EL-ESNA Fİ ŞERHİ ESMAİLLAHİ’L-HÜSNA VE SIFATİHİL ULYA |
5- EL-ALİYY |
Kitap ve Sünnette varid olmuş, ümmet üzerinde icma
etmiştir. Dört farklı kalıbı vardır: "el-Aliy,
el-A'li, el-A'la, el-Müteali, Aliy, A'la ve Müteali" Kur'an'da geçmiştir. "A'li"
ise Tirmizi'nin hadisinde geçmiştir. Allah Teala şöyle buyurur: "el-A'la
(yüce) olan Rabbinin ismini tesbih et."(A'la, 1) Abdullah b. Kurt'un rivayet ettiğine göre: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) isra gecesi yüksek
semalarda tesbih işitir, "Sübhanallah
el-Aliy el-A'la
el-Azim"dir (yücedir, büyüktür)", "O, el-Aliy
el-Kebir (yücedir, büyüktür)", "Gaybı ve şehadeti (görünen alemi) bilendir,
el-Kebir, el-Müteal'dir."(Ra'd,
9)
"Aliy" sıfatının kul için kullanılabileceğinde ihtilaf
yoktur. Ancak tarif edatı elif-lam bulunmamalıdır. Ali (y) b. Ebi Talib'in Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
nezdindeki makamı bilinmektedir.
"el-Aliy" "Uluvi"
kökünden türemiştir. Manası yükseldi ve ona ulaşmaya çalışanı aciz bıraktı
demektir. "Aliy"in iki manası vardır:
1- Mekan
yüksekliği: Arşın, sair mahlukattan yüksek olması gibi.
Cennet ve cehennemin
yüksekliği de böyledir.
2- Makam yüksekliği:
Şerefli insanın sıradan olandan, ilmin cehaletten, hakkın batıldan, Hakimin mahkumdan yüksekliği gibi.
Lügat olarak, yükselmek,
büyük şana sahip olmak, üstün gelmek, şeref sahibi olmak manalarında
kullanılır.
Allah Teala da kendisi için vacip olan yüce manalar konusunda
üstüne olan, yüceliği onunla paylaştığı beraberinde olan hiç kimse yoktur.
Halimi (rahimehullah) der ki: Denildi ki: "Uluv"
den maksat kahr ve galebedir. Allah Teala buyuruyor ki: "O zaman biri diğerine ali olmaya çalışırdı."(Mü'minun,
91) Dediler ki: Manası: Ona galip gelir, kahrederdi. Allah Teala,
el-Aliy, el-Ali, el-Kahir, el-Galip (yüce, ulu, her
şeye kahhar ve galip olan) dır. Araplar şöyle der:
Falan falana ali oldu. Yani onu mağlup etti, kahretti.
Şairin dediği gibi:
Onların üzerine ali gelip, hüküm kurunca onları kurda-kuşa yem olarak ölü
bıraktık.
Diyor ki: Onlara galip geldik,
onları kahrettik, üzerlerinde hüküm kurduk. Aynısı Allah Teala'nın
"Firavun yeryüzünde "Uluvv" etti.
Buyruğu için geçerlidir. Dediler ki: Manası, halkını mağlup etti, kahretti,
hükmü altına aldı. Buna göre hem zat sıfatlarından hem fiil sıfatlarındandır.
Allah Teala zatında el-Aliy,
el-Ali'dir. Yücelik, ululuk, sahibidir. Fiillerinde de her şeye galip gelen,
kahir olandır.
Alimlerden bir grup şöyle dedi: O Ali olandır. Şu manada: Yaratılmış
olmak, teşbih ve tahayyaz (bir mekanda
veya zamanda var olma zorunluluğu) sıfatlarından münezzehtir. Bu da güzel bir
izahtır. Allah Teala kemal sıfatlarına sahip olmakla
beraber noksanlık sıfatlarından Müteali (ulu) dir. Sair mahlukatın hepsinden
alidir. Onun dışındaki varlıklarda bir ululuk var ise, mahlukatın
ululuğu onun ululuğundandır. Nitekim onların izzeti, onun izzetindendir.
Mücessime mezhebi dedi ki: (Bu) mesafe yüksekliği, miktar uzaklığı ve
maddi varlıklarla sınırdaş (onların üst kenarında) olmaktır. Allah
dediklerinden çok çok yücedir.
İbnü'l-Hassar (rahimehullah):
Allah Teala'nın "Uluvv"unun
iki yönü vardır:
1- Şerefinin,
kelimelerinin, sıfatlarının, melekutunun yüceliğidir.
2- Hizbinin davet ettiği
esasların, emirlerinin yüceliğidir.
Sıfatı açısından manası,
sıfatlarını kamil, her türlü noksanlık ve arızadan
münezzeh, idrak ve ihata (kuşatma)lardan uzak
olmasıdır. Kelimelerinin ululuğu: Çünkü hak olan bu kelimelerdir. Dünya ve ahirette hep ali olan onun
kelimeleridir. Hizbinin ululuğu: Bunlar melekleridir. Yer ve makam itibariyle
en üstünleri Arş'ı taşıyan melekler, Cibril ve Mikail'dir. Onlar aşağılık
sıfatlardan, kirlerden münezzehtirler. Kadri en yüce varlıklardır. Bundan
dolayı Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem): "Sübbuh, Kuddüs (tesbih edilendir, takdis
edilendir) Meleklerin ve Ruh'un (Cebrail) rabbidir. Bununla hak melikin
yakınlığını, arşa komşu olup taşımayı hak ettiler.
Mekanlarının yüceliği makamlarının yüceliğine göredir. Sair ulema ve mü'minlerde de böyledir. Bundan dolayı Allah Teala şöyle buyurur:
"Allah, sizlerden
iman edenlerin ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini
yükseltir."(Mücadele, 11), "İşte o peygamberlerin, bazılarını
bazılarına üstün kıldık, onlardan bazıları vardır ki, Allah onlarla
konuşmuştur. Bazılarının derecelerini yükseltmiştir."(Bakara, 253)
Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) isra günü bunları görmüş,
her bir peygamberle makamında karşılaşmıştır. Diğer mü'minler
de alimler de böyledir. Hepsi de Allah'ın hizbidir.
Allah Teala'nın davet ettiği ise, cenneti ve
komşuluğudur. Aynı şekilde şerefli ahlak hasletlerine, temiz olan şeylere,
temiz yiyeceklere davet etmiştir. Tahareti ve temizliği emretmiştir. Şeytan ise
bunların hepsinin zıddına çağırır.
Binaenaleyh her
mükellefin yaradanının zikri geçen celal ve kemal
manaları ile el-Aliy (yüce) olduğunu bilmesi
vaciptir. Sonra kafirlerden de üstün olmalıdır. Allah Teala buyuruyor ki: "Ey peygamber! Kafirlere
münafıklara karşı cihad et! Onlara karşı sert
(amansız) ol.."(Tevbe,
73), "Kafirlerle karşılaştığınızda boyunlarını vurur."(Muhammed, 4),
"Taki, aşağılık bir halde kendi elleriyle cizye
verinceye kadar."(Tevbe, 29),
"Biliyorsanız, üstün olan sizlersiniz."(Al-i İmran, 139)
Bununla beraber zikri
yüceltme makamları yükseltme Allah'a daha çok yakın olma manalarını,
hasletlerini haiz olmak için çabalanmalıdır.
İmanın kadrine amellerin
çokluğuna göre dünya ve ahirette ululuğun kemali
olur. Allah Teala buyuruyor ki: "Muhakkak ki ebrarın (iyilerin) kitabı "illiyyin"
denir. Dolayısıyla insan, İlliyyin'de olmak için mukarreb ebrardan olmalıdır. İlliyyin ashabı, Rahman'ın meclisinde olanlardır. Aynı
zamanda onlar, sıdk makamında nurdan minberlerin sahiplerdir.
Ashabü'l-yemine gelince onlar da cennetin ali
derecelerindendir. Allah Teala buyuruyor ki:
"Kitabı kendisine sağ tarafından verilenlere gelince o, işte alın benim
kitabı (amel defterimi) okuyun. Ben hesabımla karşılaşacağımı biliyordum. O
razı olunmuş bir yaşantıdadır (hayat sürecektir). Ali (yüksek) bir
cennettedir."(Hakka, 19-22) Ashabü'l-yeminin
hepsinin cennetleri alidir, mukarreblerin hepsinin
cennetleri alidir. İlliyyin çoğul, müfredi "illiyetün" (manası yüksek oda demektir)
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: