EL-ESNA Fİ ŞERHİ ESMAİLLAHİ’L-HÜSNA VE SIFATİHİL ULYA |
23. BÖLÜM |
Allah Teala'nın müştak olan isimleri Allah ismine tabi olarak
geldiğinde irablarının ne olacağı konusunda ihtilaf
etmişlerdir. "Bismillahirrahmanirrahim"
örneğinde olduğu gibi. Kimi Alimler müştak isim
olmalarına riayeten sıfat olarak irab
etmektedirler. Kimi alimler de bedel olarak irab etmektedirler. (Nahiv ıstılahı olarak) sıfat olmaktan
çıkarıp samid isim gibi değerlendirmektedir.
İbnü'l-Hassar (rahimehullah)
dedi ki: Bu konuda tahkiki izahın dayanağı şudur: Sıfat, muayyen bir mevsufa
lazım olur ve onun hususiyeti haline gelirse muhakkak Alimlere
göre isimler ilhak edilir. Alem (özel isim) olmaya
yaklaşır ve mutad sıfat olmaktan çıkar. Mesela,
kılıcın beyazla, mızrağın esmerle, atın yağızIa, vasfedilmesi gibi, muayyen bir mevsufa lazım olan ve artık
onunla bilinir hale gelen sıfatlar. İşte bu isimlerin delalet ettiği manalar da
yüce yaratan için lazım olunca, başlarında da bulunmayıp diğer müsemmaların
özel isimlerle tanındığı gibi bu sıfatlarla tanınınca; çünkü yüce yaratanın
zatı -bu diyarda- görülmemektedir. Bilakis ona has olan ve mahlukatın ihtiyaç
duyduğu sıfatlarla tanınınca ... Evet
hal böyle olunca bu manadan dolayı özel isimler gibi değerlendirilmiştir. Allah
Teala buyuruyor ki: "En güzel isimler
Allah'ındır."(A'raf, 180) Resulullah
(s.a.v.) de buyuruyor ki:
Şüphe yok ki
"Allah'ın doksan dokuz ismi vardır" hepsini isim olma konusunda aynı
değerlendirmiştir. Bu isimleri sayarken ismi olan Allah'ı, bununla beraber
Rahman, Rahim, Hakim, Alim gibi bilinen sıfatlara
delalet eden isimleri de saymıştır. Sonra bu konuda izaha devam etti. Son
olarak da şöyle dedi: Bu konuda menkul ile makulü fasih arapların
tercihli kullanımı ile itikat Alimlerinin dediklerini
cemeden ne saadetlidir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: