EL-ESNA Fİ ŞERHİ ESMAİLLAHİ’L-HÜSNA VE SIFATİHİL ULYA |
19- ES-SANİ |
Kur'an'da açık olarak gelmemiştir. Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiği hadiste de isimler arasında
sayılmamıştır.
Müslim'de Ebu Hüreyre'den rivayet
edildiğine göre dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sizden biri, "Allahım! Dilersen beni bağışla! Dilersen bana merhamet
eyle! demesin. Duasında kesin taleblerde
bulunsun. Zira Allah dilediğini yapandır. Onu bir şeye zorlayacak kimse
yoktur." Kur'an'da da: "Bu her şeyi muhkem
yapan Allah'ın san'atıdır (işidir, "sun'u"dur)(Neml, 88) buyuruluro Beyhaki de Huzeyfe'den
şöyle rivayet eder. dedi ki: Resulullah
(s.a.v) şöyle buyurdu: "Muhakkak ki Allah her yapanı, yaptığı her şeyi
yapandır." Kul için bu ismin kullanılabileceğinde ihtilaf yoktur.
Halimi dedi ki: es-Sani'in manası, terkib eden
heyetini hazırlayan demektir. Allah Teala buyuruyor
ki: "Bu her şeyi muhkem yapan Allah'ın san'atıdır."(Neml, 88), "Sani" yapan
manasında da olabilir. Bu durumda hem var etme hem heyet verip hazırlama
manaları kapsamına girer.
İbnü'l-Arabi der ki: Fail, Sani', Amil, bu lafızlar bir şeyi yokluktan varlığa çıkaran
kimse için kullanılır. Kesbeden hakkında da
kullanılır. Bu sıfatlarla Rabbimizi vasfettiğimizde
sıfat hakikat olarak ona ait olmuş olur. Kula izafe edilir ve bu sıfatla
kendisinden haber verilecek olursa; şeriatta varid
olduğu ve kullanımına izin verildiği şekliyle: "İşte böyle yaparlar"(Neml, 34) "Allah ne yaptığınızı bilir."(Ankebut, 45) bu şekilde kullanılırsa kesb
ve zahiren var etmek manasına döner. Gerçekte ise bunların faili Allah'tır.
Nitekim şöyle buyurmuştur: "Oysa Allah sizleri de yaptıklarınızı da
yaratandır."(Saffat, 96) çünkü bu mana yalnız
ona aittir.
Binaenaleyh her
mükellefin Allah'tan başka Sani' (yapan) bulunmadığını,
yapılmış olan her şeyin onun san'atı (yaptığını)
olduğunu bilmesi vaciptir. Ayrıca kendisi de rızkını kazanacağı bir sanat da
öğrenmelidir. İnsanlara yük olmamalıdır. Allah Teala
peygamberi Davut'tan şöyle haber vermiştir: "Birde O'na zırh-elbise
sanatını öğrettik."(Enbiya, 80) Davud (a.s) zırh
yapıp satıyordu. Sepet (küfe) de yapıp satardı. Adem
çiftçi, Nuh marangoz, Lokman terzi, Talut da
debbağdı. Saka olduğu da söylenmiştir. Kur'an'da:
"Biz, senden evvel de peygamberleri başka bir halde göndermedik: onlar da
yemek yiyorlardı, çarşılarda geziyorlardı."(Furkan, 20) Alimler
dediler ki: Zanaat icra eder, ticaret yaparlardı. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
de şöyle buyurmuştur: "Rızkım, mızrağımın gölgesinde kılınmıştır." Bu
da sana yeter. Bu konuyu "Kam'ul-hırs biz-zühd" adlı kitabımızda yeterince açıkladık.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: