, Vedud, Mecid, Bais, Şehid, Hakk, Kefil, Vekil, Kaviy,
Metin, Veliy, Hamid, Muhsi, Mübdi, Muid, Muhyi, Mümit, Hayy, Kayyum, Ahad,
Macid, Vacid, Kadir, Muktedir, Mukaddim, Muahhir, Evvel, Ahir, Zahir, Batın,
Vaali, Müteali, Berr, Tevvab, Afüvv, Rauf, Zül-Celal vel-İkram, Züt- Tavl,
Zü'l-Fadl, Zu'r-Rahme, Zü'l-Arş, Zü'l-Kuvve, Zü-Mağfire, Mukait, Cami, Ganiy,
Muğni, Mani, Daarr, Nafi, Nür, Hüda, Bedi, Baki, Varis, Reşid, Hennan, Mennan,
Şafi, Kafi, Daim, Muli, Basir, Mübin, Cemil, Sadık, Muhit, Karib, Vaki, Kaşif,
Ni'mel-Mevla, Ni'men-Nasir, Kabilu't-Tevb, Şedid'ül-ikab,
Seriul-Hisab,
Refi'ud-deracat, Muhsin, Mufdil, Mün'im, Feaal, Müstean, Refiik, Kaim,
Mükevvin, Ferd, Mukallibul-Kulub, Müsarrif v.b nitekim bu isimlerin beyanı ilerde
gelecektir.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'ın dualarında bundan başka isimler de varid olmuştur. Örneğin
Müslim'in rivayetine göre bedir günü şöyle dua etmiştir. Allah'ım! (Ey) kitabı
indiren, bulutları yürüten orduları hezimete uğratan! Onları hezimete uğrat,
onlara karşı bizlere zafer ihsan eyle"
Gece namazının
iftitahında şöyle dua ettiği de sabittir: Allahım! (Ey) Cibril'in, Mikail'in,
İsrafil'in Rabbi! Gökleri ve yeri yaratan, gayb ve şehadeti (gizli ve açık her
şeyi) bilen ...
Yoluculukta da şöyle dua
ederdi: "Allah'ım! Yolculukta sahip (yoldaş) ailede halef ( emanet edilen)
sensin"
İbn Abbas (r.a.)'tan
rivayet edildiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın bir gece
namazı bitirdikten sonra şöyle dua ettiğini işittirmiştir. "Allah'ım! Ben
ihtiyacımı sana arzediyorum. Görüşümün, bakış açımın noksanlığından, amelimin
zayıflığından rahmetine muhtacım. Senden niyaz ediyorum, ey işleri gören,
yerine getiren! Ey göğüslerde olana şifa olan! Denizleri bir engel ile birbirinden
ayırdığın (herbirini diğerinden koruduğun) gibi beni ateşin azabından helak
olmayı temenni etmekten, kabirlerin fitnesinden koru.
"Allah'ım! Büyük,
şiddetli, doğru işin sahibi! Senden tehdit gününde emniyet niyaz ediyorum.
Ebedilik gününde mukarreb, olanlarla şahitler, rükü, secde halinde olanlarla
ahidlerine vefa gösterenlerle beraber cennetini niyaz ediyorum. Şüphesiz ki sen
Rahim'sin, Vedud'sun ve muhakkak ki sen dilediğini yaparsın."
Aynı hadiste şu da
geçer: "İzzeti üstüne alıp kendine tahsis eden ne yücedir. Mecd (şeref ve
yüceliği) giyip onunla lütuf ta bulunan ne yücedir! Kendisinin başkası tesbihe
yakışmayan ne yücedir! Lütuf ve nimetlerin sahibi ne yücedir! Celal ve ikramın
sahibi ne yücedir!" Tirmizi rivayet etmiş ve "Bu garip bir
hadistir" demiştir.
Duada şöyle de rivayet
edilmiştir: Ey kırık kemikleri cebreden (kaynatan). Ey ümitsiz yoksulu zengin
kılan. Ey zincirlere vurulmuş esiri çözüp serbest kalmasına yol açan.
İstiska hallerinde şöyle
demek de caizdir: Allah'ım! Sıhhat veren hastalığı takdir eden, tedavi eden
tabib olan sensin! Ancak "ey tabib" demeye gelince bu caiz olmaz.
Çünkü bu dua adabına aykırıdır. Aynı şekilde niyaz isimlerinden olmayan isimler
de böyledir.
Sonraki sayfa için aşağıdaki
link’i kullan: