EL-ESNA Fİ ŞERHİ ESMAİLLAHİ’L-HÜSNA VE SIFATİHİL ULYA |
4- EL-MEZKUR |
Fiil olarak varid olmuş, isim olarak varid
olmamıştır. Buyuruyor ki:
"Beni zikredin ki
bende sizi zikredeyim."(Bakara, 152) Hadis-i Kudsi
de ki: "Kim beni kendi nefsinde zikrederse bende onu nefsimde zikrederim.
Kim beni bir topluluk içinde zikrederse bende onu onlardan daha hayırlı bir
topluluk içinde zikrederim." Hadis daha sonra gelecektir.
Zikir en büyük en
şerefli ibadetlerindendir. Öyle ki namaz zikir olmadan sahih olmaz. Zikrin
aslı, kalbi zikredilen hakkında uyarmak, uyandırmaktır. Dil ile yapılan zikre
delalet eder. Şu var ki zikir daha çok dil ile yapılan hakkında kullanılır
olunca akla ilk gelen o olmuştur. Kul hem kalp hem dil ile zikrediyorsa
zikrinde kamil olan, Rabbini tazim eden gerçekten o
olur.
Zikir Hak Teala yolunda güçlü bir temeldir, hiç kimse buna devamlı
zikir dışında bir yolla ulaşamaz. Allah Teala
buyuruyor ki: "Beni zikredin ki bende sizi zikredeyim."
Manası: Beni itaatle
zikredin bende sizi sevap ve mağfiret ile zikredeyim. Bunu Said
b. Cübeyr demiştir. Yine der ki: Zikir, Allah'a
aittir. Ona itaat etmeyen onu zikretmiş olmaz. Ne kadar çok tesbih,
tehlil getirse Kur'an okusa
böyledir. Delili Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şu buyruğudur: "Allah'a itaat eden Allah'ı
zikretmiştir. İsterse namazı, orucu, hayır işleri az olsun. Allah'a isyan eden
de Allah'ı unutmuştur. İsterse namazı, orucu, hayır işleri çok olsun."
Allah Teala taat ile, dil ile, kalp ile, akıl ile mezkurdur.
Zikrin özelliklerden
biri de herhangi bir zaman veya vakitte sınırlandırılmamıştır. Allah Teala buyuruyor ki: "Allah'ı çokça zikredin. Umulur ki
kurtuluşa erersiniz."(Cum'a, 10) "Size
verdiği hidayet sebebiyle O'nu zikredin."(Bakara, 198) Hiçbir vakit yoktur
ki kul o vakitte o Allah'ı zikretmekle memur olmasın. Bu emir farz olabilir.
Sünnet olabilir. Namaz, ibadetlerin en şereflisi olsa da bazı vakitlerde
kılınması caiz olmaz. Kalp ile zikir her hal üzere Daim'dir.
Allah Teala buyuruyor ki: "Onlar ki Allah'ı
ayaktayken, oturuyorken, yanları üzere yatıyorken zikredenlerdir."(Al-i
İmran, 191)
İmam Kuşeyri
(rahimehullah) der ki: Sülemi'nin
şöyle dediğini işittim: Üstad Ebu
Ali ed-Dekkak'a soruldu: zikir mi daha tamdır fikir
mi? üstad dedi ki: Hocanın bu konuda gördüğü nedir?
Şeyh Ebu Abdurrahman esSülemi dedi ki: Bana göre zikir, fikirden tamdır. Çünkü
Hak Teala zikir ile vasfedilir
ancak fikir ile vasfedilmez. Hakkın sıfatı olan
husus, sıfatı olmayandan faziletlidir. Şeyh Ebü Ali
bu cevabı beğendi.
Zikrin faziletine dair
haber çotur. Hak Teala'nın
"Beni zikredin, bende sizi zikredeyim" buyruğu. Resülullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın: "Kim beni kendi nefsinde zikrederse ben de onu
nefsimde zikrederim." sözü sana kafidir.
Malumdur ki Allah'ın
kulu zikretmesinin kıymeti biçilemez. Bundan dolayı, "Allah'ın zikri daha
büyüktür."(Ankebut, 45) buyurmuştur.
Ziyad b. Ebi Ziyad,
Ebu Derda (radıyallahu anh)'dan rivayet eder.
Dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: size amellerinizin en hayırlısını,
hükümranı katında en temizini, derecelerinizi en çok yükseltecek olanlarını,
sizler için altın gümüş vermekten, düşmanınızla karşılaşıp boyunlarını
vurmaktan, onların sizlerin boyunlarını vurmasından daha hayırlı olanını haber
vereyim, istemez misiniz? Dediler ki: Bu nedir Ey Allah'ın resulü! Buyuruyor
ki: "Allah'ı zikirdir."
Muaz b. Cebel (r.a.) der ki: kulu, Allah'ı zikirden çok Allah'ın
azabından kurtaracak bir şey (amel) yoktur.
Bu ve önceki isim: Manaları
birbirine yakındır. Her ikisi bir önceki ismin manasından alınmıştır. Çünkü
ancak mevcut olan zikredilir, ibadet edilir. Bu yüzden burada verdik.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: