EL-ESNA

Fİ ŞERHİ ESMAİLLAHİ’L-HÜSNA

VE SIFATİHİL ULYA

 

27. BÖLÜM

 

İbnü'l-Hassar (rahimehullah) dedi ki: İki manada daha ihtilaf edilmiştir.

Birincisi: Esma-i hüsna'dan her ismin delalet ettiği mana Yüce Yaratan'ın zatı ile kaim midir? İlmi, kudreti, hayatı ve sair sıfatı olduğuna dair delilin kaim olduğu sıfatlar gibi... Yoksa bunlar zatı ile kaim olamayan bir tamım sıfat ve nispetler midir?

 

İkinci mana: Bizim, mütekaddim imamlarımızın ispat ettiği sıfatlar dışında bir sıfat ispat edebilir miyiz, yoksa onların ispat ettikleriyle yetinip bunları aşamaz mıyız?

 

Fakih Ebu Bekr b. Arabi (rahimehullah) bütün isimleri meşhur yedi sıfata ekleyerek meseleyi zorlamıştır. Halbuki ne makul ne de menkul delillerde buna bir işaret yoktur. Yedi sıfattan kastı ise, hayat, ilim, kudret, irade, kelam, semi', basar. Bütün isimleri ve manalarını bu sıfatlara bağlamakta meseleyi zorlamıştır.

 

İbnü'l-Hassar (rahimehullah) der ki: Bu konuda ne icma ne de yeterli delil vardır. Zat ile kaim sıfatları sınırlandırmaya dair kesin bir delilde yoktur. Onun dediği şekliyle isimleri ve manaların yedi sıfata dayandırmanın da bir manası yoktur. Böyle yapanların da bir delili yoktur. Bizim itikat ettiğimiz şudur: Sıfata delalet eden her isim, o sıfata fiillerde (faile) muhtaç olma vecihlerinden bir vecih ile delalet eder. Bu sıfat mevcuttur. Çünkü biz bu izah ile ilim, kudret ve ihtiyaç vecihlerinin delalet ettiği diğer sıfatları ispat ettik. Bu yolla da kelam, sem', basar sıfatlarını ispat ettik. Bu aynı zamanda akli ve nakli delilerin lazımıdır. Muhtaç olma vecihlerinden birinin delalet sıfatına raci olur. Veya fiili ona veya fiillere nispet kabilindendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

28. BÖLÜM