EL-ESNA Fİ ŞERHİ ESMAİLLAHİ’L-HÜSNA VE SIFATİHİL ULYA |
21- EL-BADİU |
İsimler arasında
zikredilmiştir. Kur'an'da "yaratmayı ilk
başlatan sonra tekrar iade edecek olan O'dur."(Rum, 27), "Sizi
başlattığı gibi döneceksiniz (iade olacaksınız)"(A'raf,
29) Akleşi der ki: Bu siğa Kur'an'da varid olmamıştır.
Herhangi bir eserde de görmedim. Kur'an'da "yub-du-u", "yebde-u" şeklinde gelmiştir. Tirmizi'de
ise "el-Mübdi" ismi geçer. Bu ikisi bu fiil
için geçerli olan iki farklı ağızdır (lügattir) ikisi de Kur'an'da
varid olmuştur.
Derim ki:
"el-badi" Abdulaziz b. Husayn
hadisinde geçmiştir. Sanki kendisi bu hadisi okumamıştır. Cevheri der ki: Bu
fiil ve türevleri başlatmak, başlamak, ilkin yapmak manalarında kullanılır.
Hattabi der ki: Manası, herhangi bir aslı, maddesi olmaksızın her
şeyi yoktan var eden manasındadır.
İbnü'l-Arabi der ki: Bu ismin dört kalıbı
vardır: el-Mübdi, el-Bediu,
el-Mübtediu, el-Badi. Kur'an'da
bu kalıplardan herhangi biri varid olmamıştır.
Ancak fiil olarak geçer.
Allah Teala buyuruyor ki: "Yaratmayı ilk
başlatan sonra tekrar iade edecek olan O'dur."(Rum, 27), "İlk var
eden sonra tekrar iade edecek olan O'dur."(Buruc,
13) Kur'an'da iki kullanımı da vermiştir. Fiilin
tasrifi bütün kalıplarında hemzelidir. Abdulaziz
yoluyla Ebu Hüreyre'den
gelen hadiste "el-Badi" olarak hemzesiz geçmiştir. Hem zenin
zikredilmesi halinde el-Badi, el-Mübdi isimleri
ortaya çıktı manasında olan "be-da" fiilinden türemiş olur. Buna göre
manası "Zahir" ile aynı olur. Yani, gizli olan şeyleri yokluktan varlığa,
görünmezlik'ten müşahade alemine çıkararak izhar eden demektir.
Binaenaleyh her
mükellefin, mutlak olarak Allah'tan başka bir yaratan, bir Sani',
bir Fatır, bir Münşi, bir Badi, bir yapan olmadığını,
bulunmadığını bilmesi vaciptir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: