EL-ESNA Fİ ŞERHİ ESMAİLLAHİ’L-HÜSNA VE SIFATİHİL ULYA |
31. BÖLÜM |
İsimleri tayin konusunda
varid olan hadisler ve bunların değerlendirilmesi:
Kadı Ebu
Bekr b. Arabi (rahimehullah) der ki: Bilin ki -Allah sözleri ilmi kavrayan
sonra yazıp sahip çıkanlardan eylesin- Nebi (sallallahu
aleyhi ve sellem)'den sabit olan şöyle buyurduğudur:
"Şüphe yok ki Allah'ın doksan dokuz ismi vardır. Yüzden
bir eksik. Allah vitirdir (tektir), vitiri
(teki) sever. Kim bu isimleri ezberlerse (bellerse, kavrarsa) cennete
girer." İsimlerin tefsiri veya sayısı bu hadiste zikredilmemiştir. Bir
gurup Alim de Şuayb b. Ebu
Hamza yoluyla Ebü'z-Zinad'dan
aynı hadisi isimleri saymış bir şekilde rivayet etmişlerdir. Buyuruyor ki (99
isim hadisi).
İbnü'l-Arabi (rahimehullah) dedi ki:
Aynı hadiste İbn Sirin
yoluyla Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)'den isimler
sayılmış olarak rivayet edilmiştir. Rivayetinde Şuayb'ın
rivayetinde olmayan isimler zikretmiş, zikrettiği bazı isimleri de saymamıştır.
İbn Sirin'den Eyyub ve Hişam b. Hassan, her
ikisinden de Abdülaziz b. Husayn rivayet etmiştir.
Abdülaziz Hadis uleması nezdinde kuvvetli bir ravi
değildir. Şuayb b. Ebu
Hamza güvenilir bir ravi olsa da bu isimlerin
sayılması ravinin sözü mü, Resulullah
(s.a.v.)'in sözü mü olduğu bilinmemektedir. Zahir olan bunun ravinin sözü olduğudur. Şu iki yönden:
1- Sahih ravileri bu isimleri zikretmemişlerdir.
2- Bu isimlerin
sayısında ziyadeler ve noksanlıklar vardır. Bu ise Nübüvvetin ulvi şanına
yakışmaz.
Derim ki: Dediği
tartışmalıdır. Her ne kadar Beyhaki (rahimehullah) de kendisinden önce bu yorumda bulunmuş olsa
da.
Fakih Ebu Bekr b. Berracan
(rahimehullah) dedi ki: İçinde isimlerin sayılı
olarak geldiği rivayetler farklı isimlerin birbirinin yerine geldiği rivayetler
farklı isimlerin birbirinin yerine kullanımından kaynaklanan farklılıklarla
doksan dokuzdan fazla ismi ihtiva etmiştir. Farklı yollardan varid olmuştur, hepsi de haktır, Allah'ın isimleridir.
Derim ki Şuayb b. Ebu Hamza (rahimehullah)'nın hadisini Tirmizi, İbrahim b. Yakub el-Cüzzani (rahimehullah) yoluyla:
Bize Safvan b. Salih (rahimehullah)
anlattı, dedi ki: Bize Velid b. Müslim (rahimehullah) anlattı...
Bize Şuayb
b. Ebu Hamza (rahimehullah)
anlattı, A'rec (rahimehullah)'dan,
Ebu Hüreyre (r.a.)'den
rivayet edildiğine göre: ... Ebu İsa (rahimehullah) dedi ki: Bu garip bir hadistir. Birden fazla ravi Safvan b. Salih (rahimehullah)'ten bize bu hadisi anlattı. Hadisi Safvan b. Salih (rahimehullah)
dışında bir raviden bilmiyoruz. O da hadis ehline
göre "sıka" bir ravidir. Bu hadis başka
vecihten Ebu Hüreyre
(r.a.)'den rivayet edilmiştir. Bu hadis dışında rivayetlerin çoğunda isimlerin
sayıldığı (bir hadis) bilmiyoruz. Adem b. Ebi İyas (rahimehullah) da bu hadisi Ebu Hüreyre (radıyallahu
anh)'den başka bir isnad ile
rivayet etmiştir. İsimleri de saymıştır. Ancak sahih bir isnadı yoktur.
Akleşi (rahimehullah) dedi ki: Tirmizi'nin diğer rivayetlere tercih ettiği bu rivayeti
Muhammed b. İshak b. Huzeyme (rahimehullah),
İbrahim b. Yakub el-Cuzcani
(rahimehullah)'den Tirmizi'nin
rivayet ettiği şekilde rivayet etmiştir. İsimleri şerhedenlerin
çoğu bu rivayeti esas almıştır.
Abdullah b. Said b. Haşim (rahimehullah): Safvan (rahImehullah)'dan, Ebu Hüreyre (radıyallahu
anh) yoluyla NebI (sallallahu aleyhi ve sellem)'den isimleri
sayılı olarak rivayet etmiştir. Bazı isimlerin yerine başka isimler vardır. İbnu'l-ArabI (rahImehullah),
Süleyman b. RebI' en-Nehdi
(rahimehullah)'den, Halid
b. Mahled el-Katavani (rahImehullah)'den Abdulaziz b.
Hasan'dan Eyyub (rahImehullah)'dan,
Hişam b. Hassan (rahImehullah)'dan,
İbn SIrIn (rahImehullah) yoluyla Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)'den rivayet etmiştir. Nebi (sallallahu
aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Şüphe yok ki
Allah'ın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları ezberlerse cennete girer" isimleri
zikretmiştir. Ancak bu rivayet geçen rivayetlerden daha zayıftır. Çünkü Abdulaziz b. Husayn, hadiste
kuvvetli bir ravi değildir. Rivayetler içinde evla
olan TirmizI'nin rivayetidir. Zira isimlerin
sayımında en sahih rivayet olduğuna hükmetmiştir. TirmizI'nin
hükmü de yeterlidir. Zira hadis ilminin imanlarındandır. Ancak o, Ebu Hüreyre (radıyallahu
anh)'nin Resulullah (s.a.v.)'den aktardığı: "Şüphe yok ki
Allah'ın doksan dokuz ismi vardır. Yüzden bir eksik. Kim bunları ezberlerse
cennete girer." Buhari Sahih'inde rivayet
etmiştir." Hadisi için kesin sahihtir hükmünü verdiği gibi bu rivayet için
"Kesin sahih" şeklinde bir hüküm vermemiştir. Hadisin senedinde
sahih, ravilerinin sıka olduğunda kimsenin ihtilafı
yoktur. hadislerin sayıldığı rivayet ise muztarip bir
rivayettir. Sahihe en yıkını Tirmizi (rahimehullah)'nin ve Muhammed b.
İshak b. Huzeyme (rahimehullah)
'nin rivayetidir.
Derim ki: Beyhakı (rahimehullah) de Ebu Bekr b. Ahmed
b. Hasan b. Ali yoluyla Ebu İmran Musa b. Ebu Eyyub en-NasibI'den,
VelId b. Müslim'den ve Hasan b. Süfyan'dan,
Ca'fer b. Muhammed b. el-Müstead
el-firyabI'den, hepsi birlikte Safvan
b. Salih'ten Velid b. Müslim'den (rivayet etmiştir)
dedi ki: Denildi ki: NasibI'nin rivayetinde "el-Mukit" yerine "el-Muğis"
Ca'fer b. Muhammed'in rivayetinde "el- Muğis" vardır. Dedi ki: Hasan b. Süfyan'ın
rivayetinde el-Mani yerine ed-Dafi vardır.
Hadisi Abdulaziz b. Husayn b. Türcuman (rahimehullah) da şu
şekilde rivayet etmiştir. Bize Eyyub es-Sahtiyani (rahimehullah) ve Hişam b. Hassan (rahimehullah)
anlattı, Muhammed b. Sirin (rahimehullah)'in
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)'den rivayet
ettiğine göre Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Şüphe yok ki Allah'ın doksan dokuz
ismi vardır. Kim bunları ezberlerse cennete girer. Bu hadisin arasında Şuayb'ın hadisinde bulunmayan (şu) isimleri saymıştır.
el-İlah, er-Rabb, el-Hannan,
el-Mennan, el-Badi, el-Ahad, el-Kaf, Ed-Daim,
el-Mevla, En-Nasir, el-Mübin, el-Cemil, Es-Sadık,
el-Muhit, el-Karib, el-Kadim, el-Vitr,
el-Fatır, el-Allam, el-Ekrem, el-Müdebbir, Züt-Tavl ve'l-Meariz, Zül-Fazl, el-Kefil".
Beyhaki (rahimehullah) dedi ki: Bu
rivayette Abdulaziz b. Husayn
tek kalmıştır. O da nakil ehline göre zayıftır. Yahya b. Main
ve Muhammed b. İsmail el-Buhari zayıf olduğunu
belirtmişlerdir. İsim sayısının ravilerden birinden
olması muhtemeldir. Aynı husus Velid b. Müslim hadisi
için de muhtemeldir. Eğer Resulullah (s.a.v.)'den
geldiği mahfuz ise o zaman manası şöyle olur: Allah'ın isimlerinden doksan
dokuz isim ezberleyen cennete girer. İster Velid b.
Müslim'in hadisinde geçenleri ister Abdulaziz b. Husayn'an naklettiklerini veya kitap ve sünnetin delalet
ettiği diğer delillerden ezberlemiş olsun.
Ebu Hamid (rahimehullah)
dedi ki: Ahmed es-Sekafi, Ebu Hüreyre 'radıyallahu
anh)'nin rivayeti hakkında
konuşmuş ve zayıflığı olan bir ravinin rivayeti
olduğunu belirtmiştir. Ebu İsa et-Tirmizi
de buna benzer bir şeye işaret etmiştir. Bu rivayetlerin zayıflığına
muhaddislerin zikrettiği sebeplere ek olarak Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)'den gelen rivayetlerin muztarip
olması da delalet eder. Çünkü Ebu Hüreyre
(radıyallahu anh)'den iki
rivayet var ve ikisi arasında açık değişiklikler ve farklılıklar var. Ek olarak
onun rivayetinde "el-Hannan, el-Mennan"
Ramazan ve daha başka haberlerde varid olan bazı isimler
bulunmamaktadır.
İbn Atıyye (rahımehullah)
tefsirinde şöyle der: TirmizI'nin kitabında Nebı (sallallahu aleyhi ve sellem)den bir hadis aktarılmıştır. Bu hadiste doksan dokuz
ismi saymıştır. Bazı isimlerde şazlık vardır. Ayrıca bu hadis mütevatir değildir. Bilakis hadiste mütevatir
olan bölüm: "Muhakkak ki Allah'ın doksan dokuz ismi vardır. Yüzden bir
eksik. Kim bunları ezberlerse cennete girer." Nebı
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in
bazı dualarında "Ey Hannan! Ey Mennan!" varid olmuştur. Ancak bu iki isim TirmizI'nin
rivayetinde sayılmamıştır.
Ebü'l-Hasen el-Hassar
(rahımehullah) der ki: Bu hadisin ravilerinin
hepsi sıKadir. TirmizI'nin
buna sahih dememesinin sebebi, içinde isimlerin zikredildiği bu rivayet hadisi
rivayet edip isim saymayanların rivayetine ona göre muarız görmesidir. Halbuki
az bir inceleme ile bunun ona muarız olmadığını anlarsın. Dolayısıyla raviler arasında tercih yapmaya gerek yoktur. İsimleri
zikreden rivayetin ravisi şayet adaletli ise bu
durumda zaten "Adaletli ravinin ziyadesi"
makbuldür. İbnü'l-Arabı (rahımehullah)'nin, "hadiste
zikredilen bu isimlerin ravinin mi yoksa Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in
mi sözü olduğu bilinmez" diye aktardığı husus, her hadiste olabilecek bir
ihtimaldir. Bu durumda bütün hadisleri atmak ve onlarla amel etmemek gerekir.
Buna götürecek her ihtimal batıldır, merduttur. Ayet
ve hadisler akli ihtimallerle reddedilmemelidir. Bilakis ayetler ve hadisler
lügati ihtimallere yorumlanmalıdır. Şeriatın sair hükümlerinde tevil konusunda
bu, çok önemli bir esastır. Hal böyle iken bütün Alimlerin ittifakı ile içtihat
ile tespit edilemeyeceği belirtilen Allah'ın isimlerinde nasılolsun.
Bilakis burada en doğrusu şöyle denmesidir: Bu isimleri aktarıldığı şekliyle
hıfzından aktarmaktan aciz kalan zikretmemiştir.
Dedi ki: Bu hadis bana
göre hüccettir. Bunu kabul etmek, amel etmek ve ona dayanmak gerekir. Bu
hadiste bundan farklı nedenlerde ziyadeler, noksanlıklar ve değişiklikler varid olmuştur. Ancak bu isnad
illetlidir. Dolayısıyla iltifat edilmemelidir. Kastı, Abdulaziz
b. Husayn rivayetidir.
İmam Ebu
AbdiHah Muhammed b. Yezid Mace el-Kazvini (rahimehullah) Sünen'inde hasen isnad ile şunu zikreder:
Bize Hişam b. Ammar
anlattı, bize Ebü'l-Münzir Züheyr b. Muhammed et - Temimi anlattı, bize Musa b. Ukbe anlattı,
dedi ki: Bana A'rec anlattı, Ebu
Hüreyre (radıyallahu anh)'nin Resulullah
(s.a.v.)'den rivayet ettiğine göre şöyle buyurdu: Allah'ın doksan dokuz ismi
vardır. Yüzden bir eksik. Kim bu isimleri ezberlerse cennete girer."
İsimleri zikretmiş ve Tirmizi'nin rivayetinde olmayan isimler saymıştır. Bu
isimlerin bazısı da Abdulaziz b. Husayn'ın
rivayetinde zikredilmiştir. Her iki rivayette varid
olmayan isimlerden bazısı: el-Barr, erRaşid, el-Burhan, eş-Şedid, el-Vafi, el-Kaim, el-Hafız, en-Nazır, es-Sami, el-Mu'ti, el-Eb ed, el-Munir, et - Tamm.
Züheyr (rahimehullah) dedi ki: Bize ilim
ehli birçok kimseden varid oldu ki bu isimler
"La ilahe illallah vahdehu la şerike leh, lehu'l-mülk ve lehul-hamd biyedihil-hayr, ve hüve a'la külli şey'in
kadir. La ilahe illallah, lehul-esma'ul-hüsna.", "Allah'tan başka ilah yoktur. Birdir
ortağı yoktur. Mülk yalnız onundur, hamd yalnız ona
mahsustur. Hayır bütünüyle onun elindedir. Ve o, her şeye Kadirdir. Allah'tan
başka ilah yoktur, en güzel isimler O'nundur."
Derim ki: Züheyr b. Muhammed et-Temimi el- Anberi,
el-Horasani'dir.
Buhari ve Müslim ondan rivayette bulunmuşlardır. Abdulmelik b. Muhammed es-San'ani'ye
gelince künyesi Ebuz-Zerka'dır.
Bu Yemen'deki San'a'dan değil Şam'daki San'a'dandır. Ebu Hatim'e soruldu
dedi ki: Hadisi yazılır. Duhaym'e de soruldu sanki...
Hişam b. Ammar b. Nusayr b. - leysere es-Selemi,
ed-Dımaşki, el-Kari'dir. Dimeşk'in
hatibidir. Künyesi Ebü'l-Velid'dir.
Buhari Sahih'inde Ebu Davud ve Nesai v.b ondan
rivayette bulunmuşlardır. Bu zat Ebu Hatim'e soruldu
dedi ki: Saduktur. Nesai de
böyle demiştir. Yine bir beis yoktur" denmiştir. Senedin geriye kalan
ricalleri de bilinen zatlardır. Gördüğüm kadarıyla Esma-i hüsna
hakkında konuşanlardan hiç kimse zikretmemiştir. Ya ihmal etmişler yahut onlara
ulaşmamıştır. Ya ihmal etmişler yahut onlara ulaşmamıştır. Hadisteki isimler
sırasıyla şöyledir. "Allah, el-Vahid ... "
Züheyr dedi ki: Bize ulaştı ki... daha önce geçmişti.
Derim ki: isimlerden ve
sayısından bahseden hadisler bunlar. Başka hadislerde de farklı isimler varid olmuştur. Örneğin, "Subbuh"
Buhari ve Müslim'de, Sahih-i Buhari'de
"Deyyan" Sahih-i Müslim'de "Muhakkak
ki Allah "Vitr (tek)dir"
Ebil Davud'da "Seyyid olan Allah'tır" Tirmizi
ve Bezzar'da "Muhakkak Allah Tayyib'dir, Tayyib
olanı sever. Nazif (temiz)dir nezafeti sever, Cevad'dir (cömert) cömertliği sever" varid olmuştur. Daha başka isimler de vardır, ileride izahı
gelecektir.
Kur'an'da da birçok isim vardır. Örneğin, "Allahumme,
Fe'dal, Müstean, Vitr, AL'' son ikisinin isim olup olmadığı hususunda
ihtilaf bulunmakla beraber, daha başka isimlerde vardır.
Tamlama şeklinde varid olanlar, "Kabulü't-Tevb tevbeleri kabul eden"(Ğafir, 3) "Rafi'ud-derecat, zül-arş, dereceleri yükselten arşın sahibi",
(Gafir, 15) "Falik'ul-isbah, sabahın aydınlığını yayan."(En'am,
96) "Falik'ul-hab ven-Neva taneyi ve çekirdeği yaran.", (En'am, 95) "Ahkemul-Hakimin,
(hüküm verenlerin en Hakimi)",(Hud, 45) "Esra'ul-Hasibin hesap görenlerin
hızlısı." (En'am,62) , "Seri'ul-Hisab, hızlı hesap gören."(Bakara, 202), "Şedid'ul-ikab cezalandırması
şiddetli olan.(Ğafir, 3)" ve bunun gibi.
Kur'an'da ayrıca birçok fiil vardır. Bu fiillerden isim türetilse
sayı katlarına çıkar. Bunlardan bazıları, Ehl-i
Sünnetin de Allah'ın vasfı olmasında ihtilaf etmediği isimlerdendir. Örneğin,
"her dilediğini yapandır" buyruğundan türetilen "Murid", "Allah Müsa ile
kat'an konuşmuştur." Mütekellim, "Adaleti
emreder" ve "Fahşa ve münkerden
nehyeder"den ''Amir-Nahi"
"Yalnız sana ibadet ederiz" den "Ma'bud"
"Dilediğini delalete düşürür"den "Mudill" v.b bunun yanında "Hak ile hükmeder"den el- Kadı, "Hesabını tastamam
gören" den el-Vaf, "bana yedirir içir"
den Mutim-Şaki, "Şifa verir"den
Şafi, "Onu kolaylaştırınız"dan "Müyessir" "O, onları sever, onlar da onu severler"den "Muhibb",
"O korur"dan "Mucir" v.b türetsek
bu tür Kur'an'da çok bulunurdu. Şu da var ki
isimlerin sayıldığı hadislerde de Kur'an'da ne müfred ne de tamlama olarak zikredilmemiş türetilecek bir
fiili olmayan ek isimler vardır.
Bunlardan bazıları: Tirmizi'nin rivayetinde geçen "Reşid,
Sabür, Adl, Mukaddim, Hafıd, Mani, Daarr: "Allah sana bir zarar dokundurursa"
buyruğundan almazsan, "Vacid" "Seni
yolunu kaybetmiş bulup hidayet etmedi mi" buyruğundan almazsan, Muksit, "Kıst (adalet) ile
kaim olarak" buyrulduğundan almazsan, Celil "Celal sahibi"
buyruğundan almazsan ... . isimleridir.
İsimlerin sayıldığı
hadislerde Tirmizi'nin dışındaki rivayetlerde -Kadim,
Daim, Sadık" geçer. "Sadık" ismini "Allah'dan
daha doğru sözlü kim olabilir" buyruğundan da alabilirsin.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: