EL-ESNA

Fİ ŞERHİ ESMAİLLAHİ’L-HÜSNA

VE SIFATİHİL ULYA

 

13- ET-TAHİR

 

Esma hadisinde varid olmamıştır. Kur'an'da da isim olarak geçmez. Ancak fiil olarak geçmiştir. Allah Teala buyuruyor ki: "Size gökten bir su indirir ki bununla sizi tathir etsin (temizlesin)"(Enfal, 11), "Ey Ehl-i Beyt!" Allah ancak sizlerden ricsi (günahı) gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister."(Ahzab, 33)

 

İbn Mace (rahimehullah)'nin Aişe'den (Allah kendisinden de babasından da razı olsun) rivayet ettiğine göre dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu işittim: "Allah'ım! Senden, Tuhr (temizlik), Tahir (temiz olan), Tayyib (güzel, hoş) mübarek senin en çok sevdiğin, o ki onunla sana dua edilirse icabet edeceğin, bir şey istenecek olursa vereceğin, rahmetin dilenirse rahmet edeceğin, dertleri gidermen istenirse giderip saadete çevireceğin ismin ile niyaz ediyorum." Dedi ki: bir gün şöyle dedi: "Ey Aişe! Allah'ın bana kendisi ile dua edildiğinde icabet edeceği ismi öğrettiğini bildin mi? Aişe dedi ki: Dedim ki: Ey Allah'ın resulü anam babam sana feda olsun. Bana o ismi öğret. Buyurdu ki: Ey Aişe! Senin öğrenmen münasip değiL. Aişe dedi ki: Kenara çekildim bir müddet oturdum. Sonra kalkıp başını öptüm. Sonra dedim ki: Ey Allah'ın Resulü! Bana ismi öğret. Buyurdu ki:

 

Ey Aişe! Sana bu ismi öğretmem senin için uygun değiL. Zira o isimle dünyalık bir şey istemen olmaz. Aişe dedi ki: Bende kalktım abdest aldım, sonra iki rekat namaz kıldım. Sonra şöyle dedim: Allah'ım! Ben sana Allah, ben sana Rahman, ben sana el-berr, er-Rahim, isminle sana bütün güzel isimlerinle bildiklerim ve bilmediklerimle dua ediyorum, niyazda bulunuyorum, beni bağışla bana rahmet eyle." Aişe dedi ki:

 

Resulullah güldü sonra şöyle dedi: Dua ettiğin isimlerin arasında (o isim de var)."

Mazi fiili, ta-ha-re ve ta-hu-re şeklinde kullanılır. Mastarı, tuhur ve taharettir. Bu kökten türetilen isim "Tuhr" dur. Bütün bu kullanımlar temiz olmak temizlenmek ve temizlemek manalarındadır.

 

Buna göre Allah mutlak olarak Tahir olandır. Kirlerden mukaddes noksanlık ve ayıplardan beri, afetlerden arızalardan münezzehtir. Kullarından dilediği kimseleri ihsan ettiği tevfik, tevhid ve itaat ile temizleyicidir. Ondan gelen her Taharet onun lütfudur. Başka takdiri ise adaletidir. Allah Teala şöyle buyurur: Ey iman edenler! Müşrikler ancak necasettirler."(Tevbe, 28)

 

Derim ki: Binaenaleyh her mükellefin kamil Thharetin, mutlak nezahetin Allah'a ait olduğunu, her Thharetin ondan geldiğini bilmesi vaciptir. Nitekim bu husus el-Kuddus isminde de geçmiştir.

 

Sonra nefsini günahların kirinden, pisliklerinden temizlemeli, onu çıplak bırakacak şaibeleri izale etmelidir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur: "Misvak, ağız için taharet, Rabbi razı eden bir vesiledir." Aişe (r.anha) rivayet etmiştir. Yine buyuruyor ki:

 

"Muhakkak ki namazın misali şöyledir: Sizden birinizin kapısının önünden tatlı bir nehir aksa her gün o nehre beş defa dalsa, ne dersiniz kir inden bir şey kalır mı?" Bu Muvatta'daki lafızdır. Ebu Hüreyre (r.a.) de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'tan şöyle işittiğini rivayet eder: Ne dersiniz? Birinizin kapısından bir nehir aksa, orada günde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?" Dediler hayır, kirinden hiçbir şey kalmaz. Buyurdu ki: Beş vakit namazın misali işte böyledir. Allah onlarla hataları siler." Buhari ve Müslim rivayet etmiştir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

14- ET-TAYYİB