EL-ESNA

Fİ ŞERHİ ESMAİLLAHİ’L-HÜSNA

VE SIFATİHİL ULYA

 

2- EL-FERD

 

Esma hadisinde varid olmamıştır. Bu ismi, "Kadim" ismini anlatırken İsmail b. Ayyaş'tan rivayet ettiğimiz hadiste zikretmiştik. Kelbi, Ebu Salih yoluyla İbn Abbas (r.a.)'tan rivayet ettiğine göre, dedi ki:

 

Cabir b. Abdullah bana anlattı: Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) "Kullarım beni sana soracak olurlarsa muhakkak ki ben yakınım. Dua ettiği zaman dua edenin duasına icabet ederim."(Bakara, 186) ayetini okudu, şöyle dedi:

 

"Allah'ım! Muhakkak ki dua etmeyi emrettin, icabeti de üstlendin. Lebbeykellahümme lebbeyk, lebbeyke (Allah'ım emrine amadeyim, emret) La şerike leke (senin ortağın yoktur) Lebbeyk! Muhakkak ki hamd, nimet, mülk yalnız senindir. Senin ortağın yoktur. Şahitlik ederim ki sen muhakkak ki ferdsin, Ahadsın, Samedsin. Doğurmadın, doğmadın. Hiç kimse sana denk değildir. Şahitlik ederim ki, vaadin haktır. Huzuruna çıkmak haktır. Cennet haktır. Kıyamet kesinlikle gelecektir, geleceğinde şüphe yoktur. Şüphe yok ki Allah kabirlerde olanları diriltecektir." Beyhaki (rahımehullah) dedi ki kuvvetli bir hadis değildir.

 

İbnü'l-Arabi (rahımehullah) dedi ki: "Ferd", "Fird" şeklinde de kullanılır. Farid, Ferid aynı manadadır. Allah Teala'nın yemin olsun ki bize "fürada" ferdin çoğuludur.

Manası, münferit (tek olan) benzeri ve ortağı olmayan demektir.

 

Cevheri (rahimehullah) dedi ki: "Ferd" vitr (tek) demektir.

 

Allah Teala hakkında "Ferd"in manası münferid (tek) olan, kendisi dışındaki her şeyden her yönden farklı olan kendisi dışındakilerden her manada ayrı olan demektir. "Ahad" ile bu isim arasındaki fark şudur. "Ahad"lık bir mağyir (farklı varlık) tevehhüm edilmeden kavranır. Halik, Razık isimleri gibi. Bunların manaları ancak yaratma ve rızık verme manalarının hatıra getirilmesiyle kavranır. Aynı şekilde "Ferd" de kendisinden infirad edilen (bırakılıp yalnız kalınan) bir şeyin hatıra getirilmesiyle kavranır. Daha önce de geçmişti ki Allah'ın misli, benzeri, dengi yoktur. Eşi de yoktur. Zira eşleri o yaratmıştır. Öyleyse o, ferddir haktır. Çünkü infirad (teklik) başkasından ayrıldığı sıfatla ayrı olmaktır. Allah da kıdem, memluk olmasa da mülk, merbub olmasa da rab olmak, kullar olmasa da uluhiyet, kendisinden başkasında olmayan yoktan var etme ve tedbir etme sıfatlarıyla infirad etmiştir. Dolayısıyla bu sıfat zatın sıfatlarındandır.

 

Fiillerin sıfatlarından da olabilir. Çünkü Allah Teala varları yoktan var etmiş, var ettiği her varlığı da başkasında olmayan yaratma ve hususiyetle ifrad etmiştir. (Her birinin yaratılması, hususiyeti diğerinden ayrıdır) Cennet ve cehennemi her birine bir hususiyet vererek, her biri için yarattıkları ile ifrad ( ayırt) etmiştir. İbadetleri de birbirinden ifrad etmiştir. Namazı oruçtan, orucu hacdan, haccı zekattan ayırt etmiştir. Bunlara Allah'ın koyduğu tarif ve sıfat dışında bir tarif bir sıfat koyamazsın. Mü'minleri ikramı, mücrimleri aşağılamasıyla münferid kılmıştır. Şekil sahibi her varlığı şekliyle suret sahibi her varlığı suretiyle ifrad etmiştir. Herbirinin kendine has bir özelliği, haline uygun bir hali vardır. Eşyanın zatı ve hallerinin ayrı olmasını dilemiştir.

 

Böyle olmasaydı bir şey hiçbir şeyden hiçbir şekil hiçbir şekilden ayırd edilmezdi. Hepsi birbirine karışırdI. Bunun neticesinde çocuğumuzu çocuğumuzdan veya başkasından, annelerimizi eşlerimiz veya başkalarından ayırd edemezdik. Ne helali ayırt eder tabi olur ne haramı tespit eder uzak dururduk. Hiç birimizin de bir hususiyeti olmazdı. Sadece karışıklık, körlük olur -ilim- malum olmazdı. Kesin takdir muhkem kaza Allah'ındır.

 

Bazı insanlar dediler ki: Allah'a ferd denilmesi caiz değildir. Çünkü bu bir noksanlıktır. Zekeriyya (aleyhisselam)'dan bahsederken de "Rabbim beni "ferd" koma"(Enbiya, 89) dediğini haber vermiştir. Bu izahın bir kıymeti yoktur. Mahluk için ferdiyet (yalnızlık) bütün hallerinde müstakil olmadığından dolayı noksanlık yergi sebebi olsa da bu sıfat Allah hakkında kemaldir, övgüdür. Çünkü Allah müstağnidir, kemal sıfatlarına sahiptir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

3- EL-VİTR