EL-ESNA

Fİ ŞERHİ ESMAİLLAHİ’L-HÜSNA

VE SIFATİHİL ULYA

 

12- ZüL-CELAL

 

Azim olan Allah şöyle buyurmuştur: "Fakat "zü'I-celal ve'l-ikram (azamet ve ikram sahibi) olan rabbinin veçhi (zatı) Baki kalır."(Rahman, 27) Allah'ın celali, azametidir. Araplar "Celalin'den bunu yaptım" derler. Manası "Seni tazim ve saygıdan" demektir.

 

İbnü'I-Arabi der ki: Arap dilinde "zü'I-celal" ile "el-Celil" arasında bir fark yoktur. Nitekim "Zü'I-ilim" ve "Alim" arasında fark olmadığı gibi. Böyle olmasının sebebi Ebu Hüreyre hadisinde zikredildiği şekilden dolayıdır. Çünkü Allah'ın isimlerini sayarken el-Celil ile ZüI Celal'i bir arada zikretmiştir.

 

Hattabi der ki: Celal, "Celil"in mastarıdır. Celil celali açık, Zahir olan demektir. İkram da "ek-re-me" fiilin mastarıdır. Manası şudur: Allah iclal (tazim) edilmeye, ikram edilmeye inkar edilmemeye müstehak olandır. Manası şunu da muhtemeldir: Velayet ehline ikramda bulunur, dünyada taatine muvaffak kılarak derecelerini yükseltir. Amellerini kabul ederek ve cennetteki derecelerini de yükselterek onları İclal eder.

 

Halimi der ki: Zü'I-Celal'İn manası, güç ve kudretinden heybet duyulmaya, şanının yüceliğine layık olan vasıflarla övülmeye ehil ve layık olan demektir. Ali b. Ebu Talha'nın İbn Abbas'tan rivayet ettiğine göre, Allah Teala'nın "Zül-Celal"(Rahman, 27) buyruğu hakkında şöyle dedi: Azamet ve Kibriya sahibidir.

 

Binaenaleyh her mükellefin celalin mutlak olarak bir ve Hallak (tek yaratıcı) ve her türlü yaratmanın sahibi) olan Allah'ın olduğunu itikat etmesi vaciptir. Sonra "ya Zel-Celali ve'l-ikram" Ey Azamet ve ikram sahibi!" sözünü çok çok tekrar etmelidir. Hadisi şerifte şöyle buyurulur:

 

"Ya zel-Celal ve'l-ikram! sözünü çok söyleyin, dilinden düşürmeyin." Nebi (s.a.v) bu sözü dile yapıştırmayı ve çok çok söylemeyi emretmiştir. Dua ve yakarışlarda kalp de dilin devamlı zikrinden medet alır. İçinde Allah'ın tazimini, heybetini yerleştirir. Allah'ın celalinin nazargahı olmakla göğsünü doldurur. Allah'ın celal ve kibriyasını mülahaza ile için nurlanır. Mukabilinde iyilik ve nimetleri ile ona ikramda bulunur hem dünya hem ahirette lütuflarıyla ona imdat eder.

 

Muaz b. Cebel şöyle rivayet eder: Nebi (s.a.v) "Ya Zel-Celal ve'likram!" diyen bir adamın yanından geçti. Ona şöyle dedi: "Muhakkak ki sana icabet edildi." Said el-Makbüri'den aktarıldığına göre: Bir adam ısrar ile "Ey Celal ve ikram sahibi Allah'ım!" dedi durdu. Bu sefer kendisine şöyle nida edildi: İşittim, söyle ihtiyacın nedir."

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

13- EL-BEDİİ