EL-ESNA

Fİ ŞERHİ ESMAİLLAHİ’L-HÜSNA

VE SIFATİHİL ULYA

 

8- EL-HAYY

 

Kur'an'da varid olmuştur, Ebu Hüreyre hadisinde de geçmektedir.

 

Ümmet de üzerinde icma etmiştir. Kul için kullanılması caizdir.

 

Hayat, ölümün zıddıdır. Hayy da ölünün zıddıdır. Allah Teala da Hayydır, Bakidir. Onun için ölüm fanilik söz konusu değildir. Arapların hay ve hayat kelimelerinden bu manalardan başka mana bilmezler. Mecaz kullanımı da vardır. Örneğin, "Falan hay (diri) kalplidir." derler, manası karakterli, mert, kişilikli, "Falan ölü kalplidir." derler manası: Tembel, mıymıntı.

 

"Hayy" da Allah'ın isimlerinden bir isimdir. Kendini bu isimle isimlendirmiştir. Ayrıca bu isim, zat sıfatlarındandır. Varlık aleminde Allah'tan başka hayatı zatından ve zatı için olan kimse yoktur. Allah için hayat sıfatı zatidir. Lügatte hayat, gerçek manada meleklere ve bütün canlılara kullanılır. Mecazi olarak ise birçok tür için kullanılır. Mesela batmadığı sürece güneşe "haydır" (diridir) derler. Battığında "öldü" derler. Kurak araziye "ölü" derler. Yağmur yağıp nebat bitirince "Hayat buldu, canlandı" derler. Daha başka türler de vardır ki hayat bunlara mecaz olarak kullanılır. Melekler insan ve diğer canlılar, her ne kadar duyuları var ise, iradesi ile hareket ediyor ise; bundan dolayı da gerçek kullanım olarak ona "hay" deniyorsa; Böyle olsa da hayatı arızidir. Başkasındandır. Elinden alınır ve ölür. Canına gelince her ne kadar baki kalıyor olsa da ondan canlılığı almak mümkündür. "Hayy" ise böyle değildir. Ezel ve ebed olarak Daimi hayat onundur. O da Allah'tır.

 

Taberi bir gurup alimden şunu aktarır: "Kendini vasfettiği şekilde ona Hayy" denilir, manası teslim edilir, tafsilatına girilmez.

 

İbnü'l-Arabi der ki: Bazıları şöyle demişlerdir: "Ben Allah, hayat ile hayy'dır" demem. Ancak ilim için "İlim ile Alimdir" derim. Şöyle ki ilim hakkında nas varid olmuş, hayat, sem'i, basar, hakkında varid olmamıştır. Doğrusu ise Semi' ve Basir isimlerinde açıkladığımız şekliyle hayat ile Hayy'dır. Denildi ki: İşleri yerinde tasrif etmek, eşyanın da miktarlarını takdir etmek için kendini "Hayy" diye isimlendirmiştir.

 

Halimi der ki: Böyle diyenlerin bu sözlerinin sebebi şudur: Fiil ancak irade ile yapılır. Bu da ancak Ademoğlunda vardır. Allah'ın fiillerinin hepsi de irade ile tecelli etmektedir. Bu fiillerin varlığını kabul ettiğimizde O'nun Hayy olduğunu ispat etmiş oluruz.

 

Hattabi der ki: Allah'ın sıfatları arasında "Hayy" daima var olan, hayatta olmakla mevsuf bulunan demektir. Kendisine bir ölümden sonra hayat gelmiş değildir, kendisine bir ölümden sonra hayat gelmiş değildir. Hayattan sonra da herhangi bir ölüm söz konusu olmaz. Diğer hayat sahipleri ise hayatın iki tarafından birinde veya her ikisinde ölüm ve yokluk muhakkaktır. "Her şey helak olacaktır. Yalnız onun zatı müstesnadır."(Kasas, 88)

 

Gazzali der ki: "Hayy" dilediğini yapan, her şeyi bilen demektir. Öyle ki, herhangi bir fiili olmayanın, idraki bulunmayanın hayatı yoktur, o ölüdür. İdrak derecelerinin en altı, kişinin kendi varlığını hissetmesidir. Kendi varlığını hissetmeyen cansız, ölü varlıklardır. Buna göre Hayy, kamili mutlaktır. O da bütün idrak edilen varlıkların onun idraki altında, bütün mevcudatın fiili altında bulunduğu zattır. Öyle ki ilminden herhangi bir şey, herhangi bir fiil kaçmaz, dışarıda kalmaz. İşte o da Allah'tır. O mutlak Hayyolandır. Bütün güzel isimlerin, ulvi sıfatların sahibidir. Hepsine mutlak kemal ile sahiptir.

 

Binaenaleyh her mükellefin, Allah Teala'nın kendi nefsinden haber verdiği gibi "Hayy" olduğunu, her hayatın ondan geldiğini bilmesi ve buna itikat etmesi vaciptir. Canlıların en şereflilerinin melekler ve said olana ademoğulları olduğunu bilmelidir. Çünkü onlar güzel bir hayat içinde razı olunmuş bir hayat üzere ebedi bir hayat ile bakidirler.

 

Kafir ise onların aksinedir. Cehennem ateşindedir. Ne ölü ne de diridir. Ölse rahat edecek. Ancak ölüm her taraftan gelir, ancak ölecek değildir. Diridir ama dağılmıştır. Gerçekten hay (diri) olan, yüce dosta komşu olan, rahat bir hayat içinde Allah'ı görme nimetini tadan kimsedir. Bu isimden en büyük payı almak için çabalar, Allah bu payı yalnız sana ve melek cinsine ihsan etmiştir. Burada yakini marifetleri idrak etmekle ne kadar hakiki bir hayat elde edersen yüce Hayy'a melekutunda, zatını ve nurunu müşahede nimetini alarak komşu olursun.

 

Sonra denildi ki: Bu isim Allah'ın ism-i a'zam-ı'dır. Beyhaki'nin Ömer b. Ebu Seleme yoluyla Abdullah b. A'la b. Zebri'den rivayet ettiğine göre dedi ki: Kasım Ebu Abdurrahman'ın şöyle dediğini işittim: Allah'ın en büyük smi (ism-i a'zam) Kur'an'ın üç suresindedir. Bakara, Al-i İmran ve Taha sureleri. İsa b. Mua adında bir adam -ben de işitiyordum- Ebu Zebr'e şöyle dedi: Ey Ebu Zebr! Gaylan b. Enes'in şöyle anlattığını işittim, dedi ki: Kasım Ebu Abdurruhman'ın Ebu Ümame el-Bahili yoluyla Nebi (s.a.v.) şöyle anlattığını işittim, buyurdu ki: Allah'ın en büyük ismi "Kur'an'da üç surededir. Bakara, Al-i İmran, Ta-ha." Ebu Hafs Ömer b. Seleme dedi ki:

 

Ben bu sureleri inceledim. Baktım ki bu surelerde Kur'an'ın diğer bölümlerinde bulunmayan bir şey gördüm. Ayet'ül-Kürsi, "Allah, ondan başka İlah yoktur. Hayy'dır.

 

Kayyum'dur."(Bakara, 255) Al-i İmran'da: "Elif, lam, mim, Allah, O'ndan başka İlah olmayandır. Hayy'dır, Kayyum'dur."(Al-i İmran, 1-2) Taha'da: "Yüzler, Hayy ve Kayyum olana eğilmiştir."(Taha, 11)

 

Derim ki: Sanki bu zat Furkan suresini okumamıştır: "Bir de Hayy (Daima diri) olana ve hiç ölmeyen Allah'a tevekkül et."(Furkan, 58) Gafir suresini de okumamıştır: "O Hayyolandır, Ondan başka İlah yoktur. O'na dua edin ... "(Ğafir, 65) Bu gösteriyor ki Hayy Allah'ın ism-i azam'ı değildir. Bilakis ism-i a'zam Kayyum'dur. Bu üç sureden başkasında bulunmayan isim de budur.

 

Enes b. Malik rivayet etti. Dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in halkasında oturuyordum. Bir adam da kalkmış namaz kılıyordu. Rüku secdesini yaptı, dua etmeye başladı. Duasında şöyle diyordu: Allahım! Hamdin (bütün övgülerin) sana mahsus olması hasebiyle, vesilesiyle senden niyaz ediyorum. Senden başka İlah yoktur. Sen Mennan (kullarına iyilik, ihsanda bulunan) sın. Gökleri ve yeri yoktan varedensin. Ey Celal ve ikram'ın sahibi! Ey Hayy, Ey Kayyum! Senden şunu niyaz ediyorum. Bunun üzerine Nebi (s.a.v) şöyle buyurdu: "Allah'a azim olan ismiyle; O isim ki, onunla kendisine dua edildiğinde icabet eder, onunla bir şey istendiğinde verir." Tirmizi'nin de Ebu Said el-Hudri'den rivayet ettiğine göre Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu: Kim yatağına uzandığında üç defa "Estağfitullahellezi la İlahe illa hüve'l-hayy'ul-kayyum ve etübü ileyh (Hay ve Kayyum olan, O'ndan başka İlah olmayan Allah'tan istiğfar (bağışlanma) niyaz ediyor ve ona tevbe ediyorum.) derse Allah günahlarını bağışlar. İsterse deniz köpüğü kadar olsun. İsterse yığın yığın olan kum taneleri sayısına olsun, isterse dünyanın günleri sayısınca olsun. Dedi ki: Garip bir hadistir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

9- EL-HAKİM