SÜNEN DARAKUTNİ

Av Hayvan kesimi ve Yiyecekler

 

الصيد والذبائح والأطعمة وغير ذلك

Av Hayvan kesimi ve Yiyecekler

 

حدثنا أبو بكر النيسابوري نا أحمد بن عبد الرحمن بن وهب نا عمي نا عمر بن محمد أن نافعا حدثه أن بن عمر قال غزونا فجعنا حتى إنا نقسم التمرة والتمرتين فبينما نحن على شط البحر إذ رمى البحر بحوت ميتة فأقطع الناس منه ما شاءوا من شحم ولحم وهو مثل الضرب فبلغني أن الناس لما قدموا على رسول الله صلى الله عليه وسلم أخبروه فقال لهم أمعكم منه شيء قال وأخبرني مخرمة بن بكير عن أبيه عن نافع قال لما قدموا على رسول الله صلى الله عليه وسلم أخبروه فقال هل معكم منه شيء فقالوا نعم فأعطوه منه فأكله

 

4625- İbn Ömer der ki: Bir gazveye çıkmıştık. O kadar acıktık ki aramızda bir ve iki hurmayı paylaşmaya başladık. Biz bu durumda sahilde iken deniz ölü bir balinayı sahile attı. İnsanlar onun yağından ve etinden dilediği kadar kesip yedi. Balina sanki beyaz bal gibiydi. Bana ulaşan habere göre insanlar Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip durumu kendisine haber verince Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ondan yanınızda kalan bir şey var mı?" diye sormuştur.

 

Mahreme b. Bukeyr, babasından, o da Nafi'den bildirir: Resulullah'a {Sallallahu aleyhi ve Sellem} gelip bunu anlattıklarında: "Ondan yanınızda kalan bir şey var mı?" diye sordu. "Evet!" dediklerinde Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) verdiklerinden yedi.

 

Tahric: Buhari (4360) ve Müslim (1935).

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل نا أبو الأشعث نا المعتمر نا إبراهيم بن زيد عن عمرو بن دينار عن عبد الرحمن بن أبي هريرة أنه سأل بن عمر قال آكل ما طفا على الماء قال إن طافيه ميتة وقال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم إن ماءه طهور وميته حل

 

4626- Amr b. Dinar bildiriyor: Abdurrahman b. Ebi Hureyre, İb Ömer'e: "(Deniz) suyun(un) üstünde olan şeyi yiyebilir miyim?" diye sorduğunda şu karşılığı verdi: "Onun yüzüne çıkardığı ölüsüdür. Bu konuda Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Şüphesiz ki (denizin) suyu temizdir, ölüsü de helaldir’‘ buyurdu."

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. İbn Cerir et-Taberı 5/67 (12703, 12704, 12405, 12707) ve Abdürrezzak, Musannef4/508 (8669).

 

 

نا عبد الله بن أحمد بن ثابت نا سعدان بن نصر نا فهير بن زياد عن إبراهيم بن يزيد الخوزي عن عمرو بن دينار عن عبد الله بن سرجس وكان شيخا قديما قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم إن الله قد ذبح كل نون في البحر لبني آدم

 

4627- Yaşlılardan olan Abdullah b. Sercis der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şüphesiz ki Allah denizdeki her balinayı Ademoğlu için (hükmen) kesmiştir" buyurdu. 

 

Tahric: İsnadı zayıflır. Senedinde metruk olan İbrarum b. Yezıd el-Huzı bulunmaktadır.

 

 

حدثني عثمان بن عبد ربه نا عبد الله بن روح نا شبابة نا حمزة عن عمرو بن دينار عن جابر قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم ما من دابة في البحر إلا قد ذكاها الله لبني آدم

 

4628- Cabir der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Denizde hiçbir hayvan yoktur ki mutlakaAllah onu Ademoğlu için (hükmen) kesmiştir"buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıflır.

 

 

حدثنا عثمان بن أحمد نا يحيى بن أبي طالب نا عبد الوهاب نا طلحة بن عمرو عن عمرو بن دينار قال بلغني أن الله ذبح ما في البحر لبني آدم

 

4629- Amr b. Dinar der ki: "Bana ulaşan habere göre Allah denizdeki her hayvanı Ademoğlu için (hükmen) kesmiştir."

 

Tahric: İsnadında metruk olan Talha b. Amr el-Hadrami bulunmaktadır.

 

 

حدثنا يعقوب بن إبراهيم البزاز ويوسف بن يعقوب الأزرق وابن الربيع وابن مخلد قالوا نا الحسن بن عرفة نا إسماعيل بن عياش عن عبد العزيز بن عبيد الله عن وهب بن كيسان عن جابر بن عبد الله عن النبي صلى الله عليه وسلم قال كلوا ما حسر عنه البحر وما ألقاه وما وجدتموه ميتا أو طافيا فوق الماء فلا تأكلوه تفرد به عبد العزيز بن عبيد الله عن وهب وعبد العزيز ضعيف لا يحتج به

 

4630- Cabir b. Abdillah bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Denizin açığa çıkardığı ve dışarı attığını yiyiniz. Ancak ölü olarak bu lduğunuzu ve suyun yüzüne çıkan (av )ı yemeyiniz" buyurdu.

 

Tahric: İbn Adiy, el-Klimil (5/285).

 

 

حدثنا أبو بكر النيسابوري ثنا محمد بن علي بن محرز الكوفي بمصر نا أبو أحمد الزبيري نا سفيان الثوري عن أبي الزبير عن جابر عن النبي صلى الله عليه وسلم قال إذا طفا فلا تأكله وإذا جزر عنه فكله وما كان على حافيته فكله لم يسنده عن الثوري غير أبي أحمد وخالفه وكيع والعدنيان وعبد الرزاق ومؤمل وأبو عاصم وغيرهم عن الثوري رووه موقوفا وهو الصواب وكذلك رواه أيوب السختياني وعبيد الله بن عمر وابن جريج وزهير وحماد بن سلمة وغيرهم عن أبي الزبير موقوفا وروى عن إسماعيل بن أمية عن أبي الزبير وابن أبي ذئب عن أبي الزبير مرفوعا ولا يصح رفعه رفعه يحيى بن سليم عن إسماعيل بن أمية ووقفه غيره

 

4631- Cabir bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Denizde ölüp de su yüzüne çıkanı (avı) yemeyiniz. Deniz suyunun geri çekilmekle sahilde bıraktığı ve dışarı attığını yiyebilirsiniz" buyurdu. 

 

Ebu Ahmed dışında bunu Seyri'den müsned (merfu) olarak rivayet eden olmamıştır. Veki - Adenli iki ravi - Abdürrezzak - Müemmel - Ebu Asım ve başkalan ise muhalefet edip bunu Seyri'den mevkuf olarak rivayet etmişlerdir ki doğrusu da budur. Yine Eyyub es-Sahtiyani - Ubeydullah b. Ömer - ibn Cüreyc - Züheyr -

 

Hammad bin Seleme ve başkalan bunu Ebu'z-Zübeyr'den mevkuf olarak rivayet etmişlerdir. ismail b. Umeyye ile ibn Ebı Zi'b'den de Ebu'z-Zübeyr kanalıyla merfu olarak rivayet edilmiştir. Ancak merfu olarak rivayeti doğru değildir. Yahya b. Süleym bunu ismail b. Umeyye'den merfu olarak rivayet etmişken, başkası mevkuf olarak rivayet etmiştir.

 

Tahric: Beyhakl, Sünen (9/255).

 

 

حدثنا محمد بن مخلد نا أبو داود السجستاني نا أحمد بن عبدة نا يحيى بن سليم نا إسماعيل بن أمية عن أبي الزبير عن جابر قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم ما ألقى البحر أو جزر عنه فكلوه وما مات فيه وطفا فلا تأكلوه رواه غيره موقوفا

 

4632- Cabir der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Deniz suyunun dışarı attığı ve geri çekilmekle sahilde bıraktığı avı yiyiniz. Denizde ölüp de su yüzüne çıkanı {avı) yemeyiniz" buyurdu.

 

Tahric: Ebu Davud (3815) ve İbn Mace (3247).

 

 

حدثنا عبد الغافر بن سلامة نا يزداد بن جميل نا المعافى بن عمران نا إسماعيل بن عياش نا إسماعيل بن أمية عن أبي الزبير عن جابر أنه سمعه يقول ما ألقى البحر أو حسر عنه من الحيتان فكله وما وجدته طافيا فلا تأكله موقوف هو الصحيح

 

4633- İsmail b. Umeyye'nin bildirdiğine göre Ebu'z-Zübeyr, Cabir'İn; "Deniz suyunun dışarı attığı ve geri çekilmekle sahilde bıraktığı avı yiyiniz. Denizde ölüp de su yüzüne çıkan( av)ı yemeyiniz" dediğini işitmiştir.

 

Mevkuftur ve doğrusu da budur.

 

 

حدثنا محمد بن إبراهيم بن فيروز نا محمد بن إسماعيل الحساني نا بن نمير نا عبيد الله بن عمر عن أبي الزبير عن جابر أنه كان يقول ما ضرب به البحر أو جزر عنه أو صيد فيه فكل وما مات فيه ثم طفا فلا تأكل

 

4634- Ebu'z-Zübeyr bildiriyor: Cabir: "Deniz suyunun dışarı attığı veya geri çekilmekle sahilde bıraktığı veya içinde avlanılanı yiyiniz. Ancak denizde ölüp de su yüzüne çıkan(av)ı yemeyiniz" derdi.

 

Tahric: Beyhaki (9/255).

 

 

نا عبد الغافر بن سلامة نا يزداد نا المعافى بن عمران نا إسماعيل حدثني عبيد الله بن عمر عن أبي الزبير عن جابر نحوه موقوفا

 

4635- Farklı bir kanalıyla bir öncekinin aynısı mevku[ olarak bildirilmiştir.

 

 

حدثنا دعلج بن أحمد نا محمد بن أحمد بن النضر نا موسى بن داود نا حماد بن سلمة عن عمرو بن دينار قال سمعت شيخا يكنى أبا عبد الرحمن قال سمعت أبا بكر الصديق يقول ما في البحر من شيء إلا قد ذكاه الله تعالى لكم

 

4636- Abdurrahman der ki: Ebu Bekr es-Sıddik'in: "Allah denizde bulunan her şeyi mutlaka sİzin için (hükmen) kesmiştir" dediğini işittim.

 

Tahric: Ebu Ubeyd (239).

 

 

حدثنا الحسين بن القاسم الكوكبي نا خالد بن سليمان الصدفي نا أبو عاصم عن بن جريج عن أبي الزبير عن شريح وكان من أصحاب رسول الله صلى الله عليه وسلم قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم إن الله تعالى ذبح ما في البحر لبني آدم

 

4637- Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından olan Şurayh der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah denizde bulunan her şeyi Ademoğlu için (hükmen) kesmiştir" buyurdu.

 

Tahric: Buhari, Sahih (11/38).

 

 

حدثنا أبو بكر النيسابوري نا عبد الرحمن بن بشر بن الحكم نا عبد الرحمن بن مهدي قال ونا يوسف بن سعيد نا أبو نعيم قالا نا سفيان عن عبد الملك بن أبي بشير عن عكرمة عن بن عباس أنه قال أشهد على أبي بكر أنه قال السمكة الطافية حلال لمن أراد أكلها

 

4638- İbn Abbas der ki: Şahadet ederim ki Ebu Bekr: ''Deniz'de ölüp de su yüzüne çıkan balık, onu yemek isteyen kimse için helaldir.'' dedi.

 

Tahric: Beyhaki (9/253).

 

 

حدثنا محمد بن نوح نا هارون بن إسحاق نا وكيع عن سفيان بهذا قال السمكة الطافية على الماء حلال

 

4639- Veki'in bildirdiğine göre Süfyan: "Denizde ölüp de su yüzüne çıkan balık helaldir" demiştir. 

 

Tahric: Beyhak! (9/253) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef 4/248 (19756).

 

 

حدثنا إبراهيم بن محمد العمري نا عباد بن يعقوب نا شريك عن بن أبي بشير عن عكرمة عن بن عباس قال سمعت أبا بكر يقول إن الله تعالى ذبح لكم ما في البحر فكلوه كله فإنه ذكى

 

4640- İbn Abbas der ki: Ebu Bekr'in: "Allah denizde bulunan her şeyi sizin için (hükmen) kesmiştir. Onların her türlüsünü yiyebilirsiniz. Şüphesiz ki onlar helaldir" dediğini işittim.

 

Tahric: Beyhak! (9/252).

 

 

حدثنا عثمان بن أحمد الدقاق نا يحيى بن أبي طالب نا عبد الوهاب نا شعبة عن عبد الملك بن أبي بشير قال أشهد على عكرمة أنه شهد على بن عباس قال أشهد على أبي بكر الصديق أنه أكل السمك الطافي على الماء

 

4641- İbn Abbas: ''Ebu Bekr es-Sıddık'ın, denizde ölüp de su yüzüne çıkan balıklardan yediğine dair şahidlik ederim.'' dedi.

 

Tahric: İsnadı sahihtir.

 

 

حدثنا أبو على المالكي نا بشير بن آدم نا محمد بن عبد الله الأنصاري نا سعيد عن قتادة عن لاحق بن حميد وعكرمة عن بن عباس قال إن أبا بكر قال السمك ذكى كله

 

4642- Hz. Ebu Bekr: ''Balıkların her türü helaldir.'' dedi.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. 4640. hadise bakınız.

 

 

نا عبد الله بن محمد بن عبد العزيز نا عبيد الله بن عمر نا معاذ بن هشام حدثني أبي عن قتادة عن جابر بن زيد قال قال عمر بن الخطاب الحوت ذكى كله والجراد ذكى كله

 

4643- Ömer b. el-Hattab: "Balıkların ve çekirgelerin her türü helaldir" dedi. 

 

Tahric: Beyhaki (9/254) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef4/247 (19741).

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل نا سعيد بن يحيى الأموي نا أبي عن محمد بن عمرو نا أبو سلمة عن أبي هريرة قال قال الله تعالى أحل لكم صيد البحر وطعامه متاعا لكم وللسيارة وطعامه ما لفظ

 

4644- Ebu Hureyre der ki: Allah: "Deniz avı yapmak ve onu yemek size de, yolculara da geçimlik olmak üzere helal kılınmıştır" (Maide Sur. 96) buyurdu. Denizin yemeği, av yapılmadan dışarı attığı balıklardır.

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe, Musannef 4/249 (18766) ve İbn Cerir et- Taberi 5/70 (12733, 12734).

 

 

حدثنا عبد الله بن محمد بن عبد العزيز نا يحيى بن أيوب نا خلف بن خليفة عن حصين عن سعيد بن جبير عن بن عباس في قول الله عز وجل أحل لكم صيد البحر وطعامه ألا إن صيده ما صيد وطعامه ما لفظ البحر

 

4645- Said b. Cübeyr bildiriyor: İbn Abbas, Allah'ın: "Deniz avı yapmak ve onu yemek size de, yolculara da geçimlik olmak üzere helal kılınmıştır. İhramlı bulunduğunuz sürece kara avı size haram kılınmıştır. Huzuruna toplanacağınız Allah'tan sakının" (Maide Sur. 96) buyruğunu açıklarken: "Deniz avından kasıt, denizden avlanan balıklardır. Yemeğinden kasıt da (av yapılmadan) dışarı attığı balıklardır" dedi.

 

Tahric: İbn Cem et- Taberi 5/64 (12673), 5/66 (12692).

 

 

حدثنا أبو بكر النيسابوري نا يزيد بن سنان نا عبد الصمد نا عبد الله بن المثنى عن ثمامة بن أنس عن أبي أيوب أنه ركب في البحر في رهط من أصحابه فوجدوا سمكة طافية على الماء فسألوه عنه فقال أطيبة هي لم تغير قالوا نعم قال فكلوها وارفعوا نصيبي منها وكان صائما

 

4646- Sumame b. Enes bildiriyor: Ebu Eyyub arkadaşlarından bir toplulukla birlikte deniz yolculuğuna çıktı. Yolculuk sırasında su yüzünde ölmüş bir balık gördüler ve (yenilip yenilmeyeceğini) sordular. Ebu Eyyub: "Temiz midir? Kokuşmamış mıdır?" deyince: "Evet (temizdir ve kokuşmamıştır)" dediler. Bunun üzerine: "Onu yiyin ve bana da payımı saklayın" dedi. çünkü kendisi oruçluydu.

 

Tahric: Beyhaki, Sünen (9/254).

 

 

حدثنا أبو بكر النيسابوري علي بن سهل نا عفان ح قال و نا أحمد بن يوسف السلمي نا حجاج قالا نا حماد بن سلمة عن حبيب بن الشهيد عن جبلة بن عطية أن أصحاب أبي طلحة أصابوا سمكة طافية فسألوا عنها أبا طلحة فقال أهدوها إلي

 

4647- Cebele b. Atiyye bildiriyor: Ebu Talha'nın arkadaşları su yüzünde ölü bir balık buldular ve kendisine (yenilip yenilmeyeceğini) sordular. Bunun üzerine: "Onu hediye olarak bana verin" dedi.

 

Tahric: Beyhaki, Sünen (9/254).

 

 

حدثنا أبو نصر محمد بن حمدويه المروزي وعلي بن الفضل بن طاهر قالا نا معمر بن محمد بن معمر البلخي نا عصام بن يوسف نا مبارك بن مجاهد عن عبيد الله بن عمر عن نافع عن بن عمر أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال في الجنين ذكاته ذكاة أمه أشعر أو لم يشعر قال عبيد الله ولكنه إذا خرج من بطن أمه يؤمر بذبحه حتى يخرج الدم من جوفه

 

4648- İbn Ömer bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), cenın hakkında: "Genin kıllanmış olsun veya olmasın annesinin kesilmesiyle kendisi de kesilmiş sayılır" buyurdu.

 

Ubeydullah ekledi: "Ancak annesinin karnından çıkarsa içinden kan aksın diye kesilmesi söylenir."

 

Tahric: Beyhaki, Sünen (9/254), Hakim, Müstedrek (4/114) ve İbn Hibban, el-Mecruhın (2/275).

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل نا علي بن مسلم نا عبد الرحمن بن زيد بن اسلم عن أبيه عن بن عمر عن النبي صلى الله عليه وسلم ح ونا محمد بن مخلد نا إبراهيم بن محمد العتيق نا مطرف نا عبد الله بن زيد بن أسلم عن أبيه عن بن عمر أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال أحل لنا من الدم دمان ومن الميتة ميتتان من الميتة الحوت والجراد ومن الدم الكبد والطحال لفظ مطرف

 

4649- İbn Ömer bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bizim için kandan iki kan, ölülerden de iki ölü helal kılındı. Ölüler, balıklar ve çekirgelerdir. Kanlar da, karaciğer ve dalaktır" buyurdu.

 

ibare Mutarrif'in lafzıdır.

 

Tahric: İbn Mace (2/1102).

 

 

حدثنا أبو بكر الشافعي نا بن ياسين نا بندار نا يحيى القطان عن مجالد عن أبي الوداك عن أبي سعيد أن النبي صلى الله عليه وسلم سئل عن الجنين يخرج ميتا قال إن شئتم فكلوه

 

4650- Ebu Said bildiriyor: Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem), annesinin karnından ölü çıkan cenin(in eti) hakkında sorulunca: "Dilerseniz onu yiyebilirsiniz" buyurdu.

 

Tahric: İbn Mace (3199), Tirmizi (1476) ve Ebu Davud (2827).

 

 

حدثنا أبو الأسود عبيد الله بن موسى وموسى بن جعفر بن قرين قالا نا الحسين بن الحكم الجيري نا إسماعيل بن أبان نا صباح بن يحيى عن بن أبي ليلى عن أبي الزبير عن جابر قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم كل الجنين في بطن أمه وقال أبو الأسود في بطن الناقة

 

4651- Cabir der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Anne karnından çıkan cenini yiyebilirsin" buyurdu.

 

Ebu'l-Esved ise: "Devenin karnından" lafzını kullanmıştır.

 

Tahric: Ebu Davud (2828).

 

 

نا يعقوب بن إبراهيم البزاز نا علي بن مسلم نا أبو يوسف القاضي نا مجالد بن سعيد عن أبي الوداك عن أبي سعيد عن رسول الله صلى الله عليه وسلم سئل عن الجزور والبقرة يوجد في بطنها الجنين فقال إذا سميتم على الذبيحة فذكاته ذكاة أمه

 

4652- Ebu Said bildiriyor: Resulunalı'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem), karnında cenin bulunan (ve kesilen) deve ile sığır hakkında sorulunca: "Eğer hayvanı keserken Besmele çektiyseniz, annesinin kesilmesiyle cenin de kesilmiş sayılır'' buyurdu.

 

Tahric: Beyhaki, Sünen (9/335).

 

 

حدثنا أبو الحسين عبد الملك بن أحمد بن نصر الدقاق والحسين بن إسماعيل قالا نا يعقوب بن إبراهيم الدورقي نا هشيم عن مجالد عن أبي الوداك عن أبي سعيد قال سألنا رسول الله صلى الله عليه وسلم فقلنا أحدنا ينحر الناقة أو يذبح البقرة أو الشاة فيجد في بطنها جنينا فيأكله أو يلقيه قال فقال كلوه إن شئتم إن ذكاته ذكاة أمه

 

4653- Ebu Said bildiriyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bizden biri deve veya sığır veya koyun kesiyor ve karnında cenin bulunduğunu görüyor. Bu durumda kişi cenini yiyebilir mi? Veya onu atması mı gerekir?" diye sorduğumuzda: "Dilerseniz onu yiyebilirsiniz. Çünkü annesinin kesilmesiyle cenin de kesilmiş sayılır" buyurdu.

 

Tahric: Ebu Davud, Sünen (2827).

 

 

حدثنا أبو عمر حمزة بن القاسم الهاشمي الإمام من أصله نا حنبل بن إسحاق نا أبو عبد الله أحمد بن حنبل نا أبو عبيدة هو الحداد عبد الواحد بن واصل عن يونس بن أبي إسحاق عن أبي الوداك جبير بن نوف عن أبي سعيد أن النبي صلى الله عليه وسلم قال ذكاة الجنين ذكاة أمه

 

4654- Ebu Said'in bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Annesinin kesilmesiyle cenin de kesilmiş sayılır" buyurmuştur.

 

Tahric: Ahmed (3/39), İbn Hibban, 13/206 (5889), Beyhaki (9/335) ve Hatib, el-Mudah (2/249).

 

 

حدثنا أحمد بن محمد بن أبي بكر الواسطي نا أحمد بن الحجاج بن الصلت نا الحسن بن بشر بن سلم نا أبو بكر بن عياش عن الأعمش عن إبراهيم عن علقمة عن عبد الله قال أراه رفعه قال ذكاة الجنين ذكاة أمه

 

4655- Abdullah (b. Mes'ud)'un bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Annesinin kesilmesiyle cenin de kesilmiş sayılır" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadında zayıf olan Ahmed b. Haccac b. es-Salt bulunmaktadır.

 

 

حدثنا يعقوب بن إبراهيم البزار نا طاهر بن خالد بن بزار حدثني أبي حدثني عمر بن قيس عن عمرو بن دينار عن طاوس عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال في الجنين ذكاته ذكاة أمه

 

4656- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), cenin hakkında: "Annesinin kesilmesiyle cenin de kesilmiş sayılır" buyurmuştur.

 

Tahric: Hakim (4/114).

 

 

حدثنا أحمد بن محمد بن سعيد ثنا عبد الله بن إبراهيم بن منبه نا محرز بن هشام نا موسى بن عثمان الكندي عن أبي إسحاق عن الحارث عن علي قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم ذكاة الجنين ذكاة أمه وعن أبي إسحاق عن عكرمة عن بن عباس قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم ذكاة الجنين ذكاة أمه

 

4657- Hz. Ali der ki: Resululiah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Annesinin kesilmesiyle cenin de kesilmiş sayılır" buyurdu.

 

Ebu İshak'ın İkrime'den, onun da İbn Abbas'tan bildirdiğine göre Resululiah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ceninin kesilmesi annesinin kesilmesiyle olur" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Bak: Nasbu'r-Rdye (4/191).

 

 

حدثنا أبو بكر النيسابوري نا أحمد بن سعيد بن صخر نا حبان بن هلال أنا أبان بن يزيد نا يحيى بن أبي كثير عن محمد بن إبراهيم حدثني أبو سلمة وسليمان بن يسار أنه بلغهما أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال الضحايا إلى آخر الشهر لمن أراد أن يستأنى ذلك

 

4658- Ebu Seleme ile Süleyman b. Yesar'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kurban kesenler etlerini (elinde tutup) saklamak isterlerse sadece Zilhicce ayının sonuna kadar kaldırsınlar" buyurmuştur.

 

Tahric: Ebu Davud, Merasil (377).

 

 

حدثنا أبو بكر النيسابوري نا أحمد بن عبد الرحمن بن وهب نا عمي نا عبد الله بن عياش عن عيسى بن عبد الرحمن بن فروة الأنصاري عن بن شهاب عن سعيد بن المسيب عن أبي هريرة أنه قال من وجد سعة ولم يضح فلا يقربنا في مساجدنا قال عيسى وأخبرني بن شهاب عن سعيد بن المسيب عن أبي هريرة قال ضحى رسول الله صلى الله عليه وسلم بكبشين أقرنين أحدهما عنه وعن أهل بيته والآخر عن من لم يضح من أمته

 

4659- Ebu Hureyre der ki: "Kimin imkanı olur da kurban kesmezse mescidimize yaklaşmasın."

 

İsa der ki: İbn Şihab, Said b. el-Müseyyeb'den, o da Ebu Hureyre'den bildirir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) biri kendi ve ailesi için, biri de ümmetinden kurban kesemeyenler için olmak üzere boynuzlu iki koç kurban etti."

 

Tahric: İbn Mace (3122, 3123).

 

 

حدثنا أبو بكر النيسابوري وأبو روق الهزاني قالا نا يزيد بن سنان نا يحيى بن كثير بن درهم نا شعبة عن مالك بن أنس عن عمرو بن مسلم عن سعيد بن المسيب عن أم سلمة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال إذا دخل عشر ذي الحجة فأراد أحدكم أن يضحي فليمسك عن شعره وأظفاره

 

4660- Ümmü Seleme bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Zilkicce ayının ilk on günü geçer ve sizden biri kurban kesmek isterse, artık (kurbanını kesinceye kadar) kendi vücudundaki kıllardan ve tırnaklarından bir şey kesmesin" buyurdu.

 

Tahric: Müslim (39, 40, 41/1977)

 

 

حدثنا أبي رحمه الله نا محمد بن حرب نا أبو كامل نا الحارث بن نبهان نا عتبة بن يقظان عن الشعبي عن علي قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم محى ذبح الأضاحي كل ذبح كان قبله وذكر صوم رمضان والزكاة والغسل من الجنابة بمثل ذلك

 

4661 - Hz. Ali der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kurbanlıklar bütün boğazlamaları neshetti" buyurdu.

 

Ravi der ki: Ali, ayrıca Ramazan orucunu, zekatı, cünüplükten dolayı gusül abdesti almayı ve buna benzer şeyleri de zikretti.

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır.

 

 

نا محمد بن يوسف بن سليمان الخلال نا الهيثم بن سهل نا المسيب بن شريك نا عبيد المكتب عن عامر عن مسروق عن علي قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم نسخ الأضحى كل ذبح وصوم رمضان كل صوم والغسل من الجنابة كل غسل والزكاة كل صدقة خالفه المسيب بن واضح عن المسيب هو بن شريك وكلاهما ضعيفان والمسيب بن شريك متروك

 

4662- Hz. Ali der ki: Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem}: "Kurbanlıklar bütün boğazlamaları, Ramazan orucu diğer bütün oruçlan, cünüplükten dolayı gusül abdesti alma her guslü, zekat da her türlü sadakayı neshetti"buyurdu.

 

Müseyyeb b. Vadıh bunu Müseyyeb b. Şen"k'ten rivayet ederek muhalefet etmiştir. Her ikisi de zayıftır. Müseyyeb b. Şerik metruk biridir.

 

Tahric: Beyhaki (9/261, 262).

 

 

نا محمد بن عبد الله بن إبراهيم الشافعي نا محمد بن تمام بن صالح النهراني بحمص نا المسيب بن واضح نا المسيب بن شريك عن عتبة بن يقظان عن الشعبي عن مسروق عن علي رضى الله تعالى عنه قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم نسخت الزكاة كل صدقة في القرآن ونسخ صوم رمضان كل صوم ونسخ غسل الجنابة كل غسل ونسخت الأضاحي كل ذبح عقبة بن يقظان متروك أيضا

 

4663- Hz. Ali der ki: Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem}: "Zekat, Kur'an'da bulunan her sadakayı, Ramazan orucu diğer bütün oruçlan, cünüplükten dolayı gusül abdesti alma her guslü ve kurbanlıklar bütün boğazlamaları neshetti" buyurdu.

 

Utbe b. Yakzan metruk biridir.

 

Tahric: İbn Adiy, el-Kamil (6/386) ve Beyhaki, Sünen (9/262).

 

 

حدثنا أبو بكر النيسابوري نا يونس بن عبد الأعلى نا بن وهب أخبرني عمرو بن الحارث وعبد الله بن عياش وسعيد بن أبي أيوب أن عياش بن عياش حدثهم عن عيسى بن هلال الصدفي حدثهم عن عبد الله بن عمرو بن العاص أن رجلا أتى النبي صلى الله عليه وسلم فقال له رسول الله صلى الله عليه وسلم أمرت بيوم الأضحى عيدا جعله الله لهذه الأمة فقال الرجل فإن لم أجد إلا منيحة أبي أو شاة أبي وأهلي ومنيحتهم أذبحها قال لا ولكن قلم أظفارك وقص شاربك وأحلق عانتك فذلك تمام أضحيتك عند الله

 

4664- Amr b. el-As bildiriyor: Bir adam Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine: ‘‘Kurban gününü bayram yapmakla emrolundum. Allah, onu bu ümmet için bayram kılmıştır" buyurdu. Adam: "Eğer oğlumun veya ailemin sütünden faydalandığı hayvandan başka bir kurban bulamazsam onu keseyim mi?" diye sordu. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Hayır kesme, ancak tırnaklarını kes, bıyıklarını kısalt, etek tıraşı ol. Allah katında bunlar (kesecek olduğun) kurbanın yerine geçer" karşılığını verdi. 

 

Tahric: Nesai (7/212, 213).

 

 

حدثنا أحمد بن محمد بن سعدان نا شعيب بن أيوب نا عثمان بن عبد الرحمن الحراني نا يحيى بن أبي أنيسة عن جابر عن عكرمة عن بن عباس قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم أمرت بالنحر وليس بواجب

 

4665- İbn Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben kurban kesmekle emrolundum, ama (sizin için) vacip değildir" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır.

 

 

نا أبو العباس بن عبد الله بن عبد الرحمن العسكري نا الحنيني نا أبو غسان نا قيس عن جابر عن عكرمة عن بن عباس قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم كتب علي النحر ولم يكتب عليكم وأمرت بصلاة الأضحى ولم تؤمروا بها قال وحدثنا الحنيني نا أبو نعيم نا الحسن بن صالح عن جابر مثله كتب على الأضحى

 

4666- İbn Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kurban kesmek bana farz kılındı. Ancak size farz değildir. Ben kuşluk namazı kılmakla emrolundum, ancak siz emrolunmadınız" buyurdu.

 

Huneyni de Ebu Nuaym'dan, o da Hasan b. Salih'ten, o da Cabir'den aynısını "Kuşluk namazı banafarz kılındı"lafzıyla rivayet etmiştir.

 

Tahric: Abd b. Humeyd (588) ve Ahmed (1/232, 317).

 

 

حدثنا عبد الله بن محمد بن عبد العزيز نا داود بن رشيد نا محمد بن ربيعة نا إبراهيم بن يزيد عن عمرو بن دينار عن طاوس عن بن عباس قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم ما أنفقت الورق في شيء أفضل من نحيرة في يوم عيد

 

4667- İbn Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Para, bayram günü kesilen kurbandan daha faziletli bir şey için harcanmamıştır" buyurdu.

 

Tahric: Beyhaki, Sünen (9/333).

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل نا أبو بكر بن زنجويه نا عبيد الله بن عبد المجيد عن إسماعيل بن إبراهيم بن المهاجر نا أبي عن عبد الله بن باباه عن عبد الله بن عمرو قال نهى رسول الله صلى الله عليه وسلم عن الإبل الجلالة أن يؤكل لحمها ولا يشرب لبنها ولا يحمل عليها إلا الأدم ولا يذكيها الناس حتى تعلف أربعين ليلة

 

4668- Abdullah b. Amr der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), pislik yiyen deve'nin etinin yenilmesini, sütünün içilmesini, ona tulumlar dışında bir şey yüklenmesini ve insanların ona binmesini yasakladı. Ta ki kırk gece boyunca ona yem verilinceye kadar. ''

 

Tahric: Ebu Davud, Sünen (3811).

 

 

حدثنا محمد بن مخلد وآخرون قالوا نا محمد بن سليمان بن الحارث الواسطي نا سعيد بن سلام العطار نا عبد الله بن بديل الخزاعي عن الزهري عن سعيد بن المسيب عن أبي هريرة قال بعث رسول الله صلى الله عليه وسلم بديل بن ورقاء الخزاعي على جمل أورق يصيح في فجاج منى ألا إن الذكاة في الحلق واللبة ألا ولا تعجلوا الأنفس أن تزهق وأيام منى أيام أكل وشرب وبعال

 

4669- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Budeyl b. Verka el-Huza'i'yi esmer bir deve üzerinde Mina yollarında şöyle nida etmesi için gönderdi: "Biliniş olun ki, kesme işi sadece boğazdan ve gırtlaktandır. Başka şekilde onların canlarının çıkmasına sebep olmayın. Mina'da geçirilen günler yeme ve içme günleridir."

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır.

 

 

حدثنا بن مبشر نا أحمد بن سنان نا يعقوب بن محمد الزهري نا رفاعة بن هرير نا أبي عن عائشة قالت قلت يا رسول الله أستدين وأضحي قال نعم فإنه دين مقضي هذا إسناد ضعيف وهرير هو بن عبد الرحمن بن رافع بن خديج ولم يسمع من عائشة ولم يدركها

 

4670- Hz. Aişe der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Borçlanıp kurban keseyim mi?" dediğimde: "Evet, çünkü o, (kurban kesmek) ödenmesi gereken bir borçtur" buyurdu.

 

isnadı zayıftır. Hureyr, Abdurrahman b. Rafi' b. Hadic'tir ve ne Aişe'den bir şey işitmiş, ne de ona yetişmiştir.

 

Tahric: Beyhakl, Sünen (9/262).

 

 

حدثنا يحيى بن محمد بن صاعد نا أحمد بن منصور بن سيار نا محمد بن بكير الحضرمي نا سويد بن عبد العزيز عن سعيد بن عبد العزيز التنوخي عن سليمان بن موسى عن نافع بن جبير بن مطعم عن أبيه أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال أيام التشريق كلها ذبح

 

4671- Nafi b. Cubeyr b. Mut'im'in, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Teşrik günlerinin hepsinde kurban kesilir" buyurmuştur.

 

Tahric: Beyhakı, Sünen (5/295, 9/295, 296), Taberani, M. el-Kebir 2/138 (1583), İbn Hibban, Sahih 9/166 (3854), İbn Adiy, el-Kamil (1118), Bezzar, Keşfu'l-Estar (1126) ve Ahmed (4/82).

 

 

نا جعفر بن نصير نا بن رشدين نا زهير بن عباد نا سويد بن عبد العزيز مثله

 

4672- Farklı bir kanalla bir öncekinin aynısı bildirilmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıflır. Bir önceki hadise bakınız.

 

 

حدثنا أبو بكر النيسابوري نا أحمد بن عيسى الخشاب نا عمرو بن أبي سلمة نا أبو معيد عن سليمان بن موسى أن عمرو بن دينار حدثه عن جبير بن مطعم أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال كل أيام التشريق ذبح

 

4673- Cubeyr b. Mut'İm'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Teşrik günlerinin hepsinde kurban kesilir" buyurmuştur,

 

Tahric: Beyhaki (9/296).

 

 

حدثنا القاضي أحمد بن إسحاق بن البهلول نا عبد الرحمن بن يونس السراج نا عبد العزيز بن محمد الدراوردي عن ربيح بن عبد الرحمن بن أبي سعيد عن أبيه عن جده عن أبي سعيد أن رسول الله صلى الله عليه وسلم ضحى بكبش أقرن ثم قال اللهم إن هذا عني وعن من لم يضح من أمتي

 

4674- Rubeyh b. Abdirrahman b. Ebi Said'in, babası kanalıyla dedesi Ebu Said'den bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) boynuzlu bir koç kesmiş ve: "Allahım! Bu benim ve ümmetimden kurban kesmeyenlerin adınadır" diye dua etmiştir,

 

Tahric: Ebu Davud (2796), Tirmizi (1496), Nesai (7/221) ve İbn Mace (3128).

 

 

حدثنا أبو بكر النيسابوري نا محمد بن إسحاق نا يحيى بن عبد الله بن بكير نا يعقوب بن عبد الرحمن القاري عن عمرو بن أبي عمرو عن المطلب يعني بن عبد الله بن حنطب عن جابر بن عبد الله قال شهدت مع رسول الله صلى الله عليه وسلم الأضحى بالمصلى فلما صلى وقضى خطبته نزل عن منبره فأتى بكبشه فذبحه رسول الله صلى الله عليه وسلم بيده وقال بسم الله والله أكبر هذا عني وعن من لم يضح من أمتي

 

4675- Cabir b, Abdillah der ki: Namazgahta Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kurban kesmesine şahid oldum. Namaz kılıp hutbesini verdikten sonra minberden indi ve kendisine bir koç getirildi. Onu: "Bismillahi Allahu ekber. Bu, benim ve ümmetimden kurban kesmeyenlerin adınadır" diyerek onu kendi eliyle kesti.

 

Tahric: Ebu Davud (2795,2810), Tirmizi (1520) ve İbn Mace (3121).

 

 

حدثنا أحمد بن إسحاق بن بهلول نا أبي نا أبو سحيم المبارك بن سحيم نا عبد العزيز بن صهيب عن أنس عن النبي صلى الله عليه وسلم أنه ضحى بكبشين أملحين أحدهما عن أمته والآخر عنه وعن أهل بيته

 

4676- Enes'in bildirdiğine göre (kurban günü) Allah Resulü {Sallallahu aleyhi ve Sellem} biri ümmeti adına, biri de ailesi adına olmak. üzere iki alacalı koç kurban etmiştir.

 

Tahric: Buhari (5553).

 

 

حدثنا أحمد بن إسحاق بن محمد بن الفضل الزيات نا محمد بن حبان نا عمرو بن الحصين نا بن علاثة عن عبيد الله بن أبي جعفر عن الأعرج عن أبي هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم من وجد منكم سعة فلم يضح فلا يقربن مصلانا

 

4677- Ebu Hureyre der ki: Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem}: "Kimin imkanı olur da kurban kesmezse namazgahımıza yaklaşmasın" buyurdu.

 

 

نا أحمد بن عبد الله بن محمد الوكيل نا حميد بن الربيع نا بن إدريس عن عاصم بن كليب عن أبيه عن رجل من الأنصار قال خرجنا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم في جنازة فانتهينا إلى القبر قال فرأيته يوصي الحافر قال أوسع من قبل رأسه أوسع من قبل رجليه فلما انصرف تلقاه داعي امرأة من قريش فقال إن فلانة تدعوك وأصحابك قال فأتاها فلما جلس القوم أتي بالطعام فوضع النبي صلى الله عليه وسلم يده ووضع القوم فبينا هو يأكل إذ كف يده قال وقد كنا جلسنا بمجالس الغلمان من آبائهم قال فنظر آباؤنا رسول الله صلى الله عليه وسلم تلوك أكلته فجعل الرجل يضرب يد ابنه حتى يرمي العرق من يده فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أجد لحم شاة أخذت بغير إذن أهلها قال فأرسلت المرأة يا رسول الله إني كنت أرسلت إلى البقيع أطلب شاة فلم أصب فبلغني أن جارا لي اشترى شاة فأرسلت إليه فنهى فلم نقدر عليه فبعثت بها امرأته فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أطعموها الأسارى

 

4678- Asım b. Kuleyb'in, babasından bildirdiğine göre Ensar'dan adam şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte bir cenazenin ardından çıktık ve mezara yetiştik.. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mezar kazan adama: "Baş ve ayak taraflarını genişlet" buyurduğunu gördüm. Defın işi bitince Kureyşli bir kadının davetçisi kendisini karşıladı ve: "Filan kadın seni ve ashabım yemeğe davet etmektedir" dedi. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) davete icabet etti. Davetliler oturduğunda yemek getirildi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini yemeğe uzatınca onlar da uzattılar. Bir ara Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini yemeğe uzatmaz oldu. Biz babalarımızın önünde çocukların oturduğu yere otunnuştuk. Babalarımız, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) lokmayı yutmayarak ağzında döndürdüğünü görünce, çocuklar ellerindeki lokmalarını bıraksınlar diye çocuklarının eline vurmaya başladılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu, sahibinden izinsiz alınmış bir koyun etidir" buyurdu. Bunun üzerine kadın, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Bir koyun alması için birini Baki'ye göndenniştim. Ancak satılık bir şey bulamarınştı. Sonra bir komşumun benim için bir koyun satın aldığım öğrendim. Onu alması için birini gönderdim, ama adarın bulamadı. Bunun üzerine komşumun eşi koyunu bize gönderdi" diye haber gönderince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunu esirlere yedirin" buyurdu.

 

Tahric: Ebu Davud (3332).

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل المحاملي وحدثنا أحمد بن الحسين بن الجنيد قالا نا يوسف بن موسى نا جرير عن عاصم بن كليب الجرمي عن أبيه عن رجل من مزينة قال صنعت امرأة من المسلمين من قريش لرسول الله صلى الله عليه وسلم طعاما فدعته وأصحابه قال فذهب بي أبي معه قال فجلسنا بين يدي آبائنا مجالس الأبناء من آبائهم قال فلم يأكلوا حتى رأوا رسول الله صلى الله عليه وسلم قد أكل قد أكل فلما أخذ رسول الله صلى الله عليه وسلم لقمته رمى بها ثم قال إني لأجد طعم لحم شاة ذبحت بغير إذن صاحبتها فقالت يا رسول الله أخي وأنا من أعز الناس عليه ولو كان خير منها لم يغبر علي وعلي أن أرضيه بأفضل منها فأبى أن يأكل منها وأمر بالطعام للأسارى

 

4679- Asım b. Kuleyb el-Cermi'nin, babasından bildirdiğine göre Muzeyneli bir adam şöyle anlatmıştır: Kureyşli Müslüman bir kadın Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için yemek yapmıştı. Kadın Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve ashabım yemeğe davet etti. Babam beni de beraberinde götürmüştü. Biz babalarımızın önünde çocukların oturduğu yere oturmuştuk. Babalarımız, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yemeğe başladığını görünce kendileri de başladı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir lokma aldıktan sonra onu geri bıraktı ve: ‘‘Sahibinin izni olmaksızın kesilmiş bir koyun eti tadı almaktayım" buyurdu. Bunun üzerine kadın: ''Ey Allah'ın Resulü! Ben kardeşim yanında insanların en değerlisiyim. Aldığım bunun daha güzeli olsa bile onun için bir şey değişmez. Onu bundan daha güzeli ile razı etmek te bana aittir" dedi. Ancak Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ondan yemeyi kabul etmedi ve esirlere yedirilmesini emretti.

 

Tahric: Beyhakı, Sünen (6/97).

 

 

حدثنا علي بن محمد بن عبيد نا بن أبي خيثمة نا موسى بن إسماعيل نا عبد الواحد بن زياد عن عاصم بن كليب عن أبيه قال حدثني رجل من الأنصار قال خرجت مع أبي وأنا غلام مع رسول الله صلى الله عليه وسلم ثم ذكر نحوه وقال فيه قالت فبعثت إلى أخي عامر بن أبي وقاص وقد أشتري شاة من البقيع فلم يكن أخي ثم فدفع أهله الشاة إلي

 

4680- Asım b. Kuleyb'in, babasından bildirdiğine göre Ensar'dan bir adam: "Ben çocuk iken babamın yanında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte çıktık" demiş ve söz konusu hadisi aktarmıştır. Ancak bu rivayetinde: "Birini kardeşim Amir b. Ebi Vakkas'a gönderdim. Baki'den bir koyun satın almıştı. Ancak kardeşim orada olmadığı için ailesi koyunu bana gönderdi" demiştir.

 

 

حدثنا علي بن محمد بن عبيد نا بن أبي خيثمة نا موسى بن إسماعيل نا عبد الواحد بن زياد قال قلت لأبي حنيفة من أين أخذت هذا الرجل يعمل في مال الرجل بغير إذنه إنه يتصدق بالربح قال أخذته من حديث عاصم بن كليب

 

4681- Abdulvmid b. Ziyad der ki: Ebü Hanife'ye: "Kişi başkasının malını sahibinin izni olmaksızın kullanıyor ve karından tasaddukta bulunuyor. Bunu neye dayanarak söylemektesin?" dediğimde: "Asım b. Kuleyb'in hadisine dayanarak söylüyorum" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadı hasendir.

 

 

نا أبو حامد الحضرمي نا بندار نا عبد الرحمن بن مهدي نا معاوية بن صالح حدثني الحسن بن جابر عن المقدام بن معدي كرب قال حرم رسول الله صلى الله عليه وسلم أشياء يوم خيبر فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم يوشك الرجل يتكئ على أريكته يحدث بحديثي فيقول بيني وبينكم كتاب الله فما وجدنا فيه حلالا استحللناه وما كان فيه حراما حرمناه وإن ما حرم رسول الله صلى الله عليه وسلم كما حرم الله

 

4682- Mikdam b. Ma'di Kerib der ki: Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Birinin koltuğuna kurulduğu halde kendisine benden bir hadis anlatılması ve o kimsenin: "Benimle sizin aranızda Allah'ın Kitabı vardır. Onda helal bulduğumuzu helal sayar ve haram bulduğumuzu da haram sayarız. Zira ‘‘Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) haram kıldığı bir şey, Allah'ın haram kıldığı gibidir’‘ demesi pek yakındır. ''

 

Tahric: Tirmizi (2664) ve İbn Mace (12).

 

 

حدثنا محمد بن سليمان النعماني نا أبو عتبة أحمد بن الفرج نا بقية نا الزبيدي عن مروان بن رؤبة عن عبد الرحمن بن أبي عوف الجرشي عن المقدام بن معدي كرب أن النبي صلى الله عليه وسلم قال إني قد أوتيت الكتاب وما يعدله يوشك شبعان على أريكته يقول بيننا وبينكم الكتاب فما كان فيه من حلال أحللناه وما كان فيه من حرام حرمناه وإنه ليس كذلك لا يحل أكل كل ذي ناب من السباع ولا الحمار الأهلي ولا اللقطة من مال معاهد إلا أن يستغنى عنها وأيما رجل ضاف قوما فلم يقروه فإن له أن يغصبهم بمثل قراه

 

4683- Mikdam b. Ma'di Kerib bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bana Kitab ve ona eşit şeyler verildi. Doymuş birinir. koltuğuna kurulduğu halde: ‘‘Benimle sizin aranızda bu Kitab vardır. onda helal olan şeyi helal sayar ve haram olan şeyi de haram sayarız’‘ demesi pek yakındır. Oysa gerçek böyle değildir. Çünkü yırtıcı hayvanlardan azı dişli olanları{n etini) yemek ve evcil eşek eti yemek helal değildir. Anlaşmalı bir kimsenin bulunan malı kendisi ondan vazgeçmedikçe helal değildir. Herhangi bir adam bir kavme misafir olur da o kavim onu ağırlamazsa, bu misafir için (lıhiret gününde) olanlardan bu misafirlik hakkını alma hakkı vardır.''

 

Tahric: Ebu Davud (3804, 4604).

 

 

حدثنا بن مبشر نا أحمد بن سنان القطان نا محمد بن عمر الواقدي نا ثور بن يزيد عن صالح بن يحيى بن المقدام بن معدي كرب عن أبيه عن جده عن خالد بن الوليد أن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهى يوم خيبر عن أكل لحوم الخيل والبغال والحمر وكل ذي ناب من السبع أو مخلب من الطير

 

4684- Salih b. Yahya b. el-Mikdam b. Ma'dikerib'in, babası kanalıyla dedesinden, onun da Halid b. el-Velid'den bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hayber günü atın, katırın, eşeğin ve yırtıcı hayvanlardan azı dişli olanların etlerini" veya: "yırtıcı pençeli kuşların etlerini yemeyi yasaklamıştır.

 

Tahric: Ebu Davud (3790), Nesai (7/202) ve İbn Mace (3198).

 

 

نا عبد الغافر بن سلامة الحمصي نا يحيى بن عثمان الحمصي نا بقية بن الوليد نا ثور بن يزيد عن صالح بن يحيى بن المقدام عن أبيه عن جده عن خالد بن الوليد قال نهى رسول الله صلى الله عليه وسلم عن لحوم الخيل والبغال والحمير وكل ذي ناب من السباع

 

4685- Halid b. el-Velid: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), atın, katırın, eşeğin ve yırtıcı hayvanlardan azı dişli olanların etlerini yemeyi yasakladı" demiştir.

 

 

نا أبو سهل بن زياد قال سمعت موسى بن هارون يقول لا يعرف صالح بن يحيى ولا أبوه إلا بجده وهذا حديث ضعيف وزعم الواقدي أن خالد بن الوليد أسلم بعد فتح خيبر

 

4686- Ebu Sehl b. Ziyad der ki: Musa b. Harun'un şöyle dediğini işittim: "Salih b. Yahya ve babası, ancak dedeleri vasıtasıyla bilinmektedir."

 

Bu, zayıf bir hadistir. Vakıdi, Halid b. Velid'in Hayber'in fethinden sonra Müslüman olduğunu söyledi.

 

Tahric: Beyhaki (9/328).

 

 

حدثنا عبد الغافر بن سلامة نا يحيى بن عثمان نا محمد بن حمير حدثني ثور بن يزيد عن صالح بن يحيى بن المقدام أنه سمع جده المقدام يقول أقمت أنا وبضعة عشر رجلا من قومي يومين أو ثلاثة لم نذق طعاما وقد ربطوا برذونة ليذبحوها فأتيت خالد بن الوليد فأعلمته الذي كان منا في أمر البرذونة فقال لو ذبحوها لسؤتك ثم قال حرم رسول الله صلى الله عليه وسلم يوم خيبر أموال المعاهدين وحمر الإنس وخيلها وبغالها ثم أمر بمدين أو مد من طعام الشك من يحيى وقال إذا أتتنا سرية فاطلعنا لم يذكر أباه

 

4687- Salih b. Yahya b. el-Mikdam el-Kindi, dedesi Mikdam'dan bildirir: Ben ve kavmimden on küsur kişi, iki veya üç günü bir şey yemeden geçirdik. Yanımdakiler kesmek üzere bir beygiri bağladılar. Halid b. elVelid'e gidip bu durumu bildirdiğimde: "Eğer onu kesmiş olsalardı sana kötü davranırdım. Zira Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hayber gününde anlaşmalı olanların (zımmilerin) mallarım, evcil eşeklerin, atların ve katıdarın etlerinin yenilmesini yasakladı" dedi. Sonra bana bir veya iki müd (1,2kg) yiyecek, sonra kendisine bir veya iki müd -buradaki şüphe Yahya'ya aittir- yiyecek verilmesini emretti ve: "Bir müfreze gelirse de getirdiklerine bakarız" dedi.

 

Yahya bunu rivayet ederken babasını zikretmemiştir.

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل نا يوسف بن موسى نا عمر بن هارون البلخي نا ثور بن يزيد عن يحيى بن المقدام عن أبيه عن خالد بن الوليد قال نهى رسول الله صلى الله عليه وسلم عن أكل الحمار الإنسي وعن خيلها وبغالها لم يذكر في إسناده صالحا وهذا إسناد مضطرب وقال الواقدي لا يصح هذا لأن خالدا أسلم بعد فتح خيبر

 

4688- Halid b. el-Velld der ki: "Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), evcil eşeğin, atın, katırın, etlerini yemeyi yasakladı."

 

İsnadında Salih zikredilmemiştir ve muztarib bir isnadı vardır. Vakıdi der ki: "Halid, Hayber'in fethinden sonra müslüman olduğu için sahih değildir."

 

 

حدثنا أبو طلحة أحمد بن محمد بن عبد الكريم نا بندار نا عبد الرحمن نا إسرائيل عن مجزأة بن زاهر عن أبيه قال وكان بايع النبي صلى الله عليه وسلم تحت الشجرة أنه اشتكى فبعث له أن يستنقع في ألبان الأتن ومرقها فكره ذلك

 

4689- Mecze'e b, Zahir'in, ağacın altında Resülullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) biat etmiş olan babasından bildirdiğine göre kendisi rahatsızlanınca, Allah. Resülü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine devenin sütünden ve idrarından içmesi için haber göndermiş ve babası bunu istememiştir.

 

Tahric: Beyhakı (90/332).

 

 

حدثنا أبو محمد بن يحيى بن صاعد نا هارون بن إسحاق الهمداني نا محمد بن عبد الوهاب عن سفيان عن عبد الكريم عن عطاء عن جابر قال كنا نأكل لحوم الخيل قلت البغال قال لا

 

4690- Ata (b. Ebi Rebah) bildiriyor: Cabir: "Biz at eti yerdik" dedi. Ona: "Ya katır eti?" dediğimde: "Hayır (yemezdik) karşılığını verdi.

 

Tahric: Nesai (7/201, 202) ve İbn Mace (3197).

 

 

حدثنا أبو محمد بن صاعد نا يحيى بن حكيم أبو سعيد نا كثير بن هشام نا فرات بن سليمان عن عبد الكريم الجزري عن عطاء بن أبي رباح عن جابر أنهم كانوا يأكلون على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم لحوم الخيل وزعم أن عطاء نهى عن البغال والحمر

 

4691- Ata b, Ebi Rebah'ın, Cabir'den bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında at eti yerlerdi. Abdulkerim el-Cezeri, Ata'nın, katır ve eşek eti yemeyi yasakladığını söyledi.

 

Tahric: Buhari (7/129).

 

 

حدثنا أبو محمد بن صاعد نا أحمد بن منصور نا محمد بن بكير الحضرمي نا شريك عن عبد الكريم عن عطاء عن جابر قال سافرنا يعني مع رسول الله صلى الله عليه وسلم فكنا نأكل لحوم الخيل وأشرب ألبانها

 

4692- Cabir der ki: "Resullullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte bir yolculuğa çıkmıştık. Yolculuk sırasında atların etlerinden yer ve sütlerinden içerdik."

 

Tahric: Beyhaki (9/327).

 

 

حدثنا محمد بن القاسم بن زكريا نا أبو كريب نا سويد بن عمرو عن حماد بن سلمة عن أبي الزبير عن جابر قال أكلنا يوم خيبر الخيل والبغال والحمير فنهانا رسول الله صلى الله عليه وسلم عن البغال والحمير ولم ينهنا عن الخيل

 

4693- Cabir der ki: "Hayher gününde at, katır ve eşek eti yedik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize katır ve eşek eti yemeyi yasakladı. Ancak at eti yemeyi yasaklamadı.''

 

Tahric: Müslim (37/1941) ve Buhari (4219, 5520, 5524).

 

 

حدثنا محمد بن القاسم بن زكريا نا أبو كريب نا بن عيينة عن عمرو بن دينار عن جابر قال أطعمنا رسول الله صلى الله عليه وسلم لحوم الخيل ونهانا عن لحوم الحمر

 

4694- Cabir der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bize at etinden yedirdi; ancak eşek eti yememizi yasakladı.''

 

Tahric: Tirmizi (1794).

 

 

حدثنا محمد بن القاسم بن زكريا نا محمد بن العلاء نا عبد الرحمن وعبدة بن سليمان عن محمد بن إسحاق عن سلام بن كركرة عن عمرو بن دينار عن جابر قال نهى رسول الله صلى الله عليه وسلم يوم خيبر عن أكل لحوم الحمر الأهلية وأذن لنا في لحم الفرس

 

4695- Cabir der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hayber gününde evcil eşek eti yememizi yasakladı; ancak at eti yememize izin verdi."

 

Tahric: Buhari (4/134).

 

 

حدثنا يوسف بن يعقوب بن إسحاق بن بهلول نا جدي نا شبابة نا المغيرة بن مسلم عن عمرو بن دينار عن جابر قال أمرنا النبي صلى الله عليه وسلم أن نأكل لحوم الخيل ونهانا عن لحوم الحمر

 

4696- Cabir der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), at eti yememizi emredip eşek eti yememizi yasakladı."

 

 

حدثنا جعفر بن نصير نا محمد بن عبد الله بن سليمان نا محمد بن عبيد المحاربي نا عمر بن عبيد عن سماك بن حرب عن جابر بن زيد عن بن عباس قال نهى رسول الله صلى الله عليه وسلم عن لحوم الحمر وأمر رسول الله صلى الله عليه وسلم بلحوم الخيل أن يؤكل

 

4697- İbn Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), eşek etlerinin yenmesini yasakladı; ancak at etlerinin yenilmesini emretti.''

 

Tahric: Taberani, M. el-Kebır 12/180 (12820) ve M. el-Evsat (5760).

 

 

حدثنا أبو بكر النيسابوري نا عبد الرحمن بن بشر بن الحكم نا يحيى بن سعيد عن هشام بن عروة حدثتني فاطمة بنت المنذر عن أسماء قالت ذبحنا فرسا على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم فأكلنا منه

 

4698- Esma der ki: ''Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bir at kestik ve onun etinden yedik.''

 

Tahric: Buhari (5510, 5519) ve Müslim (1942).

 

 

حدثنا أبو بكر النيسابوري نا حاجب بن سليمان نا مؤمل نا سفيان ووهيب بن خالد عن هشام بن عروة عن فاطمة بنت المنذر عن أسماء بنت أبي بكر قالت كان لنا فرس على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم فأرادت أن تموت فذبحناها فأكلناها

 

4699- Esma binti Ebi Bekr der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bir atımız vardı. At ölmek üzereydi. Bu sebeple onu kestik ve yedik."

 

Tahric: İsnadı hasendir.

 

 

نا أبو بكر نا علي بن حرب نا أبو معاوية عن هشام بن عروة عن فاطمة بنت المنذر وعباد بن حمزة عن أسماء قالت أنحرنا فرسا على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم فأكلناه

 

4700- Esma der ki: ''Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bir at kesip yedik.''

 

Tahric: İsnadı sahihtir.

 

 

حدثنا محمد بن أحمد بن الحسن نا إسحاق بن إبراهيم بن أبي حسان نا أبو مروان هشام بن خالد نا أبو خليد عتبة بن حماد المقري نا بن ثوبان عن هشام بن عروة عن أبيه عن أسماء قالت ذبحنا فرسا على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم فأكلنا نحن وأهل بيته

 

4701- Esma der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bir at kestik. Onu ResululIah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ailesi ile birlikte yedik."

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل نا محمد بن عبد الملك بن زنجويه نا عبد الرزاق عن عمر بن زيد من أهل صنعاء نا أبو الزبير أنه سمع جابر بن عبد الله يقول نهى رسول الله صلى الله عليه وسلم عن أكل الهرة وأكل ثمنها

 

4702- Cabir b. Abdillah der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kedi etini ve kedi parasını yemeyi yasakladı."

 

Tahric: Ebu Davud (3480, 3807), Tirmizi (1280) ve İbn Mace (3250).

 

 

حدثنا أحمد بن عبد الله بن محمد النحاس نا علي بن داود نا محمد بن عبد العزيز الرملي نا الشيباني عبد الله بن يزيد بن الصلت عن يزيد بن عياض عن عبد المجيد بن سهل بن عبد الرحمن بن عوف عن عكرمة عن بن عباس عن عائشة قالت أهدى إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم أرنب وأنا نائمة فخبأ لي منها العجز فلما قمت أطعمني

 

4703- Hz. Aişe der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir tavşan hediye edildi. O sırada ben uyuyordum. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana onun gerisini kaldırınıştı. Uyandığımda bana ondan yedirdi."

 

Tahric: Bak: Zeylai, Nasbu'r-Raye (4/201).

 

 

حدثنا عبيد الله بن عبد الصمد بن المهتدي بالله نا بكر بن سهل نا شعيب بن يحيى نا يحيى بن أيوب عن بن جريج عن بن شهاب عن سالم عن بن عمر قال سئل رسول الله صلى الله عليه وسلم عن الفأرة تقع في السمن والودك قال اطرحوا ما حولها إن كان جامدا وإن كان مائعا فانتفعوا به ولا تأكلوا

 

4704- İbn Ömer der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem), yağa düşen fare hakkında sorulunca: "Eğer yağ donmuşsa fareyi ve etrafındaki yağı kaldırıp atın, yağ sıvı ise ondan faydalanın; ancak yemeyin" buyurdu. 

 

Tahric: Beyhakl, Sünen (9/344,354), Taberani, M. el-Evsat (3077) ve Ukayli, ed-Du'afa (3/87).

 

 

حدثنا عمر بن محمد بن القاسم النيسابوري نا محمد بن أحمد بن راشد الأصبهاني نا محمد بن عبد الرحيم البرقي نا عمرو بن سلمة عن سعيد بن بشير عن أبي هارون عن أبي سعيد قال سئل رسول الله صلى الله عليه وسلم عن الفأرة تقع في السمن والزيت قال استصبحوا به ولا تأكلوه ونحو ذلك رواه الثوري عن أبي هارون موقوفا على أبي سعيد

 

4705- Ebu Said der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem), katı yağa veya zeytinyağına düşen fare hakkında sorulunca: "Onu aydınlatmada kullanın; ancakyemeyin" veya buna benzer bir şey buyurdu.

 

Sevri bunu Ebu Harun kanalıyla Ebu Said'den mevkuf olarak rivayet etmiştir .

 

Tahric: Beyhakl, Sünen (9/354).

 

 

نا عبد الله بن أبي داود نا يونس بن حبيب وأسد بن عاصم الأصبهاني قالا نا الحسين بن حفص نا سفيان الثوري عن أبي هارون العبدي عن أبي سعيد أنه قال في الفأرة تقع في السمن أو الزيت فقال استنفعوا به ولا تأكلوه

 

4706- Ebu Said, katı yağa veya zeytinyağına düşen fare hakkında: "Ondan faydalanın; ancak yemeyin" dedi.

 

Tahric: Beyhaki (9/354).

 

 

حدثنا أبو القاسم بن منيع نا علي بن الجعد نا عبد الرحمن بن عبد الله بن دينار عن زيد بن أسلم عن عطاء بن يسار عن أبي واقد الليثي قال قدم رسول الله صلى الله عليه وسلم المدينة والناس يجبون أسنمة الإبل ويقطعون أليات الغنم فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم ما قطع من البهيمة وهي حية فهو ميتة

 

4707- Ebu Vakıd el-lıysi der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine'ye geldiğinde insanlar develerin hörgüçlerini ve koyunların kuyruklarını keserek yerlerdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Diri hayvandan kesilen parça, ölü (hayvan) hükmündedir" buyurdu.

 

Tahric: Ebu Davud (2858) ve Tirmizi: (1480).

 

 

حدثنا بن مخلد نا حميد بن الربيع نا معن بن عيسى عن هشام بن سعد عن زيد بن أسلم عن بن عمر قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم ما قطع من البهيمة وهي حية فهو ميتة

 

4708- İbn Ömer der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Diri hayvandan kesilen parça ölü (hayvan) hükmündedir" buyurdu.

 

Tahric: İbn Mace (3216).

 

 

حدثنا عمر بن أحمد المروزي نا سعيد بن مسعود نا عبيد الله بن موسى نا أبو حنيفة عن أبي فروة ح ونا الحسن بن سعيد بن الحسن بن يوسف المرورذي يعرف بابن الهرش قال وجدت في كتاب جدي نا محمد بن الحسن نا أبو حنيفة نا أبو فروة عن عبد الرحمن بن أبي ليلى قال نزلت مع حذيفة على دهقان فأتانا بطعام فطعمنا فدعا حذيفة بشراب فأتاه بشراب في إناء من فضة فأخذ الإناء فضرب به وجهه فساء بالذي صنع به فقال هل تدرون لم صنعت هذا قلنا لا قال نزلنا به في العام الماضي فأتاني بشراب فيه فأخبرته أن النبي صلى الله عليه وسلم نهانا أن نأكل في آنية الذهب والفضة وأن نشرب فيهما ولا نلبس الحرير ولا الديباج فإنهما للمشركين في الدنيا وهما لنا في الآخرة

 

4709- Abdurrahman b. Ebi Leyla der ki: Huzeyfe ile birlikte köy ağalarından birinin yanında konakladık. Bize yemek getirdi ve yedik. Huzeyfe içecek isteyince adam içeceği gümüş bir kabla getirdi. Bunun üzerine Huzeyfe kabı alarak adamın yüzüne vurdu. Huzeyfe'nin adama bu şekilde davranması ağınmıza gitmişti. Huzeyfe: "Bunu niçin yaptığımı biliyor musunuz?" diye sorunca: "Hayır" dedik. Bunun üzerine: "Geçen yıl yanında konakladığımda aynı kapla bana içecek vermişti. Ben de, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) altın ve gümüş kaplarla yememizi ve içmemizi yasakladığını, atlas ve ipekten giysiler giymemizi yasakladığını bildirmiştim. Zira bunlar, dünyada müşriklerin, ahirette ise bizimdir" dedi.

 

Tahric: Müslim, Sahih (4/2067).

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل نا أبو حيدرة حيدون بن عبد الله نا يحيى بن إسحاق نا جرير بن حازم عن بن أبي نجيح عن مجاهد عن عبد الرحمن بن أبي ليلى عن حذيفة قال ونا يحيى بن إسحاق نا حماد بن سلمة عن حماد عن مجاهد عن بن أبي ليلى عن حذيفة وكل واحد منهما قد دخل في حديث صاحبه قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول لا تشربوا في آنية الذهب والفضة ولا تأكلوا فيهما

 

4710- Huzeyfe der ki: Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Altın ile gümüş kaplarla içmeyin ve onlarla yemek yemeyin" buyurduğunu işittim.

 

Tahric: Buhari (5837) ve Müslim (2067).

 

 

حدثنا أبو صالح الأصبهاني نا الحسن بن أبي الربيع نا وهب بن جرير بن حازم نا أبي قال سمعت بن أبي نجيح يحدث عن مجاهد عن بن أبي ليلى أن حذيفة استسقى فأتاه دهقان بإناء من فضة فأخذه فرماه به وقال إن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهانا أن نشرب في آنية الذهب والفضة وأن نأكل فيهما وعن لبس الحرير والديباج وأن نجلس عليه

 

4711- İbn Ebi Leyla bildiriyor: Huzeyfe su isteyince köyağalarından biri gümüş bir kab ta su getirdi, Huzeyfe kabı alarak adama fırlattı ve: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) altın ve gümüş kaplarla içmemizi ve yememizi, ipek ile atlastan giysiler giymemizi ve onların üzerine oturmamızı yasakladı" dedi.

 

 

حدثنا علي بن عبد الله بن مبشر نا أبو الأشعث أحمد بن المقدام نا يزيد بن زريع نا حبيب المعلم عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن رجلا أتى النبي صلى الله عليه وسلم يقال له أبو ثعلبة فقال يا رسول الله إن لي كلابا مكلبة فأفتنى في صيدها فقال إن كانت لك كلاب مكلبة فكل مما أمسكن عليك ذكى وغير ذكى قال وإن أكل منه قال وإن أكل منه قال يا رسول الله أفتني في قوسي قال كل ما ردت عليك قوسك قال ذكى وغير ذكى قال ذكى وغير ذكى قال وإن تغيب عني قال وإن تغيب عنك ما لم تضل أو تجد فيه أثرا غير سهمك قال يا رسول الله أفتني في آنية المجوس إذا اضطررنا إليها قال اغسلها ثم كل فيها

 

4712- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre bir adam Allah Restılü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Benim eğitilmiş köpeklerim var, bunların avladığı av hakkında bana fetva ver (ir misin?)" dedi. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer köpeklerin eğitilmiş ise senin için yakaladıkları avı yiyebilirsin" buyurdu. Adam: "Bu avı (diri olarak ele geçirince) keserek, veya (ölü olarak ele geçirince) kesmeden yiyebilir miyim?" diye sorunca, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Diri olarak ele geçirince) keserek, veya (ölü olarak ele geçirince) kesmeden yiyebilirsin" buyurdu. Adam: "Köpek ondan yemiş olsa bile mi?" deyince, Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet, ondan yemiş olsa bile (yiyebilirsin)" buyurdu. Adam: "Ey Allah'ın Resülü! Bana yayım hakkında fetva ver(ir misin?)" deyince, Allah Resülü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yayınla avladığın avı yiyebilirsin" buyurdu. Adam: "Bu avı (elime diri olarak geçerse) keserek, veya (ölü olarak geçerse) kesmeden yiyebilir miyim?" diye sorunca, Allah Resülü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Diri olarak ele geçirince) keserek, veya (ölü olarak ele geçirince) kesmeden yiyebilirsin" buyurdu. Adam: "Av gözümden kaybolsa bile mi?" dediğinde, Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayvan bozulmamış ise ve üzerinde senin okunun yarasından başka bir ok izi yoksa yiyebilirsin" buyurdu. Adam: "Ey Allah'ın Resülü! Mecbur kaldığımızda Mecüsilerin kaplarını kullanmamız hakkında bana fetva ver(ir misin?)" deyince, Allah Resülü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onları yıka ve sonra onlarla yemek ye" bu yurdu.

 

Tahric: Buhari (5478, 5488) ve Müs!im (1930).

 

 

حدثنا يعقوب بن إبراهيم البزاز ومحمد بن أحمد بن هارون العسكري والحسن بن أحمد بن الربيع الأنماطي قالوا أنا الحسن بن عرفة نا عباد بن عباد المهلبي عن عاصم الأحول عن الشعبي عن عدي بن حاتم أنه سأل النبي صلى الله عليه وسلم قال أرمى بسهمي فأصيب فلا أقدر عليه إلا بعد يوم أو يومين فقال إذا قدرت عليه وليس فيه أثر ولا خدش إلا رميتك فكل وإن وجدت فيه أثر غير رميتك فلا تأكله أو قال لا تطعمه فإنك لا تدري أنت فعلته أو غيرك وإذا أرسلت كلبك فأخذ فأدركته فذكه وإن وجدته قد أخذ ولم يأكل شيئا منه فكله وإن وجدته قد قتله فأكل منه فلا تأكل منه شيئا أو قال لا تأكله فإنما أمسك على نفسه قال عدي فإني أرسل كلابي وأذكر أسم الله فتختلط بكلاب غيري فيأخذن الصيد فيقتلنه قال لا تأكله فإنك لا تدري أكلابك قتلته أو كلاب غيرك

 

4713- Şa'bi bildiriyor: Adiy b. Hatim, Resülullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Okumu atıyor ve avı ancak bir veya iki gün sonra yakalayabiliyorum" deyince, Allah Resülü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Eğer onu yakaladığında senin okunun yarasından başka bir ok izi yoksa onu yiyebilirsin.

 

Ancak okunun izinden başka bir yara izi varsa onu yeme. Çünkü onu senin öldürüp öldürmediğini bilemezsin. Köpeğini avına gönderdiğinde onu canlı olarak yetişirsen onu kes. Eğer ölü olarak yetişirsen ve köpek ondan bir şey yememişse onu ye. Eğer köpek onu öldürdükten ve onun bir kısmını yedikten sonra yetişirsen ondan bir şey yeme. Çünkü köpek onu kendisi için tutmuştur." Adiy: "Besmele çekerek köpeklerimi göndermekteyim. Ancak diğer köpekler de ona karışıp avı öldürmektedir" deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Böylesi bir avı yeme. Çünkü onu senin köpeğin mi yoksa başka bir köpek mi öldürmüş bilemezsin" buyurdu.

 

Tahric: Buhari, Sahih (5484) ve Müslim (2/1929).

 

 

حدثنا محمد بن مخلد ويعقوب بن إبراهيم البزاز قالا نا الحسن بن عرفة نا عبد الله بن المبارك عن عاصم الأحول عن الشعبي عن عدي بن حاتم رضى الله تعالى عنه قال سألت رسول الله صلى الله عليه وسلم عن الصيد قال إذا رميت بسهمك فاذكر اسم الله فإن وجدته قد قتل فكله إلا أن تجده قد وقع في ماء فمات فإنك لا تدري الماء قتله أم سهمك

 

4714- Adiy b. Hatim der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) av hakkında sorduğumda: "Okunu atacağın zaman Allah'ın adını an. Eğer okun avı öldürürse onu ye. Eğer av suya düşer ve ölürse yeme. Çünkü bu durumda onu su mu yoksa okun mu öldürdü bilemezsin" buyurdu.

 

 

حدثنا محمد بن مخلد نا محمد بن الحسن الحراني نا شاذان نا شريك عن الحجاج عن القاسم بن أبي بزة وأبي الزبير عن سليمان اليشكري عن جابر قال نهى عن ذبيحة المجوسي وصيد كلبه وطائره

 

4715- Cabir der ki: "Mecusilerin kestiklerini, köpeklerinin ve kuşlarının avladıklarım yemek bize yasaklandı."

 

Tahric: Beyhaklı Sünen (9/245).

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل نا سعيد بن يحيى الأموي نا عبد الرحيم بن سليمان عن الحجاج بن أرطأة عن مكحول عن أبي إدريس عن الخشني قال قلت يا رسول الله إنا نخالط المشركين وليس لنا قدور ولا آنية غير آنيتهم قال فقال استغنوا عنها ما استطعتم فإن لم تجدوا فارحضوها بالماء فإن الماء طهورها ثم اطبخوا فيها

 

4716- el-Huşeni der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Biz (bazen) müşriklerle birlikte bir arada bulunmaktayız ve yanımızda onların kaplarından başka kaplanmız bulunmamaktadır" dediğimde: "İmkan dahilinde onları kullanmayın. Eğer başka kaplar bulamazsanız onları su ile yıkayın ve öylece onlarla yemek yapın" buyurdu. 

 

Tahric: Müslim, Sahıh (11/1931).

 

 

حدثنا يعقوب بن إبراهيم البزاز نا الحسن بن عرفة نا حماد بن خالد عن معاوية بن صالح عن عبد الرحمن بن جبير بن نفير عن أبيه عن أبي ثعلبة الخشني رضى الله تعالى عنه عن النبي صلى الله عليه وسلم قال إذا رميت بسهمك فغاب عنك ثلاثا فأدركته فكله ما لم ينتن

 

4717- Ebu Sa'lebe el-Huşeni'nin bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Okunla bir avı vurup onu kaybeder ve üç gün sonra bulursan, eğer kokmamışsa onu yiyebilirsin" buyurmuştur.

 

Tahric: Müslim (9, 10/1931).

 

 

حدثنا عبد الباقي بن قانع نا محمد بن نوح العسكري نا يحيى بن يزيد الأهوازي نا أبو هشام الأهوازي ح ونا علي بن عبد الله بن الفضل بمصر نا عبد الله بن أحمد بن موسى نا الحسن بن الحارث ويحيى بن يزيد الأهوازي قالوا نا أبو همام الأهوازي محمد بن الزبرقان عن مروان بن سالم عن الأوزاعي عن يحيى بن أبي كثير عن أبي سلمة عن أبي هريرة قال سأل رجل رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال يا رسول الله أرأيت الرجل منا يذبح وينسى أن يسمي الله فقال النبي صلى الله عليه وسلم اسم الله على كل مسلم مروان بن سالم ضعيف وقال بن قانع اسم الله على فم كل مسلم

 

4718- Ebu Hureyre der ki: Bir adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ey Allah'ın Resulü! Bizden biri hayvanı keser ve Besmele çekmeyi unutursa ne yapmalıdır?" diye sorduğunda, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her müslümanın üzerinde (gönlünde) Allah'ın adı vardır" karşılığını verdi.

 

Mervan b. Salim zayıf biridir. ibn Kani' bunu "Her müslümanın ağzında Allah'ın adı vardır" lafzıyla rivayet etmiştir.

 

Tahric: Taberanl, M. el-Evsat (4769) ve İbn Adiy, el-Kamil (6/385).

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل وأبو عمر القاضي وإسماعيل بن العباس الوراق قالوا نا عبد الله بن أحمد بن ميسرة قال نا أبو جابر نا شعبة عن مغيرة عن إبراهيم في المسلم يذبح وينسى التسمية قال لا بأس به قال ونا شعبة عن سفيان بن عيينة عن عمرو بن دينار عن أبي الشعثاء حدثني عين عن بن عباس أنه لم ير به بأسا قوله عين يعني به عكرمة

 

4719- Muğire'nin bildirdiğine göre İbrahim(-i Nehai), hayvanı kesip te Besmele çekmeyi unutan Müslüman hakkında: "Bir sakıncası yoktur" demiştir.

 

Şu'be'nin Süfyan b. Uyeyne -Amr b. DInar -Ebu'ş-Şa'sa -Ayn kanalıyla bildirdiğine göre ibn Abbas, Besmele çekilmemiş hayvanın etinde bir sakınca görmedi. Ayn, ikrime'dir.

 

Tahric: İsnadı çok zayıfhr. Bak: Zehebi Mızan (6/224).

 

 

نا أحمد بن محمد بن أبي شيبة نا محمد بن بكر بن خالد نا سفيان بن عيينة عن عمرو بن دينار عن أبي الشعثاء عن عين عن بن عباس قال إذا ذبح المسلم فلم يذكر اسم الله فليأكل فإن المسلم فيه اسما من أسماء الله

 

4720- İbn Abbas der ki: "Müslüman kimse (unutur ve) Besmele çekmeden hayvanı keserse onu yesin. Şüphesiz ki her müslümanın (gönlünde) Allah'ın isimlerinden bir isim vardır.''

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل نا محمد بن عبد الرحيم صاعقة نا طلق بن غنام نا يحيى بن سلمة بن كهيل عن أبيه عن عبد الله بن الخليل عن علي رضى الله تعالى عنه قال لا بأس بأكل خبز المجوس إنما نهى عن ذبائحهم

 

4721- Ali der ki: "Mecusilerin ekmeğini yemekte bir sakınca yoktur. Onların sadece kestikleri (hayvanların etinden yemek) yasaklanmıştır."

 

Tahric: Beyhakl, Sünen (9/285).

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل نا أبو حاتم الرازي نا محمد بن يزيد نا معقل عن عمرو بن دينار عن عكرمة عن بن عباس أن النبي صلى الله عليه وسلم قال المسلم يكفيه اسمه فإن نسي أن يسمي حين يذبح فليسم وليذكر اسم الله ثم ليأكل

 

4722- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müslümanın kendi adı yeter. Eğer keserken Besmele çekmeyi unutursa Besmele çekip Allah'ın adını zikretsin ve öyle yesin" buyurmuştur.

 

Tahric: Beyhakl, SÜnen (9/239).

 

 

حدثنا بن مبشر نا أبو الأشعث نا محمد بن عبد الرحمن عن هشام بن عروة عن أبيه عن عائشة رضى الله تعالى عنها أن قوما قالوا يا رسول الله إن قوما يأتونا باللحم لا ندري أذكروا الله عليه أم لا فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم سموا عليه وكلوا

 

4723- Hz. Aişe bildiriyor: Bazı kimseler: "Ey Allah'ın Resulü! Bir takım insanlar bize et getirmektedir. Ancak onların hayvanı keserken Besmele çekip çekmediklerini bilmiyoruz" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Siz Besmele çekin ve öyle yiYin" buyurdu.

 

Tahric: Buhari (2057).

 

 

حدثنا أبو العباس عبد الله بن جعفر بن خشيش نا يوسف بن موسى القطان نا هاشم بن عبد الواحد الجشاش نا يزيد بن عبد العزيز بن سياه عن زكريا بن أبي زائدة عن عامر الشعبي حدثني خارجة بن الصلت عن عمه أنه أتى النبي صلى الله عليه وسلم ثم أقبل راجعا من عنده فمر على قوم ووجد عندهم رجلا مجنونا فرقاه بفاتحة الكتاب فبرأ فأعطى مائة شاة قال فأتيت النبي صلى الله عليه وسلم فأخبرته قال هل قلت إلا هذا قال لا قال خذها فلعمري من أكل برقية باطل فلقد أكلته برقية حق

 

4724- Harice b. Salt bildiriyor: Amcası, Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip Müslüman oldu. Sonra Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanından geri dönerken bir topluluğa rastladı ve yanlarında deli bir adamın bulunduğunu gördü. Amcam Fatiha Suresi'ni okuyup ona efsun yapınca adam iyileşti. Bunun üzerine amcama yüz koyun verdiler. Sonrasını amcam şöyle anlatıyor: Bunun üzerine Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip durumu kendisine haber verdiğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen efsun karşılığında bunu istedin mi?" diye sordu. Hayır" dediğimde ise: "O zaman onu al. Ömrüme yemin olsun ki, kim hatıl bir efsun karşılığında (bir şeyalıp) yerse (bunun hesabını verecektir). Sen ise hak olan bir efsun karşılığında (aldığını) yryorsun" buyurdu.

 

Tahric: Ebu Davud (3420, 3896, 3897, 3901) ve Nesai (1032).

 

 

حدثنا علي بن عبد الله بن مبشر نا أحمد بن سنان نا يزيد بن هارون أنا زكريا بن أبي زائدة عن الشعبي حدثني خارجة بن الصلت التميمي أن عمه أتى النبي صلى الله عليه وسلم فذكر نحوه وقال فيه كلها بسم الله فمن أكل برقية باطل فقد أكلت برقية حق

 

4725- Şa'bi bildiriyor: Harice b. es-Salt et-Temimi: "Amcam, Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi" dedi ve bir önceki hadisin aynısını aktardı. Ancak rivayetinde: "Allah'ın adını anarak onu ye. Kim hatıl bir efsun karşılığında (bir şeyalıp) yerse (bunun hesabını verecektir). Sen ise hak olan bir efsun karşılığında (aldığını) yryorsun" ibaresi geçmiştir.

 

 

حدثنا علي بن عبد الله بن مبشر نا أحمد بن سنان نا محمد بن عبيد نا زكريا عن عامر نحو ذلك

 

4726- Farklı kanalla söz konusu hadisin aynısı bildirilmiştir.

 

 

نا بن مبشر نا أحمد بن سنان نا وهب بن جرير نا شعبة عن عبد الله بن أبي السفر عن الشعبي عن خارجة بن الصلت عن عمه قال أقبلنا من عند رسول الله صلى الله عليه وسلم فذكر نحوه إلا أنه قال فأعطونا جعلا فقلت حتى أسأل رسول الله صلى الله عليه وسلم فسألته فقال كل ثم ذكر نحوه

 

4727- Harice b. es-Salt bildiriyor: "Amcam: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanından geldik" dedi ve söz konusu hadisin aynısını aktardı. Ancak rivayetinde şu ifadeler yer alır: "Bana bir hediye verildi. Ben de: ‘‘Almadan önce Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sorayım’‘ dedim. Sorduğumda, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘(Alıp) yiyebilirsin’‘ buyurdu" dedi ve hadisin kalan kısmını aktardı.

 

 

حدثنا أحمد بن محمد بن سعدان الصيدلاني بواسط نا جعفر بن النضر بن حماد الواسطي أنا إسحاق الأزرق عن أبي عمرو البصري عن نهشل الخراساني عن الضحاك بن مزاحم أنه اجتمع هو والحسن بن أبي الحسن ومكحول الشامي وعمرو بن دينار المكي وطاوس اليماني فاجتمعوا في مسجد الخيف فارتفعت أصواتهم وكثر لغطهم في القدر فقال طاوس وكان فيهم مرضيا انصتوا حتى أخبركم ما سمعت من أبي الدرداء رضى الله تعالى عنه قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم إن الله افترض عليكم فرائض فلا تضيعوها وحد لكم حدودا فلا تعتدوها ونهاكم عن أشياء فلا تنتهكوها وسكت عن أشياء من غير نسيان فلا تكلفوها رحمة من ربكم فاقبلوها نقول ما قال ربنا ونبينا صلى الله عليه وسلم الأمور بيد الله من عند الله مصدرها وإليه مرجعها ليس إلى العباد فيها تفويض ولا مشيئة فقاموا وهم راضون بقول طاوس آخر كتاب السنن

 

4728- Nehşel el-Horasani bildiriyor: Dahhak b. Muzahim, Hasan b. Ebi'l-Hasan, Mekhul eş-Şami, Amr b. Dinar el-Mekki ve Tavus el-Yemaru, Hayf mescidinden toplandılar ve kader hakkında konuşarak sesleri yükselmiş ve münakaşa etmeye başlamışlardı. Bunun üzerine Tavus, ki o sözü dinlenen biri idi, şöyle dedi: "Susun ki kader hakkında Ebu'dDerda'dan işittiğimi size anlatayım. O şöyle demişti: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Allah bazı şeyleri farz kılmıştır ki, onları ihmal etmeyin. Bazı şeyleri haram kılmıştır ki, o haramları çiğnemeyin. Bazı günahlara yaklaşılmaması için sınırlar koymuştur ki, o sınırları aşmayın. Bazı şeyleri de unutmaksızın size olan merhameti sebebiyle dile getirmemiştir ki, onları kabul edin’‘ buyurdu. Biz de Rabbimizin ve Peygamberimizin dediği gibi: ‘‘Her hal Allah'ın elindedir. Onun katından gelir ve tekrar ona döner. İnsanların bu konuda konuşma ve fıkir yürütme hakkı yoktur’‘ deriz." Bunun üzerine Tavus'un dediklerinden hoşnut bir halde oradan kalkıp gittiler.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İsnadında metruk olan Nehşel el-Horasam bulunmaktadır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

 

At yarışları