EL-ESNA Fİ ŞERHİ ESMAİLLAHİ’L-HÜSNA VE SIFATİHİL ULYA |
31- EŞ-ŞEDİD |
Musa b. Ukbe'nin A'rec yoluyla Ebu Hüreyre'den aktardığı hadiste geçmiştir. Hadisi İbn Mace rivayet etmiştir.
Manası, Kaviy ile aynıdır. İnsanlardan da kuvvetli olana
şayet dayanıklı metanetli ise "Şedid"
denir.
Allah'ın sıfatı olarak
"Şedid"ten, şedidul-ikab (cezalandırması şiddetli olan) şedidul-mihal (kuvveti şiddetli) çok kuvvetli, şedidul-azab (azabı şiddetli) olması kast edildiği olur. Bu durumda
mana gerçekte azabına, kuvvetine, cezalandırmasına döner. Şöyle buyurur:
"Muhakkak ki benim azabım şiddetlidir."(İbrahim, 7) İnsanoğlunun
sıfatlarında şedid, cimri manasında kullanıldığı
olur. Allah'ın "Muhakkak ki o, hayır (mal) sevgisinden çok
şiddetlidir."(Adiyat, 8) Yani malı çok sevdiği
için cimridir. Kendine hakim olan manasına da gelir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyuruyor ki: "Şedid,
güreşte şedid olan değildir."
Derim ki: Binaenaleyh
her mükellefin şiddetin, kuvvet gibi her yönden Allah'a ait olduğunu bilmesi
vaciptir. çarpmasından, şiddetli şekilde
cezalandırmasından korkmalıdır. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu:
"Muhakkak ki Allah
zalime mühlet verir. Nihayet onu yakaladı mı kaçırmaz." ardından,
"İşte Rabbin zulümkar memleketleri çarptığı
zaman, böyle yakalayıp çarpar. Doğrusu onun cezalandırması çok acıklıdır, pek
şiddetlidir."(Hud, 102) Sonra o da dininde şedit
olmalıdır. Dinine sahip çıkmalı, üzerine titremelidir. Allah razı eden bir
konuda hiçbir kınayıcının kınamasından korkmamalıdır. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: "Sizden birinizi insanlardan birinden duyduğu korku nerede
bulunursa bulunsun onu hakkı söylemekten veya hakkı ikame etmekten
engellemesin." Allah Teala Lokman'dan haber
vererek şöyle buyurur: "Yavrum! Namazı kıl, iyiliği emret, münkeri nehyet. Başına gelene
sabret. Muhakkak bunlar azim icab eden
işlerdendir."(Lokman,17) Aynı şekilde ailesi, çocukları, bakmakla yükümlü
olduğu kimseler üzerinde şiddetli olmalıdır. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: "Kırbacını ailenin göreceği yere as." Kur'an'da da: "Ey iman edenler! Nefislerinizi ve
ailenizi ateşten koruyun."(Tahrim, 6) Tefsir alimleri dediler ki: Onları eğitin, öğretin, ibadetleri
yapmalarını emredin.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: