EL-ESNA

Fİ ŞERHİ ESMAİLLAHİ’L-HÜSNA

VE SIFATİHİL ULYA

 

33. BÖLÜM

 

Kadı Ebu Bekr b. Arabi (rahimehullah) dedi ki: Ebu Hamid el-Gazzali (rahimehullah) dedi ki: Alimlerden isimleri araştırıp cemetme işiyle meşgul olmuş pek kimse bilmiyorum. Bildiğim bir tek Mağrib hafızlardan Ali b. Hazm (rahimehullah) diye bir alim. Diyor ki: Kitap ve sahih sünnette yer alan seksen isim tespit ettim. Geriye kalanlar ictihad yoluyla haberlerden tespit edilmelidir. Zannediyorum isimlerin sayıldığı hadis ona ulaşmamıştı. Ulaşmışsa da senedini pek sağlam görmedi. Çünkü o hadis yerine sahih haberlerde dağınık şekilde zikredilen isimleri tespite çalışmıştır.

 

Akleşi (rahimehullah) der ki: Ebu Hamid (rahimehullah)'in, elMaksadü'l-esna kitabında. Ebu Muhammed b. Hazm'den aktardığı bu hususu el-Muhalla bi'l-asar fi şerhi'l-Mücella'da zikretmiştir. Dedi ki: Buhari de bize Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)'den rivayet etti. (dedi ki) Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: Muhakkak ki Allah'ın doksan dokuz ismi vardır. Yüzden bir eksik. Bunları ezberleyen cennete girer.

 

Allah Teala da buyuruyor ki: "Onlar, sizin ve atalarınızın onlara verdiği isimlerden başka değildir."(Necm, 23) Buna göre sahih olan şudur ki: Hiç kimse için Allah Teala'ya, kendine vermiş olduğu isimlerden başka isim vermesi caiz değildir. İsimlerinin doksan dokuzdan fazla olmayacağı da sabittir. Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Yüzden bir eksik" buyurmuştur. Burada ziyade olmasını nefyetmiş iptal etmiştir. Ancak Allah Teala'dan fiilleriyle haber verilebilir. 99 ismin sayısı hakkında hadisler gelmiş ancak rivayetleri muztariptir. Hiç birisi sahih olmaz. Bu isimler ancak Kur'an'dan ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'tan gelen sahih rivayetlerden alınır. Sayıları da şu aktaracağımız miktara gelmiştir:

 

Allah, Rahman, Rahim, Alim, Hakim ... (s. 68)

 

Akleşi (rahimehullah) dedi ki: Bunlar, İbn Hazm'ın Kur'an'dan ve sahih eserlerden cemettiği 84 isimdir. İçinde TirmizI'nin rivayetinde olan birçok isim vardır. Bir sıfattan türetilen birçok isim de vardır. Bunlardan bazıları: Rahman-Rahim, Kerim-Ekrem, Kahır-Kahhar ...

 

Bu konuda İbn Hazm (rahimehullah) ve bir gurup alimin mezhebi bu isimler birbirinden ayrı isimlerdir. Allah Teala kendini, el-Aliy, el-A'la, el-Muteali ile isimlendirmiştir. Bunlar üç isimdir. Nitekim kendine Rahman, Rahim demiştir. İştikakları bir olsa da iki farklı isimdir. Aynı şekilde İbn Hazm (rahimehullah) ve bir gurup alim isimleri 99'da sınırlı tutmuşlardır. Rivayete iltifat etmemişlerdir. Bu konu tafsilatıyla geçmişti.

 

Derim ki: İbn Hazm (rahimehullah)'ın doksan dokuzu Kur'an'dan tamamlamamasına şaşılır. Halbuki Allah Teala: "Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık" (En'am, 38) buyurmuştur. Binaenaleyh Allahumme, es-Sadık, el-Müstean, Muhit, Hafız, Feal isimlerini zikretmemiştir. Halbuki bunlar tamlama halinde olmayan ve Kur'an'da belirtilmiş tefsir ehlinin de isim olduğuna icma ettiği isimlerdir. Kafi ismi de bunlardandır.

 

Tamlama halinde kullanılan isimlerden: Nur, Muhric, Fatır, Falih, Bedi, Rafi... Tirmizi hadisinde geçen "el-Hafıd, er-Rafi" ve bunlar atışında üzerinde icma edilen isimleri zikretmemiştir.

 

Kadı Ebu Bekr (rahimehullah), Ahkam ve el-Emed adlı eserlerinde İbn Hazm (rahimehullah)'a ve Ebu Hamid (rahimehullah)'e yüklenmiştir.

 

Ahkam'ında şöyle der: Mağripli kıt akıllı biri şöyle dedi: Allah'ın isimlerini saydım, seksen olduğunu gördüm. Daha bir şeyler söyledi.

 

Sonra dedi ki: Asıl şaşılacak o değil de Tüsi'dir (Gazzali'yi kastediyor): Diyor ki: Mağrip'li bazı hafızlar isimleri saymış seksen olduğunu tespit etmiştir. Bunu Mayorka'dan sürülen Humeydi'nin nakline göre söylemiştir. Ebü Hamid (rahimehullah) cehlinden dolayı bu hataya düştü.

 

Dedi ki: Ebü Hamid (rahimehullah) 'in, "Ramazan, Sultan, Deyyan" sözüne gelince bunlar hadislerde varid olmuştur. Dolayısıyla onlara iltifat edilmez.

 

Derim ki: Bu yüklenmelerin hepsi haklı değildir. Daha önce beyan ettiğimiz gibi Kur'an'da fiilen türememiş, tamlama halinde kullanılmamış şekilde zikredilen isimler Akleşi (rahimehullah) ve İbn'ul-Hassar (rahimehullah)'ın dediğine göre 99'a ulaşmaz. Diğer taraftan kendisi de başkalarının zikretmediği bazı isimler zikretmiş, alimler de ona muvafakat etmemişlerdir. Hadiste varid olan bir ismi -hadis zayıf olsa da- zikretmek güzeldir, iyidir. Cevad, Nazif v.b

 

Süfyan b. Uyeyne (rahimehullah)'den aktardığı ve Süfyan'dan isimleri saymasının istendiği onun da saydığı sayarken de Bakara'da "Şakir, İlah, Vahid, Karib" isimlerini saymadığı şeklinde dile getirdiği husus bir vehim bir gaflettir. Çünkü kendisi ondan aktarırken bu isimleri saymıştır. NasıL, "Saymamıştır" der. Bu da ayrı bir vehim.

 

el-Emed kitabında şöyle der: Süfyan b. Uyeyne (r.a.)'den rivayet edildiğine göre hadisi mutlak olarak -isimleri saymadan- aktardığında isimleri sayması istenmiş o da talebelerine bu isimleri yazdırmıştır.

 

(Süfyan) şöyle dedi: Fatiha'da beş isim: Ya Allah, Ya Rab, Ya Rahman, Ya Rahim, Ya Malik.

 

Bakara'da 26: Ya Muhit, Ya Kadir, Ya Aliyy, Ya Hakim, Ya Tevvab, Ya Basir, Ya Vasi, Ya Bedi, Ya Semi', Ya Kafi, Ya Rauf, Ya Şakir, Ya İlah, Ya Gafur... daha önce de aktardığımız gibi Şakir, ilah, Vahid isimlerini saymıştır. Saymadığı yalnız "Karib" ismidir.

 

Zeccaci (rahimehullah) ve başkaları şunu belirtirler: Bu isimleri yazdıran Süfyan (radıyallahu anh) değil, Ebu Zeyd'dir. Diğer taraftan o da isimleri sayarken bazılarını ihmal etmiştir. Bunlardan bazıları şöyle:

 

Bakara'da: Muhric (Bakara, 72) Mubteli (Bakara, 249, Mü'minun, 30)

 

Al-i imran'da 4 isim: Allahumme,(Al-i İmran, 26) Müteveffi, Raafi, Mutahhir (Al-i İmran, 55)

 

Nisa'da: Hadi (Nisa,142)

 

Maide'de: Münezzil (Maide 115)

 

En'am'da: Sadık (En'am, 146)

 

A'raf'ta: Fatır (A'raf, 129) Bu isim hadiste açık gelmiştir.

 

Enfal'de: Mühin (Enfal, 18)

 

Berae'de: Berii (Tevbe, 3)

 

Hud'da: Ahiz (Hud, 56)

 

isra'da: Muhlik, Muzzib (İsra 58, 15)

 

Taha'da: Sami', Raai (Taha, 46) Sami ismi hadiste açık olarak gelmiştir.

 

Enbiya'da: Katib (Enbiya, 94)

 

Duhan'da: Kaşif (Duhan, 15)

 

Bunlarda onun saymadığı bir cümle isimdir. Kur'an'da bundan fazla da vardır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

34. BÖLÜM