EL-ESNA Fİ ŞERHİ ESMAİLLAHİ’L-HÜSNA VE SIFATİHİL ULYA |
15- EZ-ZARİU |
Halimi ve başkaları bu
ismi zikretmişlerdir. İsimler arasında geçmemiştir. Kur'an'da fiil olarak varid
olmuştur. "Hayvanlardan da eşler yarattı, Allah sizleri bu yolla üretip
çOğaltır."(Şuara, 11) Sünnette de bu şekilde varid olmuştur.
Zürriyet de aynı kökten
gelir. Zürriyet insanların ve cinlerin soyudur. Rüzgarın toprağı savurmasında
"zer" fiili kullanılır. "Zer'un-nar" ateş mahluku: Manası
ateş için yaratılanlar demektir. Halimi der ki: Manası inşa eden ve büyüten
demektir. Allah Teala şöyle buyurur: "Sizlere nefislerinizden eşler
yarattı. Hayvanlardan da eşler yarattı. Sizleri bu yolla üretip çoğaltır."(Şuara,
11) Yani sizleri erkek / kadın olarak eşler kıldı ki sizleri inşa etsin
çoğaltsın büyütsün. Buradan da anlaşılıyor ki "zer'" bizim verdiğimiz
manadadır. Buna göre "zer'" itiraf ibda'ı itiraf etmeyi
gerektirmiştir.
İbnü'l-Arabi der ki:
ez-Zariu, Halik (yani yaratan) manasındadır. Denilir ki: Allah mahlukatın
hepsini "zer' etti" Allah Teala şöyle buyurur: "Andolsun biz
cinlerin ve insanların çoğunu cehennem için yarattık."(A'raf, 179)
Derim ki: Her mükellefin
mutlak olarak Allah'tan başka Zari, Bari, Halik (yaratan) olmadığını itikat
etmesi vaciptir. Sonra da ona yarattıklarının şerrinden koruması için
sığınmalıdır. Mu-vatta'da Kabulahbar'dan şu aktarılır, dedi ki: Bazı kelimeler
var bunları söylemesem Yahudiler beni eşeğe çevirirler. Denildi ki: Nedir bu kelimeler,
Dedi ki:
Allah'ın kendisinden
büyük bulunmayan azim veçhine, hiçbir muttaki veya facirin aşamayacağı tam olan
kelimelerine, en güzelolan isimlerinin hepsine; Bildiklerim ve
bilemediklerimize yarattığı var ettiği inşa ettiği varlıkların hepsinin şerrinden
sığınıyorum,
Yine Muvatta'da Yahya b,
Said'den rivayet edildiğine göre şöyle dedi: Resulullah (s.a.v) israya
gittiğinde elinde ateşten meşale olan bir ifrit gördü. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) arkasını döndüğünde onu görüyordu. Cibril ona şöyle dedi:
Sana bazı kelimeler öğreteyim, şayet bu kelimeleri söylersen meşalesi söner ve
ağzı üzere yere kapanır. İstemez misin? Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Elbette" dedi. Cibril dedi ki: Şöyle de: Gökten inenlerin
ve orada yükselenlerin şerrinden, yeryüzünde yarattığı ve oradan çıkardığı
şeylerin şerrinden, gece ve gündüzün fitnelerinden (gece gündüz gelenlerin,
bastıranların) şerrinden -hayırla gelenler müstesna- Allah'ın Kerim olan yüzünü
(zatına) hiçbir müttaki veya facirin aşamadığı Allah'ın tam olan kelimelerine
sığınıyorum. Ya Rahman!"
Beyhaki de kendi senedi
ile Ebu't-Teyyah dan şöyle rivayet eder: dedi ki: bir adam Abdurrahman b.
Hanbeş'e dedi ki: Şeytanlar kendisine tuzak kurduğunda Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ne yaptı? Dedi ki: Evet. Şeytanlar dağlardan vadilerden
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i kastederek süzülüp geldiler.
Aralarında alevalev yanan meşale bulunan bir şeytan vardı. Maksadı bununla
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i yakmaktı. Resulullah onları görünce
onlardan korktu. O esnada Cibril geldi. Dedi ki: Ey Muhammed, de. Dedi ki: Ne
diyeyim? Dedi ki: Şöyle de: (Allah'ın) yarattığı, var ettiği icad ettiği
şeylerin şerrinden, gökten inenlerin şerrinden, göğe tırmananların şerrinden, yeryüzünde
yarattıklarının ve yerden çıkanların şerrinden -hayırla gelenler müstesna- gece
ve gündüzün fitnelerinden Allah'ın tam olan ve hiçbir muttaki veya facirin
aşamadığı kelimelerine sığınıyorum. Ya Rahman! Dedi ki: Şeytanların ateşi söndü
ve Allah onları hezimete uğrattı."
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: