EL-ESNA

Fİ ŞERHİ ESMAİLLAHİ’L-HÜSNA

VE SIFATİHİL ULYA

 

8- EL-ĞANİY

 

Kur'an'da vardır. Allah Teala buyurdu ki: "Allah el-Ganiy, sizler ise fakir, muhtaçsınız."(Muhammed, 38)

 

"Muhakkak ki Allah, el-Ganiy (müsnağni) Hamid olandır."(Lokman, 28) Kur'an'da hadislerde tekrar tekrar gelmiştir. Ebu Hüreyre (r.a.) hadisinde de zikredilmiş, ümmet üzerinde icma etmiştir. Kul için kayıtlı olarak kullanılması caiz mutlak olarak kullanılması ise caiz değildir. Allah Teala buyuruyor ki: "Muhakkak ki Allah, Allah fakirdir, biz zenginiz (ganiyiz) diyenlerin sözünü işitti."(Al-i İmran, 181)

 

Lügat olarak, mal sahibi olana gani denir. Bununla beraber farklı kalıplarda kullanılarak farklı manalara gelir. Müstağni olmak, bir mekanda ikamet etmek, yaşamak, eli bol olmak, dinlemek, manalarına gelir.

 

Arap dilinde "el-ganiy" başkasına muhtaç olmayandır. Allah Teala da böyledir, hiç kimseye muhtaç değildir. Eğer gani, dünyadan sınırlı bir mala sahip olana deniliyorsa göklerin ve yerin mülküne sahip olan "el-gani" bu ismi almaya evla ve daha hak sahibidir. Hatta o, göklerden, yerden ve bütün mahlukattan müstağnidir. Zira Allah bunları duyduğu bir ihtiyaçtan dolayı yaratmamıştır. Bilakis bir hikmete binaen yaratmıştır. Diğer taraftan bir müddet devam edene, gani deniyorsa Allah, varlığı Daim olandır. Mekanlardan mahlukatın hepsinden gani olandır. Gerçekten gani olan O'dur.

 

Yine "el-Ğaniy": Allah'ın zati bir sıfatıdır. Selb (nefy) manasındadır.

 

Çünkü Allah başkasına muhtaç olmaktan beridir. Her şeyona muhtaçtır. Mutlak gani odur. Mutlak "gina" onundur. Kur'an'da da Ebü Hüreyre (r.a.) hadisinde de kayıtsız olarak varid olmuştur. İsim, Allah'ın kendisine vacip olan bütün celal ve kemal sıfatlarıyla müstakil olduğunu ifade eder. Her mümkin ona muhtaçtır. Daimi hayat onundur. Genel irade ondadır. Daimi mülk de onundur. Hepsinin ona muhtaç olması da buna dahildir.

 

Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur: "Ey insanlar! Allah'a muhtaç olan sizlersiniz. Allah ise el-gani'dir. (hiçbir şeye muhtaç olmayan) el-Hamid (her türlü övgünün sahibi)dir."(Fatır, 15-17)

 

"Deki: Ben gökleri ve yeri yaratan Allah'tan başkasını mı dost edineceğim. Halbuki o yediriyor, kendisi ise yedirilmez (buna muhtaç olmaktan münezzehtir.''(En'am, 14)

 

"Deki: Sizleri gökten ve yerden kim rızıklandırıyor? Kulaklara ve gözlere (idraklere) kim malik oluyor? Diriyi ölüden, ölüyü diriden kim çıkarıyor? İşi kim tedbir (sevk ve irade) ediyor? "Allah" diyeceklerdir. "(Yunus, 31)

 

"Göklerden ve yerden sizi rızıklandıran Allah'tan başka yaratıcı mı vardır? (Asla) Ondan başka İlah yoktur."(Fatır, 3)

 

Kadı Ebü Bekr b. Arabi (rahimehullah) der ki: el-Gani isminin manası, Allah Teala'ya isim olarak kullanımının mahiyeti kavrandıysa bunun bir tenzih sıfatı olduğundan emin oldunuz demektir. Çünkü bu manaların hepsi mahlukattan müstağni olmaya veya devam sıfatına döner. Her iki sıfat da noksanlıkları nefyetme manasındadır. Herhangi bir sıfat ispat etme değildir.

 

Denilse ki. Gina, yani bir şeyle kafi kılmak manasından gelebilir mi?

 

Cevabı şudur: Bu fiilin farklı çekim şekillerinden çıkan bir manadır. Buna göre manası "muğnu" yani gani eden şeklinde olur. Çekimleri ve manaları farklı olduğu ortaya çıkınca onları bir manada almak caiz olmaz. Bari Teala da hem zatında gani olan hem de gani edendir. Buyuruyor ki: "Şayet fakir olurlarsa Allah onları lütfundan gani (zengin) eder."(Nur, 32), "Allah her birini geniş rızkından zengin kılar."(Nisa, 130) ancak Kur'an'da "el-Muğni" ismi değil, el-Gani ismi varid olmuştur. Bundan dolayı geldiği nasla yetindik, manayı da nassa göre verdik.

 

Derim ki: Bunu nasıl gözden kaçırdığına şaşılır. Sanki Ebu Hureyre (r.a.) hadisini okumamış. Hadiste "el-Muğni" ismi geçer. İzahı da gelecektir.

 

Binaenaleyh kulun, mutlak ganinin Allah olduğunu, kulun varlığının onun lütfundan geldiğini en faziletli zenginliğin de gönül zenginliği olduğunu bilmesi vaciptir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyuruyor ki: "Zenginlik çok mal mülk sahibi olmakla değil, bilakis asıl zenginlik gönül zenginliğidir." Zenginliğin maldan başka şeyle olacağını beyan etmiştir. Allah zenginliği kimin kalbine koyarsa onu zengin kılmış olur.

 

Şair ne güzel söyler:

 

Nice fakirler vardır, bilinir gönül zenginliği

Nice zenginler vardır, nefsi aç zayallıdır

 

Bir başkası da şöyle der:

 

Kafi gelene kanaat et, razı ol

Zira sen sabaha veya akşama

Çıkar mısın? Bilmezsin!

 

Dolayısıyla zenginlik çok mala sahip olmak değildir. Bilakis zenginlik fakirlik nefistedir. "Kamul-hırs" kitabımızda bu meseleyi geniş geniş anlattık. Gayrı Allah'ın takdir ettiği paya razı olan zengin olur, onun nezdinde değer bulur. Şu da var ki Allah kendinden istemeyene öfkelenir. Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Rabbinden naklederek şöyle der: Ey Ademoğlu! Zamanını ibadetine ayır göğsünü zenginlikle doldurayım, fakirliğini gidereyim. Yapmazsan elini işle doldurur, ihtiyacını da kapatmam." Sahih-i Buhari'de: "Kim müstağni olursa Allah onu gani kılar (kimseye muhtaç etmez). Kim iffetli davranırsa Allah onu afif kılar." İbn Uyeyne'ye Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in "Kur'an'da teganni etmeyen bizden değildir." sözünün manası soruldu, dedi ki: Kur'an'la müstağni olmayan, yetinmeyen manasındadır.

 

Kur'an'da "Muhakkak sana (her namazda) tekrarlanan yedi ayeti ve şu büyük Kur'an'ı verdik."(Hicr, 87) "Sakın o kafirlerden bir takımlarına verip de zevklendirdiğimiz şeylere (mal ve servete) göz atıp imrenme."(Hicr, 88) Şayet şöyle denilse: Salihlerden fakir olan çok kimse vardır. Ellerinde dünya malından bir şey bulunmamaktadır. Ona denilir ki: Evet salih insanı dünyevi mallardan mahrum eder ancak uhrevi nefis mükafatları hazırlar. İşte gerçek zenginlik budur. Kim Allah'a gerçek manada muhtaç olduğunu idrak ederse, ondan dünyevi mallar değil de baki olan izzeti isterse onun fakir nefisin nürani ilimleriyle zengin kılar. Hem faydalanır hem fayda verir. Tükenme korkusu olmayan şeyden infak eder durur. Dolayısıyla dünyada ve ahirette zengin olan odur. Kimi bu zenginlikten mahrum ederse dünya mülkünün hepsine sahip olsa da o fakirdir. Bundan dolayı, "Allah'ı bilmeyen işte gerçek fakir olur." denilir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

9- ES-SÜBBUH