SÜNEN DARAKUTNİ

Hadler ve Diyetler

 

الحدود والديات وغيره

Hadler ve Diyetler

 

حدثنا علي بن عمر بن أحمد بن مهدي الحافظ قراءة عليه نا محمد بن سليمان المالكي نا أبو موسى نا عامر ح ونا أبو صالح الأصبهاني عبد الرحمن بن سعيد بن هارون نا أبو مسعود أحمد بن الفرات نا محمد بن سنان العوقي قالا نا إبراهيم بن طهمان عن عبد العزيز بن رفيع عن عبيد بن عمير عن عائشة أنها قالت قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا يحل قتل أمرئ مسلم إلا في ثلاث خصال زان محصن فيرجم ورجل يقتل متعمدا فيقتل به ورجل يخرج من الإسلام فيحارب الله ورسوله فيقتل أو يصلب أو ينفى من الأرض

 

3054- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Müslümanı şu üç sebep dışında öldünnek helal değildir: Evli olan zinakar recmedilir. Birini kasıtlı olarak öldüren öldürdüğü kişiye karşılık öldürülür. İslam dininden çıkıp Allah'a ve Resulüne karşı savaşan kişi de öldürülür veya asılır ya da sürgün edilir. ''

 

Tahric: Ebu Davud 4/124 (4353) ve Nesai (7/102, 8/23).

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا محمد بن يحيى نا أبو حذيفة ومحمد بن سنان العوقي قالا نا إبراهيم بن طهمان بإسناده نحوه قال النيسابوري قلت لمحمد بن يحيى إبراهيم بن طهمان يحتج بحديثه قال لا

 

3055- Aynı manada bir hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

Nisabüri der ki: Muhammed b. Yahya'ya: "İbrahim b, Tahman'ın hadisi delil olarak kabul edilir mi?" diye sorduğumda: "Hayır" cevabını verdi.

 

 

نا إسماعيل بن محمد الصفار نا عباس بن محمد نا أبو إسحاق الطالقاني قال سمعت بن المبارك يقول كان إبراهيم بن طهمان ثبتا في الحديث

 

3056- İbrahim b. el-Mübarek der ki: "İbrahim b. Tahman hadiste sebt'ti (rivayeti delil teşkil eder).

 

 

نا أبو على المالكي محمد بن سليمان بن علي نا أبو موسى نا عبد الرحمن بن مهدي عن سفيان عن الأعمش عن عبد الله بن مرة عن مسروق عن عبد الله عن النبي صلى الله عليه وسلم قال والذي لا إله غيره لا يحل دم رجل مسلم يشهد أن لا إله إلا الله وأني رسول الله إلا ثلاثة نفر التارك للإسلام المفارق للجماعة والثيب الزاني والنفس بالنفس قال الأعمش فحدثت به إبراهيم فحدثني عن الأسود عن عائشة بمثله

 

3057- Abdullah (b. Mes'ud)'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kendisinden başka ilah olmayana yemin ederim ki; Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim de Allah'ın Resulü olduğuma şahitlik eden müslümanın kanı sadece şu üç durumda helal olur: İslam'ı terk edip Müslüman cemaatten ayrılan, zina eden evli ve cana karşılık can. "

 

Tahric: Müslim (1676) ve Buhari (6878).

 

 

نا محمد بن مخلد نا جعفر بن أبي عثمان الطيالسي نا إبراهيم بن عرعرة نا عبد الرحمن بن مهدي نا سفيان عن الأعمش عن عبد الله بن مرة عن مسروق عن عبد الله عن النبي صلى الله عليه وسلم قال لا يحل دم أمرئ مسلم قال الأعمش فذكرته لإبراهيم فقال حدثنيه الأسود عن عائشة قال ونا عبد الرحمن نا إبراهيم بن طهمان عن منصور عن إبراهيم عن أبي معمر عن مسروق عن عائشة عن النبي صلى الله عليه وسلم مثل حديث عبد الله بن مرة الأول قال عبد الرحمن أسند هذين الحديثين جميعا حديث مسروق عن عبد الله وحديث إبراهيم عن الأسود

 

3058- Abdullah (b. Mes'ud)'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Müslüman kişinin kanı kelal olmaz ... "

 

A'meş der ki: Bu hadisi ibrahim'e zikrettiğimde: "Esved de bu hadisi bana Hz. Aişe'den nakletti" dedi.

 

Mesruk da Aişe kanalıyla Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Abdullah b. Murre'nin bir önceki hadisinin aynısını rivayet etmiştir.

 

Abdurrahman der ki: Bu yönde Mesruk'un Abdullah'tan, ibrahim'in de Esved'den yaptığı rivayet bu iki hadisi hükümsüz bırakmıştır.

 

Tahric: Tirmizi4/19 (1402); Nesai (7/103) ve İbn Mace 2/847 (2533).

 

 

نا أبو علي المالكي نا أبو موسى نا أبو عامر نا إبراهيم بن طهمان عن منصور عن إبراهيم عن أبي معمر عن مسروق عن عائشة قالت لا يحل دم أمرئ مسلم من هذه الأمة إلا بإحدى ثلاث رجل قتل فيقتل به والثيب الزاني والمفارق للجماعة أو قال الخارج من الجماعة موقوف

 

3059- Hz. Aişe der ki: Bu ümmetten Müslüman olan bir kişinin kanı, ancak şu üç şekilde helal olur: Birini öldüren kişi buna karşılık öldürülür. Zina eden evli kişi ve cemaatten ayrılan -veya cemaatten çıkan-.

 

Hadis mevkuftur.

 

 

نا بن الجنيد نا يوسف نا جرير ح ونا بن مخلد نا موسى بن إسحاق نا أبو بكر نا جرير عن منصور عن إبراهيم عن أبي معمر عن مسروق عن عائشة نحوه موقوف

 

3060- Aynı manada bir hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

Hadis mevkuftur.

 

 

نا عبد الله بن محمد بن عبد العزيز نا داود بن رشيد نا محمد بن ربيعة ح ونا إبراهيم بن حماد نا الحسن بن عرفة نا محمد بن ربيعة عن يزيد بن زياد الشامي عن الزهري عن عروة عن عائشة رضى الله تعالى عنها قالت قال رسول الله صلى الله عليه وسلم ادرؤا الحدود ما استطعتم عن المسلمين فإن وجدتم للمسلم مخرجا فخلوا سبيله فإن الإمام لأن يخطئ في العفو خير له من أن يخطئ في العقوبة

 

3061- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Müslümanlardan gücünüz yettiğince cezaları kaldırmaya çalışın; bir çıkış yolu bulursanız onu serbest bırakın. İdarecinin affetmekte yanılması, ceza da yanılmasından daha hayırlıdır. ''

 

Tahric: Tirmizi4/33 (1424).

 

 

نا محمد بن القاسم بن زكريا نا أبو كريب نا معاوية بن هشام عن مختار التمار عن أبي مطر عن علي قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول ادرؤا الحدود

 

3062- Hz. Hz. Ali der ki: Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Gücünüz yettiğince) cezaları (suç sabit değilse) kaldırmaya çalışın" buyurduğunu işittim. 

 

Tahric: İbn Mace 2/850 (2545).

 

 

نا محمد بن عبد الله بن غيلان نا أبو هشام الرفاعي نا عبد السلام بن حرب نا إسحاق بن عبد الله بن أبي فروة عن عمرو بن شعيب عن أبيه أن عبد الله بن مسعود ومعاذ بن جبل وعقبة بن عامر الجهني قالوا إذا اشتبه عليك الحد فادرأه ما استطعت

 

3063- Abdullah b. Mes'ud, Muaz b. Cebel ve Ukbe b. Amir el-Cuhent: "Cezayı gerektiren suçtan emin değilsen, gücün yettiğince o cezayı uygulama" dediler.

 

 

نا بن غيلان نا أبو هشام نا عبد السلام عن هشام عن الحسن عن سلمة بن المحبق أن رسول الله صلى الله عليه وسلم رفع إليه رجل وقع على جارية امرأته فلم يحده

 

3064- Seleme b. Muhabbak'ın bildirdiğine göre Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımının cariyesiyle ilişkiye giren bir adam getirilince ona had cezası uygulamadi.

 

Tahric: Nesal (6/125); Ebu Davud 2/853 (4461) ve İbn Mace 2/853 (2552).

 

 

نا أحمد بن عيسى الخواص نا عباس الترقفي نا محمد بن المبارك البصري نا صدقة بن خالد حدثني محمد بن عبد الله النضري عن زفر بن وثيمة عن حكيم بن حزام قال نهى رسول الله صلى الله عليه وسلم أن يستقاد في المسجد أو تقام فيه الحدود أو ينشد فيه الشعر

 

3065- Hakim b. Hizam der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mescidde kısas yapmayı, hadleri uygulamayı veya şiir okunmasını yasakladi."

 

Tahric: Ebu Davud 4/167 (4490).

 

 

نا عبد الله بن محمد بن عبد العزيز نا عبيد الله بن عمر نا عمر بن علي نا محمد بن عبد الله بن المهاجر سمعته يحدث عن ظفر بن وثيمة بن مالك بن الحدثان عن حكيم بن حزام قال نهى رسول الله صلى الله عليه وسلم أن يستقاد في المسجد أو تقام فيه الحدود

 

3066- Hakim b. Hizam der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mescidde kısas yapmayı ve hadleri uygulamayı yasakladı.''

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (10/103).

 

 

نا عبد الله بن جعفر بن خشيش نا سلم بن جنادة نا وكيع نا محمد بن عبد الله الشعيثي عن العباس بن عبد الرحمن المكي عن حكيم بن حزام قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا تقام الحدود في المساجد ولا يستقاد فيها

 

3067- Hakim b. Hizam'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Mescidde hadler uygulanmaz ve kısas yapılmaz" buyurdu.

 

Tahric: Tirmizi 4/19 (1401) ve İbn Mace 2/888 (2661).

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم نا عبد الرزاق عن معمر عن عمرو بن دينار أو بن أبي نجيح أو كلاهما عن مجاهد عن بن عباس قال كان في بني إسرائيل القصاص ولم يكن فيهم الدية فقال الله عز وجل لهذه الأمة كتب عليكم القصاص في القتلى الآية { فمن عفى له من أخيه شيء } قال والعفو أن يقبل في العمد الدية وإتباع بالمعروف يتبع الطالب بالمعروف ويؤدي إليه المطلوب بإحسان ذلك تخفيف من ربكم ورحمة مما كتب على من كان قبلكم قال عبد الرزاق وأنا به بن عيينة عن عمرو بن دينار عن مجاهد عن بن عباس

 

3068- İbn Abbas der ki: İsrail oğullarında kısas vardı; ancak diyet yoktu.

Allah bu ümmete şöyle buyurdu: "Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. (Katil) ölenin kardeşi tarafından bağışlanırsa ... " (Bakara Sur. 178) ifadesindeki bağışlama, kasden öldünnede ölenin varislerinin diyeti kabul etmesidir. "Örfe uygun olarak" ifadesinde, diyet isteyenin örfe uygun diyet talebinde bulunması ve karşı tarafın da istenen diyeti iyi bir şekilde eda etmesidir. "Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir" ifadesi ise, "Sizden önceki ümmetlere farz kılınan uygulama, sizin için hafifletilmiştir" manasındadır.

 

Abdürrezzak der ki: ibn Uyeyne bu hadisi Amr b. Dinar kanalıyla Mücahid'den, o da ibn Abbas'tan nakletti. " "

 

Tahric: Buhari 9/30 (4498/ 14/189 (6881).

 

 

حدثنا موسى بن جعفر بن قرين نا فهد بن سليمان نا موسى بن داود نا سفيان الثوري عن عمرو بن دينار عن مجاهد عن بن عباس قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم ليس على العبد الآبق إذا سرق قطع ولا على الذمي لم يرفعه غير فهد والصواب موقوف

 

3069- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kaçan köle ve zimmi çalarlarsa elleri kesilmez" buyurdu.

 

Hadisi sadece Fehd merfu olarak nakletmiştir. Doğru olanın hadisin mevkuf olmasıdır.

 

Tahric: Hakim (4/382).

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم أنا عبد الرزاق عن الثوري ومعمر عن عمرو بن دينار عن مجاهد عن بن عباس أنه كان يقول لا نرى على عبد آبق يسرق قطعا

 

3070- Mücahid'in bildirdiğine göre İbn Abbas, kaçan kölenin hırsızlık yapması halinde elinin kesilmeyeceği görüşündeydi.

 

Tahric: Abdürrezzak 10/242 (17987).

 

 

نا محمد بن مخلد نا أحمد بن منصور زاج نا إسحاق بن إبراهيم قاضي خوارزم نا بن جريج أخبرني عمرو بن دينار عن مجاهد عن بن عباس أنه كان لا يرى على العبد حدا ولا على أهل الأرض اليهودي والنصارى حدا

 

3071- Mücahid bildiriyor: "İbn Abbas, köleye veya Yahudi ve Hıristiyan olanlara (müslümanlara uygulanan) haddin (şer'i cezaların) aynısının uygulanmayacağım söylerdi."

 

 

نا محمد بن جعفر المطيري من كتابه نا عبيد الله بن النعمان نا عاصم أنا بن جريج عن عمرو بن دينار عن مجاهد عن بن عباس قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم ليس على العبد ولا على أهل الكتاب حدود الذي قبله موقوف أصح من هذا والله أعلم

 

3072- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Köleye ve Ehl-i kitaptan olanlara (müslümanlara uygulanan) had (şer'i ceza) uygulanmaz" buyurmuştur.

 

Mevkuf olan önceki hadis, bundan daha sahihtir. Doğrusunu da Allah bilir.

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا محمد بن عبدة بن عبد الله المصيصي بكفريتا نا عامر بن سيار نا سليمان بن أرقم عن الزهري عن سعيد بن المسيب عن أبي هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا قود إلا بالسيف سليمان بن أرقم متروك

 

3073- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kısas ancak kılıçla yapılır" buyurdu.

 

Ravilerden Süleyman metruktur.

 

Tahric: Beyhaki (8/63).

 

 

نا عثمان بن أحمد بن يزيد نا إسحاق بن سنين نا خالد بن مرداس نا معلى بن هلال عن أبي إسحاق عن أبي عاصم بن ضمرة عن علي عليه السلام قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا قود إلا بحديدة ولا قود في النفس وغيرها إلا بحديدة معلى بن هلال متروك

 

3074- Hz. Ali'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kısas ancak demirle yapılır. Adam öldürme ve başka sebeplerle yapılacak kısas, ancak demirle (kesici aletlerle) yapılır" buyurdu.

 

Ravilerden Mualla b. Hilal metruktur.

 

Tahric: Beyhaki (8/63).

 

 

نا محمد بن أسد نا أبو الأحوص القاضي نا نعيم بن حماد نا بقية عن أبي معاذ عن الزهري عن سعيد بن المسيب عن أبي هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا قود إلا بالسيف

 

3075- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kısas, ancak kılıçla yapılır" buyurdu.

 

Tahric: Beyhaki (8/63).

 

 

نا عثمان بن أحمد الدقاق نا أيوب بن سليمان الصغدي نا المسيب بن واضح نا بقية عن أبي معاذ عن عبد الكريم بن أبي المخارق عن إبراهيم عن علقمة عن عبد الله بن مسعود أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال لا قود إلا بسلاح قال ونا بقية عن أبي معاذ عن الزهري عن سعيد عن أبي هريرة مثله أبو معاذ هو سليمان بن أرقم هو متروك

 

3076- İbn Mes'ud'un bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kısas, ancak silahla yapılır" buyurdu.

 

Bakiyye, Ebu Muaz -Zührı -Said -Ebu Hureyre kanalıyla aynı rivayette bulundu. Ebu MuaZi Süleyman b. Erkam'dır ve metruktur.

 

Tahric: Taberani, el-Kebir 10/109 (10044) ve Beyhaki, S. el-Kübra (8/63).

 

 

نا القاضي أبو طاهر نا أبو أحمد بن عبدوس نا القواريري نا محمد بن حمران عن بن جريج عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن رجلا طعن رجلا بقرن في ركبته فجاء إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقال يا رسول الله أقدني قال حتى تبرأ ثم جاء إليه فقال أقدني فأقاده ثم جاء إليه فقال يا رسول الله عرجت قال قد نهيتك فعصيتني فأبعدك الله وبطل عرجك ثم نهى رسول الله صلى الله عليه وسلم أن يقتص من جرح حتى يبرأ صاحبه

 

3077- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre bir adam birinin dizine boynuzla vurunca, adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Adama kısası uygula" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yaran iyileşmeden olmaz" buyurdu. Sonra bir daha geldi ve: "Adama kısası uygula" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kısası uyguladı. Sonra (yaralanmış) adam tekrar gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Topal kaldım" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben sana yaran iyileşene kadar kısas isteme dememiş miydim? Ama sen sözümü dinlemedin. AZlah da seni rahmetinden uzaklaştırdı. TopaZlığının da bir bedeli kalmadı" karşılığıtu verdi. Sonrasında da topal kalan bu adamdan sonra yaralanan kişilerin yaraları iyileşene kadar kısas istememelerini söyledi.

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/67) ve Ahmed (2/217).

 

 

نا محمد بن مخلد نا إسماعيل بن الفضل نا يعقوب بن حميد نا عبد الله بن عبد الله الأموي عن بن جريج وعثمان بن الأسود ويعقوب بن عطاء عن أبي الزبير عن جابر أن رجلا جرح فأراد أن يستقيد فنهى رسول الله صلى الله عليه وسلم أن يستقاد من الجارح حتى يبرأ المجروح

 

3078- Cabir'in bildirdiğine göre bir adam yaralanınca, kendisini yaralayana kısas uygulanmasını istedi; ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), yaralı iyileşmeden yaralayana kısas uygulanmasını yasakladı.

 

Tahric: Beyhakl, S. el-Kübra (8/66), Ma'rifetu's-Sünen 12/84 (15963).

 

 

ثنا عثمان بن أحمد الدقاق ومحمد بن العباس بن نجيح قالا نا أحمد بن علي الخزاز نا يعقوب بن حميد بهذا وقال أن يمثل من الجارح

 

3079- Yakub b. Humeyd aynı rivayette bulunmuş; ancak farklı olarak: ‘‘(Yaralı iyileşmeden) yaralayana aynısı yapılmaz" demiştir.

 

 

نا محمد بن أحمد بن الحسن نا محمد بن عبدوس بن كامل نا أبو بكر وعثمان ابنا أبي شيبة قالا نا بن علية عن أيوب عن عمرو بن دينار عن جابر أن رجلا طعن رجلا بقرن في ركبته فأتى النبي صلى الله عليه وسلم يستقيد فقيل له حتى تبرأ فأبى وعجل فاستقاد قال فعنتت رجله وبرئت رجل المستقاد منه فأتى النبي صلى الله عليه وسلم فقال له ليس لك شيء إنك أبيت قال أبو أحمد بن عبدوس ما جاء بهذا إلا أبو بكر وعثمان قال الشيخ أخطأ فيه ابنا أبي شيبة وخالفهما أحمد بن حنبل وغيره عن بن علية عن أيوب عن عمرو مرسلا وكذلك قال أصحاب عمرو بن دينار عنه وهو المحفوظ مرسلا

 

3080- Cabir der ki: Bir adam birinin dizine boynuzla vurunca, adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve adama kısas uygulanmasını istedi. Kendisine: "Yaran iyileşmeden olmaz" denildi; ancak adam hemen kısas uygulanmasını istedi ve boynuzla vurana kısas uygulandı. Ancak kısas yapan adamın ayağı topa! kalıp kısas yapılan adam iyileşince adam tekrar Resulunalı'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip durumu anlatı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem); "Artık bir hakkın yoktur. Sen yaran iyileşene kadar beklemeyi kabul etmedin" buyurdu.

 

Ebu Ahmed b. Abdus der ki: Bunu sadece Ebu Şeybe'nin oğulları Ebu Bekr ile Osman naklettiler. Darekutnı der ki: Ebu Şeybe'nin oğulları bunda hata yapmıştır. Ahmed b. Hanbel ve başkaları, hadisi ibn Uleyye -Eyyub -Amr kanalıyla mürsel olarak rivayet ederek onlara muhalefet etmiştir. Amr b. Dınar'ın talebeleri de bu hadisin ondan mürsel olarak nakledildiğini söylediler.

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe 5/438 (27784) ve Beyhakl, S. el-Kübra (8/66).

 

 

نا محمد بن إسماعيل نا إسحاق بن إبراهيم أنا عبد الرزاق عن معمر عن أيوب عن عمرو بن دينار عن محمد بن طلحة عن النبي صلى الله عليه وسلم نحوه

 

3081- Bu hadis, Muhammed b. Talha'dan merfu olarak ta nakledilmiştir.

 

Tahric: Abdürrezzak (17987) ve Beyhaki, S. el-Kübra (8/66).

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم بن عباد نا عبد الرزاق عن بن جريج أخبرني عمرو بن دينار عن محمد بن طلحة بن يزيد بن ركانة أخبرهم أن رجلا طعن رجلا بقرن في رجله فجاء إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقال أقدني قال حتى تبرأ قال أقدني قال حتى تبرأ قال أقدني فأقاده ثم عرج فجاء المستقيد فقال حقي فقال النبي صلى الله عليه وسلم لا حق لك

 

3082- Muhammed b. Talha b. Yezid b. Rukane'nin bildirdiğine göre bir adam birinin dizine boynuzla vurunca, adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Adama kısası uygula" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem); ''Yaran iyileşmeden olmaz" buyurdu; ancak adam yine: "Adama kısası uygula" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine: ''Yaran iyileşmeden olmaz" buyurdu; ancak adam üçüncü defa: "Adama kısası uygula" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama kısas uyguladı. Kısas uygulanmasını isteyenin ayağı topal kalınca Resulunalı'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Ondan hakkımı al" dediğinde, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Senin hiçbir hakkın yoktur" buyurdu.

 

Tahric: Abdürrezzak 9/452 (17986).

 

 

نا محمد بن إسماعيل نا إسحاق أنا عبد الرزاق عن معمر عن أيوب عن عمرو بن دينار عن محمد بن طلحة مثله وعن معمر عن أيوب عن عمرو بن شعيب قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم أبعدك الله أنت عجلت

 

3083- Bu hadis başka bir kanalla nakledilmiştir; ancak Ma'mer'in Eyyub'den, onun da Amr b. Şuayb'dan bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah seni uzaklaştırsın, (kısas yapmakta) sen acele ettin" buyurdu.

 

Tahric: Abdürrezzak 9/453 (17988) ve BeyhakI, S. el-Kübra (8/66)

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا محمد بن إسحاق نا أحمد بن محمد الأزرق نا محمد بن خالد نا بن جريج عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قال نهى النبي صلى الله عليه وسلم بعد ذلك أن يقتص من الجراح حتى ينتهي

 

3084- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yara iyileşmeden kısas uygulanmasını yasakladı.

 

Tahric: Abdürrezzak 9/453 (17988) ve BeyhakI, S. el-Kübra (8/66)

 

 

ثنا أحمد بن عيسى الخواص نا أحمد بن الهيثم بن خالد نا هانئ بن يحيى نا يزيد بن عياض عن أبي الزبير عن جابر قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم يستأني بالجراحات سنة يزيد بن عياض ضعيف متروك

 

3085- Cabir'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yaralamalarda kısas için bir yıl beklenir" buyurdu.

 

Ravilerden Yezid b. İyad zayıf ve metruktur.

 

Tahric: BeyhakI, S. el-Kübra (8/67).

 

 

نا أحمد بن عبد الله بن محمد الوكيل نا عمرو بن علي نا يحيى بن سعيد نا فضيل بن غزوان نا بن أبي نعم نا أبو هريرة قال أبو القاسم نبي التوبة صلى الله عليه وسلم قال من قذف عبده بحد أقيم عليه يوم القيامة إلا أن يكون كذلك

 

3086- Ebu Hureyre der ki: Tövbe peygamberi Ebu'I-Kasım (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kişi kölesine hiçbir suçu olmadığı halde zina isnad ederse, kıyamet günü kendisine zina cezası verilir. "

 

 

نا الشافعي نا معاذ بن المثنى نا مسدد نا يحيى بن سعيد بهذا أخرجه البخاري عن مسدد عن يحيى وكلهم ثقات حفاظ

 

3087- Bu hadis, ravilerin hepsinin güvenilir ve hafız olduğu başka bir kanalla nakledilmiştir. 

 

Tahric: Buhari 12/192 (6858) ve Müslim 3/1282/1660).

 

 

نا بن أبي الثلج نا جدي نا أبو الجواب نا عمار بن رزيق نا فضيل بن غزوان عن بن أبي نعم عن أبي هريرة قال سمعت أبا القاسم نبي التوبة صلى الله عليه وسلم يقول من قذف عبده بزنا ثم لم يتب أقيم عليه الحد يوم القيامة

 

3088- Ebu Hureyre der ki: Tövbe peygamberi Ebu'l-Kasım (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim kölesine hiçbir suçu olmadığı halde zina isnad eder ve tövbe etmezse, kıyamet günü kendisine zina cezası verilir.''

 

 

نا عبد الله بن محمد بن أحمد بن أبي سعيد البزار وآخرون قالوا نا يعقوب بن يوسف القزويني نا محمد بن سعيد بن سابق نا عمرو بن أبي قيس عن عمر بن سعيد عن يزيد بن عياض عن عبد الرحمن بن أبي نعم عن أبي هريرة قال حدثني أبو القاسم صلى الله عليه وسلم أن الرجل إذا قذف عبده وهو برئ مما يقول جلد الحد يوم القيامة

 

3089- Ebu Hureyre der ki: Ebu'l-Kasım (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Kişi kölesine hiçbir suçu olmadığı halde zina isnad ederse, kıyamet günü kendisine had cezası verilir. "

 

 

نا علي بن محمد المصري نا أحمد بن محمد بن أبي موسى نا محمد بن عبد الرحمن بن سهم نا بقية عن بن جريج عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا قود في شلل ولا عرج

 

3090- Amr b. Şuayb'm, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Çolak kalma ve tapallamada kısas yoktur" buyurdu,

 

 

نا محمد بن الحسين بن علي اليقطيني نا رجل نا عيسى بن يونس الفاخوري نا ضمرة عن إسماعيل بن عياش عن بن جريج عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال عقل المرأة مثل عقل الرجل حتى تبلغ الثلث من ديتها

 

3091- Amr b. Şuayb'm, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kadının diyeti, erkeğin diyeti gibidir. Bu oran, diyetin üçte birine ulaşmasına kadar böyledir" buyurdu.

 

Tahric: Nesai (8/44) ve Beyhaki, S. el-Kübra (8/96),

 

 

نا حمزة بن القاسم نا عباس الدوري ونا محمد بن نوح الجنديسابوري ومحمد بن محمد بن مالك الأسكافي قالا نا جعفر بن محمد بن شاكر الصائغ قالا نا يحيى بن يعلى بن الحارث المحاربي نا أبي عن غيلان بن جامع عن علقمة بن مرثد عن سليمان بن بريدة عن أبيه قال جاء ماعز بن مالك إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقال يا رسول الله طهرني فقال النبي صلى الله عليه وسلم ويحك ارجع فاستغفر الله وتب إليه قال فرجع غير بعيد ثم جاء فقال يا رسول الله طهرني فقال له النبي صلى الله عليه وسلم مثل ذلك حتى إذا كانت الرابعة قال له مما أطهرك قال من الزنا فسأل النبي صلى الله عليه وسلم أبه جنون فأخبر أنه ليس بمجنون فقال أشرب خمرا فقام رجل فاستنهكه فلم يجد منه ريح خمر فقال النبي صلى الله عليه وسلم أثيب أنت قال نعم فأمر به فرجم فكان الناس فيه فرقتين تقول فرقة لقد هلك ماعز على أسوأ عمله لقد أحاطت به خطيئته وقائل يقول أتوبة أفضل من توبة ماعز أن جاء رجل إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فوضع يده في يده فقال اقتلني بالحجارة قال فلبثوا على ذلك يومين أو ثلاثة ثم جاء النبي صلى الله عليه وسلم وهم جلوس فسلم ثم جلس ثم قال استغفروا لماعز بن مالك فقالوا يغفر الله لماعز بن مالك فقال النبي صلى الله عليه وسلم لقد تاب توبة لو قسمت بين أمة لوسعتها قال ثم جاءته امرأة من غامد من الأزد فقالت يا رسول الله طهرني قال ويحك ارجعي فاستغفري الله وتوبي إليه فقالت تريد أن ترددني كما رددت ماعز بن مالك قال وما ذاك قالت إنها حبلى من الزنا قال أثيب أنت قالت نعم قال إذا لا نرجمك حتى تضعي ما في بطنك قال فكفلها رجل من الأنصار حتى وضعت فأتى النبي صلى الله عليه وسلم فقال قد وضعت الغامدية فقال إذا لا نرجمها وندع ولدها صغيرا ليس له من يرضعه فقام رجل من الأنصار فقال إلي رضاعه يا نبي الله فرجمها هذا حديث صحيح أخرجه مسلم عن أبي كريب عن يحيى بن يعلى عن أبيه عن غيلان

 

3092- Süleyman b. Bureyde'nin babasından bildirdiğine göre Maiz b. Malik, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Beni temizle" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yazık sana! Geri dön ve Allah'tan bağışlanma dileyip tövbe et" buyurdu. Mlliz biraz gittikten sonra tekrar geldi ve: : "Ey Allah'ın Resulü! Beni temizle" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yazık sana! Geri dön ve Allah'tan bağışlanma dileyip tövbe et" buyurdu. Mlliz biraz gittikten sonra tekrar geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Beni temizle" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona aynı şeyi söyledi. Dördüncüsünde ise: "Seni hangi şeyden temizleyeyim?" diye sordu. Mlliz: "Zinadan" cevabım verince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunda delilik var mı?" diye sordu. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun deli olmadığı söylenince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İçki mi içti?" diye sordu. Bir adam kalkıp Maiz'i kokladı; ancak içki kokusu bulamadı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen evli misin?" diye sorunca, Maiz: "Evet" cevabını verdi. Bunun üzerine Maiz, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emriyle recmedildi.

 

İnsanlar Maiz hakkında ikiye bölümnüştü. Bir kısmı: "Maiz çok kötü bir ameliyle hel ak oldu" derken, diğer kısım: "Maiz'in tövbesinden daha üstün bir tövbe var mı? O, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip elini onun eline koydu ve: ‘‘Beni taşlarla öldür’‘ dedi" diyordu. Sahabe iki veya üç gün bu durumda kaldılar. Sonra onlar otururken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip selam verdi ve oturup: "Maiz b. Malik için bağışlanma dileyin" buyurdu. Sahabe: "Allah Maiz b. Malik'i bağışlar mı?" diye sorunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Öyle bir tövbe etti ki; bütün ümmete dağıtılsaydı yeterdi" buyurdu.

 

Daha sonraları Gamid'in Ezd kolundan bir kadın gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Beni temizle" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yazık sana! Geri dön ve Allah'tan bağışlanma dileyip tövbe et" buyurdu. Kadın: "Maiz b. Malik'e yaptığın gibi beni de mi geri çevirmek istiyorsun?" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O da ne demek?" diye sordu. Kadın, zinadan hamile olduğunu söyleyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen evli misin?" diye sordu. Kadın: "Evet" cevabını verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman karnındakini doğurana kadar seni recmetmeyiz" buyurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadın doğum yapana kadar Ensar'dan bir adamı ondan sorumlu yaptı. Doğum yapınca da Ensar'dan olan adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Gamid'li kadın doğum yaptı" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman onu recmedip çocuğunu emzirecek biri olmadan bırakmayız" buyurunca, Ensar'dan bir adam kalkıp: "çocuğun emzirilmesini ben üstleniyorum, ey Allah'ın Resulü!" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadını recmetti.

 

Hadis sahihtir. Müslim, Ebu Kureyb kanalıyla Yahya b. Ya'la'dan, o babasından, o da Gaylan'dan rivayet etti.

 

Tahric: Müslim 3/1321 (22/1695) ve Buhari 12/138 (3834).

 

 

نا محمد بن هارون بن مناح أبو حامد نا عمر بن إسماعيل بن مجالد نا معمر بن سليمان الرقي عن الحجاج عن عبد الجبار بن وائل عن أبيه قال أستكرهت امرأة على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم فدرأ عنها الحد وأقامه على الذي أصابها ولم يذكر أنه جعل لها مهرا

 

3093- Abdülcebbar b. Vail'in bildirdiğine göre babası şöyle dedi: "ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bir kadına zorla tecavüz edilince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadına had uygulamadı. Ona tecavüz edene had uyguladı." Ravi, ResuluIlah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadına mehir tayin edip etmediğinden bahsetmedi.

 

Tahric: Tirmizi 4/45 (1453) ve İbn Mace 2/866 (2598).

 

 

نا محمد بن هارون نا خالد بن يوسف نا حماد بن زيد عن عمرو عن طاوس أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال من قتل ح ونا محمد بن مخلد نا محمد بن سليمان الواسطي نا عمرو بن عون نا حماد بن زيد عن عمرو بن دينار عن طاوس عن بن عباس قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم من قتل في عميا أو رميا فهو خطأ وديته دية خطإ ومن قتل عمدا فهو قود يده من حال دونه فعليه لعنة الله والملائكة والناس أجمعين

 

3094- İbn Abbis'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim nasıl olduğu belirsiz bir karışıklık içinde bir şeyatmakla (taşla, değnekle) öldürülen kişinin diyeti hatayla öldürülen kişinin diyeti gibidir. Kasıtlı bir şekilde gerçekleştirilen öldürmelerde ise kısas yapılır. Katilden hakkını almasına engel olanın üzerine Allah'ın, meleklerin ve tüm insanların laneti olsun!'' ''

 

Tahric: Ebu Davud 4/182 (4539,4540,4591); Nesai (8/40) ve İbn Mace 2/880 (2635).

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم بن عباد نا عبد الرزاق عن الحسن بن عمارة عن عمرو بن دينار عن طاوس عن بن عباس قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم من قتل في عميا رميا بحجر أو ضربا بعصا أو سوط فعقله عقل الخطأ ومن قتل اعتباطا فهو قود لا يحال بينه وبين قاتله فمن حال بينه وبين قاتله فعليه لعنة الله والملائكة والناس أجمعين لا يقبل منه صرف ولا عدل

 

3095- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim nasıl olduğu belirsiz bir karışıklık içinde taş veya kamçı veya sopa ile öldürülürse, onun diyeti hatayla öldürülen kişinin diyeti gibidir. Kasıtlı bir şekilde gerçekleştirilen öldürmelerde ise kısas yapılır. Böylesi bir durumda da maktul(ün yakınları) ile katil arasına kimseler giremez. Katilden hakkını almasına engel olanın üzerine Allah'ın, meleklerin ve tüm insanların laneti olsun! Allah böylesi birinden ne farz, ne de nafile hiçbir ibadeti kabul etmez. ''

 

Tahric: Abdürrezzak 9/279-280 (17203) ve Beyhaki (8/45).

 

 

نا يحيى بن محمد بن صاعد والقاضي الحسين بن الحسين بن عبد الرحمن الأنطاكي قالا نا إبراهيم بن منقذ الخولاني نا إدريس بن يحيى الخولاني حدثني بكر بن مضر حدثني حمزة النصيبي عن عمرو بن دينار حدثني طاوس عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال من قتل في عميا رميا يكون بينهم بالحجارة أو عصا فهو خطأ عقله عقل الخطأ ومن قتل عمدا فهو قود يده من حال دونه فعليه لعنة الله والملائكة والناس أجمعين زاد الحسين لا يقبل الله منه صرفا ولا عدلا

 

3096- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim nasıl olduğu belirsiz bir karışıklık içinde taş veya sopa ile öldürülürse, onun diyeti hatayla öldürülen kişinin diyeti gibidir. Kasıtlı bir şekilde gerçekleştirilen öldürmelerde ise kısas yapılır. Böylesi bir durumda da maktul(ün yakınları) ile katil arasına girenin üzerine Allah'ın, meleklerin ve tüm insanların laneti olsun!" Hüseyin rivayetinde: ''Allah böylesi birinden ne farz, ne de nafile hiçbir ibadeti kabul etmez" ilavesi yer almıştır.

 

Tahric: Taberani (226).

 

 

نا أبو محمد بن صاعد نا محمد بن عبد الملك بن زنجويه نا عثمان بن صالح أنا بكر بن مضر عن عمرو بن دينار حدثني طاوس عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم مثله ولم يذكره حمزة قال بن صاعد ورواه إسماعيل بن مسلم وسليمان بن كثير عن عمرو بن دينار عن طاوس عن بن عباس

 

3097- Bu hadis başka bir kanalla Hamza zikredilmeden nakledilmiştir. 

 

ibn Said bunu ismall b. Müslim - Süleyman b. Kesir -Amr b. Dinar -Tavus ibn Abbas kanalıyla rivayet etti.

 

Tahric: Taberani (226).

 

 

نا محمد بن مخلد نا موسى بن إسحاق نا أبو بكر بن أبي شيبة نا عبد الرحيم بن سليمان عن إسماعيل بن مسلم عن عمرو بن دينار عن طاوس عن بن عباس قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم العمد قود إلا أن يعفو ولي المقتول

 

3098- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Restdullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kasıtlı öldürmede, öldürülenin velisi affetmezse kısas gerekir" buyurdu.

 

 

نا علي بن إبراهيم بن حماد نا أحمد بن يحيى الحلواني نا سعيد بن سليمان نا سليمان بن كثير عن عمرو بن دينار عن طاوس عن بن عباس قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم من قتل في عميا أو رميا بحجر أو عصى أو بسوط عقله عقل خطإ مثل قول حماد بن زيد

 

3099- Bu hadis başka bir kanalla; İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim nasıl olduğu belirsiz bir karışıklık içinde taş veya sopa veya kamçı ile öldürülürse, onun diyeti hatayla öldürülen kişinin diyeti gibidir" diye başlayıp Hammad'ın hadisi gibi nakledilmiştir.

 

Tahric: Ebu Davud 4/195 (4540,4541); Nesai (8/40) ve İbn Mace 2/880 (2635).

 

 

حدثنا محمد بن مخلد نا كردوس بن محمد نا يزيد بن هارون نا إسماعيل بن مسلم عن عمرو بن دينار عن بن عباس قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم العمد قود اليد والخطأ عقل لا قود فيه ومن قتل في عمية بحجر أو عصا أو سوط فهو دية مغلظة في أسنان الإبل

 

3100- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kasıtlı öldürmede kısas vardır. Hata ile öldürmede ise kısas değil, diyet vardır. Kim nasıl olduğu belirsiz bir karışıklık içinde taş veya so pa veya kamçı ile öldürülürse, onun diyeti deve yaşları ağırlaştırılmış olarak verilir. "

 

 

نا إبراهيم بن حماد نا إبراهيم بن هانئ نا عثمان بن صالح نا بكر بن مضر عن عمرو بن الحارث عن عمرو بن دينار حدثني طاوس عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال من قتل في عمية رميا يكون بينهم بحجر أحسبه قال أو سياط عقله عقل خطإ ومن قتل عمدا فهو قود يده من حال دونه فعليه لعنة الله

 

3101- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim nasıl olduğu belirsiz bir karışıklık içinde taş zannedersem kamçı da dedi- ile öldürülürse, onun diyeti hatayla öldürülen kişinin diyeti gibidir. Kasıtlı olarak öldürülmede ise kısas vardır. Kasıtlı öldürmede kısasa engel olanın üzerine Allah'ın laneti olsun. "

 

 

حدثنا علي بن محمد المصري نا أحمد بن داود المكي نا محمد بن كثير نا سليمان بن كثير عن عمرو بن دينار عن طاوس عن بن عباس يرفعه قال من قتل في عمية أو رمية بحجر أو بسوط أو عصا فعقله عقل الخطأ ومن قتل عمدا فهو قود من حال بينه وبينه فعليه لعنة الله والملائكة والناس أجمعين لا يقبل منه صرف ولا عدل

 

3102- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim nasıl olduğu belirsiz bir karışıklık içinde taş, kamçı veya sopa ile öldürülürse, onun diyeti hatayla öldürülen kişinin diyeti gibidir. Kasıtlı olarak öldürülmede ise kısas vardır. Böylesi bir durumda ise maktul(ün yakınları) ile katil arasına girenin üzerine Allah'ın, meleklerin ve tüm insanların laneti olsun. Allah böylesi birinden ne farz, ne de nafile hiçbir ibadeti kabul etmez. ''

 

Tahric: Nesai (8/40) ve İbn Mace 2880 (2635).

 

 

نا محمد بن إسماعيل نا إسحاق بن إبراهيم أنا عبد الرزاق أنا بن جريج أخبر عمرو بن دينار أنه سمع طاوسا يقول الرجل يصاب في الرميا في القتال بالعصا أو بالسياط أو بالترامي بالحجارة يودي ولا يقتل به من أجل أنه لا يعلم من قاتله وأقول ألا ترى إلى قضاء رسول الله صلى الله عليه وسلم في الهذليتين ضربت إحداهما الأخرى بعمود فقتلتها أنه لم يقتلها بها ووداها وجنينها أخبرناه بن طاوس عن أبيه لم يجاوز طاوس

 

3103- Amr b. Dinar'ın bildirdiğine göre Tavus şöyle dedi: "Kişi kavga esnasında okla, sopayla, kamçıyla veya taşla öldürüldüğü zaman diyet ödenir. Böylesi durumlarda karşı taraftan birinin öldürülmesi istenmez; zira o kavgada kişiyi öldüren belli değildir" demiştir.

Ben de derim ki: "Huzeyl kabilesinden olan iki kadından biri diğerini direkle öldürmüştü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda hüküm verirken ölen kadının ve karnındaki ceninin diyetinin verilmesine hükmetmiş, öldüren kadını bundan dolayı öldürmemiştir. Bunu da bize İbn Tavus, babasından (Tavus'tan) naklen bildirdi."

 

Tahric: Abdürrezzak 9/278 (17200).

 

 

نا محمد بن إسماعيل نا إسحاق بن إبراهيم أنا عبد الرزاق أنا بن جريج أخبرني بن طاوس عن أبيه قال عند أبي كتاب فيه ذكر العقول جاء به الوحي إلى النبي صلى الله عليه وسلم أنه ما قضى رسول الله صلى الله عليه وسلم من عقل أو صدقة فإنما جاء به الوحي ففي ذلك الكتاب وهو عن النبي صلى الله عليه وسلم قتل العمية ديته دية الخطأ الحجر والعصا والسوط ما لم يحمل سلاحا

 

3104- İbn Tavus der ki: Babamın (Tavus'un) yanında diyetlerin yazılı olduğu ve vahiyle Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildirilen bir yazı bulunmaktadır. Bu yazıda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) diyet ve zekat konusunda verdiği hükümlerin vahiy kaynaklı olduğu bildirilmektedir. Yine bu yazıda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Silah çekilmedikten sonra taş, sopa ve kamçı ile gerçekleşen kasıtlı öldürmelerin diyeti, hata ile öldürmenin diyeti gibidir" buyurduğu yazılıdır. 

 

Tahric: Abdürrezzak 9/279 (17201).

 

 

نا محمد نا إسحاق نا عبد الرزاق عن معمر عن بن طاوس عن أبيه أنه قال من قتل في عمية رميا بحجر أو عصا أو سوط ففيه دية مغلظة

 

3105- İbn Tavus, babasından (Tavus'tan) bildirir: "Taşla veya sopayla bilmeden birinin ölümüne sebep olan kişi diyeti ağırlaştırılmış olarak öder."

 

Tahric: Abdürrezzak 9/279 (17202).

 

 

نا الحسين بن إسماعيل نا يوسف بن موسى نا عبيد الله بن موسى نا محمد بن راشد عن سليمان بن موسى عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم عقل شبه العمد مغلظ مثل قتل العمد ولا يقتل صاحبه

 

3106- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kasıtlı öldürmeye benzeyen öldürmelerde diyet, kasıtlı öldürme diyeti gibi ağırlaştırılmış bir şekilde ödenir ve böylesi durumlarda katil (kısas olarak) öldürülmez.''

 

Tahric: Ebu Davud 4/188-189 (4565).

 

 

قرئ على أبي محمد بن صاعد وأنا أسمع حدثكم عمرو بن علي حدثنا يحيى بن سعيد عن بن أبي ذئب حدثني سعيد بن أبي سعيد المقبري عن أبي شريح الكعبي أن رسول الله صلى الله عليه وسلم حرم مكة فمن كان يؤمن بالله واليوم الآخر فلا يسفكن فيها دما ولا يعضدن فيها شجرا فإن ترخص مترخص فقال إنها أحلت لرسول الله صلى الله عليه وسلم فإن الله أحلها لي ساعة من نهار ولم يحلها للناس وإنما أحلت لي ساعة ثم هي حرام إلى أن تقوم الساعة ثم إنكم يا معشر خزاعة قلتم هذا القتيل من هذيل وإني عاقله فمن قتل له قتيل بعد مقالتي هذه فأهله بين خيرتين أن يأخذوا العقل أو يقتلوا

 

3107- Ebu Şureyh el-Ka'bi'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'yi haram kıldı ve şöyle buyurdu: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden, orada kan dökmesin ve ağaç kesmesin. Resulullah'a fetih günü adam öldürmek mubah kılındı diyerek bir kimse öldürmeye ruhsat vermeye kalkışırsa, dikkat edin onu muayyen bir zaman bana mubah kılmıştır, herkese değiL. Kıyamete kadar da haramlığı ve mukaddesliği devam edecektir. Siz ey Huzaalılar! Huzeyl kabilesinden bu insanı öldürdün. Onun diyetini ben ödeyeceğim. Bundan sonra her kimin bir yakını öldürülürse onun ailesi iki şey arasında serbesttir. Ya katilin öldürülmesini tercih ederek kısas isterler veya diyet alırlar."

 

 

قرئ على بن صاعد وأنا أسمع حدثكم محمد بن عبد الله المخزومي نا عثمان بن عمر نا بن أبي ذئب بإسناده نحوه وقال ثم إنكم يا معشر خزاعة قد قتلتم هذا القتيل من هذيل وأنا عاقله فمن قتل بعد فأولياء القتيل بين خيرتين إن أحبوا قتلوا وإن أحبوا أخذوا العقل

 

3108- Aynı manada bir hadis başka bir kanalla nakledilmiştir. Ancak farklı olarak şu ibare vardır: "Siz ey Huzaalılar! Huzeyl kabilesinden şu maktulü öldürdün. Onun diyetini ben ödeyeceğim. Bundan sonra her kimin bir yakını öldürülürse onun ailesi iki şeyarasında serbesttir. İster katilin öldürülmesini tercih ederek kısas yaparlar veya diyet alırlar. "

 

 

نا أبو عبيد القاسم بن إسماعيل نا الحسن بن أحمد بن أبي شعيب نا محمد بن سلمة عن محمد بن إسحاق عن الحارث بن فضيل عن سفيان بن أبي العوجاء عن أبي شريح الخزاعي قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول من أصيب بدم أو خبل والخبل عرج فهو بالخيار بين إحدى ثلاث فإن أراد الرابعة فخذوا على يديه بين أن يقتص أو يعفوا ويأخذ العقل فإن قبل شيئا من ذلك ثم عدا بعد ذلك فله النار خالدا فيها مخلدا

 

3109- Şureyh el-Huzaİ der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Öldürülen(in velileri) veya sakatlanan üç şeyarasında muhayyerdir; eğer dördüncü şeyi isterse ona engel olun: Bu kişi ya kısas ister, ya affeder veya diyeti alır. Bunlardan birini kabul ettikten sonra başka şey isterse ona ebedi kalacağı cehennem vardır. ''

 

Tahric: İbn Mace 2/876 (2623).

 

 

نا أحمد بن إسحاق بن بهلول نا محمد بن يحيى بن رزين نا يزيد بن زريع نا عبد الرحمن بن إسحاق عن الزهري عن عطاء بن يزيد عن أبي شريح الخزاعي قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم أعتى الخلق على الله من قتل غير قاتله ومن طلب بدم الجاهلية ومن بصر عينيه في النوم ما لم تبصر

 

3110- Şureyh el-Huzaİ der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Allah katında mahlukatın en azgını, yakınını öldüren katilden başkasını öldüren, cahiliye döneminden kalma kan davasını devam ettiren veya uykuda gözlerine gerçekte görmediği bir şeyi gördüren (görmediği bir rüyayı görmüş gibi anlatan) kimsedir. ''

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/26).

 

 

نا أبو محمد بن صاعد إملاء نا محمد بن منصور الجواز المكي حدثنا الوليد بن مسلم قدم علينا في الموسم سنة أربع وتسعين ومائة نا أبو عمرو الأوزاعي نا يحيى بن أبي كثير حدثني أبو سلمة بن عبد الرحمن حدثني أبو هريرة قال لما فتح رسول الله صلى الله عليه وسلم مكة قام في الناس خطيبا فحمد الله وأثنى عليه ثم قال إن الله عز وجل حبس عن مكة الفيل وسلط عليها رسوله والمؤمنين وإنها لم تحل لأحد كان قبلي وإنما أحلت لي ساعة من النهار وإنها لا تحل لأحد بعدي فلا ينفر صيدها ولا يختلي شجرها ولا تحل سقطتها إلا لمنشد ومن قتل له قتيل فهو بخير النظرين أو بأحد النظرين الشك من محمد بن منصور إما أن يودى وإما أن يقتل فقام العباس فقال إلا الإذخر يا رسول الله فإنا نجعله في بيوتنا وقبورنا فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم إلا الإذخر فقام أبو شاه رجل من أهل اليمن قال أكتبوا لي يا رسول الله فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أكتبوا لأبي شاه قال الوليد قلت للأوزاعي ما قوله أكتبوا لي يا رسول الله قال هذه الخطبة التي سمعها من رسول الله صلى الله عليه وسلم

 

3111- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'yi [ethedince halka hitab etmek için kalkıp Allah'a hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurdu: ''Allah, filin Mekke'ye girmesine engel olmuş; ancak Peygamber'i ve mü min leri Mekke'ye girmeye muvaffak kılmıştır. Mekke benden önce hiç kimseye helal kılınmamıştır. Benim için sadece gündüzün bir saatinde helal kılınmıştır. Benden sonra da kimseye helal değildir. Mekke'nin av hayvanları ürkütülmez, ağaçları kesilmez, yitiği de sahibini ilan etme maksadı dışında alınmaz. Bir yakını öldürülen iki şeyarasında muhayyerdir. Ya diyeti almayı kabul eder ya da katilin kısas olarak öldürülmesini ister."

 

Abbas kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü! Izhır otu, kesilmesi yasak olan ağaçların dışında olsun. Onu evlerimizde ve mezarlarımızda kullanıyoruz" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Izhır bunların dışındadır" karşılığını verdi. Yemen halkından olan Ebu Şah kalkıp: "Bunu bana yazdır, ey Allah'ın Resulü!" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ebu Şah'a bunu yazın" buyurdu. 

 

Velid der ki: Evzai'ye: "Bunu bana yazın ey Allah'ın Resulü!" sözünden kasıt nedir?" diye sorunca: "Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) duyduğu hutbenin yazılmasını istedi" cevabını verdi.

 

Tahric: Buhari (2434) ve Müslim (1355).

 

 

ثنا علي بن عبد الله بن مبشر نا أحمد بن سنان نا علي بن بحر ح وثنا أبو سهل بن زياد نا إسماعيل بن إسحاق نا علي بن المديني قالا نا الوليد بن مسلم نا الأوزاعي بإسناده نحوه

 

3112- Aynı manada bir hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

Tahric: Buhari (112/6880) ve Müslim (1355/84).

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا أبو زرعة الدمشقي نا أبو نعيم نا شيبان عن يحيى بن أبي كثير عن أبي سلمة عن أبي هريرة أن خزاعة قتلوا رجلا من بني ليث عام فتح مكة بقتيل منهم قتلوه فأخبر النبي صلى الله عليه وسلم بذلك فركب راحلته فخطب فقال إن الله تعالى حبس عن مكة الفيل وسلط عليها رسول الله صلى الله عليه وسلم والمؤمنين ألا وإنها لم تحل لأحد قبلي ولا تحل لأحد بعدي ألا وإنها أحلت لي ساعة من نهار ألا وإنها ساعتي هذه حرام لا يختلى خلاها ولا يعضد شجرها ولا تلتقط ساقطتها إلا لمنشد فمن قتل له قتيل فهو بخير النظرين إما أن يقتل وإما أن يفادى أهل القتيل فجاء رجل من أهل اليمن فقال أكتبوا يا رسول الله فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أكتبوا لأبي فلان فقال رجل من قريش إلا الإذخر يا رسول الله فإنا نجعله في بيوتنا وقبورنا فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم إلا الإذخر

 

3113- Ebu Hureyre der ki: Huzaa kabilesi, (Mekke'nirı) fetih yılı kendilerinden öldürülen bir adama karşılık Leys oğullarından bir adamı öldürmüşlerdi. Bu durumu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildirdiklerinde Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) devesine binip halka hutbe vererek şöyle buyurdu: ''Allah, filin Mekke'ye girmesine engel olmuş, ancak Peygamber'i ve müminleri Mekke'ye girmeye muvaffak kılmıştır. Mekke benden önce hiç kimseye helal kılınmamıştır. Benden sonra da hiç kimseye helal değildir. Benim için sadece gündüzün bir saatinde helal kılınmıştır. Bilin ki artık Mekke haramdır. Onun otları koparılmaz ve ağaçları kesilmez. Yitiği de sahibini ilan etme maksadı dışında alınmaz. Bir yakını öldürülen, iki şey arasında muhayyerdir. Ya katilin kısas olarak öldürülmesini ister ya da diyeti almayı kabul eder." Yemen halkından bir adam gelip: "Bunu bana yaz, ey Allah'ın Resulü!" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ebu Palana bunu yazın" buyurdu. Kureyş'ten bir kişi: "Ey Allah'ın Resulü! Izhır otu kesilmesi yasak olan ağaçların dışında olsun. Onu evlerimizde ve mezarlarımızda kullanıyoruz" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Izhır bunların dışındadır" karşılığını verdi.

 

 

نا إسماعيل بن محمد الصفار نا العباس بن محمد نا عمر بن حفص بن غياث نا أبي عن حجاج عن قتادة عن مسلم الأجرد عن مالك الأشتر قال أتيت عليا رضى الله تعالى عنه فقلت يا أمير المؤمنين إنا إذا خرجنا من عندك سمعنا أشياء فهل عهد إليكم رسول الله صلى الله عليه وسلم شيئا سوى القرآن قال لا إلا ما في هذه الصحيفة في علاقة سيفي فدعا الجارية فجاءت بها فقال إن إبراهيم حرم مكة وإني أحرم المدينة فهي حرام ما بين حرتيها أن لا يعضد شوكها ولا ينفر صيدها فمن أحدث حدثا أو آوى محدثا فعليه لعنة الله والملائكة والناس أجمعين والمؤمنون يد على من سواهم تتكافأ دماؤهم ويسعى بذمتهم أدناهم لا يقتل مسلم بكافر ولا ذو عهد في عهده قال حجاج وحدثني عون بن أبي جحيفة عن علي مثله إلا أن يختلف منطقها في الشيء فأما المعنى فواحد

 

3114- Malik. el-Eşter der ki: Hz. Ali'ye gidip: "Ey müminlerin emirl! Yanından çıktığımızda bazı şeyler işitiyoruz. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kur'an dışında size bir şey bıraktı ını?" diye sordum. Hz. Ali: "Hayır, sadece kılıcımın kabzasında olan şu sahifeyi bıraktı" deyip carlyeye onu getirmesini söyledi. Cariye onu getirince de sahifede şöyle yazılı olduğunu gördüm: "Hz. İbrahim Mekke'yi haram bölge ilan etti. Ben de Medine'yi haram bölge ilan ediyorum. Onun iki (volkanik) taşlığı arası haram bölgedir ve dikeni koparılmaz, avı ürkütülmez. Kim burada bir günah işler veya günahkarı barındırırsa, Allah'ın, meleklerim ve bütün insanların laneti üzerine olsun. Müminler, başkalarına karşı birlik olmalıdır. Onların en aşağıları dahi, onların zimmetlerini yerine getirmeye çalışır. Kafire karşılık da bir müslüman öldürülmez. Ahdi içerisinde bulunan (azınlık tebadan) bir zimmi de öldürülmez. "

Haccac der ki: Amr b. Ebı Cuhayfe, Ebu Cuhayfe'den, Hz. Ali'den aynısını nakletti ancak mana aynı olmasına rağmen sözlerde değişiklik vardır.

 

 

نا أبو عبيد القاسم بن إسماعيل المحاملي نا زيد بن إسماعيل الصائغ نا زيد بن الحباب نا موسى بن علي بن رباح اللخمي قال سمعت أبي يقول إن أعمى كان ينشد في الموسم في خلافة عمر بن الخطاب رضى الله تعالى عنه وهو يقول أيها الناس لقيت منكرا هل يعقل الأعمى الصحيح المبصرا خرا معا كلاهما تكسرا وذلك أن الأعمى كان يقوده بصير فوقعا في بئر فوقع الأعمى على البصير فمات البصير فقضى عمر رضى الله تعالى عنه بعقل البصير على الأعمى

 

3115- Musa b. Ali b. Rebah el-Lahmi der ki: Babamın söylediğine göre bir kör, Hz. Ömer'in hilafeti döneminde hac mevsiminde şu şiiri söylüyordu:

Ey insanlar, ben görülmedik bir şeyle karşı karşıya kaldım.

 

Hiç gözü görmeyen bir kimse, gözü gören ve sağlıklı birisinin diyetini öder mi?

i}u ikisi birlikte düştüler ve ikisi de kırılıp döküldüler.

 

Olay şöyle olmuştu: Kör olanı, gözü gören birisi çekiyorken her ikisi de bir kuyuya düştüler. Gözleri görmeyen görenin üzerine düştü ve gözü gören öldü. Hz. Ömer de gözleri görenin görmeyen tarafından diyetinin ödenmesine dair hüküm verdi. 

 

Tahric: Beyhakl, S. el-Kübra (8/112).

 

 

حدثنا إسماعيل بن محمد الصفار نا عباس بن محمد نا يونس بن محمد نا مسلم بن خالد ح ونا علي بن محمد المصري نا يحيى بن عثمان بن صالح حدثنا أبو علي أحمد بن الحكم نا مسلم بن خالد ح ونا محمد بن الحسن بن علي اليقطيني نا عمر بن سعد بن سنان نا هشام بن عمار نا مسلم بن خالد نا عباد بن إسحاق عن أبي حازم عن سهل بن سعد أن رجلا أتى النبي صلى الله عليه وسلم فقال يا رسول الله إنه زنى بفلانة أمرأة سماها فبعث النبي صلى الله عليه وسلم إلى المرأة فسألها فأنكرت فرجمه النبي صلى الله عليه وسلم وتركها

 

3116- Sehl b. Sa'd'ın bildirdiğine göre bir adam Resulullah'a {Sallallahu aleyhi ve Sellem} gelerek bir kadının adını söyledi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Falan kadınla zina ettim" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadını çağırıp sorunca, kadın inkar etti. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadını serbest bırakıp adamı (iftira ettiği gerekçesiyle) recmetti.

 

Tahric: İbn Mace 2/759-760 (2574).

 

 

نا القاضي الحسين بن إسماعيل نا أبو موسى محمد بن المثنى نا عثمان بن عمر بن عمر عن فليح عن أبي حازم عن سهل بن سعد أن وليدة في عهد النبي صلى الله عليه وسلم حملت من الزنا فسئلت من أحبلك قالت أحبلني المقعد فسئل عن ذلك فاعترف فقال النبي صلى الله عليه وسلم إنه لضعيف عن الجلد فأمر بمائة عثكول فضربه بها ضربة واحدة كذا قال والصواب عن أبي حازم عن أبي أمامة بن سهل عن النبي صلى الله عليه وسلم

 

3117- Sehl b. Sa'd'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bir cariye zinadan hamile kalınca: "Seni kim hamile bıraktı?" diye soruldu. Kadın: "Kötürüm olan falan kişiyle" cevabını verince, adama sordular ve adam bunu itiraf etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu, kendisine had uygulanamayacak kadar zayıftır" buyurup yüz hurma sakımı çöpü getirilmesini emretti ve ona bu çöplerle bir defa vurdurdu.

 

Hadis bu şekilde nakledilmiştir. Doğru olan hadisin, Ebu Hazım'ın, Ebu Umame b.

Sehl'den Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nakledildiği şekildir.

 

Tahric: Beyhakl, S. el-Kübra (8/230).

 

 

نا أحمد بن محمد بن يزيد الزعفراني نا إبراهيم بن راشد نا داود بن مهران نا سفيان عن أبي الزناد ويحيى بن سعيد عن أبي أمامة بن سهل بن حنيف عن أبي سعيد الخدري قال كان مقعد عند جدار أم سعد ففجر بأمرأة فسئل عن ذلك فاعترف فأمر النبي صلى الله عليه وسلم أن يضرب بأثكال النخل

 

3118- Ebu Said el-Hudri der ki: Sa'd'ın duvarının dibinde olan kötürüm bir adam, bir kadınla zina yapınca kendisine bu soruldu. Adam suçunu itiraf edince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona yüz hurma çubuğuyla vurulmasını emretti.

 

Tahric: Taberani, M. el-Kebir 6/38 (5446).

 

 

نا أحمد بن محمد بن إسماعيل السيوطي نا محمد بن عبد الملك بن مروان نا عمرو بن عون نا سفيان عن أبي الزناد ويحيى بن سعيد عن أبي أمامة بن سهل عن أبي سعيد أن مقعدا أحيبن فذكر منه زمانة كان عند جدار أم سعد ففجر بامرأة حمل فسئلت فقالت هو منه فاعترف فأمر النبي صلى الله عليه وسلم أن يجلد بأثكال النخل

 

3119- Ebu Said der ki: Zayıf ve kötürüm bir adam -ravi zamanım da zikretti- Ümmü Sa'd'ın duvarının dibindeyken bir kadım hamile bıraktı. Kadına çocuğun kimden sorulunca kadın: "(O adamı işaret ederek) Bundandır" dedi. Adam suçunu itiraf edince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona yüz hurma çubuğuyla vurulmasını emretti.

 

 

نا أحمد بن محمد بن إسماعيل الآدمي نا محمد بن الحسين الحنيني نا عبد العزيز بن محمد الأزدي نا بن أبي الزناد عن أبيه عن أبي أمامة بن سهل بن حنيف عن أبيه قال حملت أمة في بني ساعدة من الزنا فلما وضعت قيل لها ممن ولدك قالت من فلان إنسان نضو ممسوح كأنه خرشاء من ضعفه فسئل المقعد عن ذلك فقال صدقت هو مني فرفع ذلك إلى النبي صلى الله عليه وسلم وما قال وأخبر رسول الله صلى الله عليه وسلم بهيئة الرجل وأنه لا مضرب فيه فقال رسول الله خذوا له عثكولا يعني عذقا فيه مائة شمراخ فاضربوه به ضربة واحدة ففعلوا

 

3120- Ebu Umame b. Sehl b. Huneyf, babasının şöyle dediğini bildirir:

Sa'd oğullarından bir cariye zina sonucu hamile kaldı. Cariye doğum yapınca: "Bu çocuk kimden?" diye soruldu. Cariye: " Zayıf ve derisi yılan derisi gibi olan falan kişiden" cevabını verdi. Resulullah'a {Sallallahu aleyhi ve Sellem} adamın had uygulanmayacak kadar zayıf olduğu söylenince Hz. Peygamber {Sallallahu aleyhi ve Sellem}: ''Yüz çubuğu olan bir dal alıp ona bir defa vurun" buyurdu. Bunun üzerine sahabe böyle yaptı.

 

 

نا عبد الله بن أحمد بن إبراهيم المارستاني نا يحيى بن حكيم نا بن أبي عدي عن هشام بن أبي عبد الله عن يحيى بن أبي كثير عن أبي قلابة عن أبي المهلب عن عمران بن حصين أن أمرأة أتت النبي صلى الله عليه وسلم وهي حبلى من الزنا فقالت يا رسول الله أصبت حدا فأقمه علي فدعا وليها فقال أحسن إليها فإذا وضعت ما في بطنها فأتني ففعل فأمر بها النبي صلى الله عليه وسلم فشدت أوشكت ثيابها عليها ثم أمر بها فرجمت ثم صلى عليها فقيل له رجمتها ثم تصلي عليها فقال والذي نفسي بيده لقد تابت توبة لو تابها سبعون مذنبا لوسعتهم وهل وجدت أفضل من أن جادت بنفسها

 

3121- İmran b. Husayn'ın bildirdiğine göre zina sonucu hamile olan bir kadın, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Haddi (şer'i cezayı) gerektirecek şeyi (zina) yaptım. Bu haddi bana uygula" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadının velisini çağırıp: "Buna iyi davran ve karnındakini doğurunca bana getir" buyurdu. Kadın doğumu yaptıktan sonra Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emriyle kadın giysileriyle iyice sarıldı ve taşlandi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadının namazını kılınca: "Onu recmettikten sonra namazını mı kılıyorsun?" diye sorulduğunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Canım elinde olana yemin ederim ki; kadın öyle bir tövbe etti ki şayet tövbesi Medine ahalisi arasında paylaştırılacak olsa hepsi için yeterdi. Allah için kendini feda etmesinden daha iyi bir şey biliyor musun? "

 

Tahric: Müslim (1696/382)

 

 

نا عبد الله نا يحيى نا عبد العزيز بن عبد الصمد نا هشام بإسناده نحوه فقال له عمر رجمتها وقال لو تابها أهل المدينة لوسعتهم هل وجدت أفضل من أن جادت بنفسها لله عز وجل

 

3122- Aynı manada bir hadis başka bir kanalla nakledilmiştir; ancak farklı olarak şu ibare vardır: Hz. Ömer: "Onu recmettİn ... " deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kadın öyle bir tövbe etti ki şayet tövbesi Medine ahalisi arasında paylaştırılacak olsa hepsi için yeterdi. Allah için kendini feda etmesinden daha iyi bir şey biliyor musun?" karşılığını verdi.

 

 

نا إسماعيل بن محمد الصفار نا عباس بن محمد نا هارون بن إسماعيل الخزاز نا علي بن المبارك نا يحيى بن أبي كثير حدثني أبو قلابة حدثني أبو المهلب أن عمران بن حصين حدثهم قال جاءت أمرأة من جهينة إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم ثم ذكر نحوه

 

3123- İmran b. Husayn: "Cuheyne'den bir kadın Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi" deyip aynı manada bir rivayette bulundu.

 

 

نا أبو عبيد القاسم بن إسماعيل نا يعقوب بن إبراهيم نا عبد العزيز بن محمد الدراوردي أخبرني يزيد بن خصيفة عن محمد بن عبد الرحمن بن ثوبان عن أبي هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم أتى بسارق سرق شملة فقالوا يا رسول الله إن هذا قد سرق فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم اذهبوا به فاقطعوه ثم احسموه ثم أئتوني به فقطع فأتي به فقال تب إلى الله فقال قد تبت إلى الله قال تاب الله عليك ورواه الثوري عن يزيد بن خصيفة مرسلا

 

3124- Ebu Hureyre der ki: Bir hırka çalan bir hırsız Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirildi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Bu adam hırsızlık yaptı" dediler. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Çaldığını zannetmiyorum" karşılığını verince hırsız: "Evet çaldım, ey Allah'ın Resulü!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Götürüp elini kesin! Sonra (kanı dursun diye) elini dağlayın. Sonrasında yanıma getirin" buyurdu. Adama cezası verildikten sonra getirilince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'a tövbe et!" buyurdu. Adam: "Allah'a tövbe ediyorum" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allahım! Tövbesini kabul et" buyurdu.

 

Sevri, Yezıd b. Husayfe'den mürsel olarak rivayet etmiştir.

 

Tahric: Hakim (4/381) ve Beyhill, S. el-Kübra (8/271).

 

 

نا بن مبشر نا أحمد بن سنان نا عبد الرحمن عن سفيان عن يزيد بن خصيفة عن محمد بن عبد الرحمن بن ثوبان قال أتى رسول الله صلى الله عليه وسلم بسارق قد سرق شملة فقال أسرقت ما إخاله سرق قال بلى فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم اقطعوه ثم احسموه فقطعوه ثم حسموه فقال له النبي صلى الله عليه وسلم تب فقال تبت إلى الله قال اللهم تب عليه

 

3125- Muhammed b. Abdirrahman b. Sevban der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hırka çalan bir adam getirildi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Bu adam hırsızlık yaptı" denildi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hırsızlık yapacağını sanmıyorum! Gerçekten çaldın mı?" diye sorunca, adam: "Evet, çaldım" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Götürüp elini kesin! Sonra (kanı dursun diye) elini dağlayın. Sonrasında yanıma getirin" buyurdu. Adama cezası verildikten sonra getirilince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'a tövbe et!" buyurdu. Adam: "Allah'a tövbe ediyorum" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Tövbesini kabul et" buyurdu. 

 

Tahric: Abdürrezzak 7/389-390 (13583).

 

 

نا إسماعيل بن علي نا محمد بن عبد الله بن سليمان نا جمهور بن منصور نا سيف بن محمد عن يزيد بن خصيفة عن محمد بن عبد الرحمن بن ثوبان عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم نحوه

 

3126- Aynı manada bir hadis başka bir kanalla nakledilmiştir. 

 

Tahric: Hakim (4/381) ve Beyhaki (8/275-276).

 

 

نا محمد بن أحمد بن أبي الثلج نا يعيش بن الجهم نا عبد الحميد بن عبد الرحمن الحماني عن أبي حنيفة عن عمرو بن مرة عن عبد الله بن سلمة عن علي قال إذا سرق السارق قطعت يده اليمنى فإن عاد قطعت رجله اليسرى فإن عاد ضمنته السجن حتى يحدث خيرا إني أستحيي من الله أن أدعه ليس له يد يأكل بها ويستنجي بها ورجل يمشي عليها

 

3127- Hz. Ali der ki: "Hırsız bir şey çalınca sağ eli kesilir. Bir daha çalarsa sol ayağı kesilir. Bir daha çalarsa iyi biri oluncaya kadar onu hapsederim. Onu yemek yiyecek ve istinca edecek eli olmadan, yürüyecek ayağı olmadan bırakmaktan dolayı Allah'tan utanırım.''

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/332).

 

 

نا سعيد بن محمد بن أحمد بن الحناط نا أبو هشام الرفاعي نا بن فضيل نا عطاء بن السائب عن ميسرة قال جاء رجل وأمه إلى علي بن أبي طالب رضى الله تعالى عنه فقالت إن ابني هذا قتل زوجي فقال الابن إن عبدي وقع على أمي فقال علي خبتما وخسرتما إن تكوني صادقة يقتل ابنك وإن يكن ابنك صادقا نرجمك ثم قام علي رضى الله تعالى عنه للصلاة فقام الغلام لأمه ما تنظرين أن يقتلني أو يرجمك فانصرفا فلما صلى سأل عنهما فقيل انطلقا

 

3128- Meysere der ki: Bir adam ve annesi Hz. Ali'ye geldiler ve anne: "Bu oğlum, kocamı öldürdü" dedi. Oğul ise: "Kölem annemle ilişkiye girdi" dedi. Hz. Ali: "İkiniz de hüsrana uğrayıp zarar ettiniz. Eğer sen doğru söylüyorsan, oğlun öldürülür. Eğer oğlun doğru söylüyorsa seni recm ederiz" dedikten sonra kalkıp namaza durdu. Çocuk annesine: "Beni öldürmesini veya seni recmetmesini mi bekliyorsun" deyip oradan ayrıldılar. Hz. Ali namazı bitirip onları sorunca, "Gittiler" cevabı verildi.

 

Tahric: Beyhakl, S. el-Kübra (8/332).

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل القاضي نا العباس بن يزيد البحراني نا يزيد بن زريع وبشر بن المفضل قالا نا خالد الحذاء عن القاسم بن ربيعة عن يعقوب بن أوس قال بشر وهو الذي كان يقول محمد بن عقبة بن أوس عن رجل من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم أن رسول الله صلى الله عليه وسلم لما دخل مكة يوم الفتح قال لا إله إلا الله وحده صدق وعده ونصر عبده وهزم الأحزاب وحده ألا إن كل مأثرة تعد وتدعى ودم ومال تحت قدمي هاتين غير سدانة البيت وسقاية الحاج ألا وإن في قتيل خطأ العمد قتيل السوط والعصا مائة من الإبل منها أربعون في بطونها أولادها

 

3129- Muhammed b. Ukbe b. Evs'in, sahabeden bir kişiden bildirdiğine göre fetih yılı Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'ye girince şöyle dedi:

"Allah'tan başka ilah yoktur. (Mekke'nin fethine dair) vaadini yerine getirmiş, bunda kuluna yardım edip düşman topluluklarını tek başına hezimete uğratmıştır. Cahiliyeden kalma her türlü üstünlük, nam, mal ve kan davaları şu iki ayağımın altındadır. Ancak Kabe'nin perdedarlığı ile hacılara su dağıtma işi yine aynı kişilerde kalacaktır. Bilin ki kasıtlıya benzeyen hatayla öldürme, kamçı veya sopayla olan öldürmelerdir. Buna diyet olarak verilecek develerin kırkı gebe olmalıdır. "

 

 

نا الحسين بن إسماعيل نا العباس بن يزيد نا عبد الرحمن بن مهدي نا شعبة عن أيوب السختياني عن القاسم بن ربيعة عن عبد الله بن عمرو أن النبي صلى الله عليه وسلم مثله في أسنان الإبل ولم يذكر غير ذلك كذا رواه أيوب عن القاسم بن ربيعة لم يذكر يعقوب بن أوس وأسنده عن عبد الله بن عمرو ورواه علي بن زيد بن جدعان عن القاسم بن ربيعة عن عبد الله بن عمر بن الخطاب كذلك رواه عنه بن عيينة ومعمر وخالفهما حماد بن سلمة فرواه عن علي بن زيد عن يعقوب السدوسي عن عبد الله بن عمرو عن النبي صلى الله عليه وسلم لم يذكر القاسم بن ربيعة وأسنده عن عبد الله بن عمرو بن العاص ورواه حميد الطويل عن القاسم بن ربيعة عن النبي صلى الله عليه وسلم قاله حماد بن سلمة عنه

 

3130- Aynı manada bir hadis başka bir kanalla sadece diyet olarak verilecek develerin yaşının zikredildiği kısmıyla verilmiştir.

 

Eyyub, Kasım b. Rabia'dan rivayet etmiş, ancak Yakub b. Evs'i isnadında zikretmemiş, yine Abdullah b. Amr'dan müsned olarak rivayet etmiştir. Ali b. Zeyd b. Ced'an, Kasım b. Rabia -Abdullah b. Ömer b. el-Hattab kanalıyla rivayet etmiştir.

 

Yine ondan ibn Uyeyne ve Ma'mer rivayet etmişlerdir. Hammad b. Seleme ona muhalefet edip Ali b. Zeyd'den YakOb'dan, SedOsı -Abdullah b. Amr kanalıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet etmiş ve Kasım b. Rabia'yı zikretmeden Abdullah b. Amr b. el-As'a dayandırmıştır. Humeyd et-Tavil, Kasım b. Rabia kanalıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nakletmiştir. Hammad b. Seleme de ondan rivayet etmiştir.

 

 

نا عثمان بن أحمد الدقاق نا حنبل بن إسحاق نا أبو سلمة نا وهيب بن خالد عن القاسم بن ربيعة عن عقبة بن أوس عن عبد الله بن عمرو أن النبي صلى الله عليه وسلم لما فتح مكة قال لا إله إلا الله وحده صدق وعده ونصر عبده وهزم الأحزاب وحده ألا إن كل مأثرة كانت تعد أو تدعى تحت قدمي هاتين إلا السدانة والسقاية ألا وإن قتيل الخطأ شبه العمد قتيل السوط والعصا دية مغلظة منها أربعون في بطونها أولادها يعني مائة من الإبل

 

3131- Abdullah b. Amr der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'yi fethettiği zaman şöyle buyurdu: "Allah'tan başka ilah yoktur. (Mekke'nin fethine dair) vaadini yerine getirmiş, bunda kuluna yardım edip dÜşman topluluklarını tek başına hezimete uğratmıştır. Cahiliyeden kalma her türlü üstünlük, nam, mal ve kan davaları şu iki ayağımın altındadır. Ancak Kabe 'nin perdedarlığı ile hacılara su dağıtma işi yine aynı kişilerde kalacaktır. Bilin ki kasıtlıya benzeyen hatayla öldürme, kamçı veya sopayla olan öldürmelerdir. Buna diyet olarak verilecek develerin kırkı gebe olmak üzere yüz devedir. "

 

 

نا أحمد بن عيسى بن السكين نا إسحاق بن زريق نا إبراهيم بن خالد نا عبد الرزاق عن الثوري عن خالد الحذاء عن القاسم بن ربيعة عن عقبة ونا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم نا عبد الرزاق عن الثوري عن خالد عن القاسم بن ربيعة عن عقبة بن أوس عن رجل من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم قال لما قدم رسول الله صلى الله عليه وسلم مكة فذكر نحوه وقال بن السكين ألا إن قتيل خطأ العمد قتيل السوط والعصا نحوه

 

3132- Mina olarak aynı olan bir hadis Ukbe b. Evs'in sahabeden birinden kanalıyla nakledilmiş, ancak İbn Sukeyn rivayetinde farklı olarak: "Kasıtlıya benzer hatayla öldürme kamçı veya sopayla olan öldürmelerdir" ibaresi geçmiştir.

 

 

نا أبو حامد محمد بن هارون نا إسحاق بن أبي إسرائيل نا سفيان بن عيينة عن علي بن زيد عن القاسم بن ربيعة عن بن عمر قال قام النبي صلى الله عليه وسلم على درج الكعبة يوم الفتح فقال الحمد لله الذي صدقنا وعده ونصر عبده وهزم الأحزاب وحده ألا إن قتيل العمد الخطأ بالسوط أو العصا مائة من الإبل مغلظة منها أربعون خلفة في بطونها أولادها ألا إن كل مأثرة في الجاهلية ودم ومال تحت قدمي هاتين إلا ما كان من سدانة البيت أو سقاية الحاج فإني أمضيتها لأهلها كما كانت

 

3133- İbn Ömer der ki: Fetih günü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kabe'nin merdiveninde durup şöyle dedi: "Vaadini yerine getirerek, bunda kuluna yardım edip düşman topluluklarını tek başına hezimete uğratan Allah'a hamd olsun. Bilin ki; kasıtlıya benzeyen hatayla öldürme, kamçı veya sopayla olan öldürmelerdir. Buna diyet olarak verilecek develerin kırkı gebe olmak üzere yüz devedir. Bilin ki; Cahiliye'den kalma her türlü üstünlük, nam, mal ve kan davaları şu iki ayağımın altındadır. Ancak Kabe'nin perdedarlığı ile hacılara su dağıtma işi yine aynı kişilerde kalacaktır"

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم أنا عبد الرزاق أنا معمر عن علي بن زيد عن القاسم عن بن عمر قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول على درج الكعبة ثم ذكر نحوه

 

3134- Aynı manada bir hadis: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kabe'nin merdiveninde durup şöyle dediğini işittim" şeklinde başlayarak nakledilmiştir.

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل المحاملي نا أبو أمية الطرسوسي نا الوليد هو بن صالح نا مبارك بن فضالة عن الحسن عن أبي بكر قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا قود إلا بالسيف

 

3135- Ebu Bekre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kısas, ancak kılıçla yapılır" buyurdu.

 

 

نا محمد بن سليمان النعماني نا الحسين بن عبد الرحمن الجرجرائي نا موسى بن داود عن مبارك عن الحسن قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا قود إلا بالسيف قال يونس قلت للحسن عن من أخذت هذا قال سمعت النعمان بن بشير يذكر ذلك

 

3136- Hasan'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kısas ancak kılıçla yapılır" buyurdu.

 

Yunus der ki: Hasan'a: "Bu hadisi kimden aldın?" diye sorunca: "Nu'man

b. Beşir'in böyle dediğini işittim" cevabını verdi.

 

 

نا يوسف بن يعقوب بن إسحاق بن بهلول نا جدي نا وكيع وأبو قتيبة وابن بنت داود بن أبي هند عن سفيان عن جابر عن أبي عازب عن النعمان بن بشير عن النبي صلى الله عليه وسلم قال كل شيء خطأ إلا السيف وفي كل شيء خطأ أرش تابعه زهير وقيس وغيرهما عن جابر وقال ورقاء عن جابر عن مسلم بن أراك عن النعمان فإن كان حفظ فهو أسم أبي عازب والله أعلم

 

3137- Nu'man b. Beşir'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Kılıçla olmadıktan sonra her türlü öldürme, hatayla öldürme sayılır ve her hatalı öldürme için de diyet ödenir" buyurdu.

 

Züheyr - Kays ve başkaları bunu Gibir'den rivayet ederek ona mutabaat etmiştir.

Verka ise bunu Cabir - Müslim b. Erak - Nu'man kanalıyla rivayet etmiştir ki şayet doğru hıfzedilmişse Müslim b. Erak, Ebu Azib'tir. Doğrusunu da Allah bilir.

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/42).

 

 

حدثنا يعقوب بن إبراهيم البزار نا أحمد بن بديل نا وكيع نا سفيان عن جابر عن عامر عن النعمان بن بشير قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم كل شيء خطأ إلا السيف ولكل خطأ أرش كذا قال عن جابر عن عامر والذي قبله أصح

 

3138- Nu'man b. Beşir'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Kılıçla olmadıktan sonra her türlü öldürme hatayla öldürme sayılır ve her hatalı öldürme için de diyet ödenir" buyurdu.

 

Süfyan hadisi bu şekilde Cabir kanalıyla Amir'den nakletmiştir; ancak önceki hadis daha sahihtir.

 

 

نا محمد بن مخلد نا سعدان بن يزيد نا الهيثم بن جميل نا زهير وقيس عن جابر عن أبي عازب عن النعمان بن بشير قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم كل شيء سوى الحديدة فهو خطأ وفي كل خطأ أرش

 

3139- Nu'man b. Beşir'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Kılıçla olmadıktan sonra her türlü öldürme hatayla öldürme sayılır ve her hatalı öldürme için de diyet ödenir" buyurdu.

 

 

نا محمد بن مخلد نا سعدان بن يزيد نا الهيثم بن جميل نا قيس عن أبي حصين عن إبراهيم بن بنت النعمان عن النعمان بن بشير عن النبي صلى الله عليه وسلم مثله

 

3140- Aynı hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

 

نا أبو عبيد القاسم بن إسماعيل نا محمد بن عبد الله بن يزيد بن حبان مولى بني هاشم نا شبابة نا ورقاء بن عمر عن جابر عن مسلم بن أراك عن النعمان بن بشير قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم كل شيء خطأ إلا ما كان أصيب بحديدة ولكل خطأ أرش

 

3141- Nu'man b. Beşir'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Demir parçasıyla olmadıktan sonra her türlü öldürme hatayla öldürme sayılır ve her hatalı öldürme için de diyet ödenir" buyurdu.

 

 

نا عبد الصمد بن علي نا الفضل بن العباس الصواف نا يحيى بن غيلان نا عبد الله بن بزيع عن أبي شيبة إبراهيم بن عثمان عن جابر عن أبي عازب عن أبي سعيد الخدري رضى الله تعالى عنه عن النبي صلى الله عليه وسلم قال القود بالسيف والخطأ على العاقلة كذا قال عن أبي سعيد

 

3142- Ebu Said el-Hudri'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kısas kılıçla yapılır, hatayla öldürmede ise diyeti babanın yakınları öder" buyurdu.

 

Ebu Azib, hadisi Ebu Said'den bu şekilde nakletti.

 

 

نا الحسين بن إسماعيل نا يعقوب بن إبراهيم نا إسماعيل بن علية نا أيوب عن عكرمة أن عليا رضى الله تعالى عنه حرق ناسا ارتدوا عن الإسلام فبلغ ذلك بن عباس فقال لم أكن لأحرقهم بالنار إن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال لا تعذبوا بعذاب الله وكنت أقتلهم لقول رسول الله صلى الله عليه وسلم من بدل دينه فأقتلوه قال فبلغ ذلك عليا فقال ويح بن عباس هذا ثابت صحيح

 

3143- İkrime'nin bildirdiğine göre Hz. Ali, İslam dinini terk edip irtidad eden bazı kişileri yakınca, İbn Abbas bunu öğrendi ve şöyle dedi: "Ben onları ateşte yakmazdım. çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Allah'ın azabıyla azab etmeyin’‘ buyurdu. Onları Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Dinini değiştiren öldürün’‘ sözüne istinaden öldürürdüm." Hz. Ali, İbn Abbas'ın böyle dediğini öğrenince: "Vay İbn Abbas" dedi. 

 

Hadis sabit sahihtir.

 

Tahric: Buhari6/173 (3017).

 

 

نا أبو حامد محمد بن هارون الحضرمي نا عمرو بن علي نا بشر بن المفضل نا يحيى بن سعيد عن بشير بن يسار عن سهل بن أبي حثمة ومحيصة بن مسعود أنهما أتيا خيبر وهي يومئذ صلح فتفرقا لحوائجهما فأتى محيصة على عبد الله بن سهل وهو يتشحط في دمه قتيلا فدفنه ثم قدم المدينة وانطلق عبد الرحمن بن سهل وحويصة ومحيصة إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فذهب عبد الرحمن يتكلم وهو أحدث القوم سنا فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم كبر الكبر فسكت فتكلما فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أتحلفون خمسين منكم فتستحقوا دم صاحبكم قالوا يا رسول الله كيف نحلف ولم نشهد ولم نر قال أتبرئكم يهود بخمسين قالوا يا رسول الله كيف نأخذ أيمان قوم كفروا فعقله رسول الله صلى الله عليه وسلم من عنده

 

3144- Buşeyr b. Yesar'ın, Sehl b. Ebi Hasme ile Muhayyisa b. Mes'ud b. Zeyd'den bildirdiğine göre ikisi Hayber'e gittiler. O zaman Hayber'le sulh yapılmıştı. İşleri için birbirlerinden ayrıldılar ve Muhayyısa işlerini bitirip Abdullah b. Sehl'in yanına geldiğinde Abdullah b. Sehl'i kanlar içersinde öldürülmüş olarak buldu ve defnetti. Sonra Medine'ye dönüp Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına Abdurrahman b. Sehl, Huveyyısa ve Muhayyisa üçü birlikte geldiler. Abdurrahman bu üç kişiden en küçükleri idi, arkadaşlarından önce konuşmaya başlayınca Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Yaşça büyük olanınız lionuşsun" dedi. Bu sefer o sustu, diğer iki arkadaşı konuştular. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Adamınızı Yahudilerin öldürdüklerine dair sizden elli kişi yemin ederse diyet almaya hak kazanırsınız" buyurdu. Onlar: "Ey Allah'ın Resulü! Öldürdüklerine şahit olmadığımız ve görmediğimiz halde nasıl yemin edelim?" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Öyleyse Yahudilerden elli kişi öldürmediklerine dair yemin etsinler" deyince onlar: "Ey Allah'ın Resulü! Kafır olan bir toplumun yeminlerini nasıl kabul edelim?" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ölen kimsenin diyetini kendisi ödedi. 1

 

 

نا أحمد بن محمد بن زياد نا إسماعيل بن إسحاق نا إسماعيل بن أبي أويس نا أبي ح ونا الحسين بن إسماعيل نا عبد الله بن شبيب حدثني إسماعيل حدثني أبي عن يحيى بن سعيد أن بشير بن يسار مولى بني حارثة بن الحارث أخبره وكان شيخا كبيرا فقيها وكان قد أدرك من أهل داره من بني حارثة رجالا من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم منهم رافع بن خديج وسهل بن أبي حثمة وسويد بن النعمان حدثوه أن القسامة كانت فيهم في بني حارثة بن الحارث في رجل من الأنصار يدعى عبد الله بن سهل بن زيد قتل بخيبر فذكر بشير أن عبد الله بن سهل بن زيد ومحيصة بن مسعود بن زيد من بني حارثة بن الحارث خرجا إلى خيبر في زمان رسول الله صلى الله عليه وسلم وهو يومئذ صلح وأهلها اليهود فتفرق عبد الله ومحيصة بخيبر في حوائجهما ثم ذكر نحوه وقال كيف نقبل أيمان قوم كفار

 

3145- Harise b. el-H aris oğullarının azatlısı ve fakih bir ihtiyar olan, Harise oğullarından, aralarında Raft b. Hadic, Sehl b. Ebi Hasme ve Süveyd b. Nu'man'a yetişen Buşeyr b. Yesar bildiriyor: Yukarıda sayılan sahabelerin bildirdiğine göre kasame yemini olayı kendileriyle ilgiliydi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında, Ensar'dan olan Harise oğullarından Abdullah b. Seht adındaki bir kişi Hayber'de öldürüldü. O zaman Hayberlilerle sulh yapılmıştı ve sakinleri Yahudilerdi. Abdullah b. Muhayyisa Hayber'de birbirlerinden ayrıldılar." Ravi mana olarak önceki hadisle aynısını aktarıp: "Kafır bir topluluğun yeminini nasıl kabul ederiz?" sözünü de zikretti.

 

 

حدثنا أحمد بن محمد بن زياد نا إسماعيل بن إسحاق نا سليمان بن حرب نا حماد بن زيد عن يحيى بن سعيد القطان عن بشير بن يسار مولى الأنصار عن سهل بن أبي حثمة ورافع بن خديج أنهما حدثاه أو حدثا أن عبد الله بن سهل ومحيصة أتيا خيبر ثم ذكر نحوه

 

3146- Aynı manada bir hadis: "Abdullah b. Sehl ve Muhayyisa Hayber'e gittiler" şeklinde başlayarak nakledilmiştir.

 

Tahric: Buhari (6142, 6143) ve Müs!im (1669).

 

 

نا أحمد بن محمد بن زياد نا عبد الكريم بن الهيثم نا سعيد بن سليمان سعدويه عن عباد عن حجاج عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قال خرج محيصة وحويصة ابنا مسعود وعبد الرحمن وعبد الله بن سهل إلى خيبر يمتارون فتفرقوا لحاجتهم فمروا بعبد الله بن سهل قتيلا فرجعوا إلى النبي صلى الله عليه وسلم وأخبروه فقال لهم رسول الله صلى الله عليه وسلم تحلفون خمسين يمينا قسامة تستحقون به قاتلكم فكرهوا فقالوا يا رسول الله نحلف على الغيب نحلف على أمر غبنا عنه قال فتحلف اليهود خمسين يمينا فيبرءون فقالوا يا رسول الله نقبل أيمان قوم كفار فأتى رسول الله صلى الله عليه وسلم بمال من مال الصدقة فوداه رسول الله صلى الله عليه وسلم من عنده

 

3147- Amr b. Şuayb, babası kanalıyla dedesinden bildiriyor: Mes'ud'un oğulları Muhayyisa ve Huvayyisa ile Abdurrahman ve Abdullah b. Sehl, Hayber'e ailelerinin ihtiyacım almak için gittiler ve işlerini görmek için birbirlerinden ayrıldılar. Geri döndüklerinde Abdullah b. Sehl'in öldürüldüğünü gördüler ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dönüp olanları anlattılar. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Elli (kişi) yemin edip, katilinize kısas uygulamaya hak kazanır mısınız?" buyurunca, onlar bunu istemediler ve: "Ey Allah'ın Resulü! Görmediğimiz şeye mi yemin edelim?" karşılığım verdiler. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yahudilerin elli yemin etmesi, onların beraatını sağlar" buyurunca, onlar: "Ey Allah'ın Resulü! Kafir bir topluluğun yeminini kabul mü edelim?" karşılığını verdiler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zekat maHarına gidip diyeti kendi malından ödedi.

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا محمد بن يحيى نا أبو نعيم نا سعيد عن عبيد الطائي عن بشير بن يسار أن رجلا من الأنصار يقال له سهل بن أبي حثمة أخبره أن نفرا من قومه انطلقوا إلى خيبر فتفرقوا فيها فوجدوا أحدهم قتيلا فقالوا للذين وجدوه عندهم قتلتم صاحبنا فقالوا ما قتلنا ولا علمنا قاتلا فانطلقوا إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقالوا يا نبي الله انطلقنا إلى خيبر فوجدنا أحدنا قتيلا فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم الكبر الكبر فقال لهم تأتون بالبينة على من قتل فقالوا ما لنا بينة قال فيحلفون لكم قالوا لا نرضى أيمان اليهود وكره رسول الله صلى الله عليه وسلم أن يبطل دمه فوداه مائة من إبل الصدقة

 

3148- Sehl b. Ebi Hayseme'nin bildirdiğine göre kavminden bir grup Hayber'e gitti ve orada birbirlerinden ayrıldılar. Sonra içlerinden birinin öldürülmüş olduğunu gördüler. Ölünün yanlarına gördükleri kişilere:

"Arkadaşımızı öldürdünüz" deyince, onlar da: "Ne öldürdük ne de öldüreni biliyoruz" karşılığını verdiler. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip: "Ey Allah'ın Resulü! Hayber'e gittik ve birimizin ölüsünü bulduk" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Büyükler konuşsun" buyurdu. Sonra: "Kimin öldürdüğüne dair delil getirin" buyurdu. Onlar: "Delilimiz yoktur" karşılığını verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman onlar öldürmediklerine dair yemin ederler" buyurdu. Onlar: "Yahudilerin yeminini kabul etmeyiz" dediler. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öldürülenin kanının heder olmasını istemediği için zekat develerinden yüz tanesini öldürülenin diyeti olarak verdi.

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا أحمد بن سعيد الحمال نا أبو نعيم نا سعيد بن عبيد بإسناده مثله

 

3149- Ayru hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

 

حدثنا أبو العباس عبد الله بن أحمد بن إبراهيم المارستاني والقاضي الحسين بن إسماعيل قالا نا عمر بن محمد بن الحسن الأسدي نا أبي نا قيس عن حبيب بن أبي ثابت عن بشير بن يسار عن سهل بن أبي حثمة قال خرج قوم من الأنصار إلى خيبر فقتل منهم رجل فرفع ذلك إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقال بينتكم قالوا ما لنا بينة قال فتنفلكم أيمانهم فقالوا إذا تقتلنا اليهود قال فأيمانكم أنتم قالوا لم نشهد فوداه رسول الله صلى الله عليه وسلم من مال أتاه

 

3150- Sehl b. Ebi Hayseme'nin bildirdiğine göre Ensar'dan bir grup Hayber'e gitti ve içlerinden biri orada öldürüldü. Bu durum Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arz edilince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Deliliniz nedir?" diye sordu. Onlar: "Delilimiz yoktur" karşılığını verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman onların yemini sizin iddianızı boşa çıkarır" buyurdu. Onlar: "O zaman Yahudiler bizi öldürürler (ve yapmadıklarına yemin ederler)" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman (onların öldürdüğüne dair) siz yemin edin" buyurdu. Onlar: "Biz olaya şahid olmadık" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) diyeti kendisine gelen bir maldan verdi.

 

 

نا يحيى بن محمد بن صاعد وأبو بكر النيسابوري وإسماعيل بن محمد الصفار قالوا نا عباس بن محمد نا عثمان بن محمد بن عثمان بن ربيعة بن أبي عبد الرحمن نا مسلم بن خالد عن بن جريج عن عطاء عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال البينة على من أدعى واليمين على من أنكر إلا في القسامة

 

3151 - Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Delil getirmek iddia sahibine, yemin etmek ise inkar edene düşer. Kasame bundan müstesnadır.''

 

 

نا أبو بكر النيسابوري وأبو علي الصفار قالا نا عباس بن محمد نا مطرف ح وحدثنا إبراهيم بن محمد العمري نا الزبير بن بكار نا محمد بن الضحاك ومطرف بن عبد الله ح ونا محمد بن مخلد نا إبراهيم بن محمد العتيق نا مطرف قالا نا مسلم بن خالد الزنجي عن بن جريج عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال البينة على من أدعى واليمين على من أنكر إلا في القسامة

 

3152- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Hz.

Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Delil getirmek iddia sahibine, yemin etmek ise inkar edene düşer. Kasame bundan müstesnadır. ''

 

Tahric: Tirmizi 3/626 (1341).

 

 

نا الحسين بن إسماعيل نا عبد الله بن شبيب حدثني إسماعيل بن عبد الله نا إبراهيم بن محمد بن مالك عن الزنجي بن خالد بإسناده مثله خالفه عبد الرزاق وحجاج روياه عن بن جريج عن عمرو بن سلام

 

3153- Bu hadis başka bir kanalla nakledilmiştir. Abdürrezzak ve Haccac ona muhalefet edip ibn Cüreyc kanalıyla Amr'dan mürsel olarak rivayet ettiler.

 

 

نا محمد بن أحمد بن صالح نا أحمد بن بديل نا يوسف بن يعقوب الحضرمي نا عبد الملك بن عمير قال شهدت عليا رضى الله تعالى عنه وأتى بأخي بني عجل المستورد بن قبيصة تنصر بعد إسلامه فقال له علي ما حدثت عنك قال ما حدثت عني قال حدثت عنك أنك تنصرت فقال أنا على دين المسيح فقال له علي وأنا على دين المسيح فقال له علي ما تقول فيه فتكلم بكلام خفي على فقال علي طؤوه فوطيء حتى مات فقلت للذي يليني ما قال قال المسيح ربه

 

3154- Abdulmelik b. Umeyr der ki: Hz. Ali'ye İel oğullarının Müslüman olduktan sonra Hıristiyan olan mensubu Müstevrid b. Kabısa'nın getiri!diğine şahid oldum. Hz. Ali ona: "Bana hakkında söylenen de ne?" deyince, Müstevrid: "Ne söylenmiş?" karşılığını verdi. Hz. Ali: "Hıristiyan olduğun söylendi" deyince Müstevrid: "Ben Mesih'in dini üzereyim" karşılığını verdi. Hz. Ali: "Ben de Mesih'in dini üzereyim" deyip: "Onun hakkında ne dersin?" diye sordu. Müstevrid işitemediğim bir şeyler söyleyince Hz. Ali: "Şunu ayaklarınızIa çiğneyin" dedi ve ölene kadar onu çiğnediler. Yanımdaki kişiye: "Ne dedi?" diye sorduğumda: "Mesih'in, rabbi olduğunu söyledi" cevabını verdi.

 

Tahric: Beyhakl, S. el-Kübra (8/206).

 

 

نا عبد الله بن محمد بن عبد العزيز نا أبو جعفر محمد بن أبي سمينة ح ونا عمر بن أحمد بن علي القطان نا محمد بن عثمان بن كرامة قالا نا عبيد الله بن موسى نا إسرائيل عن عثمان الشحام عن عكرمة نا بن عباس أن رجلا كانت له أم ولد له منها إبنان مثل اللؤلؤتين فكانت تشتم النبي صلى الله عليه وسلم فينهاها فلا تنتهي ويزجرها فلا تنزجر فلما كان ذات ليلة ذكرت النبي صلى الله عليه وسلم فما صبر أن قام إلى معول فوضعه في بطنها ثم أتكأ عليها حتى أنفذه فقال النبي صلى الله عليه وسلم ألا أشهدوا أن دمها هدر لفظ بن كرامة

 

3155- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre bir adamın, kendisinden inci gibi iki oğlu olan bir cariyesi vardı ve bu cariye Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söverdi. Adam bu yaptığından onu engellemeye çalışırdı; fakat kadın dinlemezdi. Yasaklamasına rağmen devam ederdi. Bir gece cariye Resulullahlı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aynı şekilde anınca adam sabredemeyip bir kazma aldı ve kadının karnına saplayıp, öldürünceye kadar da ona yüklendi. Bununla ilgili Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bilin ki; bu cariyenin kanının heder olduğuna şahitlik edin" buyurdu.

 

Lafız ibn Kerame'ye aittir.

 

Tahric: Nesai 7/107 (4081).

 

 

نا علي بن الحسن بن العبد ومحمد بن يحيى بن مرداس قالا نا أبو داود السجستاني نا عباد بن موسى نا إسماعيل بن جعفر المدني عن إسرائيل عن عثمان الشحام عن عكرمة نا بن عباس أن أعمى كانت له أم ولد تشتم النبي صلى الله عليه وسلم وتقع فيه فينهاها فلا تنتهي ويزجرها فلا تنزجر فلما كان ذات ليلة جعلت تقع في النبي صلى الله عليه وسلم وتشتمه فقتلها فلما أصبح ذكر ذلك للنبي صلى الله عليه وسلم فقام الأعمى فقال يا رسول الله أنا صاحبها كانت تشتمك وتقع فيك فأنهاها فلا تنتهي وأزجرها فلا تنزجر ولي منها إبنان مثل اللؤلؤتين وكانت بي رفيقة فلما كان البارحة جعلت تشتمك وتقع فيك فقتلتها فقال النبي صلى الله عليه وسلم أشهدوا أن دمها هدر

 

3156- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre kör bir adamın, Resulullah'a {Sallallahu aleyhi ve Sellem} söven ve bu körden çocuğu olan bir carlyesi vardı. Adam bu yaptığından onu engellemeye çalışırdı, fakat kadın dinlemezdi. Yasaklamasına rağmen devam ederdi. Bir gece bu carlye yine Resulullah'a {Sallallahu aleyhi ve Sellem) sövmeye başlayınca adam onu öldürdü ve sabah olunca bu durum Resulullah'a {Sallallahu aleyhi ve Sellem} anlatıldı. Kör kalkıp şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü! Onun sahibi benim. O senin aleyhinde konuşup söverdi. Bu yaptığından onu engellemeye çalıştım, fakat kadın dinlemezdi. Yasaklamama rağmen devam ederdi. Ondan iki tane inci gibi oğlum var ve bu carlye bana yoldaştı. Dün yine aleyhinde konuşup sövmeye başlayınca onu öldürdüm." Bunun üzerine Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem}: "Bu cariyenin kanının heder olduğuna şahitlik edin" buyurdu.

 

Tahric: Ebu Davud 4/127 (4361).

 

 

نا عثمان بن أحمد الدقاق نا عبد الكريم بن الهيثم نا أبو اليمان نا إسماعيل عن بن جريج عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم تعافوا الحدود بينكم فما بلغني من حد فقد وجب

 

3157- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem} şöyle buyurdu: "Hadleri aranızda affedin. Bana ulaşan bir haddi (şer'i cezayı) uygulamak vacip olur.''

 

Tahric: Ebu Davud 4/540 (4376).

 

 

نا محمد بن نوح الجنديسابوري نا سعدان بن يزيد أنا الهيثم بن جميل نا مسلم بن خالد عن بن جريج بهذا وقال فيه كل حد رفع إلى فقد وجب اتفق مسلم وابن عياش فوصلاه عن بن جريج وأرسله عبد الرزاق عنه وعن المثنى وتابعه بن علية

 

3158- İbn Cüreyc aynı rivayette bulunmuş ve rivayetinde: "Bana arz edilen her haddi uygulamak vacip olur" ibaresini kullanmıştır.

 

Müslim ve İbn Ayyaş ittifakla mevsul olarak ibn Cüreyc'den rivayet ettiler. Abdürrezzak mürsel olarak bu hadisi ibn Cüreyc ile Müsenna'dan mürsel olarak rivayet etti. ibn Uleyye de ona mutabaat etti.

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم أنا عبد الرزاق عن بن جريج والمثنى قالا نا عمرو بن شعيب قال رسول الله صلى الله عليه وسلم مثل قول بن عياش

 

3159- İbn Ayyaş'ın rivayeti gibi bir rivayet, başka bir kanalla nakledilmiştir. 

 

Tahric: Abdürrezzak 10/229 (18937).

 

 

نا يعقوب بن إبراهيم البزاز نا بن عرفة نا إسماعيل بن علية عن بن جريج عن عمرو بن شعيب قال رسول الله صلى الله عليه وسلم تعافوا بينكم قبل أن تأتوني فما بلغني من حد فقد وجب مرسل

 

3160- Amr b. Şuayb'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bana gelmeden önce birbirinizi affedin. Bana ulaşan bir haddi uygulamak vacip olur. "

 

Hadis mürseldir.

 

 

نا أحمد بن إسحاق بن بهلول نا أبي نا يزيد عن سعيد بن أبي عروبة عن أيوب عن عكرمة عن بن عباس عن النبي صلى الله عليه وسلم قال من بدل دينه فاقتلوه قال يزيد تقتل المرتدة

 

3161- İbn Abbas der ki: "Dinini değiştireni öldürün."

 

Yezid: "Mürted olan kadın öldürülür" diye ekledi.

 

Tahric: Buhari (3017).

 

 

نا المحاملي نا الحساني نا يزيد أنا سعيد قال ونا يوسف نا شهاب بن عباد نا حماد بن زيد جميعا عن أيوب عن عكرمة عن بن عباس عن النبي صلى الله عليه وسلم مثله

 

3162- Aynı hadis başka bir kanalla İbn Abbas'tan Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözü olarak nakledilmiştir.

 

 

نا أحمد بن إسحاق بن بهلول نا أبي نا محمد بن عيسى عن الوليد بن مسلم عن سعيد بن عبد العزيز أن أبا بكر قتل أم قرفة الفزارية في ردتها قتلة مثلة شد رجليها بفرسين ثم صاح بهما فشقاها وأم ورقة الأنصارية كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يسميها الشهيدة فلما كان في خلافة عمر بن الخطاب رضى الله تعالى عنه قتلها غلامها وجاريتها فأتى بهما عمر بن الخطاب فقتلهما وصلبهما

 

3163- Said b. Abdilazız'in bildirdiğine göre Hz. Ebu Bekr irtidad eden Ümmü Kırfa el-Fezariyye'yi öldürttü. Onu ayaklarından iki ata bağlayarak atlara bağırıp kadını ikiye bölmek suretiyle öldürtmüştü. Ümmü Varaka el-Ensariyye'yi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şehid olarak adlandırırdı. Bu kadın Hz. Ömer'in hilafetinde oğlu ve cariyesi tarafından öldürüldü. Bu ikisi Hz. Ömer'e getirilince Ömer b. el-Hattab onları öldürtüp astırdi.

 

Tahric: Ebu Davud (591).

 

 

نا بذلك بن البهلول نا أبي نا محمد بن يعلى عن الوليد بن جميع عن جدته ليلى بنت مالك وعن عبد الرحمن بن خلاد كلاهما عن أم ورقة عن عمر بذلك

 

3164- Leyla binti Malik ve Abdurrahman b. Hallad'ın bildirdiğine göre Ümmü Varaka'nın öldürülmesinde Hz. Ömer önceki hadiste geçen cezayı uygulamıştır.

 

 

نا محمد بن أحمد بن صالح الأزدي الوكيل نا أحمد بن بديل نا أبو معاوية نا إسماعيل بن مسلم عن الحسن عن جندب الخير قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم حد الساحر ضربة بالسيف

 

3165- Cundub el-Hayr'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sihirbazın cezası, kılıçla öldürülmektir" buyurdu.

 

Tahric: Tirmizi 4/49 (1460).

 

 

نا القاضي المحاملي نا زياد بن أيوب نا هشيم أنا خالد عن أبي عثمان النهدي عن جندب البجلي أنه قتل ساحرا كان عند الوليد بن عقبة ثم قال أتأتون السحر وأنتم تبصرون

 

3166- Ebu Osman en-Nehdi'nin bildirdiğine göre Cundub el-Beceli, Velid b. Ukbe'nin yanındaki bir sihirbazı öldürdükten sonra: "Siz, göz göre göre sihre mi uyarsınız" (Enbiya Sur. 3) dedi.

 

 

نا محمد بن سليمان النعماني وأحمد بن عبد الله الوكيل قالا نا عبد الله بن عبد الصمد نا عيسى بن يونس عن محمد بن عمرو عن أبي سلمة عن أبي هريرة قال قضى رسول الله صلى الله عليه وسلم في الجنين بغرة عبد أو أمة أو فرس أو بغل فقال الذي قضى عليه أعقل من لا أكل ولا شرب ولا صاح ولا أستهل فمثل ذلك يطل فقال النبي صلى الله عليه وسلم إن هذا ليقول بقول شاعر فيه غرة عبد أو أمة أو فرس أو بغل

 

3167- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cenin (diyeti) hakkında gurre -yani köle, cariye, at veya katır- ile hükmedince, aleyhinde hüküm verilen kişi: "Henüz yememiş, içmemiş, konuşmamış ve doğarken sesi çıkmamış birisinin diyeti nasıl ödenir? Böyle birisinin kanı heder olmalıdır" dedi. Ebu Hureyre'nin iddia ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adam için: "Bu adam (kafiyeli cümleler sıralayarak) bir şairin sözüyle hükmediyor. Bunun diyeti gurredir (yani köle, cariye, at veya katır)" buyurdu.

 

Tahric: Buhari (6910) ve Müslim (1681).

 

 

نا محمد بن هارون أبو حامد نا محمد بن أحمد بن الجنيد نا أبو عاصم ح ونا القاضي أحمد بن إسحاق بن البهلول نا أبو عبيدة بن أبي السفر نا أبو عاصم ح ونا محمد بن مخلد نا إبراهيم بن راشد نا أبو عاصم عن بن جريج نا عمرو بن دينار حدثني طاوس عن بن عباس أن عمر بن الخطاب رضى الله تعالى عنه نشد الناس قضى رسول الله صلى الله عليه وسلم في الجنين فقام حمل بن مالك بن النابغة الأنصاري فقال كنت بين أمرأتين لي فأخذت إحداهما الأخرى مسطحا فضربت به رأسها فقتلتها وقتلت جنينها فقضى رسول الله صلى الله عليه وسلم في الجنين بغرة عبد أو أمة وأن تقتل بها وقال بن بهلول أن عمر بن الخطاب رضى الله تعالى عنه نشد الناس ما تعلمون رسول الله صلى الله عليه وسلم قضى في الجنين فقام حمل بن مالك بن النابغة قال كنت بين أمرأتين فرمت إحداهما الأخرى بمسطح فقتلتها وقتلت جنينها فقضى رسول الله صلى الله عليه وسلم في الجنين بغرة وأمر أن تقتل بها وقال بن الجنيد فقام حمل أو حملة بن مالك

 

3168- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Ömer b. el-Hattab halka Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cenin düşürme(nin diyeti) konusundaki hükmünü sorunca Hamel b. Malik. b. Nabiğa el-Ensarı kalkıp şöyle dedi:

 

"İki hammım vardı. Biri diğerine çadır direğiyle vurup hem kadım, hem de karnındaki çocuğu öldürdü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (çocuk için) ğurre olarak bir köle veya cariye verilmesine, kadının ölümü sebebiyle de kısasen öldürülmesine hükmetti."

 

İbn Behlul'un rivayeti ise şu şekildedir: Ömer b. el-Hattab: "ResüluIlah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ceninin düşürülmesi hakkında nasıl hüküm verdi?" diye sorunca Hamel b. Malik b. Nabiğa kalkıp şöyle dedi: "İki hanımım vardı. Biri diğerine çadır direğiyle vurup hem kadını, hem de karnındaki çocuğu öldürdü. ResüluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (çocuk için) ğurre olarak bir köle veya cariye verilmesine, kadının ölümü sebebiyle de kısasen öldürülmesine hükmetti." İbn Cüneyd rivayetinde: "Hamele -veya- Hamele b. Malik kalktı" ibaresi geçmiştir.

 

Tahric: Ebu Davud (4572) ve İbn Mace (2641).

 

 

نا يعقوب بن إبراهيم بن أحمد بن عيسى البزار نا علي بن مسلم نا محمد بن بكر البرساني أنا بن جريج أخبرني عمرو بن دينار أنه سمع طاوسا يخبر عن بن عباس أنه شهد قضاء رسول الله صلى الله عليه وسلم في ذلك فجاء حمل بن مالك بن النابغة فقال كان شيء بين أمرأتين فضربت إحداهما الأخرى بمسطح فقتلتها وجنينها فقضى رسول الله صلى الله عليه وسلم في جنينها بغرة وأن تقتل بها فقلت لعمرو لا أخبرني بن طاوس عن أبيه كذا وكذا فقال شككتني

 

3169- Tavus'un bildirdiğine göre İbn Abbas, ResüluIlah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konudaki hükmüne şahit olmuştur. Hamel b. Malik b. Nabiğa gelip iki hanımı arasında bir olay geçtiğini ve birinin diğerine çadır direğiyle vurup hem onu, hem de karnındaki cenini öldürdüğünü söyledi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (çocuk için) ğurre olarak bir köle veya cariye verilmesine, kadının ölümü sebebiyle de kısasen öldürülmesine hükmetti.

 

Amr'a: "Hayır, İbn Tavus bunu babasından şu şekilde nakletti" dediğimde: "Beni de şüpheye düşürdün" karşılığını verdi.

 

Tahric: Ahmed (1/364, 3/79-80).

 

 

أنا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم بن عباد نا عبد الرزاق عن بن عيينة عن عمرو بن دينار عن طاوس عن بن عباس قال قام عمر بن الخطاب رضى الله تعالى عنه على المنبر فقال أذكر الله أمرأ سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم قضى في الجنين فقام حمل بن مالك بن النابغة الهذلي فقال يا أمير المؤمنين كنت بين جاريتين يعني ضرتين فجرحت أو ضربت إحداهما الأخرى بمسطح عمود ظلتها فقتلتها وقتلت ما في بطنها فقضى النبي صلى الله عليه وسلم في الجنين بغرة عبد أو أمة فقال عمر الله أكبر لو لم نسمع هذه القضية لقضينا بغيره قال بن عيينة وأخبرني بن طاوس عن أبيه أن النبي صلى الله عليه وسلم قضى فيه بغرة عبد أو أمة أو فرس قال ونا عبد الرزاق أنا معمر عن بن طاوس عن أبيه أن عمر استشار نحوه وقال فقضى رسول الله صلى الله عليه وسلم بالدية في المرأة وفي الجنين بغرة عبد أو أمة أو فرس

 

3170- İbn Abbas der ki: Ömer b. el-Hattab minberde durup: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cenin hakkında nasıl hüküm verdiğini işiten kişiye Allah'ı hatırlatarak söylemesini istiyorum" deyince, Hamel b. Malik b. Nabiğa el-Huzeli kalkıp şöyle dedi: "Ey müminlerin emiri! İki hammım vardı. Biri diğerini çardağın direğiyle yaralayıp -veya ona vurup- hem kadım, hem de karnındaki çocuğu öldürdü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (çocuk için) ğurre olarak bir köle veya cariye veya at verilmesine hükmetti." Bunun üzerine Ömer: "Allahu ekber! Böyle bir şey duymasaydık, başka şekilde hüküm verirdik" dedi.

 

Abdürrezzak, Ma'mer kanalıyla İbn Tavus'tan, o da babasından, Hz. Ömer'in bu konuda istişare ettiğini söyleyerek aynı manada bir rivayette bulundu ve: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadın için diyet, cenin için de ğurre olarak bir köle veya cariye veya at verilmesine hükmetti" dedi.

 

Tahric: Abdürrezzak (1834); Taberani (4382); Hakim (3/575) ve Şafii, Müsned (2/103-104) ve Risale (1175).

 

 

حدثنا عبد الصمد بن علي حدثنا عبد الله بن عيسى الجزري نا عفان نا شعبة عن عاصم عن أبي رزين عن بن عباس قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا تقتل المرأة إذا ارتدت عبد الله بن عيسى هذا كذاب يضع الحديث على عفان وغيره وهذا لا يصح عن النبي صلى الله عليه وسلم ولا رواه شعبة

 

3171- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Kadın irtidad ederse öldürülmez" buyurdu.

 

İsnaddaki Abdullah b. isa hadis uydurucusudur ve Affan ile başkaları adına uydurma hadis rivayet eder. Bu hadis Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sahih değildir. Şu'be de bunu rivayet etmemiştir.

 

Tahric: İbnu'l-Cevzi, el-Mevduat 3/357 (1596).

 

 

نا محمد بن مخلد نا أبو يوسف محمد بن بكر العطار الفقيه نا عبد الرزاق عن سفيان عن أبي حنيفة عن عاصم بن أبي النجود عن أبي رزين عن بن عباس في المرأة ترتد قال تجبر ولا تقتل

 

3172- İbn Abbas: "İrtidad eden kadın hapsedilir, ancak öldürülmez" demiştir. 

 

Tahric: Beyhaki (8/203).

 

 

نا أحمد بن إسحاق بن بهلول نا أبي نا طلق بن غنام عن أبي مالك النخعي عن عاصم بن أبي النجود عن أبي رزين عن بن عباس قال المرتدة عن الإسلام تحبس ولا تقتل

 

3173- İbn Abbas: "İrtidad eden kadın, hapsedilir ancak öldürülmez" demiştir.

 

 

ونا محمد بن الحسين بن حاتم الطويل نا محمد بن عبد الرحمن بن يونس السراج نا محمد بن إسماعيل بن عياش نا أبي نا محمد بن عبد الملك الأنصاري عن الزهري عن عروة عن عائشة قالت ارتدت أمرأة يوم أحد فأمر النبي صلى الله عليه وسلم أن تستتاب فإن تابت وإلا قتلت

 

3174- Hz. Aişe der ki: "Uhud günü bir kadın irtidad edince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tövbe etmesini, tövbe etmediği takdirde de öldürülmesini emretti."

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/203).

 

 

نا إبراهيم بن محمد بن علي بن بطحاء نا نجيح بن إبراهيم الزهري نا معمر بن بكار السعدي نا إبراهيم بن سعد عن الزهري عن محمد بن المنكدر عن جابر أن أمرأة يقال لها أم مروان أرتدت عن الإسلام فأمر النبي صلى الله عليه وسلم أن يعرض عليها الإسلام فإن رجعت وإلا قتلت

 

3175- Cıbir'in bildirdiğine göre Ümmü Mervan adındaki bir kadın irtidad edince (dinden dönünce) Resulullah Sallallahu aleyhi ve Sellem onun İslam'a davet edilmesini, eğer İslam'a dönmezse öldürülmesini emretti.

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/203).

 

 

نا بن سعيد نا محمد بن عبيد بن عتبة نا معمر بن بكار بإسناده مثله

 

3176- Bu hadis başka bir kanalla da nakledilmiştir.

 

 

نا عمر بن الحسن بن عمر القراطيسي نا الحسن بن القاسم بن الحسين البجلي نا الحسين بن نصر نا خالد بن عيسى عن حصين عن بن أخي الزهري عن عمه عن محمد بن المنكدر عن جابر قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم في المرأة إذا أرتدت عن الإسلام أن تذبح

 

3177- Cabir'in bildirdiğine göre Resulullah Sallallahu aleyhi ve Sellem İslam'dan dönen kadının boğazlanmasını emretti.

 

Tahric: Beyhaki (8/203).

 

 

حدثني محمد بن عبد الله بن موسى البزاز من كتابه نا أحمد بن يحيى بن زكير نا جعفر بن أحمد بن سلم العبدي نا الخليل بن ميمون الكندي بعبادان نا عبد الله بن أذينة عن هشام بن الغاز عن محمد بن المنكدر عن جابر بن عبد الله قال أرتدت أمرأة عن الإسلام فأمر رسول الله صلى الله عليه وسلم أن يعرضوا عليها الإسلام فإن أسلمت وإلا قتلت فعرض عليها فأبت أن تسلم فقتلت

 

3178- Cabir b. Abdillah'ın bildirdiğine göre bir kadın irtidad edince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun İslam'a davet edilmesini, eğer İslam'a dönmezse öldürülmesini emretti. Kadın İslam'a davet edildiğinde kabul etmeyince öldürüldü.

 

Tahric: Beyhakl (8/203)0

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم أنا عبد الرزاق عن معمر عن الزهري في المرأة تكفر بعد إسلامها قال تستتاب فإن تابت وإلا قتلت وعن معمر عن سعيد عن أبي معشر عن إبراهيم في المرأة ترتد قال تستتاب فإن تابت وإلا قتلت

 

3179- Zühri, Müslüman oluktan sonra küfre giren kadın hakkında şöyle dedi: "Tövbe etmesi istenir. Tövbe etmez se öldürülür." Ma'mer, Said -Ebu Ma'şer -İbrahim kanalıyla irtidad eden kadınla ilgili: "Tövbe etmesi istenir. Tövbe etmez se öldürülür" dediğini bildirir.

 

Tahric: Beyhakl (8/203) ve İbn Ebi Şeybe 5/563 (29000).

 

 

نا بن البهلول نا أبي نا موسى بن داود نا محمد بن جابر عن حماد عن إبراهيم قال إن أسلمت وإلا قتلت

 

3180- İbrihim(i- Nehai), irtidad eden kadın hakkında: "Tövbe etmez se öldürülür" demiştir.

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe 5/563 (29001)0

 

 

نا أحمد بن إسحاق بن بهلول نا أبي نا عمر بن عبد الرحمن عن أبي جعفر عن أبيه عن علي بن أبي طالب قال كل مرتد عن الإسلام مقتول إذا لم يرجع ذكرا أو أنثى

 

3181- Hz. Ali der ki: "Erkek olsun kadın olsun İslam'dan çıkan, tekrar İslam'a dönınezse öldürülür."

 

 

وحدثنا أبو صالح الأصبهاني نا محمد بن الحجاج نا عبد السلام بن حرب عن إسحاق بن عبد الله بن أبي فروة عن عمرو بن شعيب عن أبيه أن عبد الله بن مسعود ومعاذ بن جبل وعقبة بن عامر الجهني قالوا إذا اشتبه عليك الحد فادرأ ما استطعت

 

3182- Abdullah b. Mes'üd, Muaz b. Cebel ve Okbe b. Amir el-Cüheni: "Had (şer'i ceza) konusunda delilden yana şüpheye düşersen, el verdiğince haddi uygulama" dediler.

 

 

نا أحمد بن إسحاق بن بهلول نا أبي نا بن أبي فديك عن يحيى بن عبد الرحمن بن أبي لبيبة عن جده أن رسول الله صلى الله عليه وسلم يوم خيبر أتى بشاة مسمومة مصلية أهدتها له أمرأة يهودية فأكل منها رسول الله صلى الله عليه وسلم هو وبشر بن البراء فمرضا مرضا شديدا عنها ثم إن بشرا توفي فلما توفي بعث رسول الله صلى الله عليه وسلم إلى اليهودية فأتى بها فقال ويحك ماذا أطعمتنا قالت أطعمتك السم عرفت إن كنت نبيا أن ذلك لا يضرك فإن الله تعالى سيبلغ منك أمره وإن كنت على غير ذلك فأحببت أن أريح الناس منك فأمر بها رسول الله صلى الله عليه وسلم فصلبت

 

3183- Yahya b. Abdirrahman b. Ebi: Lebibe, dedesinden bildiriyor: Hayber günü Yahudi bir kadın tarafından Resülullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zehirli bir koyun hediye edildi. Bu koyundan Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Bişr b. el-Beri yediler. İkisi de bu sebeple hastalandılar. Bişr de bu hastalıktan vefat etti. Bişr vefat edince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Yahudi kadım getirtti ve: "Yazık sana! Bize ne yedirdin?" diye sorunca, kadın:

 

"Sana zehir yedirdim. Eğer peygambersen bunun sana zarar vermeyeceğini ve Allah'ın bunu sana bildireceğini biliyordum. Eğer değilsen insanları senden kurtarmak. istedim" cevabım verdi. Bunun üzerine kadın Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emriyle asılarak. idam edildi.

 

 

نا إبراهيم بن حماد نا زيد بن أخزم نا وهب بن جرير نا أبي سمعت يعلى بن حكيم يحدث عن عكرمة عن بن عباس أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال لماعز لعلك قبلت لعلك لمست قال لا قال فلعلك قال نعم قال بعد ذلك أمر برجمه

 

3184- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Maiz'e:

"Sakın (sadece) öpmüş olmayasın, sakın ellemiş olmayasın" deyince, Maiz:

"Hayır" cevabım verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sakın (onunla ilişki kurmuş olmayasın)" deyince, Maiz: "Hayır (kurdum)" karşılığını verdi. Bundan sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun recmedilmesini emretti.

 

 

نا علي بن عبد الله بن مبشر نا أحمد بن سنان نا يزيد بن هارون أنا جرير بن حازم أنا يعلى بن حكيم ح ونا الحسين بن إسماعيل نا أبو السائب نا يزيد أنا جرير بن حازم عن يعلى بن حكيم عن عكرمة عن بن عباس أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال لماعز بن مالك حين أتاه فأقر عنده بالزنا لعلك قبلت أو لمست فقال لا قال فكذا قال نعم قال فأمر به فرجم وقال بن سنان لعلك قبلت أو غمزت أو نظرت قال لا فقال له رسول الله صلى الله عليه وسلم أفعلت كذا لا يكنى قال نعم فعند ذلك أمر برجمه

 

3185- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip zina ettiğini itiraf eden Maiz b. Malik'e: "Sakın (sadece) öpmüş olmayasın, sakın ellemiş olmayasın" deyince, Maiz: "Hayır" cevabım verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şöyle mi (zina mı) yaptın?" deyince, Maiz:

"Evet" karşılığını verdi. Bundan sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun recmedilmesini emretti.

 

İbn Sinan' ın rivayetinde ise: "Sakın sadece öpmüş veya göz kırpmış veya bakmış olmayasın" deyince, Maiz: "Hayır" cevabını verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ona şöyle şöyle yaptın mı?" diye sorunca ise: Evet" cevabını verdi. O zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun recmedilmesini emretti.

 

 

نا بن مبشر نا أحمد بن سنان نا موسى بن إسماعيل الحبلى نا عبد الله بن المبارك عن معمر عن يحيى بن أبي كثير عن عكرمة عن بن عباس أن النبي صلى الله عليه وسلم قال للأسلمي الذي أتاه وقد زنا لعلك قبلت أو لمست أو نظرت

 

3186- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip zina ettiğini itiraf eden Eslemi'ye: "Sakın sadece öpmüş veya göz kırpmış veya bakmış olmayasın" buyurdu,

 

 

نا أبو محمد بن صاعد نا محمد بن علي بن الحسن بن شقيق نا أبي نا أبو حمزة عن إبراهيم الصائغ عن أبي الزبير عن جابر أن أمرأة أتت النبي صلى الله عليه وسلم فقالت إني زنيت فأقم علي الحد فقال انطلقي حتى تفطمي ولدك فلما فطمت ولدها أتته فقالت إني زنيت فأقم في الحد فقال هات من يكفل ولدك فقام رجل من الأنصار فقال أنا أكفل ولدها يا رسول الله فرجمها

 

3187- Cabir der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir kadın gelip: "Ben zina yaptım. Bana had uygula" deyince Hz, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Git ve çocuğu sütten kesince gel" buyurdu, Kadın çocuğunusütten kesince gelip: "Ben zina yaptım, bana had uygula" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "çocuğunun bakımını üstlenecek birini getir" buyurunca bir adam kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü! Ben çocuğunun bakımını üstlenirlın" dedi. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadım taşlattı.

 

 

نا الحسين بن إسماعيل القاضي وابن قحطبة قالا نا محمود بن خراش أنا هشيم أنا إسماعيل بن سالم عن الشعبي قال أتى علي بن أبي طالب بزان محصن فجلده يوم الخميس مائة جلدة ثم رجمه يوم الجمعة فقيل له جمعت عليه حدين فقال جلدته بكتاب الله ورجمته بسنة رسول الله صلى الله عليه وسلم

 

3188- Şabi der ki: Ali b. Ebi Talib'e zina etmiş bir evli getirilince ona Perşembe günü yüz kırbaç vurdu. Cuma günü de taşlattı. Hz. Ali'ye: "Neden ona iki defa had uyguladın" denince: "Allah'ın Kitab'ına dayanarak onu kırbaçladım. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetine dayanarak ta recmettim" karşılığını verdi.

 

Tahric: Buhari (6812).

 

 

نا الحسين وابن قحطبة قالا نا محمود بن خراش نا هشام نا حصين عن الشعبي قال أتى علي رضى الله تعالى عنه بمولاة لسعيد بن قيس قد فجرت فضربها مائة ثم رجمها ثم قال جلدتها بكتاب الله ورجمتها بسنة رسول الله صلى الله عليه وسلم

 

3189- Şabi der ki: Ali b. Ebi Talib'e Sa'd b. Kays'ın zina yapmış azatlı cariyesi getirilince Hz. Ali ona yüz kamçı vurduktan sonra taşlattı ve: "Allah'ın Kitab'ına dayanarak onu kırbaçladım. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetine dayanarak ta taşlattım" dedi. 

 

Tahric: Ahmed (1/116).

 

 

نا أبو عمر القاضي نا الحسين بن محمد نا محمد هو بن الصباح الدولاني نا هشيم عن إسماعيل بن سالم وحصين بن عبد الرحمن عن الشعبي أن عليا رضى الله تعالى عنه جلد يوم الخميس ورجم يوم الجمعة وقال جلدتها بكتاب الله ورجمتها بسنة رسول الله صلى الله عليه وسلم

 

3190- Şa'bi'nin bildirdiğine göre Hz. Ali Perşembe günü kamçılatıp Cuma günü taşlattı ve: "Allah'ın Kitab'ına dayanarak onu kamçılattım. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetine dayanarak ta taşlattım" dedi. 

 

Tahric: Ahmed (1/116! ..

 

 

نا أبو عمر القاضي نا عبيد الله بن جرير بن جبلة نا محمد بن كثير عن سليمان بن كثير عن حصين عن الشعبي قال أتى علي رضى الله تعالى عنه بمولاة سعيد بن قيس الهمداني فجلدها ثم رجمها وقال جلدتها بكتاب الله ورجمتها بسنة رسول الله صلى الله عليه وسلم

 

3191- Şa'bi der ki: Ali b. Ebi Talib'e, Sa'd b. Kays el-Hemedani'nin zina yapmış azatlı cariyesi getirilince Hz. Ali ona yüz kamçı vurduktan sonra taşlattı ve: "Allah'ın Kitab'ına dayanarak onu kırbaçladım. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetine dayanarak. ta recmettim" dedi.

 

 

نا أبو عمر نا محمد بن إسحاق نا أبو الجواب نا عمار بن رزيق عن أبي حصين عن الشعبي قال أتى علي رضى الله تعالى عنه بشراحة الهمدانية قد فجرت فردها حتى ولدت فلما ولدت قال أئتوني بأقرب النساء منها فأعطاها ولدها ثم جلدها ورجمها وقال جلدتها بكتاب الله ورجمتها بالسنة ثم قال أيما أمرأة نعي عليها ولدها أو كان إعتراف فالإمام أول من يرجم ثم الناس فإن نعتها شهود فالشهود أول من يرجم ثم الناس

 

3192- Şa'bi der ki: Ali b. Ebi Talib'e zina yapan Şuraha el-Hemedaniyye getirilince, Hz. Ali onu doğum yapması için geri çevirdi. Kadın doğum yapınca: "Bana, ona en yakın kadını getirin" dedi ve çocuğu o kadına verip, Şuraha'yı kırbaçlatıp recmetti. Sonra: "Allah'ın Kitab'ına dayanarak ona kamçı vurdum. Sünnete dayanarak ta recmettim" dedi. Sonra ekledi: "Hangi kadını (gayrı meşru doğan) çocuğu ele verirse veya kendisi itiraf ederse, ilk olarak idareci recmeder, sonra halk. Eğer şahitler onu ele verirse, ilk recmedecek olanlar şahitlerdir."

 

 

نا أبو القاسم بن منيع نا عبد الله بن عمر الخطابي نا الدراوردي عن عمرو بن أبي عمرو عن عكرمة عن بن عباس أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال من وجدتموه يعمل عمل قوم لوط فاقتلوا الفاعل والمفعول به

 

3193- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Her kimi Lut kavminin işlediği fiili (livata) yaparken görürseniz her ikisini de öldürün" buyurdu.

 

Tahric: Ebu Davud 4/158 (4462); Tirmizi 4/47 (1456) ve İbn Mace 2/856 (2516).

 

 

نا محمد بن مخلد نا إسحاق بن إبراهيم البغوي نا محمد بن ربيعة عن بن جريج عن بن خثيم عن مجاهد وسعيد بن جبير عن بن عباس في البكر يوجد على اللوطية قال يرجم

 

3194- Mücahid ile Said b. Cübeyr'in bildirdiğine göre İbn Abbas, Lut kavminin işlediği fiili yapan bekar erkek hakkında: "Recmedilir" dedi.

 

Tahric: Ebu Davud 4/159 (4463).

 

 

نا محمد بن إبراهيم بن نيروز نا عبد الله بن عبد الحميد بن عمر بن عبد الحميد بن يحيى بن سعد بن أبي وقاص نا بن أبي فديك نا إبراهيم بن إسماعيل بن أبي حبيبة عن داود بن الحصين عن عكرمة عن بن عباس أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال إذا قال الرجل للرجل يا مخنث فاجلدوه عشرين سوطا وإذا قال الرجل للرجل يا يهودي فاجلدوه عشرين ومن وقع على ذات محرم فاقتلوه ومن وقع على بهيمة فاقتلوه واقتلوا البهيمة

 

3195- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Erkek erkeğe: ‘‘Ey muhannes (kadınlaşmış erkek)'' derse ona yirmi so pa vurun. Bir kişi diğerine: ‘‘Ey Yahudi’‘ dere ona yirmi kamçı vurun. Mahremiyle zina yapanı öldürün. Hayvanla ilişkiye gireni de, hayvanı da öldürün. ''

 

Tahric: Tirmizi (1462) ve İbn Mace (2564,2568).

 

 

نا أبو القاسم عبد الله بن محمد بن عبد العزيز نا عبد الله بن عمر الخطابي نا الدراوردي عن عمرو بن أبي عمرو عن عكرمة عن بن عباس قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم من وقع على بهيمة فاقتلوه واقتلوا البهيمة معه فقلنا لابن عباس ما شأن البهيمة قال ما سمعت عن رسول الله صلى الله عليه وسلم شيئا ولكن أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كره أن يؤكل من لحمها شيء أو ينتفع بها وقد عمل بها ذلك العمل

 

3196- İkrime der ki: İbn Abbas: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Hayvanla ilişkiye gireni de, hayvanı da öldürün’‘ buyurdu" deyince, kendisine: "Neden hayvan öldürülüyor?" diye sorduğumuzda şöyle cevap verdi: "Bu konuda Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir şey işitmedim; ancak Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu tür bir hayvanın etinden yenmesini ve ondan istifade edilmesini hoş karşılamadığı kanaatindeyim. Bu güne kadar uygulamalar da hep böyle olmuştur."

 

 

نا عبد الله بن الهيثم بن خالد الطيبي نا أحمد بن منصور نا عبد الرزاق أنا معمر عن يحيي بن أبي كثير عن أبي قلابة عن أبي المهلب عن عمران بن حصين أن أمرأة من جهينة أتت النبي صلى الله عليه وسلم فاعترفت بالزنا فقالت إني حبلى فدعا النبي صلى الله عليه وسلم وليها فقال أحسن إليها فإذا وضعت فأتني بها ففعل فلما وضعت جاء بها إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقال اذهبي فأرضعيه ففعلت ثم جاءت فأمر بها النبي صلى الله عليه وسلم فشكت عليها ثيابها ثم أمر برجمها فصلى عليها فقال عمر رضى الله تعالى عنه يا رسول الله رجمتها ثم تصلي عليها فقال لقد تابت توبة لو قسمت بين سبعين من أهل المدينة لوسعتهم هل وجدت أفضل من أن جادت بنفسها

 

3197- İmran b. Husayn'ın bildirdiğine göre Cuheyne kabilesinden bir kadın Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip zina yaptığını itiraf edip hamile olduğunu söyledi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadının velisini çağırıp:

"Buna iyi davran ve karnındakini doğurunca bana getir" buyurdu. Kadın doğumu yaptıktan sonra velisi onu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirdi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Git ve çocuğunu emzir" buyurdu. Kadın (çocuğu sütten kesildikten) sonra gelince Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emriyle kadın giysileriyle iyice sarıldı ve recmedildi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadının namazını kılınca, Hz. Ömer: "Ey Allah'ın Resulü! Onu recmettikten sonra namazını mı kılıyorsun?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kadın öyle bir tövbe etti ki şayet tövbesi Medine halkından yetmiş kişi arasında paylaştırılacak olsa hepsi için yeterdi. Allah için kendini feda etmesinden daha iyi bir şey biliyor musun?" buyurdu.

 

 

نا علي بن محمد المصري نا مالك بن يحيى ثنا عبد الوهاب بن عطاء نا هشام عن يحيى عن أبي قلابة عن أبي المهلب عن عمران عن النبي صلى الله عليه وسلم نحوه قال فقال له علي تصلي عليها وقد زنت

 

3198- Aynı manada bir hadis başka bir kanalla nakledilmiştir; ancak farklı olarak Hz. Ali'nin: "Zina eden bir kadının namazım mı kılıyorsun?" dediği geçmektedir.

 

 

نا عبد الله بن الهيثم بن خالد نا أحمد بن منصور نا عبد الرزاق أنا معمر عن الزهري عن أبي سلمة عن جابر بن عبد الله أن رجلا من أسلم جاء إلى النبي صلى الله عليه وسلم فاعترف بالزنا فأعرض عنه ثم أعترف فأعرض عنه حتى شهد على نفسه أربع مرات فقال النبي صلى الله عليه وسلم أبك جنون قال لا قال أحصنت قال نعم فأمر به النبي صلى الله عليه وسلم فرجم بالمصلى فلما أذلقته الحجارة فر فأدرك فرجم حتى مات فقال له النبي صلى الله عليه وسلم خيرا ولم يصل عليه

 

3199- Cabir b. AbdiHalı'ın bildirdiğine göre Eslem kabilesinden bir adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek zina ettiğini itiraf etti; ancak Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ondarı yüz çevirdi. Adam bir daha itiraf etti, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine ondan yüz çevirdi. Adam dördüncü defa aynı şeyi yapınca Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sende delilik var mı?" diye sordu. Adam: "Hayır" cevabım verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Evli misin?" diye sordu. Adam: "Evet" cevabını verince Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emriyle namazgahta taşlandı. Taşlar onun canını yakınca kaçmaya başladı; ancak halk ona yetişerek ölene kadar recmettiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun hakkında güzel şeyler söyledi, ancak namazını kılmadı.

 

 

نا محمد بن أحمد بن زيد الحنائي نا جعفر بن محمد بن الحسن نا محمد بن عائذ نا الهيثم بن جميل نا العلاء بن الحارث عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قضى في العين العوراء السادة لمكانها إذا طمست بثلث ديتها وفي اليد الشلاء إذا قطعت بثلث ديتها

 

3200- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çıkarılan kör göz için diyet olarak sağlam gözün üçte bir oranında diyet tayin etti. Çolak olan elin kesilmesiyle ilgili olarak ta (sağlam elin) üçte biri oranında diyet tayin etti.

 

Tahric: Nesai (8/55).

 

 

نا عبد الباقي بن قانع بن إسماعيل بن الفضل نا إسحاق بن إبراهيم أبو موسى الهروي نا العباس بن الفضل نا عمر عامر عن قتادة عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قال جعل رسول الله صلى الله عليه وسلم الدية مائة من الإبل قال فقوم كل بعير بثمانين وكانت الدية ثمانية آلاف وجعل دية أهل الكتاب النصف من دية المسلمين فكانت على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم وعهد أبي بكر فلما كان عمر غلت الإبل فقومها عشرين ومائة فجعل الدية أثنا عشر ألفا وترك دية أهل الكتاب كما هي وجعل دية المجوسي ثمانمائة

 

3201- Amr b. Şuayb'ın, babasından bildirdiğine göre dedesi şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) diyeti yüz deve yaptı. Her devenin kıymetini seksen dirhem olarak tayin etti ve böylece diyet sekiz bin dirhem olarak tayin edildi. Ehl-i Kitabın diyetini de Müslümanların diyetinin yarısı olarak tayin etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Hz. Ebu Bekr zamanında diyet bu şekildeydi. Hz. Ömer hilafete geçince develerin fiyatı yükseldi, bunun üzerine Hz. Ömer her devenin fiyatını yüz yirmi dirhem sayıp diyeti on iki bin dirhem olarak tayin etti. Ehl-i Kitabın diyetini de olduğu gibi bıraktı. Mecusilerin diyetini de sekiz yüz dirhem olarak belirledi.

 

Tahric: Ebu Davud 4/184 (4542).

 

 

نا جعفر بن محمد بن نصير نا أبو أحمد بن عبدوس نا علي بن الجعد نا أبو كرز قال سمعت نافعا عن بن عمر ذكر النبي صلى الله عليه وسلم أنه ودى ذميا دية مسلم أبو كرز هذا متروك الحديث ولم يروه عن نافع غيره

 

3202- Nafi der ki: "İbn Ömer, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir zimmiye Müslüman diyetini ödediğini söyledi."

 

Ravilerden Ebu Kurz, rivayetleri metruktur ve hadisi Nafi'den sadece o rivayet etmiştir.

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/102).

 

 

نا الحسين بن صفوان نا عبد الله بن أحمد نا زحمويه نا إبراهيم بن سعد نا بن شهاب أن أبا بكر وعمر رضى الله تعالى عنهما كانا يجعلان دية اليهودي والنصراني إذا كانا معاهدين دية الحر المسلم وكان عثمان ومعاوية لا يقيدان المشرك من المسلم

 

3203- İbn Şihab bildiriyor: Hz. Ebu Bekr ile Hz. Ömer, anlaşmah olan Yahudi ve Hıristiyanın diyetini, hür olan müslümanın diyeti gibi sayarlardı. Hz. Osman ve Muaviye ise müşrikten dolayı müslümana kısas uygulamazlardı.

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/102).

 

 

نا أبو محمد بن صاعد نا محمد بن ميمون الخياط المكي نا سفيان بن عيينة عن عمرو بن دينار عن عكرمة عن بن عباس أن النبي صلى الله عليه وسلم قضى باثني عشر ألفا في الدية قال محمد بن ميمون وإنما قال لنا فيه عن بن عباس مرة واحدة وأكثر من ذلك كان يقول عن عكرمة عن النبي صلى الله عليه وسلم

 

3204- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) diyeti on iki bin dirhem olarak tayin etti.

 

Muhammed b. Meymun der ki: Süfyan bu hadisi bize bir defa ibn Abbas'tan, birden çok defa da: "ikrime'den ResUlullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem)" şeklinde nakletti.

 

Tahric: Nesal 8/44 (4818) ve Tirmizi 4/7 (1389).

 

 

نا الحسين بن إسماعيل نا أبو موسى محمد بن مثنى نا معاذ بن هانئ نا محمد بن مسلم حدثني عمرو بن دينار عن عكرمة عن بن عباس أن رجلا قتل رجلا على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم فجعل النبي صلى الله عليه وسلم ديته اثنا عشر ألفا وذلك قوله إلا أن أغناهم الله ورسوله من فضله بأخذهم الدية

 

3205- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bir adam bir kişiyi öldürdü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın diyetini on iki bin dirhem olarak tayin etti. Allah'ın, "Allah ve Peygamberi bol nimetinden onları zenginleştirdi ve öç almaya kalktılar" (Tevbe Sur. 74) buyruğu, aldıkları diyete işaret etmektedir.

 

Tahric: Nesal 8/44 (4817), Tirmizi 4/6-7 (1388), Ebu Davud 4/183 (4546) ve İbn Mace 2/878 (2629).

 

 

حدثنا الحسين بن صفوان نا عبد الله بن أحمد حدثني أبي نا يحيى بن سعيد عن بن أبي عروبة عن قتادة عن سعيد بن المسيب عن عمر قال دية اليهودي والنصراني أربعة آلاف والمجوسي ثمانمائة

 

3206- Said b. el-Müseyyeb'in bildirdiğine göre Hz. Ömer: "Yahudi ve Hıristiyanın diyeti dörder bin, Mecusinin ise sekiz yüz dirhemdir" demiştir.

 

Tahric: Beyhaki, Ma'rifetu's-Sünen 12/142 (16218).

 

 

نا الحسين بن صفوان نا عبد الله بن أحمد نا أبو محمد زكريا بن يحيى زحمويه نا شريك عن ثابت أبي المقدام ويحيى بن سعيد كلاهما عن سعيد بن المسيب قال كان عمر يجعل دية اليهودي والنصراني أربعة آلاف أربعة آلاف والمجوسي ثمانمائة

 

3207- Said b. el-Müseyyeb der ki: "Hz. Ömer, Yahudi ve Hıristiyanın diyetini dörder bin, Mecusinin ise sekiz yüz dirhem olarak öderdi."

 

Tahric: Şafii, el-Ümm (6/105); Beyhakl, Ma'rifetu's-Sünen 12/142 (16217) ve Abdürrezzak 10/93 (18479).

 

 

نا الحسين بن إسماعيل نا محمد بن عبد الملك بن زنجويه نا عبيد الله بن عبد المجيد نا عبيد الله بن عبد الرحمن بن موهب حدثني مالك بن محمد بن عبد الرحمن عن عمرة عن عائشة قالت وجد في قائم سيف رسول الله صلى الله عليه وسلم كتابان إن أشد الناس عتوا في الأرض رجل ضرب غير ضاربه ورجل قتل غير قاتله ورجل تولى غير أهل نعمته فمن فعل ذلك فقد كفر بالله وبرسله لا يقبل الله منه صرفا ولا عدلا وفي الآخر المؤمنون تتكافأ دماؤهم ويسعى بذمتهم أدناهم لا يقتل مسلم بكافر ولا ذو عهد في عهده ولا يتوارث أهل ملتين مختصر

 

3208- Hz. Aişe der ki: Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kılıcının kabzasında iki mektup bulundu. Bunlardan birinde şöyle yazılıydı: "Yeryüzündeki en azgın kişi, kendisine vurandan başkasına vuran veya katilinden başkasını öldüren ve velinimetlerinden başkasını veli kabul edendir. Böyle yapan, Allah'ı ve ResUlünü inkar etmiş olur. Bunun ne tövbesi, ne de fidyesi (veya namazı) kabul edilir."

 

Diğer mektupta ise şöyle yazılıydı: "Müminlerin kanları birbirlerine denktir. Onların en aşağıları dahi, Onlardan en alt seviyede olanlar dahi hepsi adına eman verebilir. Kafire karşılık da bir müslüman öldürülmez. Ahdi içerisinde bulunan bir zimmi öldürülmez. Farklı iki din mensubu birbirine mirasçı olmaz.''

 

Hadis muhtasardır.

 

Tahric: Hakim (4/349).

 

 

نا بن مبشر نا محمد بن عبادة نا يزيد بن هارون أنا سليمان التيمي عن أبي مجلز أن عليا رضى الله تعالى عنه نهى أصحابه أن يبسطوا على الخوارج حتى يحدثوا حدثا فمروا بعبد الله بن خباب فأخذوه فانطلقوا به فمروا على تمرة ساقطة من نخلة فأخذها بعضهم فألقاها في فمه فقال له بعضهم تمرة معاهد فيم استحللتها قال عبد الله بن خباب أفلا أدلكم على من هو أعظم حرمة عليكم من هذا قالوا نعم قال أنا فقتلوه فبلغ ذلك عليا فأرسل إليهم أن أقيدونا بعبد الله بن خباب قالوا كيف نقيدك به وكلنا قتله قال وكلكم قتله قالوا نعم قال الله أكبر ثم أمر أن يبسطوا عليهم وقال والله لا يقتل منكم عشرة ولا ينفلت منهم عشرة قالوا فقتلوهم قال فقال اطلبوا منهم ذا الثدية وذكر باقي الحديث

 

3209- Ebu Miclez bildiriyor: (Nehrevan savaşı sırasında) Hz. Ali yanındakilere, karşı taraf başlatmadan Haricilere saldırmamalarım söyledi. Haricilerden bazıları Abdullah b. Habbab ile karşılaşınca onu yakalayıp götürdüler. Yolda giderken ağaçtan düşmüş bir hurma gördüler. İçlerinden biri bu hurmayı alıp ağzına attı. Biri adama: "Zımmilere ait olan bir hurmayı neye dayanarak helal sayıp yiyorsun?" diye çıkıştı. Abdullah bu durumu görünce onlara: "Size haramlığı bu hurmadan daha fazla olan bir şeyi söyleyeyim mi?" dedi. "Söyle!" karşılığını verdiklerinde, Abdullah: "Benim!" dedi. Bunun üzerine onu öldürdüler.

 

Hz. Ali bundan haberdar olunca Haricilere haber gönderip Abdullah b. Habbib için kısas istedi. "Hepimiz onu öldürmüşken kısası nasıl yapacağız?" cevabım verdiklerinde, Hz. Ali: "Hepiniz mi onu öldürdünüz!" diye sordu. "Evet!" karşılığını verdiklerinde, Hz. Ali: "Allahu Ekber!" dedi. Ardından yanındakilere onlara saldırmalarım söyledi ve onlara: "İçinizden on kişiden fazlası ölmesin! Onlardan da ondan daha az kişiyi öldürmeyin!" dedi. Bu şekilde savaş başladı. Savaş sonrasında Hz. Ali, arkadaşlarına: "(Kolu) meme ucu gibi olan adamı arayıp bulun" dedi..." Sonrasında ravi hadisin kalan kısmını aktarır.

 

Tahric: Beyhakl, S. el-Kübra (8/184-185).

 

 

نا عبيد الله بن عبد الصمد بن المهتدي نا أحمد بن محمد بن رشدين نا زكريا بن يحيى الحميري نا الحكم بن عبدة عن أيوب السختياني عن حميد بن هلال العدوى عن أبي الأحوص قال لما كان يوم النهروان كنا مع علي بن أبي طالب رضى الله تعالى عنه دون النهر فجاءت الحرورية حتى نزلوا من ورائه قال علي لا تحركوهم حتى يحدثوا حدثا فانطلقوا إلى عبد الله بن خباب فقالوا حدثنا حديثا حدثك به أبوك سمعه من رسول الله صلى الله عليه وسلم قال حدثني أبي أنه سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم قال حدثني تكون فتنة القاعد فيها خير من القائم والقائم خير من الساعي فقدموه إلى النهر فذبحوه كما تذبح الشاة فأتى علي رضى الله تعالى عنه فأخبر فقال الله أكبر نادوهم أن أخرجوا إلينا قاتل عبد الله بن خباب فقالوا كلنا قتله ثلاث مرات فقال علي رضى الله تعالى عنه لأصحابه دونكم القوم فما لبث أن قتلهم علي وأصحابه وذكر باقي الحديث

 

3210- Ebu'l-Ahvas der ki Nehrevan günü Ali b. Ebi Talib ile beraber nehrin bu tarafındaydık. Hariciler gelip nehrin öbür tarafında konakladılar. Hz. Ali: "Onlar bir şey yapmadan siz onlara dokunmayın" dedi. (Hariciler) Abdullah b. Habbab'ın yanına gittiler ve: "Bize, babanın sana Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen anlattığı bir hadis aktar" dediler. Abdullah b. Habbab şöyle dedi: "Babam, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittiğini söyledi: "Öyle bir fitne olacak ki; o zaman oturan ayakta olandan, ayakta olan koşandan daha hayırlı olacak. " Abdullah'ı suya yaklaştırıp koyun keser gibi kestiler. Bu durum Hz. Ali'ye bildirilince, şöyle dedi: "Allahu ekber! Onlara Abdullah b. Habbab'ın katilinin bize teslim edilmesi için seslenin." Hariciler üç defa: "Onu hepimiz öldürdük" deyince Hz. Ali adamlarına: "Onlara saldırınl" deyip çok geçmeden Hz. Ali ve arkadaşları onları öldürdüler. Ravi bundan sonra hadisin devamım aktardı.

 

Tahric: Abdürrezzak 10/118 (18578).

 

 

نا عبد الصمد بن علي نا السري بن سهل نا عبد الله بن رشيد نا عثمان البري عن جويبر عن الضحاك عن بن عباس أن النبي صلى الله عليه وسلم قال لا يقتل حر بعبد

 

3211- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Hür, köle karşılığında öldürülmez" buyurdu.

 

Tahric: Beyhaki (8/35).

 

 

نا بن الجنيد نا زياد بن أيوب نا القاسم بن مالك نا ليث عن الحكم قال قال علي وابن مسعود إذا قتل الحر العبد معتمدا فهو قود لا تقوم به حجة لأنه مرسل

 

3212- Hz. Ali ve İbn Mes'ud: "Hür, bir köleyi kasten öldürürse ona kısas uygulamr" dediler.

 

Hadis mürsel olduğu için delil kabul edilemez.

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/35) ve İbn Ebi Şeybe 5/413 (27516).

 

 

نا أبو عبيد القاسم بن إسماعيل نا أبو السائب سلم بن جنادة نا وكيع عن إسرائيل عن جابر عن عامر قال قال علي من السنة أن لا يقتل مؤمن بكافر ومن السنة أن لا يقتل حر بعبد

 

3213- Hz. Ali dedi: "Kafir karşılığında müslümanın öldürülmemesi sünnettendir. Yine köle karşılığı hürün öldürülmemesi sünnettendir" dedi.

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/34)

 

 

نا محمد بن أحمد بن الحسن نا أبو أحمد بن عبدوس نا أبو بكر بن أبي شيبة نا عباد بن العوام عن حجاج عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن أبا بكر وعمر رضى الله تعالى عنهما كانا لا يقتلان الحر بقتل العبد

 

3214- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Hz. Ebu Bekr ile Ömer, köleyi öldüren hürü kısasen öldürmezlerdi.

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe 5/413 (27515) ve Beyhaki, S. el-Kübr8 (8/34).

 

 

نا محمد بن الحسن المقري نا أحمد بن العباس الطبري نا إسماعيل بن سعيد نا عباد بن العوام عن عمرو بن عامر والحجاج عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده مثله سواء

 

3215- Bu hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

 

نا محمد بن أحمد بن عبدك نا عمرو بن تميم نا أبو غسان نا إسرائيل عن جابر عن عامر قال قال علي رضى الله تعالى عنه من السنة أن لا يقتل مسلم بذي عهد ولا حر بعبد

 

3216- Hz. Ali: "Zımmi karşılığında müslümanın ve köle karşılığında hürün öldürülmemesi sünnettendir" dedi.

 

 

نا محمد بن الحسن نا أحمد بن العباس نا إسماعيل بن سعيد نا عباد بن العوام عن الحجاج عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قال قال عمر رضى الله تعالى عنه في الحر يقتل العبد قال فيه ثمنه

 

3217- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Hz. Ömer, köleyi öldüren hürle ilgili olarak: "Kölenin bedelini öder" demiştir.

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübr8 (8/37).

 

 

نا الحسن بن أحمد بن سعيد الرهاوي أخبرني جدي سعيد بن محمد الرهاوي أن عمار بن مطر حدثهم نا إبراهيم بن محمد الأسلمي عن ربيعة بن أبي عبد الرحمن عن بن البيلماني عن بن عمر أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قتل مسلما بمعاهد وقال أنا أكرم من وفي بذمته لم يسنده غير إبراهيم بن أبي يحيى وهو متروك الحديث والصواب عن ربيعة عن بن البيلماني مرسل عن النبي صلى الله عليه وسلم وابن البيلماني ضعيف لا تقوم به حجة إذا وصل الحديث فكيف بما يرسله والله أعلم

 

3218- İbn Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zımmiyi öldüren bir müslümanı kısasen öldürttü ve: "Ben verdiği akdi yerine getirenlerin en üstünüyüm" buyurdu.

 

Bu hadisi sadece ibrahim b. Ebi Yahya müsned (merfu) olarak rivayet etmiştir ve ibrahim de rivayetleri metruk birisidir. Doğrusu hadisin ibnu'I-Beylemani'nin mürseli olarak Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nakletmesidir. ibnu'I-Beylemani ise zayıftır ve mevsul hadisleri bile hüccet (delil) kabul edilmezken mürsel olanları hiç kabul edilemez. Allah en doğrusunu bilir.

 

Tahric: Beyhaki (8/30).

 

 

ثنا إسماعيل الصفار نا الرمادي ح ونا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم قالا نا عبد الرزاق عن الثوري عن ربيعة عن عبد الرحمن بن البيلماني يرفعه أن النبي صلى الله عليه وسلم أقاد مسلما قتل يهوديا وقال الرمادي أقاد مسلما بذمي وقال أنا أحق من وفي بذمته

 

3219- Abdurrahman b. el-Beylemani'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Yahudi birini öldüren müslümana -Remadi, zımmiyi öldüren müslümana, ibaresini kullandı- kısas uygulanmasına hükmedip: "Zimmetini yerine getirmede ben daha çok hak sahibiyim" buyurdu.

 

Tahric: Abdürrezzak (18514) ve İbn Ebi Şeybe (9/290).

 

 

نا محمد بن مخلد نا موسى بن إسحاق نا أبو بكر نا عبد الرحيم عن حجاج عن ربيعة عن عبد الرحمن بن البيلماني قال قتل رسول الله صلى الله عليه وسلم رجلا من أهل القبلة برجل من أهل الذمة وقال أنا أحق من أوفى بذمته

 

3220- Abdurrahman b. el-Beylemani'nin bildirdiğine göre Hz.

Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), zimmet ehlinden birini öldüren kıble ehlinden birine kısas uygulanmasına hükmedip: "Zimmetini yerine getirmede ben daha çok hak sahibiyim" buyurdu.

 

 

نا محمد بن القاسم نا هشام بن يونس نا أبو مالك الجنبي عن حجاج مثله

 

3221- Bu hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

 

نا أبو محمد بن صاعد نا الفضل بن سهل نا يحيى بن غيلان نا يزيد بن زريع نا سليمان التيمي عن أنس بن مالك قال إنما سمل رسول الله صلى الله عليه وسلم أعينهم لأنهم سملوا أعين الرعاء وقال بن صاعد يعني العرنيين

 

3222- Enes b. Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çobanların gözüne mil çeken kişilerin gözlerine mil çektirdi. İbn Said: "Yani Drenilerin gözlerine" dedi.

 

 

حدثني محمد بن علي بن جعفر العطار إملاء نا أحمد بن الحسن بن سفيان أنا أحمد بن عبيد بن ناصح نا الواقدي حدثني عمرو بن عثمان عن عبد الملك بن عبيد عن خدينق بنت الحصين عن عمران بن حصين قال قتل حراش بن أمية بعد ما نهى النبي صلى الله عليه وسلم عن القتل فقال لو كنت قاتلا مؤمنا بكافر لقتلت حراشا بالهذلي يعني لما قتل حراش رجلا من هذيل يوم فتح مكة

 

3223- İmran b. Husayn der ki: Hiraş b. Ümeyye, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öldürmeyi yasakladıktan sonra öldürünce: "Eğer kafire karşılık bir mümini öldürecek olsaydım Hiraş'ı, Huzeli'ye karşılık öldürürdüm" buyurdu.

 

Tahric: Beyhakl, S. el-Kübra (8/29) ve Bezzar (1546).

 

 

نا محمد بن مخلد بن حفص نا إسحاق بن داود بن عيسى المروزي نا خالد بن عبد السلام الصدفي نا الفضل بن المختار عن عبيد الله بن موهب عن عصمة بن مالك قال سرق مملوك في عهد النبي صلى الله عليه وسلم فرفع إلى النبي صلى الله عليه وسلم فعفا عنه ثم رفع إليه الثانية وقد سرق فعفا عنه فرفع الثالثة إلى النبي صلى الله عليه وسلم فعفا عنه ثم رفع إليه الرابعة وقد سرق فعفا عنه ثم رفع إليه الخامسة وقد سرق فقطع يده ثم رفع إليه السادسة فقطع رجله ثم رفع إليه السابعة فقطع يده ثم رفع إليه الثامنة فقطع رجله وقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أربع بأربع

 

3224- İsmet b. Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında hırsızlık yapan bir köle Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirilince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu affetti. Bu köle ikinci defa çalıp getirilince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine affetti. Üçüncü defa getirilince yine affetti. Dördüncü defa getirilince de affetti. Beşinci defa çaldığı için getirilince ise elim kestirdi. Altıncı defa getirilince ayağını kestirdi. Yedinci defa getirilince diğer elini kestirdi. Sekizinci defa getirilince ayağını kestirdi ve: "Dörde (alfa) karşılık dört (ceza)"buyurdu.

 

Tahric: Heysemi, Mecma (6/278) ve Zeylaİ (3/373).

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم نا عبد الرزاق عن إبراهيم عن داود عن عكرمة عن بن عباس قال نزلت هذه الآية في المحارب إنما جزاء الذي يحاربون الله ورسوله إذا عدا فقطع الطريق فقتل وأخذ المال صلب فإن قتل ولم يأخذ مالا قتل فإن أخذ المال ولم يقتل قطع من خلاف فإن هرب وأعجزهم فذلك نفيه

 

3225- İbn Abbas der ki: "Allah ve Peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa uğraşanların cezası, öldürülmek veya asılmak yahut çapraz olarak el ve ayakları kesitmek ya da yerlerinden sürülmektir" (Maide Sur. 33) ayeti, yol kesen hakkında nazil olmuştur. Bu kişi yol kesip hem öldürür, hem de malı alırsa asılarak öldürülür. Eğer öldürür, ama mal almazsa boynu vumlarak öldürülür. Malı alıp öldürmezse, elleri ve ayakları çaprazlama kesilir. Eğer kaçar ve onu yakalayamazlarsa, sürgün edilmiş sayılır. 

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/283) ve Abdürrezzak 10/109 (18544).

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا محمد بن عبد الله بن عبد الحكم نا عبد الله بن وهب أخبرني جرير بن حازم عن سليمان بن مهران عن أبي ظبيان عن بن عباس قال مر علي بن أبي طالب بمجنونة بني فلان قد زنت فأمر عمر برجمها فردها علي وقال لعمر أما تذكر أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال رفع القلم عن ثلاثة عن المجنون المغلوب على عقله وعن النائم حتى يستيقظ وعن الصبي حتى يحتلم قال صدقت فخلى عنها

 

3226- İbn Abbas der ki: Hz. Ali, falan oğullarının zina yapan ve Hz. Ömer tarafından recmedilmesi emredilen deli kadınına uğrayıp geri çevirdi ve Hz. Ömer'e şöyle dedi: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Üç kişiden kalem kaldırılmıştır: Aklı olmayan deliden, uyanana kadar uyuyandan ve ihtilam olana kadar çocuktan." Hz. Ömer: "Doğru söyledin" deyip kadını serbest bıraktı.

 

 

نا محمد بن القاسم بن زكريا نا عباد بن يعقوب نا محمد بن الفضل عن إسماعيل بن أمية عن سعيد بن المسيب قال أتى النبي صلى الله عليه وسلم برجلين أحدهما قتل والآخر أمسك فقتل الذي قتل وحبس الممسك

 

3227- Said b. el-Müseyyeb der ki: "Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir kişiyi öldüren iki adam getirildi. Bunlardan biri adamı öldürmüş, diğeri ise tutmuştu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öldüreni öldürttü, tutan! ise hapsetti.''

 

Tahric: Beyhakı, S. el-Kübra (8/50).

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم نا عبد الرزاق عن معمر وابن جريج عن إسماعيل بن أمية رفع الحديث أن النبي صلى الله عليه وسلم قال يقتل القاتل ويصبر الصابر

 

3228- İsmail b. Umeyye'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Böylesi bir durumda) öldüren kişi öldürülürken tutan kişi de (ölene kadar) tutuklu (hapis) kalır" buyurmuştur.

 

Tahric: Abdürrezzak 9/427-428 (17892, 17895).

 

 

نا الحسن بن أحمد بن صالح الكوفي نا إبراهيم بن محمد بن إبراهيم الصيرفي نا عبدة بن عبد الله الصفار نا أبو داود الحفري عن سفيان الثوري عن إسماعيل بن أمية عن نافع عن بن عمر عن النبي صلى الله عليه وسلم إذا أمسك الرجل الرجل وقتله الآخر يقتل الذي قتل ويحبس الذي أمسك

 

3229- İbn Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bir kişi birini tutar, diğeri öldürürse, öldüren öldürülür, tutan kişi de (ölene kadar) tutuklu (hapis) kalır"buyurmuştur.

 

Tahric: Beyhakl, S. el-Kübra (8/50).

 

 

نا أبو عبيد نا سلم بن جنادة نا وكيع عن سفيان عن إسماعيل بن أمية قال قضى رسول الله صلى الله عليه وسلم في رجل أمسك رجلا وقتله الآخر فقال يقتل القاتل ويحبس الممسك وعن سفيان عن جابر عن عامر عن علي أنه قضى بذلك

 

3229- İsmail b. Umeyye'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bir adamı, birinin tutup diğerinin öldürmesiyle ilgili: "(Böylesi bir durumda) öldüren kişi öldürülürken, tutan kişi de (ölene kadar) tutuklu (hapis) kalır" buyurmuştur.

 

Süfyan, Cabir kanalıyla Amir'den, Hz. Ali'nin aynı şekilde hüküm verdiğini bildirir.

 

Tahric: BeyhakI, S. el-Kübra (8/50-51).

 

 

نا أحمد بن الحسين بن محمد بن أحمد بن الجنيد نا الحسن بن عرفة نا عباد بن العوام عن الحجاج بن أرطأة عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن قتادة بن عبد الله قال له عمر بن الخطاب لولا أني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول لا يقاد والد بولده لقتلتك أو لضربت عنقك

 

3231- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Katade b. AbdiHalı'a Ömer b. el-Hattab şöyle dedi: "Eğer Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Babaya, çocuğunu öldürmesi sebebiyle kısas uygulanmaz’‘ dediğini duymasaydım seni öldürürdüm veya boynunu vururdum."

 

Tahric: Tirmizi 4/18 (140) ve İbn Mlke 2/888 (2662).

 

 

نا أبو عبيد وابن مخلد وآخرون قالوا نا محمد بن وارة يعني محمد بن مسلم نا محمد بن سعيد نا عمرو بن أبي قيس عن منصور عن محمد بن عجلان عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن عبد الله بن عمرو عن عمر بن الخطاب قال إني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول لا يقاد الأب من ابنه

 

3232- Ömer b. el-Hattab der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Babaya, çocuğunu öldürmesi sebebiyle kısas uygulanmaz" buyurduğunu işittim. 

 

Tahric: İbnu'l-Cirud (788) ve BeyhakI (838).

 

 

نا يوسف بن يعقوب بن إسحاق بن بهلول نا الحسن بن عرفة نا أبو حفص الأبار عن إسماعيل بن مسلم عن عمرو بن دينار عن طاوس عن بن عباس أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال لا تقام الحدود في المساجد ولا يقتل الوالد بالولد

 

3233- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hadler (şer'i cezalar) mescidlerde uygulanmaz ve babaya, çocuğunu öldürmesi sebebiyle kısas uygulanmaz" buyurdu.

 

Tahric: Tirmizi4/19 (1401) ve İbn Mace 2/888 (2661).

 

 

نا محمد بن مخلد نا موسى بن إسحاق نا أبو بكر نا عباد بن العوام وأبو خالد الأحمر عن حجاج عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده عن عمر قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول لا يقتل الوالد بالولد

 

3234- Ömer b. el-Hattab der ki: Resulullah'ın {Sallallahu aleyhi ve Sellem}: "Babaya, çocuğunu öldürmesi sebebiyle kısas uygulanmaz" buyurduğunu işittim.

 

 

نا عبد العزيز بن جعفر بن بكر نا الحسن بن عرفة نا علي بن ثابت الجزري نا يحيى بن أبي أنيسة عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال لا يقاد الوالد بولده وإن قتله عمدا

 

3235- Amr b. Şuayb'm, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine Hz.

Peygamber {Sallallahu aleyhi ve Sellem}: "Baba çocuğunu kasten öldürse bile ona kısas uygulanmaz" buyurdu.

 

Tahric: Zeylai (4/341).

 

 

نا علي بن محمد المصري نا يوسف بن يزيد نا حجاج بن إبراهيم نا إسماعيل بن عياش عن بن جريج عن عمرو بن شعيب ح ونا أبو عمرو عثمان بن أحمد الدقاق نا أحمد بن علي الخزاز نا الهيثم بن خارجة نا إسماعيل بن عياش عن المثنى بن الصباح عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده عن سراقة بن مالك كذا قال عن النبي صلى الله عليه وسلم قال نقيد الأب عن ابنه ولا نقيد الابن عن أبيه

 

3236- Suraka b. Malik'in bildirdiğine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Babasını öldüren çocuğa kısas yaparız; ancak çocuğunu öldüren babaya kısas yapmayız" buyurdu.

 

Tahric: Tirmizi 4/18 (1399).

 

 

نا الحسين بن إسماعيل وابن مخلد قالا نا محمد بن هارون نا أبو المغيرة نا سعيد بن بشير عن قتادة عن عمرو بن دينار ح ونا عبد الباقي بن قانع نا الحسن بن علي المعمري نا عقبة بن مكرم العمي نا تمار عمر بن عامر أبو حفص السعدي وكان ينزل في بني رفاعة عن عبيد الله بن الحسن العنبري عن عمرو بن دينار عن طاوس عن بن عباس عن النبي صلى الله عليه وسلم قال لا تقام الحدود في المساجد ولا يقاد الوالد بولده

 

3237- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Hadler mescidlerde uygulanmaz ve babaya, çocuğunu öldürmesi sebebiyle kısas uygulanmaz" buyurdu.

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/39).

 

 

نا محمد بن مخلد حدثنا الرمادي نا جعفر بن عون نا إسماعيل بن مسلم عن عمرو بن دينار بإسناده مثله لا يقاد الوالد بالولد

 

3238- Amr b. Dinar da aynı rivayette bulunup Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Babaya da, çocuğunu öldürmesi sebebiyle kısas uygulanmaz" buyurduğunu aktardı.

 

 

نا بن مخلد نا إبراهيم بن هاشم نا عبد الله بن سيار نا إبراهيم بن رستم عن حماد بن سلمة عن يحيى بن سعيد عن سعيد بن المسيب عن عمر قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا يقاد الأب بالابن

 

3239- Hz. Ömer'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Babaya, çocuğunu öldürmesi sebebiyle kısas uygulanmaz" buyurdu. 

 

Tahric: Beyhakı, Ma'rifetu's-Sünen 12/39-40 (15785-15795).

 

 

نا الحسين بن الحسين بن الصابوني الأنطاكي قاضي الثغور نا محمد بن عبد الحكم الرملي حدثنا محمد بن عبد العزيز الرملي نا إسماعيل بن عياش عن الأوزاعي عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن رجلا قتل عبده متعمدا فجلده النبي صلى الله عليه وسلم مائة جلدة ونفاه سنة ومحي سهمه من المسلمين ولم يقده به وأمره أن يعتق رقبة

 

3240- Amr b, Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre bir adam kasıtlı olarak kölesini öldürünce Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona yüz kırbaç vurdu ve bir yıl sürgün etti, Müslümanların hisse listesinden adını sildi ve ona kısas uygulamayarak bir köle azad etmesini emretti.

 

 

نا محمد بن القاسم بن زكريا نا عباد بن يعقوب نا إسماعيل بن عياش الحمصي عن إسحاق بن عبد الله بن أبي فروة عن إبراهيم بن عبد الله بن حنين عن أبيه عن علي بن أبي طالب رضى الله تعالى عنه قال أتى رسول الله صلى الله عليه وسلم برجل قتل عبده متعمدا فجلده رسول الله صلى الله عليه وسلم مائة جلدة ونفاه سنة ومحى سهمه من المسلمين ولم يقده به

 

3241- Ali b. Ebi Tilib der ki: "Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kölesini kasten öldüren bir adam getirilince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona yüz kırbaç vurdu ve bir yıl sürgün etti, Müslümanların hisse listesinden adım sildi ve ona kısas uygulamadı."

 

Tahric: İbn Mace 2/888 (2664).

 

 

نا يعقوب بن إبراهيم البزاز نا الحسن بن عرفة نا إسماعيل بن عياش عن إسحاق بن عبد الله بن أبي فروة عن إبراهيم بن عبد الله بن حنين عن علي رضى الله تعالى عنه عن النبي صلى الله عليه وسلم مثله وعن إسحاق بن عبد الله بن أبي فروة عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده عن النبي صلى الله عليه وسلم مثل ذلك

 

3242- Bu hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe 5/413 (27511).

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق أنا عبد الرزاق أنا بن جريج أخبرني عمرو بن شعيب أن رسول الله صلى الله عليه وسلم فرض على كل مسلم قتل رجلا من أهل الكتاب أربعة آلاف درهم وأن رسول الله صلى الله عليه وسلم جعل عقل أهل الكتاب من اليهود والنصارى على النصف من عقل المسلمين

 

3243- Amr b, Şuayb der ki: Hz, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ehl-i Kitab'dan birini öldüren her müslümanın dört bin dirhem ödemesine hükmetti. Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Yahudi ve Hıristiyan olan Ehl-i Kitab'ın diyetini müslümanın diyetinin yarısı kadar yaptı."

 

Tahric: Abdürrezzak 10/92 (18474, 18475).

 

 

نا علي بن إبراهيم بن حماد نا أحمد بن علي الحلواني نا علي بن الجعد نا أبو كرز القرشي عن نافع عن بن عمر أن النبي صلى الله عليه وسلم قال دية ذمي دية مسلم لم يرفعه عن نافع غير أبي كرز وهو متروك واسمه عبد الله بن عبد الملك الفهري

 

3244- İbn Ömer der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Zımminin diyeti, müslümanın diyeti kadardır" buyurdu.

 

Bu hadisi Nafi'den sadece Ebu Kurz rivayet etmiştir ve o da metruktur. Adı ise Abdullah b. Abdilmelik el-Fihri'dir.

 

 

نا يوسف بن يعقوب بن إسحاق بن بهلول نا جدي نا أبي حدثنا عثمان بن عبد الرحمن عن الزهري عن علي بن حسين عن عمرو بن عثمان عن أسامة بن زيد أن رسول الله صلى الله عليه وسلم جعل دية المعاهد كدية المسلم عثمان هو الوقاصي متروك الحديث

 

3245- Usame b. Zeyd'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlaşmalı olan kişinin (azınlık tebanın) diyetini müslümanın diyeti gibi yaptı.

 

Osman el-Vakkasi, rivayetleri metruk birisidir.

 

Tahric: Zeylaİ (4/367).

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم نا عبد الرزاق عن معمر عن الزهري عن سالم عن بن عمر أن رجلا مسلما قتل رجلا من أهل الذمة عمدا فرفع إلى عثمان فلم يقتله وغلظ عليه الدية مثل دية المسلم

 

3246- İbn Ömer'in bildirdiğine göre bir Müslüman, zimmet ehlinden olan bir adamı kasten öldürünce, Hz. Osman'ın huzuruna çıkarıldı. Hz. Osman onu öldürtmeyip, müslümanın diyeti gibi ağırlaştırılmış diyet ödemesine hükmetti. 

 

Tahric: Abdürrezzak 10/96 (18492).

 

 

نا أبو محمد بن صاعد قراءة عليه وأنا أسمع حدثكم بندار نا سعيد بن عامر نا شعبة عن الحكم قال زعم سعيد بن المسيب أن عمر بن الخطاب جعل دية اليهودي والنصراني أربعة آلاف والمجوسي ثمانمائة قال سعيد قلت للحكم سمعته من سعيد قال لا ولو شئت لسمعته منه حدثني ثابت الحداد فلقيت ثابتا الحداد فحدثني به

 

3247- Said b. el-Müseyyeb'in bildirdiğine göre Ömer b. el-Hattab, Yahudi ve Hıristiyanın diyetini dört bin, Mecusinin diyetini ise sekiz yüz yaptı,

 

Şu'be der ki: Hakem'e: "Bunu Said'den mi işittin?" diye sorunca: "Hayır. Eğer isteseydim ondan da dinlerdim. Sabit el-Haddad'dan işittim" cevabını verdi. Sabit el-Haddad'ı bulduğumda o bana bu hadisi aktardı.

 

Tahric: Abdürrezzak 10/95 (1489) ve Beyhaki, Ma'rifetu's-Sünen 12/142 (16217).

 

 

نا بن قحطبة علي بن الحسن نا مجاهد بن موسى ح ونا أبو محمد بن صاعد نا يعقوب الدورقي قالا نا عبد الرحمن بن مهدي نا سفيان عن ثابت الحداد عن سعيد بن المسيب عن عمر قال دية اليهودي والنصراني أربعة آلاف والمجوسي ثمانمائة

 

3248- Hz. Ömer: "Yahudi ve Hıristiyanın diyeti dört bin, Mecusinin diyeti ise sekiz yüz dirhemdir" dedi. 

 

Tahric: Tirmizi4/26 (1413).

 

 

نا عثمان بن أحمد الدقاق بن السماك نا الحسن بن سلام نا معاوية نا زائدة عن منصور عن ثابت أبي المقدام عن سعيد بن المسيب عن عمر مثله

 

3249- Bu hadis başka bir kanalla da nakledilmiştir.

 

 

نا عبد الله بن أحمد بن ثابت البزاز نا أحمد بن يوسف الثعلبي نا أحمد بن أبي نافع نا عفيف بن سالم نا سفيان الثوري عن موسى بن عقبة عن نافع عن بن عمر قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا يحصن المشرك بالله شيئا وهم عفيف في رفعه والصواب موقوف من قول بن عمر

 

3250- İbn Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'a şirk koşan biriyle yapılan evlilik, kişiyi (cezalar konusunda) muhsan (evli) yapmaz" buyurmuştur. 

 

Afif bunu merfu olarak rivayette hata yapmıştır. Doğrusu da mevkuf olarak, ibn Ömer'in sözü olarak rivayet edilmesidir.

 

Tahric: Zeylai (3/327) ve Beyhaki, S. el-Kübra (8/216).

 

 

نا عبد الله بن جعفر بن خشيش نا سلم بن جنادة نا وكيع عن سفيان عن موسى بن عقبة عن نافع عن بن عمر قال من أشرك بالله فليس بمحصن

 

3251- İbn Ömer: "Allah'a ortak koşan, muhsan (evli, namuslu) kimse gibi değildir" demiştir.

 

Tahric: Beyhakl, S. el-Kübra (/216) ve İbn Ebi Şeybe 5/536 (28754).

 

 

نا دعلج نا بن شيرويه نا إسحاق نا عبد العزيز بن محمد عن عبيد الله عن نافع عن بن عمر عن النبي صلى الله عليه وسلم قال من أشرك بالله فليس بمحصن ولم يرفعه غير إسحاق ويقال إنه رجع عنه والصواب موقوف

 

3252- İbn Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'a ortak koşan, muhsan (evli, namuslu) kimse gibi değildir" demiştir.

 

Bu hadisi sadece ishak, merfu olarak nakletmiştir ve sonradan bundan döndüğü söylenir. Doğru olan hadisin mevkuf olduğudur.

 

 

نا أحمد بن محمد بن سعيد نا محمد بن أحمد بن الحسن نا محمد بن عديس نا يونس بن أرقم عن شعبة عن الحكم عن حسين بن ميمون قال شعبة فلقيت حسين بن ميمون فحدثني عن أبي الجنوب قال قال علي رضى الله تعالى عنه من كانت له ذمتنا فدمه كدمائنا خالفه أبان بن تغلب فرواه عن حسين بن ميمون عن عبد الله بن عبد الله عن أبي الجنوب وأبو الجنوب ضعيف الحديث

 

3253- Hz, Ali: "Zimmetimizde olanın kanı bizim kanımız gibidir" demıştır.

 

Eban b. Tağlib ona muhalefet etmiş, Hüseyin b. Meymun - Abdullah b. Abdillah - Ebu'I-Cenub kanalıyla rivayet etmiştir. Ebu'I-Cenub'un hadisleri zayıftır.

 

Tahric: Zeylal, Nasbu'r-Raye (3/212).

 

 

نا أبو عبد الله أحمد بن الحسين بن محمد بن أحمد بن الجنيد وعبد الله بن الهيثم بن خالد الطيبي قالا نا الحسين بن عرفة نا عيسى بن يونس عن أبي بكر بن عبد الله بن أبي مريم عن علي بن أبي طلحة عن كعب بن مالك أنه أراد أن يتزوج يهودية أو نصرانية فسأل النبي صلى الله عليه وسلم عن ذلك فنهاه عنها وقال إنها لا تحصنك أبو بكر بن أبي مريم ضعيف وعلي بن أبي طلحة لم يدرك كعبا

 

3254- Ali b. Ebi Talha'nın bildirdiğine göre Ka'b b. Malik bir Yahudi veya Hıristiyan kadınla evlenmek isteyince bunu Resülullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sordu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böyle yapmasını yasakladı ve: "O seni muhsan kılmaz" buyurdu.

 

Ebu Bekr b. Ebı Meryem zayıftır. Ali b. EbITalha ise Ka'b'a yetişmemiştir.

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (19/103); İbn Adiy, el-Kamil (2/212); Beyhaki, S. el-Kübra (8/216) ve Sald b. Mansur (715).

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم نا عبد الرزاق عن رباح بن عبيد الله أخبرني حميد الطويل أنه سمع أنسا يحدث أن رجلا يهوديا قتل غيلة فقضى فيه عمر بن الخطاب بإثني عشر ألف درهم

 

3255- Enes'in bildirdiğine göre bir Yahudi hileyle öldürülünce Hz. Ömer diyetinin on iki bin dirhem olmasına hükmetti.

 

Tahric: Abdürrezzak 10/97 (18495)

 

 

نا محمد بن إسماعيل نا إسحاق عن عبد الرزاق أنا بن جريج أخبرني عبد الله بن أبي نجيح عن مجاهد يؤثره عن بن مسعود أنه قال في دية كل معاهد مجوسي أو غيره الدية وافية قال ونا معمر عن بن أبي نجيح عن مجاهد عن بن مسعود أنه قال دية المعاهد مثل دية المسلم وقال ذلك علي أيضا

 

3256- İbn Mes'ud: "Anlaşmah (azınlık teba)nın diyeti, müslümanın diyeti gibidir" demiştir. Hz. Ali de aynı şeyi söylemiştir.

 

Tahric: Abdürrezzak 10/97 (18496, 18497)

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا يونس بن عبد الأعلى نا سفيان عن الزهري عن سعيد بن المسيب عن أبي هريرة يبلغ به النبي صلى الله عليه وسلم قال العجماء جرحها جبار والبئر جبار وفي الركاز الخمس فقال له السائل يا أبا محمد أمعه أبو سلمة فقال إن كان معه فهو معه

 

3257- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hayvanın sebep olduğu mağduriyet hederdir, kuyunun sebep olduğu mağduriyet hederdir, madenin sebep olduğu mağduriyet hederdir. Madenlerde ise beşte bir zekat vardır"

 

Bir adam (İbn Şihib'a): "Ey Ebu Muhammed! (İbnu'l-Müseyyeb) Bunu anlatırken yanında Ebu Seleme var mıydı?" diye sorunca: "Varsa vardı!" cevabını verdi.

 

Tahric: Tirmizi 3/652 (1377); Nesai (5/44) ve İbn Mace 2/891 (2673).

 

 

حدثنا أبو بكر النيسابوري نا أحمد بن شيبان نا سفيان عن الزهري عن سعيد وأبي سلمة عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم مثله

 

3258- Bu hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

Tahric: Buhari 4/134 (1499, 14/250 (6912) ve Müslim (1710).

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا يونس بن عبد الأعلى نا بن وهب أنا مالك ح ونا أبو بكر نا يوسف بن سعيد نا حجاج عن بن جريج ح ونا أبو بكر النيسابوري نا محمد بن يحيى وأحمد بن منصور قالا نا عبد الرزاق أنا معمر ح ونا أبو بكر نا محمد بن عزيز حدثني سلامة عن عقيل ح ونا أبو بكر نا يوسف بن سعيد نا حجاج نا ليث ح ونا أبو بكر نا محمد بن عبد الله بن عبد الحكم نا أبي وشعيب بن الليث قالا نا الليث ح ونا أبو بكر نا محمد بن يحيى حدثني يزيد بن عبد ربه نا بقية عن الزبيدي ح ونا أبو بكر نا هلال بن العلاء نا أبي نا أبي عن جعفر بن برقان كلهم عن الزهري وقال بن جريج أخبرني بن شهاب وقال الليث حدثني بن شهاب عن سعيد بن المسيب وأبي سلمة عن أبي هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال العجماء جرحها جبار والبئر جبار والمعدن جبار وفي الركاز الخمس إلا أن الزبيدي وجعفر بن برقان لم يذكرا أبا سلمة في الإسناد

 

3259- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hayvanın sebep olduğu mağduriyet hederdir, kuyunun sebep olduğu mağduriyet hederdir, madenin sebep olduğu mağduriyet hederdir. Madenlerde ise beşte bir zekat vardır"

 

Zübeydi ve Cafer b. Burkan, Ebu Seleme'yi isnadda zikretmediler.

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا أحمد بن عبد الرحمن بن وهب حدثني عمي ح ونا أبو بكر نا يونس بن عبد الأعلى نا بن وهب أخبرني يونس عن بن شهاب عن بن المسيب وعبيد الله بن عبد الله بن عتبة عن أبي هريرة عن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال العجماء جرحها جبار والبئر جبار والمعدن جبار وفي الركاز الخمس قال بن شهاب والجبار الهدر والعجماء البهيمة قال أبو بكر لا أعلم أحدا ذكر في إسناده عبيد الله بن عبد الله غير يونس بن يزيد

 

3260- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hayvanın sebep olduğu mağduriyet hederdir, kuyunun sebep olduğu mağduriyet hederdir, madenin sebep olduğu mağduriyet hederdir. Madenlerde ise beşte bir zekat vardır"

 

İbn Şihab der ki: Cubar: "Heder, cezası olmayan demektir. Acma ise hayvan demektir."

 

Ebu Bekr der ki: "Bu hadisin isnadında Ubeydullah b. Abdillah'ı Yunus b.

Yezid'den başkasının zikrettiğini bilmiyorum."

 

Tahric: Müslim 3/1335 (1710).

 

 

نا عبد الله بن محمد بن عبد العزيز نا داود بن رشيد نا عباد بن العوام عن سفيان بن حسين عن الزهري عن سعيد بن المسيب عن أبي هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم الرجل جبار

 

3261- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ayak (yani hayvanın ayağının teperek vurduğu) hederdir"buyurdu.

 

Tahric: Ebu Davud 4/196 (4592) ve Nesai (10/13120).

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا أحمد بن منصور نا نعيم بن حماد نا محمد بن يزيد الواسطي عن سفيان بن حسين بإسناده مثله لم يتابع سفيان بن حسين على قوله الرجل جبار وهو وهم لأن الثقات الذين قدمنا أحاديثهم خالفوه ولم يذكروا ذلك وكذلك رواه أبو صالح السمان وعبد الرحمن الأعرج ومحمد بن سيرين ومحمد بن زياد وغيرهم عن أبي هريرة ولم يذكروا فيه الرجل جبار وهو المحفوظ عن أبي هريرة

 

3262- Bu hadis başka bir kanalla da nakledilmiştir. Süfyan b. Hüseyin'in "Ayak (yani hayvanın ayağının teperek vurduğu) hederdir" sözüne kimse mutabaat etmemiştir. Bu da yanılgıdır. Çünkü hadislerini zikrettigimiz güvenilir kişiler ona muhalefet edip bunu zikretmemişlerdir. Ebu Salih es-Semman - Abdurrahman el-A'rec - Muhammed b. Sirin - Muhammed b. Ziyad ve başkaları Ebu Hureyre'den bu şekilde rivayet ettiler ve hadiste: "Ayağın vurduğu hederdir" sözünü zikretmediler.

 

 

نا أحمد بن محمد بن إسماعيل الآدمي نا زهير بن محمد ح ونا أبو بكر النيسابوري نا أحمد بن منصور قالا نا عبد الرزاق أنا معمر عن همام بن منبه عن أبي هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم النار جبار قال الرمادي قال عبد الرزاق قال معمر لا أراه إلا وهما

 

3263- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ateş(in yaktığı) hederdir" buyurdu,

 

Remadl, Abdürrezzak'tan bildirdiğine göre Ma'mer: "Bunun yanılgı olduğunu sanıyorum" dedi.

 

Tahric: Ebu Davud 4/197 (4594) ve İbn Mace 2/892 (2676).

 

 

نا حمزة بن القاسم الهاشمي نا حنبل بن إسحاق قال سمعت أبا عبد الله أحمد بن حنبل يقول في حديث عبد الرزاق في حديث أبي هريرة والنار جبار ليس بشيء لم يكن في الكتب باطل ليس هو بصحيح

 

3264- Ahmed b, Hanbel, Abdürrezzak'ın Ebu Hureyre'den naklettiği: ''Ateş(in yaktığı) hederdir" hadisinin kitaplarda yer almadığını ve sahih olmadığını söyledi. 

 

Tahric: Beyhaki (8/344).

 

 

نا محمد بن مخلد نا إسحاق بن إبراهيم بن هانئ قال سمعت أحمد بن حنبل يقول أهل اليمن يكتبون النار النير ويكتبون البير يعني مثل ذلك وإنما لقن عبد الرزاق النار جبار

 

3265- Ahmed b. Hanbel der ki: Yemen halkı "nar" kelimesini "niyar" şeklinde yazarlar. "Bır"i de aynı şekilde yazarlar. Abdürrezzak'a da bu kelime (bır) "en-naru     cuMr" şeklinde söylenmiş olmalı.

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/345).

 

 

نا عبد الملك بن أحمد الزيات ثنا حفص بن عمرو نا عبد الرحمن نا سفيان عن أبي قيس عن هزيل قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم المعدن جبار والبئر جبار والسائمة جبار والرجل جبار وفي الركاز الخمس

 

3266- Huzeyl'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Madenin sebep olduğu mağduriyet hederdir. Kuyunun sebep olduğu mağduriyet hederdir. Senenin çoğunu dışarıda otlayarak geçiren hayvanın sebep olduğu mağduriyet hederdir. Ayak (yani hayvanın ayağının teperek vurduğu) hederdir. Madenlerde ise beşte bir zekat vardır.''

 

Tahric: Beyhakı, S. el-Kübra (8/344).

 

 

حدثنا إسماعيل الصفار نا الدقيقي نا سلم بن سلام نا محمد بن طلحة عن عبد الرحمن بن ثروان عن هزيل عن عبد الله أظنه مرفوعا قال العجماء جبار والمعدن جبار والبئر جبار والرجل جبار وفي الركاز الخمس

 

3267- Abdullah (b. Mes'ud)'un bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hayvanın sebep olduğu mağduriyet hederdir. Madenin sebep olduğu mağduriyet hederdir. Kuyunun sebep olduğu mağduriyet hederdir. Ayak (yani hayvanın ayağının teperek vurduğu) hederdir. Madenlerde ise beşte bir zekat vardır. ''

 

Tahric: Taberani, M. el-Kebir 10/106 (10039).

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا جعفر القلانسي نا آدم نا شعبة عن محمد بن زياد عن أبي هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم الدابة جرحها جبار والرجل جبار والبئر جبار والمعدن جبار وفي الركاز الخمس لم يروه عن شعبة غير آدم قوله الرجل جبار

 

3268- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hayvanın sebep olduğu yaralama hederdir. Ayak (yani hayvanın teperek vurduğu) hederdir. Kuyunun sebep olduğu mağduriyet hederdir. Madenin sebep olduğu mağduriyet hederdir. Madenlerde ise beşte bir zekat vardır. ''

 

Tahric: Beyhakl, S. el-Kübra (8/343).

 

 

ونا أبو بكر النيسابوري نا أبو الأزهر وأحمد بن يوسف السلمي قالا نا عبد الرزاق نا معمر عن الزهري عن حرام بن محيصة عن أبيه أن ناقة للبراء وقعت في حائط قوم فأفسدت فقضى رسول الله صلى الله عليه وسلم على أهل الأموال حفظ أموالهم بالنهار وعلى أهل الماشية حفظهم بالليل خالفه وهب وأبو مسعود الزجاج عن معمر فلم يقولا عن أبيه

 

3269- Haram b. Muhayyisa, babasından bildiriyor: "Bera b. Azib'in bir devesi, bir adamın bahçesine girip ona zarar verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mal sahiplerinin, gündüz bahçeyi korumakla görevli olduğunu, hayvan sahiplerinin de gece hayvanlarına sahip çıkmaları gerektiğine hükmetti."

 

Vuheyb ve Ebu Mes'ud ez-Zeccac, Ma'mer'den rivayetle ona muhalefet ederek "Babasından" ifadesini kullanmadılar.

 

Tahric: Ebu Davud (3569).

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا يونس بن عبد الأعلى نا أيوب بن سويد عن الأوزاعي عن الزهري عن حرام بن محيصة عن البراء بن عازب أن ناقة لرجل من الأنصار دخلت حائطا فأفسدت فيه فقضى رسول الله صلى الله عليه وسلم على أهل الحوائط حفظها بالنهار وعلى أهل المواشي ما أفسدت ماشيتهم بالليل قال يونس سمعه الشافعي من أيوب لأنه قال عن الزهري عن حرام عن البراء

 

3270- Bera b. Azib der ki: "Ensar'dan bir adamın devesi, bir bahçeye girip ona zarar verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bahçe sahiplerinin, gündüz bahçeyi korumakla görevli olduğuna, hayvan sahiplerinin de gece hayvanlarının zarar verdiği şeyin karşılanmasına hükmetti."

 

Yunus der ki: Şafii bunu Eyyub'dan işitmiştir. Çünkü hadisi, Zührı-Haram -Sera şeklinde rivayet etti.

 

Tahric: Tahavı, Şerhu'l-Meani 3/203).

 

 

حدثنا أبو بكر نا الربيع نا الشافعي نا أيوب بن سويد نا الأوزاعي عن الزهري عن حرام بن محيصة عن أبيه إن شاء الله عن البراء بن عازب أن ناقة للبراء دخلت حائطا فذكر نحوه

 

3271- Aynı manada bir hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

Tahric: Şafii, Müsned 2/107 (359); Beyhakl, S. el-Kübra (8/341) ve Hakim (2/47-48).

 

 

ثنا أبو بكر نا الرمادي وغيره قالوا نا محمد بن مصعب نا الأوزاعي عن الزهري عن حرام بن محيصة عن البراء بن عازب أنه كانت له ناقة ضارية فأفسدت فذكر نحوه عن النبي صلى الله عليه وسلم وقال فذكر عن حرام عن البراء وخالفهما الفريابي وأيوب بن خالد وغيرهما عن الأوزاعي وقالوا عن حرام أن البراء كانت له ناقة

 

3272- Aynı manada bir hadis: "Haram b. Muhayyisa'nın Bera b. Azib'den bildirdiğine göre Bed'nın, halkın ekinlerini otlayıp zarar veren bir devesi vardı" şeklinde başlayarak ve "Muhayyisa" kelimesi zikredilmeden Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözü nakledilmiştir. 

 

Firyabı, Eyyub b. Halid ve başkaları Evzai'den rivayet ederek ona muhalefet etmişler ve: "Haram'ın bildirdigine göre Sera'nın bir devesi vardı" şeklinde rivayet etmişlerdir.

 

Tahric: Beyhakı, S. el-Kübra (8/341), Malik, Muvatta (2/747- 748) ve Şafii, Müsned 2/107 (358).

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا محمد بن علي بن محرز نا معاوية بن هشام نا سفيان عن عبد الله بن عيسى عن الزهري عن حرام بن محيصة عن البراء أن ناقة لآل البراء أفسدت شيئا فقضى رسول الله صلى الله عليه وسلم أن حفظ الثمار على أهلها بالنهار وضمن أهل الماشية ما أفسدت ماشيتهم بالليل

 

3273- Haram b. Muhayyisa'nın Bera b. Azib'den bildirdiğine göre, Bera'nın ailesinin bir devesi bazı mahsullere zarar verince Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mahsul sahiplerinin mahsullerini gündüz koruması gerektiğine, hayvan sahiplerinin de hayvanın gece verdiği zararı karşılamalarına hükmetti.

 

Tahric: İbn Mace (2332) ve Nesai (1753).

 

 

نا أبو بكر نا حاجب بن سليمان نا مؤمل نا سفيان بإسناده عن النبي صلى الله عليه وسلم مثله وقال عن حرام عن البراء أن ناقة لهم

 

3274- Aynı hadis başka bir kanalla da nakledilmiştir.

 

 

نا أبو بكر نا يونس نا بن وهب أخبرني رجال من أهل العلم منهم مالك بن أنس ويونس بن يزيد عن الزهري عن حرام بن سعيد بن محيصة أن ناقة للبراء بن عازب دخلت حائطا فأفسدت فيه فكلم رسول الله صلى الله عليه وسلم في ذلك فقضى رسول الله صلى الله عليه وسلم على أهل الحوائط حفظها بالنهار وأن ما أفسدت المواشي بالليل ضامن على أهلها وكذلك رواه صالح بن كيسان والليث ومحمد بن إسحاق وعقيل وشعيب ومعمر من غير رواية عبد الرزاق وقال بن عيينة وسفيان بن حسين عن الزهري عن سعيد بن المسيب وحرام جميعا أن ناقة للبراء وقال قتادة عن الزهري عن سعيد بن المسيب وحده وقال بن جريج عن الزهري عن أبي أمامة بن سهل بن حنيف أن ناقة للبراء قاله الحجاج وعبد الرزاق عنه

 

3275- Haram b. Sa'd b. Muhayyisa'nın bildirdiğine göre Bera'nın devesi bir bahçeye girip zarar verince bu durum Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Selleml anlatıldı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Selleml bahçe sahiplerinin bahçelerini gündüz koruması gerektiğine, hayvan sahiplerinin de hayvanın gece verdiği zararı karşılamalarına hükmetti.

Salih b. Keysan - Leys - Muhammed b. ishak - Ukayl - Şuayb - Ma'mer, Abdürrezzak'ın rivayetinden başka bir rivayetle naklettiler. ibn Uyeyne ve Süfyan b. Hüseyin, Zührı kanalıyla Said b. el-Müseyyeb ile Haram'dan: "Bera'nın bir devesi. .. " şeklinde rivayet ettiler. Katade, Zührl'den, sadece Said b. el-Müseyyeb'den rivayet etti. ibn Cüreyc, Zührı kanalıyla Ebu Umame b. Sehl b. Huneyf'ten: "Bera'nın bir devesi. .. " şeklinde rivayet etti. Haccac ve Abdürrezzak ta ondan naklettiler.

 

 

نا القاضي الحسين بن إسماعيل نا يعقوب بن إبراهيم الدورقي نا صفوان بن عيسى نا أسامة بن زيد عن الزهري أخبرني عبد الرحمن بن أزهر قال رأيت رسول الله صلى الله عليه وسلم يوم حنين وهو يتخلل الناس يسأل عن منزل خالد بن الوليد فأتى بسكران قال فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لمن عنده فضربوه بما في أيديهم قال وحثى رسول الله صلى الله عليه وسلم التراب قال ثم أتى أبو بكر بسكران قال فتوخى الذي كان من ضربهم يومئذ فضرب أربعين قال الزهري ثم أخبرني حميد بن عبد الرحمن عن بن وبرة الكلبي قال أرسلني خالد بن الوليد إلى عمر فأتيته ومعه عثمان بن عفان وعبد الرحمن بن عوف وعلي وطلحة والزبير وهم معه متكئون في المسجد فقلت إن خالد بن الوليد أرسلني إليك وهو يقرأ عليك السلام ويقول إن الناس قد انهمكوا في الخمر وتحاقروا العقوبة فيه فقال عمر هم هؤلاء عندك فسلهم فقال علي نراه إذا سكر هذى وإذا هذى افترى وعلى المفتري ثمانين فقال عمر أبلغ صاحبك ما قال قال فجلد خالد ثمانين جلدة وجلد عمر ثمانين قال وكان عمر إذا أتى بالرجل الضعيف الذي كانت منه الذلة ضربه أربعين قال وجلد عثمان أيضا ثمانين وأربعين

 

3276- Abdurrahman b. Ezher anlatıyor: Huneyn günü Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanlar arasından geçerek Halid b. el- Velid'in evini sorduğunu gördüm. Huzuruna sarhoş birisi getirildi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında bulunanlara söyleyince, onlar da ellerinde bulunanlarla onu vurdular. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de onun üzerine toprak attı. Daha sonraları Hz. Ebu Bekr'in huzuruna sarhoş birisi getirildi. O günlerde onların vurdukları ceza miktarını tesbit etmeye çalıştı ve kırk sopa vurdurdu.

 

Zühri dedi ki: Sonra bana Humeyd b. Abdirrahman, İbn Vebra elKelbi'den şöyle dediğini nakletti: Halid b. el-Velid beni Ömer'e gönderince yanına vardım. Huzurunda Osman b. Affan, Abdurrahman b. Avf, Ali, Talha ve Zübeyr vardı. Onunla birlikte Mescid'de yaslanmış oturuyorlardı. Dedim ki: "Halid b. el-Velid beni sana gönderdi, sana selam söyledi ve: ‘‘İnsanlar içki içmeye iyiden iyiye alıştılar. Onun cezasını da önemsemez oldular’‘ dememi istedi." Ömer: "İşte bunlar senin yanında bulunuyorlar, onlara sor" deyince Ali: "Görüşümüze göre sarhoş olan bir kimse hezeyana başlar. Hezeyana başladı mı iftira eder. iftira eden kimseye de seksen sopa ceza uygulanmalıdır" karşılığını verdi. Bunun üzerine Ömer: "Arkadaşına onun bu söylediklerini tebliğ et" dedi. Bunun üzerine Halid de (içki içene) seksen sopa vurdu, Ömer de seksen sopa ceza uyguladı. Ömer'in huzuruna böyle bir işi yanılarak işlemiş zayıf bir kimse getirildi mi kırk sopa vururdu. Osman da aynı şekilde kimine seksen, kimine kırk sopa vururdu.

 

Tahric: Ebu Davud (4487, 4489) ve Nesai3/251 (5281).

 

 

نا الحسين بن إسماعيل نا يعقوب بن إبراهيم نا عثمان بن عمر نا أسامة بن زيد عن الزهري عن عبد الرحمن بن أزهر عن النبي صلى الله عليه وسلم مثل ذلك

 

3277- Aynı hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

Tahric: Ebu Davud 4/165 (4489).

 

 

نا الحسين نا يعقوب نا روح نا أسامة بن زيد نا بن شهاب أخبرني عبد الرحمن بن أزهر عن النبي صلى الله عليه وسلم مثل ذلك

 

3278- Aynı hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

Tahric: Ebu Davud 4/165 (4487).

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل نا أحمد بن محمد بن يحيى بن سعيد نا محمد بن بشر نا محمد بن عمرو نا أبو سلمة ومحمد بن إبراهيم والزهري عن عبد الرحمن بن أزهر قال أتى النبي صلى الله عليه وسلم بشارب يوم حنين فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم للناس قوموا إليه فقام الناس إليه فضربوه بنعالهم

 

3279- Abdurrahman b. Ezher der ki: Huneyn günü ResülulIah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içki içen biri getirilince: "Buna kalkın (ve vurun)" buyurdu. Halk kalkıp adama ayakkabılarıyla vurdular.

 

 

نا الحسين بن إسماعيل نا أحمد بن سعيد الزهري نا أحمد بن عمرو بن السرح قال قرأت في كتاب خالي أبي رجاء عن عقيل عن بن شهاب أخبره عن عبد الله بن عبد الرحمن بن أزهر عن أبيه أن رسول الله صلى الله عليه وسلم أتي بشارب خمر وهو بحنين فحثى في وجهه التراب ثم أمر أصحابه فضربوه بنعالهم وبما كان في أيديهم فقال لهم ارفعوه فرفعوه فتوفى رسول الله صلى الله عليه وسلم وتلك السنة ثم جلد أبو بكر في الخمر أربعين ثم جلد عمر أربعين صدرا من إمارته ثم جلد ثمانين في آخر ولايته ثم جلد عثمان الحدين جميعا ثمانين وأربعين ثم أثبت معاوية الجلد ثمانين

 

3280- Abdullah b. Abdurrahman b. Ezher, babasından bildiriyor: Huneyn günü Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içki içen biri getirilince yüzüne toprak attı, sonra sahabeye emredince ayakkabılarıyla ve ellerinde ne varsa onunla adama vurmaya başladılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "YeterI" deyince de durdular. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edince bu, onun sünneti olarak kaldı. Ondan sonra Ebu Bekr içki içene kırk sopa vurdu. Sonra Ömer, hilafetinin ilk yıllarında kırk, sonlarında ise seksen sopa vurdu. Sonra Osman bazen kırk, bazen seksen sopa vurdu. Muaviye zamanında ise artık seksen sopa olarak tesbit edildi.

 

Tahric: Ebu Davud 4/164-165 (4488).

 

 

ثنا أبو بكر النيسابوري نا إبراهيم بن مرزوق بن دينار بمصر والحسن بن يحيى قالا نا أبو عامر العقدي نا سفيان عن عبد الأعلى الثعلبي عن أبي جميلة عن علي رضى الله تعالى عنه أن جارية للنبي صلى الله عليه وسلم ولدت من زنا قال فأمرني أن أقيم عليها الحد قال فإذا هي لم تجف من دمها ولم تطهر قلت يا رسول الله إنها لم تجف من دمها قال فإذا طهرت فأقم عليها الحد وقال أقيموا الحدود على ما ملكت أيمانكم تابعه شعبة وإسرائيل وشريك وإبراهيم بن طهمان وأبو وكيع عن عبد الأعلى

 

3281- Hz. Ali der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir cariyesi zinadan doğum yapınca Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) carlyeye had uygulamamı emretti. Gittiğimde cariyenin hala lahusa olduğunu öğrendim ve: "Ey Allah'ın Resulü! Cariye hala lahusa ve temizlenmemiş" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem). "Temizlenince ona had uygula" buyurup: "Ellerinizin altındakilere had uygulayınız" diye ekledi.

 

Şu'be - israll - Şerik - İbrahim b. Tahman ve Ebu Veki, hadisi Abdu'I-A'la'dan rivayet ederek ona mutabaat ettiler.

 

Tahric: Ebu Davud 4/164-165 (4488).

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا محمد بن إسحاق نا محمد بن سابق نا زائدة نا إسماعيل السدي عن سعد بن عبيدة عن أبي عبد الرحمن قال خطب علي رضى الله تعالى عنه فقال يا أيها الناس أتقوا ربكم وأضربوا أرقاءكم إذا زنوا من أحصن منهم ومن لم يحصن فإن وليدة لرسول الله صلى الله عليه وسلم بغت فأمرني أن أضربها فأتيتها فإذا هي حديثة عهد بالنفاس فخشيت أن تموت إن أنا ضربتها فرجعت إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فذكرت ذلك له فقلت يا نبي الله إني خشيت أنها تموت إن أنا ضربتها فأدعها حتى تبرأ ثم أضربها قال أحسنت

 

3282- Ebu Abdurrahman der ki: Hz. Ali hutbe verirken şöyle dedi: "Ey insanlar! Allah'tan korkun ve zina eden kölelerinize evli olsun, bekar olsun vurun. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir cariyesi zina edince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona vurmamı emretti. Gittiğimde henüz loğusalığının başlangıcında olduğunu görüp vurduğum takdirde ölmesinden korktum ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dönerek durumu anlatarak: "Ey Allah'ın Resulül Ona vurduğum takdirde ölmesinden korktum. Onu loğusalığı bitinceye kadar bırakıp sonra vurayım diye düşündüm" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İyi yaptın" buyurdu.

 

Tahric: Müslim 3/1330 (1705).

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا أحمد بن منصور أبو أحمد الزبيري وعبيد الله بن موسى عن إسرائيل عن السدي عن سعد بن عبيدة عن أبي عبد الرحمن قال سمعت عليا رضى الله تعالى عنه عن النبي صلى الله عليه وسلم نحوه وقال فودعتها حتى تماثل وتشتد

 

3283- Ayın manada bir hadis başka bir kanalla nakledilmiş, ancak sonunda: "Cariyeyi, iyileşip gücünü kazanana kadar bıraktım" ibaresi yer almı ştır. 

 

Tahric: Müslim 3/1330 (1705).

 

 

نا الحسين بن إسماعيل أنا سلم بن جنادة نا محمد بن عبيد ح ونا أبو بكر النيسابوري نا الحسن بن محمد بن الصباح نا محمد بن عبيد نا عبيد الله بن عمر عن سعيد بن أبي سعيد عن أبيه عن أبي هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال إذا زنت أمة أحدكم فليجلدها ولا يعيرها فإن عادت فليجلدها ولا يعيرها فإن عادت فليجلدها ولا يعيرها فإن عادت في الرابعة فليبعها ولو بحبل من شعر أو بضفير من شعر

 

3284- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cariyelerinizden herhangi biri zina yaparsa ona kamçı vursun, ancak hakaret edip başa kakmasın. Yine yaparsa, yine vursun ve hakaret edip başa kakmasın. Yine yaparsa yine vursun ve hakaret edip başa kakmasın. Dördüncü defa aynı şeyi yaparsa onu kıldan yapılmış bir ip karşılığında bile olsa satsın.''

 

Tahric: Buharl (2152, 2253, 6839) ve Müslim (30, 31/1703).

 

 

حدثنا أبو بكر النيسابوري وآخرون قالوا حدثنا عبد الله بن أحمد بن حنبل نا أبي نا يحيى بن سعيد الأموي عن عبيد الله عن سعيد عن أبيه عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم مثله

 

3285- Ayın hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

 

نا أبو بكر نا الرمادي وعلي بن حرب وعباس بن محمد وعبد الملك الميموني قالوا نا محمد بن عبيد نا عبيد الله عن سعيد عن أبي هريرة رضى الله تعالى عنه عن النبي صلى الله عليه وسلم نحوه لم يقولوا عن أبيه

 

3286- Aynı manada bir hadis başka bir kanalla nakledilmiştir; ancak isnadından "(Said b. Ebi Said'in) babasından" ibaresi yoktur.

 

Tahric: Müslim (31/1703).

 

 

نا أبو بكر نا أبو الأزهر نا عبد الرزاق أنا عبيد الله أخبرني سعيد المقبري أنه سمع أبا هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم مثله

 

3287- Aynı hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

Tahric: Abdürrezzak 7/392 (13597).

 

 

نا الحسين بن إسماعيل نا سلم بن جنادة نا أبو أسامة وابن نمير عن عبيد الله عن سعيد عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم بذلك

 

3288- Aynı hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا أبو الأزهر نا يعقوب نا أبي عن بن إسحاق حدثني سعيد بن أبي سعيد عن أبيه عن أبي هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا زنت أمة أحدكم فليضربها بكتاب الله لا يثرب عليها ثم إن عادت فمثل ذلك ثم إن عادت فمثل ذلك ثم إن عادت فمثل ذلك ثم إن عادت الرابعة فليضربها بكتاب الله ثم ليبعها ولو بحبل من شعر وعن بن إسحاق قال حدثني محمد بن مسلم بن عبد الله بن شهاب عن عبيد الله بن عبد الله بن عتبة عن زيد بن خالد وأبي هريرة مثل ذلك

 

3289- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cariyelerinizden herhangi biri zina yaparsa Allah'ın Kitab'ına uyarak onu kırbaçlasın; ancak hakaret edip eziyet etmesin. Yine yaparsa, aynı şeyi yapsın. Yine yaparsa yine aynı şeyi yapsın. DördÜncü defa aynı şeyi yaparsa Allah'ın Kitab'ına uyarak onu kırbaçlasın ve onu kıldan yapılmış bir ip karşılığında bile olsa satsın. ''

 

ibn ishak, Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Şihab -Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe -Zeyd b. Halid ile ve Ebu Hureyre kanalıyla aynı rivayette bulundu.

 

Tahric: Buhari (2152, 2253, 6839) ve Müslim (1703).

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا يونس بن عبد الأعلى أنا بن وهب أخبرني عبيد الله بن عمر وأسامة بن زيد والليث بن سعد وابن سمعان عن سعيد المقبري عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم إذا زنت أمة أحدكم فتبين زناها فليجلدها الحد ولا يثرب عليها حتى قال ذلك ثلاث مرات ثم قال في الثالثة أو الرابعة ثم ليبعها ولو بضفير من شعر والضفير هو الحبل

 

3290- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cariyelerinizden herhangi biri zina yaparsa ve zinası sabit olursa ona had (şer'i ceza) uygulasın; ancak hakaret edip eziyet etmesin." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu üç defa tekrar edip üçüncü veya dördüncüde: "Sonra onu kıldan yapılmış bir ip karşılığında bile olsa satsın" buyurdu.

 

 

نا أبو بكر نا يونس نا إن وهب أنا أسامة بن زيد عن مكحول عن عراك بن مالك عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم بذلك إلا أنه قال ولو بنقيض من شعر

 

3291- Aynı rivayet başka bir kanalla nakledilmiş; ancak farklı olarak "Değersiz bir ip parçası karşılığında bile olsa satsın" ibaresi yer almıştır.

 

 

نا أبو صالح عبد الرحمن بن سعيد بن هارون أنا محمد بن الحجاج بن نذير أبو الفضل نا عبد الرحيم بن سليمان عن عثمان بن عبد الرحمن الزهري عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده عبد الله بن عمرو قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم أربعة ليس بينهم لعان ليس بين الحر والأمة لعان وليس بين الحرة والعبد لعان وليس بين المسلم واليهودية لعان وليس بين المسلم والنصرانية لعان عثمان بن عبد الرحمن هو الوقاصي متروك الحديث

 

3292- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Dört kişi arasında lian (karışılıklı lanetleşme) yoktur: Hür erkek ile cariye arasında, hür kadın ve köle arasında lian olmaz. Müslüman erkek ve Yahudi kadın arasında lian olmaz. Müslüman erkek ve Hıristiyan kadın arasında lian olmaz, "

 

Ravilerden Osman b. Abdirrahman el-Vakkası metruktur.

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (7/397).

 

 

نا أحمد بن محمد بن يزيد الزعفراني نا علي بن سعيد بن قتيبة الرملي نا ضمرة بن ربيعة عن بن عطاء عن أبيه عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال أربع من النساء لا ملاعنة بينهم النصرانية تحت المسلم واليهودية تحت المسلم والمملوكة تحت الحر والحرة تحت المملوك وهذا عثمان بن عطاء الخراساني وهو ضعيف الحديث جدا وتابعه يزيد بن زريع عن عطاء وهو ضعيف أيضا وروى عن الأوزاعي وابن جريج وهما إمامان عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قوله ولم يرفعاه إلى النبي صلى الله عليه وسلم

 

3293- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Dört kadınla lian yapılmaz:

Müslümanla evli olan Hıristiyan kadın, Müslümanla evli olan Yahudi kadın, Hür erkeğin nikahı altındaki cariye ve kölenin nikahı altında bulunan hür kadın."

 

Ravilerden Osman b. Ata el-Horasanı hadiste çok zayıftır. Yezıd b. Bez!', Ata'dan rivayet ederek ona mutabaat etmiştir ve o da zayıftır. Yine bu hadis Evzai ve ibn (üreye'den rivayet edilmiştir. Bunlar da hadisi Amr b. Şuayb -babası -dedesi kanalıyla onun sözü olarak rivayet ettiler ve hadisi Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dayandırmadılar. 

 

Tahric: İbn Mace 1/670 (2071).

 

 

نا محمد بن الحسن بن محمد المقري نا أحمد بن العباس الطبري ثنا إسماعيل بن سعيد الكسائي نا عمر بن هارون عن بن جريج والأوزاعي عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قال أربع ليس بينهن وبين أزواجهن لعان اليهودية تحت المسلم والنصرانية تحت المسلم والحرة تحت العبد والأمة تحت الحر

 

3294- Amr b. Şuayb'ın, babasından bildirdiğine göre dedesi şöyle dedi: "Dört kadın ve kocası arasında lian yapılmaz: Müslümanla evli olan Yahudi kadın, Müslümanla evli olan Hıristiyan kadın, kölenin nikahı altında bulunan hür kadın ve hür erkeğin nikahı altındaki cariye."

 

Tahric: Beyhakl, S. el-Kübra (7/397); Ma'rifetu's-Sünen 11/133 (15046) ve Abdürrezzak 7/129 (12508).

 

 

نا الرهاوي الحسن بن أحمد بن سعيد نا محمد بن أبي فروة نا أبي نا عمار بن مطر نا حماد بن عمرو عن زيد بن رفيع عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن رسول الله صلى الله عليه وسلم بعث عتاب بن أسد ثم ذكر نحوه حماد بن عمرو وعمار بن مطر وزيد بن رفيع ضعفاء

 

3295- Amr b. Şuayb, babası kanalıyla dedesinden: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Attab b. Esid'i gönderdi" deyip aynı manada bir rivayette bulundu.

 

Ravilerden Hammad b. Amr, Ammar b. Matar ve Vezi'd b. Rufey' zayıftırfar.

 

Tahric: Beyhakl, S. el-Kübra (7/396) ve Ma'rifetu's-Sünen 11/132 (15044).

 

 

نا أبو محمد بن صاعد نا سعد بن عبد الله بن عبد الحكم نا قدامة بن محمد نا مخرمة بن بكير عن أبيه قال سمعت محمد بن مسلم بن شهاب يزعم أن قبيصة بن ذؤيب كان يحدث عن عمر بن الخطاب أنه جلد رجلا مائة جلدة وقع على وليدة له ولم يطلقها العبد كانت تحت العبد وقضى عمر بن الخطاب رضى الله تعالى عنه في رجل أنكر ولدا من أمرأة وهو في بطنها ثم اعترف به وهو في بطنها حتى إذا ولد أنكره فأمر به عمر فجلد ثمانين جلدة لفريته عليها ثم ألحق به ولدها

 

3296- Kabisa b. Zueyb'in bildirdiğine göre Ömer b. el-Hattab, evli olan cariyesiyle zina yapan bir adama yüz kamçı vurdu. Cariye bir köleyle evliydi ve onu boşamamıştı. Yine Ömer b. el-Hattab, önce bir kadının karnındaki çocuğun kendisinden olduğunu inkar eden sonra çocuk henüz doğmadan itiraf eden, sonra çocuk doğunca bir daha inkar eden kişiye, kadına iftira attığı için seksen kamçı vurulmasına hükmetti ve çocuğu onun nesebinde saydı.

 

Tahric: Beyhakl, S. el-Kübra (7/411-412) ve Abdürrezzak 7/100 (12374).

 

 

نا محمد بن هارون أبو حامد نا إسحاق بن أبي إسرائيل نا شريك بن عبد الله عن أبي حصين عن عمير بن سعيد قال قال علي بن أبي طالب لا أجد أحدا يصيب حدا فأقيمه عليه فيموت فأرى أني أديه إلا صاحب الخمر فإن رسول الله صلى الله عليه وسلم لم يسن فيه شيئا

 

3297- Ali b. Ebi Talib der ki: "Ben, içki içenden başka kendisine had vurduğum için ölen hiç kimse için fidye vermem. çünkü Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içkinin hakkında (belli) bir şey bırakmadı."

 

Tahric: Buhari (6778) ve Müslim (1707).

 

 

نا أبو الحسن علي بن محمد المصري نا يحيى بن أيوب العلاف حدثني سعيد بن عفير حدثني يحيى بن فليح بن سليمان حدثني ثور بن زيد عن عكرمة عن بن عباس أن الشراب كانوا يضربون في عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم بالأيدي والنعال وبالعصي ثم توفي رسول الله صلى الله عليه وسلم فكان في خلافة أبي بكر أكثر منهم في عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم فكان أبو بكر يجلدهم أربعين حتى توفى فكان عمر من بعده فجلدهم أربعين كذلك حتى أتى برجل من المهاجرين الأولين وقد شرب فأمر به أن يجلد فقال لم تجلدني بين وبينك كتاب الله فقال عمر وأي كتاب الله تجد أن لا أجلدك فقال له إن الله عز وجل يقول في كتابه { ليس على الذين آمنوا وعملوا الصالحات جناح فيما طعموا } الآية فأنا من الذين آمنوا وعملوا الصالحات ثم أتقوا وآمنوا ثم اتقوا وأحسنوا والله يحب المحسنين شهدت مع رسول الله صلى الله عليه وسلم بدرا وأحدا والخندق والمشاهد فقال عمر ألا تردون عليه ما يقول فقال بن عباس إن هؤلاء الآيات أنزلت عذرا للماضين وحجة على المنافقين لأن الله عز وجل يقول { يا أيها الذين آمنوا إنما الخمر والميسر } الآية ثم قرأ حتى أنفذ الآية الأخرى فإن كان { من الذين آمنوا وعملوا الصالحات } الآية فإن الله قد نهاه أن يشرب الخمر فقال عمر رضى الله تعالى عنه صدقت ماذا ترون قال علي رضى الله تعالى عنه إنه إذا شرب سكر وإذا سكر هذى وإذا هذى افترى وعلى المفتري ثمانون جلدة فأمر به عمر فجلد ثمانين

 

3298- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında içki içenlere elle, ayakkabıyla ve sopalarla vurulurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edene kadar bu böyle devam etti. Hz. Ebu Bekr zamanında içenler Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında daha çoktu. Hz. Ebu Bekr onlara kırk kamçı vuruyordu ve vefat edene kadar böyle devam etti. Sonra Hz. Ömer de içki içenlere kırk kamçı vurmaya devam etti. Bir defasında ilk muhacirlerden içki içen bir kişi getirilince ona kamçı vurulması emredildi. Adam: "Neden bana kamçı vuruyorsun? Aramızda Allah'ın Kitabı hakem olsun" dedi. Hz. Ömer: "Allah'ın hangi kitabının sana kamçı vurmama engel olduğunu düşünüyorsun?" deyince, adam şöyle karşılık verdi: "Allah Kitab'ında şöyle buyuruyor: "inananlara ve yararlı iş işleyenlere, -sakınırlar, inanırlar, yararlı işler işlerler, sonra haramdan sakınıp inanırlar ve sonra isyandan sakınıp iyilik yaparlarsa- daha önceleri tatmış olduklarından dolayı bir sorumluluk yoktur" (Maide Sur. 93) Ben, iman edip yararlı işler yapan, sonra sakımp inanan, sonra yararlı işler yapan kişilerdenim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber Bedir'de, Uhud'da, Hendek'te bulundum." Hz. Ömer: "Bunun söylediğine cevap vermeyecek misiniz?" deyince İbn Abbas şöyle dedi: "Bu ayetler sabredenlere özür ve halka hüccet olarak inmiştir. çünkü Allah: "Ey iman edenler! içki, kumar ... " buyurmaktadır" deyip sonraki ayeti de sonuna kadar okudu ve şöyle devam etti: "Eğer bu kişi iman edip yararlı işler yapanlardansa, Allah içki içmesini yasakladı." Hz. Ömer: "Doğru söyledin. Siz ne diyorsunuz?" deyince Hz. Ali: "İçtiği zaman sarhoş olur. Sarhoş olunca da saçmalar. Saçmalayınca da iftira atar. Müfteriye de seksen kamçı vurulur" deyince, Hz. Ömer adama seksen kamçı vurulmasını emretti. 

 

Tahric: Hakim, Müstedrek (4/375-376) ve Beyhakı, S. el-Kübra (8/320).

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا محمد بن عزيز حدثني سلامة عن عقيل قال قال بن شهاب أخبرني السائب بن يزيد أنه حضر عمر بن الخطاب يضرب رجلا وجد منه ريح الخمر

 

3299- İbn Şihab der ki: Saib b. Yezid; Ömer b. el-Hattab içki kokan birini kamçılarken kendisinin de orada hazır bulunduğunu söyledi.

 

Tahric: Nesai (8/326).

 

 

نا أبو بكر نا يونس نا بن وهب أخبرني يونس بن يزيد وابن أبي ذئب عن بن شهاب عن السائب بن يزيد عن عمر بن الخطاب أنه جلد رجلا وجد منه ريح الخمر الحد تاما

 

3300- Saib b. Yezid'in bildirdiğine göre Ömer b. el-Hattab, içki kokan bir kişiye tam had cezası verdi.

 

 

نا الحسين بن إسماعيل نا عبيد الله بن جرير بن جبلة نا محمد بن أبي بكر نا حماد بن عبد الواحد بن أخي حزم نا عمر بن عامر عن قتادة عن أنس أن يهوديا مر بجارية عليها حلى لها فأخذ عليها وألقاها في بئر فأخرجت وبها رمق فقيل من قتلك قالت فلان اليهودي فانطلق به إلى النبي صلى الله عليه وسلم فأعترف فأمر به فقتل

 

3301- Enes'in bildirdiğine göre bir Yahudi, gerdanlık takmış bir cariyenin yanından geçerken gerdanlığı alıp cariyeyi bir kuyuya attı. Cariye çıkarılınca ölmek üzereydi. Ona: "Seni kim öldürdü?" denilince: "Falan Yahudi" cevabım verdi. Bu Yahudi Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) götürüldüğünde suçunu itiraf edince öldürülmesi emredildi. 

 

Tahric: Buhari (6885).

 

 

نا عمر بن أحمد بن علي الجوهري نا سعيد بن مسعود أبو عثمان نا النضر بن شميل نا شعبة عن هشام بن زيد عن أنس بن مالك أن يهوديا قتل جارية على أوضاح لها فقتلها بحجر فجئ بها إلى النبي صلى الله عليه وسلم وبها رمق فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أقتلك فلان فأشارت برأسها أي لا ثم قال لها أقتلك فلان فأشارت برأسها أي لا ثم قال لها الثالثة فقالت برأسها أي نعم فقتله رسول الله صلى الله عليه وسلم بين حجرين

 

3302- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre bir Yahudi, bir cariyeyi bazı takıları için taşla öldürdü. Cariye son nefeslerinde Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirilince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Seni falan mı öldürdü?" diye sordu. Cariye başıyla "Hayır" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Palan kişi mi?" diye sordu. Cariye yine başıyla "Hayır" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üçüncü defa: "Palan kişi mi?" diye sordu. Cariye başıyla: "Evet" işareti yapınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (katil olan) adamı iki taş arasında ezerek öldürttü.

 

Tahric: Buhari (6877, 6879) ve Müslim (1672).

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل نا يعقوب بن إبراهيم الدورقي أنا يزيد نا همام بن يحيى عن قتادة عن أنس عن النبي صلى الله عليه وسلم مثله إلا أن قتادة قال في حديثه واعترف اليهودي

 

3303- Bu hadis başka bir kanalla nakledilmiştir; ancak farklı olarak Yahudinin itiraf ettiği de zikredilmiştir.

 

Tahric: Buhari (2413, 2746,6876,6884) ve Müslim (1672).

 

 

نا الحسين بن إسماعيل المحاملي نا أحمد بن المقدام نا محمد بن بكر عن بن جريج عن معمر عن أيوب عن أبي قلابة عن أنس أن رجلا من اليهود قتل جارية من الأنصار على تمائم لها ورمى بها في قليب فرضخ رأسها بالحجارة فأمر النبي صلى الله عليه وسلم أن يرجم حتى يموت فرجم

 

3304- Enes'in bildirdiğine göre bir Yahudi Ensir'dan bir carlyeyi üzerindeki takılan almak için öldürüp bir kuyuya attı ve başını taşlarla ezdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın taşlanarak öldürülmesini emredince adam taşlanarak öldürüldü.

 

Tahric: Müslim (1672).

 

 

نا بن صاعد نا محمد بن عبد الله بن عبد الحكم أنا بن وهب قال سمعت بن جريج يحدث عن أبي الزبير عن جابر أن رجلا زنا فأمر به النبي صلى الله عليه وسلم فجلد الحد ثم أخبر أنه قد كان أحصن فأمر به فرجم

 

3305- Cabir'in bildirdiğine göre bir adam zina yapınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hadden kamçılanmasını emretti ve adam kamçılandi. Sonra adamın evli olduğu söylenince ise recmedildi.

 

Tahric: Ebu Davud 4/149 (4438) ve Nesai (2/323)

 

 

نا علي بن محمد المصري نا عبيد الله بن سعيد بن كثير بن عفير نا أبو صالح نا الليث ح وحدثنا أبو عبد الله محمد بن إسماعيل الفارسي نا يحيى بن عثمان بن صالح نا أبو صالح نا الليث حدثني عبد الله بن وهب عن بن جريج عن أبي الزبير عن جابر بن عبد الله أن رجلا زنا بأمرأة فأمر به النبي صلى الله عليه وسلم فجلد الحد ثم أخبر أنه أحصن فأمر به النبي صلى الله عليه وسلم فرجم

 

3306- Cabir b, Abdillah'ın bildirdiğine göre bir adam bir kadınla zina yapınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hadden kamçılanmasını emretti ve adam kamçılandi. Sonra adamın evli olduğu söylenince ise recmedildi.

 

 

نا أبو عبد الله محمد بن مخلد نا صالح بن أحمد بن حنبل نا علي بن المدني نا هشام بن يوسف أخبرني القاسم بن فياض بن عبد الرحمن بن حيدة حدثني خلاد بن عبد الرحمن عن سعيد بن المسيب أنه سمع بن عباس يقول بينا رسول الله صلى الله عليه وسلم يخطب الناس يوم الجمعة إذ أتاه رجل من بني ليث بن بكر بن عبد مناة بن كنانة فتخطى الناس حتى اقترب إليه فقال يا رسول الله أقم علي الحد قال فقال له رسول الله صلى الله عليه وسلم اجلس فانتهره فجلس ثم قام الثانية فقال يا رسول الله أقم علي الحد فقال أجلس فجلس ثم قام الثالثة فقال يا رسول الله أقم علي الحد قال وما حدك قال أتيت أمرأة حراما فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لرجال من أصحابه فمنهم علي وعباس وزيد بن حارثة وعثمان بن عفان انطلقوا به فأجلدوه ولم يكن الليثي تزوج فقيل يا رسول الله ألا تجلد التي خبث بها فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أئتوني به مجلودا فلما أتي به قال له النبي صلى الله عليه وسلم من صاحبتك قال فلانة لأمرأة من بني بكر فأرسل رسول الله صلى الله عليه وسلم إليها فدعاها فسألها عن ذلك فقالت كذب والله ما أعرفه وإني مما قال لبرية الله على ما أقول من الشاهدين فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم من شهداؤك على أنك خبثت بها فإنها تنكر أن تكون خابثتها فإن كان لك شهداء جلدتها وإلا جلدتك حد الفرية فقال يا رسول الله ما لي شهود فأمر به فجلد حد الفرية ثمانين جلدة

 

3307- İbn Abbas der ki: Bir Cuma günü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) halka hutbe verirken Leys b. Bekr b. Abdimenat b. Kinane kabilesinden bir adam gelip insanları yararak Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaklaştı ve: "Ey Allah'ın Resulü! Bana had uygula" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama: "Otur!" deyip azarladı. Ancak adam ikinci defa kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü! Bana had uygula" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama: "Otur!" deyince adam oturdu. Sonra üçüncü defa kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü! Bana had uygula" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama: "Haddi gerektirecek ne yaptın?" diye sorunca adam: "Yabancım olan bir kadınla ilişki kurdum" dedi. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından, Hz. Ali, Abbas, Zeyd b. Harise ve Osman b. Affan'ın da bulunduğu bazılarına: "Bunu götürüp kamçı vurun" buyurdu. Leysı evli değildi. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Zina yaptığı kadına da kamçı vurmayacak mısın?" denilince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunu kamçılayıp getirin" buyurdu. Adam getirilince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

 

"Kiminle zina yaptın?" diye sordu. Adam: "Falan kadın" deyip Bekr oğullarından bir kadının adım söyledi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadım çağırtıp durumu sordu. Kadın: "Vallahi yalan söylüyor. Ben bunu tammıyorum ve söylediği şeyden beriyim. Söylediğime de Allah şahittir" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama şöyle dedi: "Bu kadınla zina yaptığına dair şahitlerin kimlerdir? Bu kadın onunla zina yaptığını inkar ediyor. Eğer şahitlerin varsa onu kamçılarım. Yoksa seni iftira cezası olarak kamçılarım." Adam: "Ey Allah'ın Resulü! Şahitlerim yoktur" karşılığını verince adama iftira cezası olarak seksen kamçı vuruldu. 

 

Tahric: Ebu Davud 4/158 (4467).

 

 

نا محمد بن القاسم بن زكريا نا هشام بن يونس نا محمد بن يعلى عن عمر بن صبيح عن مقاتل بن حيان عن صفوان بن سليم عن سعيد بن المسيب أنه قال لما حج عمر حجته الأخيرة التي لم يحج غيرها غودر رجل من المسلمين قتيلا في بني وادعة فبعث إليهم عمر وذلك بعد ما قضى النسك فقال لهم هل علمتم لهذا القتيل قاتلا منكم قال القوم لا فاستخرج منهم خمسين شيخا فأدخلهم الحطيم فاستحلفهم بالله رب هذا البيت الحرام ورب هذا البلد الحرام ورب هذا الشهر الحرام أنكم لم تقتلوه ولا علمتم له قاتلا فحلفوا بذلك فلما حلفوا قال أدوا ديته مغلظة في أسنان الإبل أو من الدنانير والدراهم دية وثلثا فقال رجل منهم يقال له سنان يا أمير المؤمنين أما تجزيني يميني من مالي قال لا إنما قضيت عليكم بقضاء نبيكم صلى الله عليه وسلم فأخذ ديته دنانير دية وثلث دية عمر بن صبيح متروك الحديث

 

3308- Said b. el-Müseyyeb anlatıyor: Hz. Ömer son haccım yapınca bir Müslüman Vadia oğulları arasında hainlikle öldürüldü. Hz. Ömer haccı bitirdikten sonra onları çağırdı ve: "Şu öldürüleni sizden kimin öldürdüğünü biliyor musunuz?" diye sordu. Onlar: "Hayır" cevabım verince aralarından elli ihtiyarı seçip Hatim'e soktu ve: "Beyt-i Haram'ın, bu haram beldenin, bu haram ayın Rabbine yemin ederiz ki; onu biz öldürmedik, öldüreni de bilmiyoruz" demelerini istedi. Onlar bu şekilde yemin ettiler ve ağırlaştırılmış diyet ile birlikte üçte bir diyet deve, dinar veya dirhem olarak vermelerine hükmetti. İçlerinden Sinan adında biri: "Ey müminlerin emiri! Yemin etmem beni malımı vermekten kurtarmaz mı?" diye sorunca, Hz. Ömer: "Sizin hakkınızda Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) verdiği hükmü verdim" cevabım verdi. Öldürülen kişinin diyetini dinar olarak bir diyet ile birlikte üçte bir diyet olarak aldılar.

 

Ravilerden Amr b. Subayh metruktur.

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (4/125) ve Zeylaİ, Nasbu'r-Raye (4/395).

 

 

حدثنا عثمان بن أحمد الدقاق نا الحسن بن سلام نا معاوية بن عمرو نا زائدة نا منصور بن المعتمر عن ثابت يكنى أبا المقدام عن سعيد بن المسيب أن عمر جعل دية اليهودي والنصراني أربعة آلاف والمجوسي ثمانمائة

 

3309- Said b. el-Müseyyeb'in bildirdiğine göre Hz. Ömer, Yahudi ve Hıristiyanın diyetini dört bin, Mecusinin diyetini ise sekiz yüz dirhem yaptı.

 

 

نا الحسين بن صفوان نا عبد الله بن أحمد حدثني أبو محمد زحمويه نا شريك عن ثابت أبي المقدام ويحيى بن سعيد عن سعيد بن المسيب قال كان عمر يجعل دية اليهودي والنصراني أربعة آلاف أربعة آلاف ودية المجوسي ثمانمائة

 

3310- Said b. el-Müseyyeb'in bildirdiğine göre Hz. Ömer, Yahudi ve Hıristiyanın diyetini dörder bin, Mecusinin diyetini ise sekiz yüz dirhem yapardı.

 

 

نا جعفر بن محمد الصيدلاني نا علي بن حرب نا أبو عاصم عن عمران بن داود عن خالد بن دينار عن أبي إسحاق عن بن عمر أن رسول الله صلى الله عليه وسلم أتى برجل قد سكر من نبيذ تمر فجلده

 

3311- İbn Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah'a {Sallallahu aleyhi ve Sellem} hurma şırası içip sarhoş olan bir adam getirilince onu kamçıladı.

 

Tahric: Zeylai (3/350) ve Beyhakl, S. el-Kübra (8/317).

 

 

نا إسماعيل بن محمد الصفار نا العباس بن محمد الدوري نا أحمد بن يونس نا أبو بكر بن عياش عن أبي سعد عن عكرمة عن بن عباس قال جعل رسول الله صلى الله عليه وسلم دية العامريين دية المسلم قال أبو بكر كأن كل واحد منهما دية المسلم كان لهما عهد

 

3312- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem} öldürülen Amiri'nin diyetini müslümanların diyeti gibi yaptı. Ebu Bekr (b. Ayyaş): "Bunlar Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) güvence aldıklarından dolayı her biri için bir Müslüman diyeti ödendi" demiştir.

 

Tahric: Tirmizi 4/13 (1404).

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا الربيع بن سليمان أنا بن وهب أخبرني بن أبي الزناد ح وثنا عمر بن عبد العزيز بن دينار نا يوسف بن يزيد بن كامل نا بن أبي مريم نا بن أبي الزناد نا عبد الرحمن بن الحارث عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن رسول الله صلى الله عليه وسلم جعل دية أهل الكتاب نصف دية المسلم وقال بن وهب دية الكافر مثل نصف دية المسلم

 

3313- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Hz.

Peygamber {Sallallahu aleyhi ve Sellem} Ehl-i Kitab'ın diyetini Müslümanların diyetinin yarısı kadar yaptı.

 

İbn Vehb rivayetinde: "Kafirin diyeti Müslüman diyetinin yarısı kadardır" ibaresi geçmiştir,

 

Tahric: Ebu Davud 4/707 (4583); Nesai (8/45); Tirmizi 4/18 (1413) ve İbn Mace 2/883 (2644).

 

 

نا الحسين بن إسماعيل أنا يوسف بن موسى أنا الفضل بن دكين نا محمد بن راشد عن سليمان بن موسى عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قضى أن عقل أهل الكتابين نصف عقل المسلمين وهم اليهود والنصارى

 

3314- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ehl-i Kitab olan Yahudi ve Hıristiyanların diyetini Müslümanların diyetinin yarısı kadar yaptı.

 

 

نا أبو حفص عمر بن أحمد بن علي الجوهري نا سعيد بن مسعود نا النضر بن شميل أنا سعيد بن أبي عروبة عن قتادة عن لاحق بن حميد عن أبي عبيدة عن بن مسعود أنه قال دية الخطأ أخماسا عشرون جذعة وعشرون حقة وعشرون بنات لبون وعشرون بنو لبون ذكور وعشرون بنات مخاض

 

3315- İbn Mes'üd der ki: "Hatayla öldürmenin diyeti, beşli (yaş gruplarına göre beşte bir) olmak üzere ayrılır: Bunlar, beş ile dokuz yaş arası yirmi deve, dört yaşına girmiş yirmi deve, üç yaşına girmiş yirmi dişi deve ve üç yaşına girmiş yirmi erkek deve, bir yaşını bitirmiş ikiye basınış yirmi dişi devedir."

 

 

نا الحسين بن إسماعيل نا العباس بن زيد نا بشر بن المفضل نا سليمان التيمي عن أبي مجلز عن أبي عبيدة أن بن مسعود ح ونا دعلج بن أحمد نا حمزة بن جعفر الشيرازي ثنا أبو سلمة نا حماد بن سلمة نا سليمان التيمي عن أبي مجلز عن أبي عبيدة أن بن مسعود قال دية الخطأ خمسة أخماس عشرون حقة وعشرون جذعة وعشرون بنات مخاض وعشرون بنات لبون وعشرون بنو لبون ذكور لفظ دعلج وهذا إسناد حسن ورواته ثقات وقد روى عن علقمة عن عبد الله نحوه

 

3316- İbn Mes'üd dedi ki: "Hatayla öldürmenin diyeti, beşli (yaş gruplarına göre beşte bir) olmak. üzere ayrılır: Bunlar, dört yaşına girmiş yirmi deve, beş ile dokuz yaş arası yirmi deve, bir yaşını bitirmiş ikiye basmış yirmi dişi deve, üç yaşına girmiş yirmi dişi deve ve üç yaşına girmiş yirmi erkek devedir."

 

Lafız Da'lec'indir ve bunun isnadı hasen, ravileri güvenilirdir. Aynı zamanda Alkame'den, Abdullah'tan aynı manada bir rivayet vardır.

 

Tahric: Abdürrezzak 9/285 (17224) ve Beyhaki, S. el-Kübrrı (8/79).

 

 

ثنا به القاضي الحسين بن إسماعيل نا عباس بن يزيد نا وكيع عن سفيان عن أبي إسحاق عن علقمة عن عبد الله نحوه

 

3317- Aynı manada bir hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübrrı (8/74), ve Ma'rifetu's-Sünen (12/102).

 

 

ونا محمد بن القاسم بن زكريا المحاربي نا أبو كريب نا عبد الرحيم بن سليمان عن حجاج بن أرطأة عن زيد بن جبير عن خشف بن مالك عن عبد الله بن مسعود قال قضى رسول الله صلى الله عليه وسلم في دية الخطأ مائة من الإبل منها عشرون حقة وعشرون جذعة وعشرون بنات لبون وعشرون بنات مخاض وعشرون بني مخاض هذا حديث ضعيف غير ثابت عند أهل المعرفة بالحديث من وجوه عدة أحدها أنه مخالف لما رواه أبو عبيدة بن عبد الله بن مسعود عن أبيه بالسند الصحيح عنه الذي لا مطعن فيه ولا تأويل عليه وأبو عبيدة أعلم بحديث أبيه وبمذهبه وفتياه من خشف بن مالك ونظرائه وعبد الله بن مسعود أتقى لربه وأشح على دينه من أن يروى عن رسول الله صلى الله عليه وسلم أنه يقضي بقضاء ويفتي هو بخلافه هذا لا يتوهم مثله على عبد الله بن مسعود وهو القائل في مسألة وردت عليه لم يسمع فيها من رسول الله صلى الله عليه وسلم شيئا ولم يبلغه عنه فيها قول أقول فيها برأي فإن يكن صوابا فمن الله ورسوله وإن يكن خطأ فمني ثم بلغه بعد ذلك أن فتياه فيها وافق قضاء رسول الله صلى الله عليه وسلم في مثلها فرآه أصحابه عند ذلك فرح فرحا لم يروه فرح مثله من موافقة فتياه قضاء رسول الله صلى الله عليه وسلم فمن كانت هذه صفته وهذا حاله فكيف يصح عنه أن يروى عن رسول الله صلى الله عليه وسلم شيئا ويخالفه ويشهد أيضا لرواية أبي عبيدة بن عبد الله بن مسعود عن أبيه ما رواه وكيع وعبد الله بن وهب وغيرهما عن سفيان الثوري عن منصور عن إبراهيم عن عبد الله بن مسعود أنه قال دية الخطأ أخماسا

 

3318- Abdullah b. Mes'ud der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hatayla öldürmenin diyetini yüz deve olarak ve şu şekilde tayin etti: Bunlardan yirmisi dört yaşına girmiş, yirmisi beş ile dokuz yaş arası, yirmisi, bir yaşını bitirmiş ikiye basınış, yirmisi üç yaşına basınış, yinnisi de bir yaşını bitirip iki yaşına basınış olmalıdır.''

 

Bu hadis, Hadis ehli tarafından birçok sebeple zayıftır. Birincisi, Ebu Ubeyde b.

Abdillah b. Mes'Gd'un ondan (ibn Mes'Gd'dan), sahih isnadla eleştirilemeyecek şekilde yaptığı rivayettir. Ebu Ubeyde, babasının hadisini, mezhebini ve fetvalarını Hişf b. Malik'ten ve benzerlerinden daha iyi bilir.

 

Abdullah b. Mes'Gd, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda verdi hükmü rivayet ettikten sonra buna muhalif bir şekilde fetva vermeyecek kadar Rabbinden korkan ve dinine bağlı biridir. Abdullah b. Mes'Gd, önüne gelen bir meseleden dolayı:

 

"Ben bu konuda bir şey duymadım. Kimse de bana bu konuda bir şey bildirmedi. Eğer verdiğim fetva doğruysa bu, Allah'tan ve Resulü'ndendir. Eğer yanlışsa bendendir" derken böyle bir şey söylemesi düşünülemez. Abdullah b. Mes'Gd yukarıda geçen sözü söyleyip fetvasını verdikten sonra bu fetvanın Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözüne uygun olduğunu görünce, dostları onun daha önce hiç olmadığı kadar sevindiğini söylerler. Sıfatı ve hali böyle olan biri nasıl olur da, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözüne muhalif olan bir şeyi ondanmış gibi rivayet eder. Vekı, Abdullah b. Vehb ve başkalarının, Süfyan es-Sevrı, Mansur -ibrahım Abdullah b. Mes'Gd'dan olan rivayetine oğlu Ubeydullah b. Abdillah b. Mes'Gd şahittir. Bu rivayette de ibn Mes'Gd: "Hatayla öldürmenin diyeti beşli (yaş gruplarına göre beşte bir) olmak üzere ayrılır" demiştir.

 

Tahric: Ebu Davud 4/183 (4545); Nesal 8/44 (4816); Tirmizi 4/5 (1386) ve İbn Mace 2/879 (2631).

 

 

حدثنا به القاضي المحاملي نا العباس بن يزيد نا وكيع عن سفيان عن منصور عن إبراهيم عن عبد الله قال دية الخطأ أخماسا ثم فسرها كما فسرها أبو عبيدة وعلقمة عنه سواء فهذه الرواية وإن كان فيها إرسال فإبراهيم النخعي هو أعلم الناس بعبد الله وبرأيه وبفتياه قد أخذ ذلك عن أخواله علقمة والأسود وعبد الرحمن ابني يزيد وغيرهم من كبراء أصحاب عبد الله وهو القائل إذا قلت لكم قال عبد الله بن مسعود فهو عن جماعة من أصحابه عنه وإذا سمعته من رجل واحد سميته لكم ووجه آخر وهو أن الخبر المرفوع الذي فيه ذكر بني المخاض لا نعلمه رواه إلا خشف بن مالك عن بن مسعود وهو رجل مجهول ولم يروه عنه إلا زيد بن جبير بن حرمل الجشمي وأهل العلم بالحديث لا يحتجون بخبر ينفرد بروايته رجل غير معروف وإنما يثبت العلم عندهم بالخبر إذا كان رواته عدلا مشهورا أو رجل قد أرتفع اسم الجهالة عنه وارتفاع أسم الجهالة عنه أن يروى عنه رجلان فصاعدا فإذا كان هذه صفته أرتفع عنه اسم الجهالة وصار حينئذ معروفا فأما من لم يرو عنه إلا رجل واحد انفرد بخبر وجب التوقف عن خبره ذلك حتى يوافقه غيره والله أعلم ووجه آخر خبر خشف بن مالك لا نعلم أن أحدا رواه عن زيد بن جبير عنه إلا حجاج بن أرطأة والحجاج فرجل مشهور بالتدليس وبأنه يحدث عن من لم يلقه ومن لم يسمع منه قال أبو معاوية الضرير قال لي حجاج لا يسألني أحد عن الخبر يعني إذا حدثتكم بشيء فلا تسألوني من أخبرك به وقال يحيى بن زكريا بن أبي زائدة كنت عند الحجاج بن أرطأة يوما فأمر بغلق الباب ثم قال لم أسمع من الزهري شيئا ولم أسمع من إبراهيم ولا من الشعبي إلا حديثا واحدا ولا من فلان ولا من فلان حتى عد سبعة عشر أو بضعة عشر كلهم قد روى عنه الحجاج ثم زعم بعد روايته عنهم أنه لم يلقهم ولم يسمع منهم وترك الرواية عنه سفيان بن عيينة ويحيى بن سعيد القطان وعيسى بن يونس بعد أن جالسوه وخبروه وكفاك بهم علما بالرجال ونبلا قال سفيان بن عيينة دخلت على الحجاج بن أرطأة وسمعت كلامه فذكر شيئا أنكرته فلم أحمل عنه شيئا وقال يحيى بن سعيد القطان رأيت الحجاج بن أرطأة بمكة فلم أحمل عنه شيئا ولم أحمل أيضا عن رجل عنه كان عده مضطربا وقال يحيى بن معين الحجاج بن أرطأة لا يحتج بحديثه وقال عبد الله بن إدريس سمعت الحجاج يقول لا ينبل الرجل حتى يدع الصلاة في الجماعة وقال عيسى بن يونس سمعت الحجاج يقول أخرج إلى الصلاة يزاحمني الحمالون والبقالون وقال جرير سمعت الحجاج يقول أهلكني حب المال والشرف ووجه آخر وهو أن جماعة من الثقات رووا هذا الحديث عن الحجاج بن أرطأة فاختلفوا عليه فيه فرواه عبد الرحيم بن سليمان عن حجاج على هذا اللفظ الذي ذكرنا عنه ووافقه على ذلك عبد الواحد بن زياد وخالفهما يحيى بن سعيد الأموي وهو من الثقات فرواه عن الحجاج عن زيد بن جبير عن خشف بن مالك قال سمعت عبد الله بن مسعود يقول قضى رسول الله صلى الله عليه وسلم في الخطأ أخماسا عشرون جذاعا وعشرون بنات لبون وعشرون بني لبون وعشرون بنات مخاض وعشرون بني مخاض ذكور فجعل مكان الحقاق بني لبون

 

3319- İbrahim'in bildirdiğine göre Abdullah b. Mes'ud: "Hatayla öldürmenin diyeti, beşli (yaş gruplarına göre beşte bir) olmak. üzere ayrılır" dedikten sonra bunu Ebu Ubeyde ve Alkame'nin kendisinden rivayet ettikleri şekliyle açıkladı. 1

 

Eğer bu rivayetler mürselse, ibrahim en-Nehai, Abdullah'ı, görüşlerini ve fetvalarını en iyi bilendir. Çünkü ibrahim, bunu dayıları Alkame, Yezid'in oğulları Esved, Abdurrahman ve sahabenin bazı ileri gelenlerinden almıştır. ibrahim enNehai: "Size, Abdullah b. Mes'Od dedi, dersem bilin ki bunu onun öğrencilerinden birçok kişiden nakletmişimdir. Sadece bir kişiden duymuşsam onun adını da size söylerim" diyen kişidir.

 

Merfu olarak nakledilen: "bir yaşını bitirmiş ikiye basmış erkek deve" sözünü sadece Hişf b. Malik'in rivayet ettiğini ve bunda tek kaldığını, bu rivayeti de tanınmayan birinden naklettiğini biliyoruz. Ondan da sadece Zeyd b. Cübeyr b. Harmel el-Kuşemı rivayette bulunmuştur. Hadis alimleri de tanınmayan birinin tek kaldığı bir rivayeti hüccet (delil) kabul etmezler. Hadis alimlerine göre bir rivayetin sabit olabilmesi için ravisinin dürüst ve meşhur veya dürüst olan en az iki kişinin ondan rivayette bulunması gerekir. Eğer bu kişi bu özellikleri üzerinde taşıyorsa meçhul sayılmaz ve o zaman tanınan biri olur. Ancak ondan sadece bir kişi rivayet ediyorsa, ona muvafakat eden sahih bir rivayet olmadıkça onun rivayetine dikkat etmek gerekir. Allah en doğrusunu bilir.

 

Hişf b. Malik'in rivayetini, Zeyd b. Cübeyr'den sadece Haccac b. Ertaa'nın rivayet ettiğini biliyoruz. Haccac da müdellisliğiyle ve görmediği ve duymadığı kişilerden yaptığı rivayetlerle meşhur biridir.

 

Ebu Muaviye ed-Darır der ki: Haccac bana: "Size bir şeyanlattığımda bunu kimden naklettiğimi sormayın" dedi. Yahya b. Zekeriyya b. Ebı Zaide der ki: Bir gün Haccac b. Ertaa'nın yanındayken kapının kapatılmasını emretti. Sonra şöyle dedi:

 

"Zührı'den bir şey işitmedim. ibrahım'den de bir şey işitmedim. Şa'bi'den de sadece bir hadis işittim. Falandan da, falandan da işitmedim" diyerek on yedi veya on küsur kişinin adını saydı. Haccac'ın bunların hepsinden de rivayetleri vardı; ancak daha sonra bunların hiç biriyle karşılaşmadığını ve işitmediğini söyledi.

 

Süfyan b. Uyeyne, Yahya b. el-Kattan ve isa b. Yunus onunla oturduktan ve denedikten sonra ondan rivayet etmeyi bıraktılar. Bunların ilimleri ve tecrübeleri bellidir. Süfyan b. Uyeyne der ki: "Haccac b. Ertaa'nın yanına girdim ve sözlerini işittim. Ondan garipsediğim bir şey duyduğum için kendisinden bir şeyalmadım." Yahya b. Said el-Kattan der ki: "Haccac b. Ertaa'yı Mekke'de gördüm; ancak ondan bir şeyalmadım. Ondan alan kişiden de bir şeyalmadım." Yahya b. Main der ki:

 

"Haccac b. Ertaa'nın hadisleri hüccet (delil) kabul edilmez." Abdullah b. idrıs der ki:

Haccac'ın: "Kişi cemaatle namazı terk etmedikçe seçkin biri olamaz" dediğini işittim. isa b. Yunus der ki: Haccac'ın: "Namaza çıktığım zaman hamallar ve bakkalcılar beni sıkıştırıyorlar" dediğini işittim. Cerır de Haccac'ın: "Mal ve makam sevgisi beni helak etti" dediğini bildirir.

 

Güvenilir ravilerden bir grup bu hadisi Haccac b. Ertaa'dan rivayet ettiler ve bu hadis konusunda onunla ilgili ihtilafa düştüler. Abdurrahım b. Süleyman bu hadisi Haccac'dan; zikrettiğimiz lafızia nakletti. Abdulvahid b. Ziyad da ona muvafakat etti. Güvenilir ravilerden olan Yahya b. Said el-Umevı ise onlara muhalefet ederek hadisi, Haccac -Zeyd b. Cübeyr -Hişf b. Malik -Abdullah b. Mes'ud kanalıyla şu şekilde nakletti: "Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem} hatayla öldürmenin diyetini beşli (yaş gruplarına göre beşte bir) olmak üzere ayırdı: Beş ile dokuz yaş arası yirmi deve, üç yaşına basmış yirmi dişi deve, üç yaşına basmış yirmi erkek deve, bir yaşını bitirmiş ikiye basmış yirmi dişi deve, bir yaşını bitirmiş ikiye basmış yirmi erkek deve." Beş ile dokuz yaş arası yirmi deve yerine, bir yaşını bitirmiş ikiye basmış yirmi erkek deveyi koydu.

 

Tahric: Beyhaki, Ma'rifetu's-Sünen 12/104 (16039) ve Abdürrezzak 9/284-285 (17223).

 

 

حدثنا بذلك أحمد بن عبد الله وكيل أبي صخرة حدثنا عمار بن خالد التمار حدثنا يحيى بن سعيد الأموي ورواه إسماعيل بن عياش عن الحجاج عن زيد بن حية عن خشف بن مالك عن بن مسعود أيضا قضى رسول الله صلى الله عليه وسلم في دية الخطأ أخماسا خمسا جذاع وخمسا حقاق وخمسا بنات لبون وخمسا بنات مخاض وخمسا بني لبون ذكور فجعل مكان بني المخاض بني اللبون ووافق رواية أبي عبيدة عن عبد الله

 

3320- İbn Mes'ud'un bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hatayla öldürmenin diyetini beşli (yaş gruplarına göre beşte bir) olmak. üzere ayırdı: Beşte biri dört yaşına girmiş deve, beşte biri beş ile dokuz yaş arası deve, beşte biri üç yaşına basınış dişi deve, beşte biri bir yaşım bitirmiş ikiye basınış dişi deve, beşte biri üç yaşına basınış erkek deve,

 

Ravi, bir yaşını bitirmiş ikiye basmış erkek deve yerine, üç yaşına basmış erkek deveyi söylemiştir. Bu rivayet, Ebu Ubeyde'nin Abdullah'tan olan rivayetine muvafakat etmiştir.

 

 

حدثنا بذلك أحمد بن محمد بن رميح حدثنا أحمد بن محمد بن إسحاق العنزي نا علي بن حجر نا إسماعيل بن عياش ورواه أبو معاوية الضرير وحفص بن غياث وعمرو بن هاشم أبو مالك الجنبي وأبو خالد الأحمر كلهم عن الحجاج بهذا الإسناد عن زيد بن حية عن خشف بن مالك عن عبد الله قال جعل رسول الله صلى الله عليه وسلم دية الخطأ أخماسا لم يزيدوا على هذا ولم يذكروا فيه تفسير الأخماس

 

3321- Ebu Muaviye ed-Danr - Hafs b. Giyas - Amr b. Hişam Ebu Malik el-cenbi - Ebu Halid el-Ahmar, Haccac'dan bu isnadla Zeyd b. Cübeyr -Hişf b. Malik -Abdullah kanalıyla: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hatayla öldürmenin diyetini beşli (yaş gruplarına göre beşte bir) olmak üzere ayırdı" dediğini nakledip buna bir şey eklemediler ve beşli grubu açıklamadılar.

 

 

نا محمد بن القاسم بن زكريا نا هشام بن يونس نا أبو مالك الجنبي ح وثنا محمد بن القاسم بن زكريا نا أبو سعيد الأشج نا أبو خالد الأحمر جميعا عن حجاج ح وثنا إسماعيل بن محمد الصفار نا سعدان بن نصر نا أبو معاوية ح ونا أبو بكر النيسابوري نا محمد بن يزيد بن طيفور نا أبو معاوية ح ونا الهروي نا أحمد بن نجدة نا الحماني نا حفص وأبو معاوية مثله ورواه يحيى بن زكريا بن أبي زائدة عن حجاج واختلف عنه فرواه عنه سريج بن يونس بموافقة عبد الرحيم وعبد الواحد بن زياد وخالفه أبو هشام الرفاعي فرواه عنه بموافقة أبي معاوية الضرير ومن تابعه أن النبي صلى الله عليه وسلم جعل دية الخطأ أخامسا لم يفسرها فقد اختلفت الرواية عن الحجاج كما ترى فيشبه أن يكون الصحيح أن النبي صلى الله عليه وسلم جعل دية الخطأ أخماسا كما رواه أبو معاوية وحفص وأبو مالك الجنبي وأبو خالد وابن أبي زائدة في رواية أبي هشام عنه ليس فيه تفسير الأخماس لإتفاقهم على ذلك وكثرة عددهم وكلهم ثقات ويشبه أن يكون الحجاج ربما كان يفسر الأخماس برأيه بعد فراغه من حديث رسول الله صلى الله عليه وسلم فيتوهم السامع أن ذلك في حديث النبي صلى الله عليه وسلم وليس ذلك فيه وإنما هو من كلام الحجاج ويقوى هذا أيضا اختلاف عبد الواحد بن زياد وعبد الرحيم ويحيى بن سعيد الأموي عنه فيما ذكرنا في أحاديثهم أن يحيى بن سعيد الأموي حفظ عنه عشرين بني لبون مكان الحقاق وأن عبد الواحد وعبد الرحيم حفظا عنه عشرين حقة مكان بني لبون والله أعلم ووجه آخر وهو أنه قد روى عن النبي صلى الله عليه وسلم وعن جماعة من الصحابة والمهاجرين والأنصار في دية الخطأ أقاويل مختلفة لا نعلم روى عن أحد منهم في ذلك ذكر بني مخاض إلا في حديث خشف بن مالك هذا فأما ما روى عن النبي صلى الله عليه وسلم فروى إسحاق بن يحيى بن الوليد بن عبادة عن عبادة بن الصامت عن النبي صلى الله عليه وسلم في دية الخطأ ثلاثين حقة وثلاثين جذعة وعشرين بنات لبون وعشرين بني لبون ذكور وهذا حديث مرسل إسحاق بن يحيى لم يسمع من عبادة بن الصامت ورواه محمد بن راشد عن سليمان بن موسى عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن النبي صلى الله عليه وسلم قال من قتل خطأ فديته مائة من الإبل ثلاثون بنات مخاض وثلاثون بنات لبون وثلاثون حقة وعشر بنو لبون ذكور

 

3322- Himmani, Hafs ve Ebu Muaviye kanalıyla bir öncekinin aynısını bildirmiştir.

 

Yahya b. Zekeriyya b. Ebi Zaide de bunu Haccac'tan rivayet etmiştir. Ancak Haccacıtan rivayette ihtilaf edilmiştir. Süreye b. Yunus bunu Haccac'tan Abdurrahim ve Abdulvahid b. Ziyad'ın muvafakatiyle rivayet etmİştir. Ebu Hişam er-Rifai ise muhalefet edip bunu Haccac'tan, Ebu Muaviye ed-Darir ile ona mutabaat edenlerin muvafakatiyle "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hatayla öldürmenin diyetini beş çeşit hayvandan kıldı" lafzıyla rivayet etmiş ve açıklamasını yapmamıştır.

 

Görüldüğü gibi bunu Haccac'tan rivayette ihtilaf edilmiştir. Belki de doğrusu Ebu Muaviye - Hafs - Ebu Malik el-Cenbi - Ebu Halid ve ibn Ebi Zaide'nin bunu Hişam Haccac kanalıyla hayvanların türlerine yönelik herhangi bir açıklama olmadan sadece "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hatayla öldürmenin diyetini beş çeşit hayvandan kıldı" lafzıyla rivayet edilmesidir. Zira bu konuda hepsi de güvenilir olan birçok kişi ittifak etmiştir.

 

Belki de Haccac bunu rivayet ederken hadisi bitirdikten sonra hayvanların çeşitlerini kendisi açıklamışı bunu duyanlar da açıklamayı Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözü zannetmişlerdir ki aslında açıklama Haccac'ın kendi sözüdür. Abdulvahid b. Ziyad - Abdurrahim ve Yahya b. Said el-Umevi'nin daha önce zikredilen ve Haccac'tan olan rivayetlerinde ihtilaf etmesi de bu dediğimizi desteklemektedir. Çünkü Yahya b. Said el-Umevi bunu ondan rivayet ederken "yirmi hikka (dört yaşına girmiş deve)" yerine "yirmi ibn lEbun (üç yaşına girmiş deve)" demiştir. Abdulvahid ve Abdurrahim ise ondan bunu rivayet ederken "yirmi ibn lEbun (üç yaşına girmiş deve)" yerine "yirmi hikka (dört yaşına girmiş deve)" demişlerdir. Doğrusunu da Allah bilir.

 

Diğer yönden Muhacir ve Ensar'dan olan bir çok sahabeden hatayla öldürmenin diyeti konusunda değişik görüşler rivayet edilmiştir. Bunlar içinde de buradaki Hişf b. Malik'in rivayeti dışında diyet içinde "ibn mahad (iki yaşında deve)" diyen olmamıştır.

 

Bu konuda Hz. Peygamber'den {Sallallahu aleyhi ve Sellem} rivayet edilene gelince, ishak b. Yahya b. el-Velid b. Ubade, Ubade b. es-Samit'ten şöyle bildirir: "Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem} hatayla öldürmenin diyetini otuz tane dört yaşına girmiş dişi deve, otuz tane beş yaşına girmiş dişi deve, yirmi tane üç yaşına girmiş dişi deve ve yirmi tane de üç yaşına girmiş erkek deve şeklinde belirledi." Bu da mürsel bir hadistir. Zira ishak b. Yahya, Ubade b. es-5amit'ten hadis işitmemiştir.

 

Muhammed b. Raşid'in Süleyman b. Musa'dan, onun da Amr b. Şuayb'dan, onun da babası kanalıyla kendi babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Hatayla öldürülen kişinin diyeti otuzu iki yaşına girmiş dişi deve, otuzu üç yaşına girmiş dişi deve, otuzu dört yaşına girmiş dişi deve, onu da üç yaşına girmiş erkek deve olmak üzere yüz devedir. "

 

 

حدثنا به الحسين بن إسماعيل نا يوسف بن موسى نا عبيد الله بن موسى نا محمد بن راشد وهذا أيضا فيه مقال من وجهين أحدهما أن عمرو بن شعيب لم يخبر فيه بسماع أبيه من جده عبد الله بن عمرو والوجه الثاني أن محمد بن راشد ضعيف عند أهل الحديث وروى عن عمر بن الخطاب مثل ما روى إسحاق بن يحيى عن عبادة وروى عن عثمان بن عفان وزيد بن ثابت قالا في دية الخطأ ثلاثون حقة وثلاثون بنات لبون وعشرون بنات مخاض وعشرون بنو لبون ذكور

 

3323- Muhammed b. Raşid de aynı rivayette bulunmuştur; ancak bu rivayet iki yönden eleştirilmiştir. Biri Amr b. Şuayb'ın, hadisi babası kanalıyla dedesi Abdullah b. Amr'dan işittiğini söylemeden nakletmesi, diğeri ise Muhammed b. Raşid'in hadis ehli tarafından zayıf bulunmasıdır. Ömer b. el-Hattab'dan da İshak b. Yahya'nın Ubade'den yaptığı rivayetle aynı rivayet te bulunulmuştur. Osman b. Affan ve Zeyd b. Sabit'in hatayla öldürmenin diyetinin beş ile dokuz yaş arası otuz deve, üç yaşına basmış otuz dişi deve, bir yaşını bitirmiş ikiye basmış yirmi dişi deve ve üç yaşına basmış yirmi erkek deve olduğunu söyledikleri nakledilmiştir.

 

Tahric: Ebu Davud 4/182 (4541); Nesai (8/42-43) ve İbn Mace 2/878 (2630).

 

 

نا بذلك عمر بن أحمد المروزي نا سعيد بن مسعود نا النضر عن سعيد بن أبي عروبة عن قتادة عن سعيد بن المسيب وعن عبد ربه عن أبي عياض أن عثمان بن عفان وزيد بن ثابت قالا ذلك

 

3324- Önceki hadisin Hz. Osman ve Zeyd b. Sabifle ilgili bölümü başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

Tahric: Abdürrezzak 9/285 (17225) ve Beyhaki, S. el-Kübra (8/89).

 

 

حدثنا دعلج بن أحمد نا حمزة بن جعفر نا موسى بن إسماعيل نا حماد نا الحجاج عن الشعبي عن زيد بن ثابت بذلك وروى عن علي أنه قال دية الخطأ أرباع خمس وعشرون جذعة وخمس وعشرون حقة وخمس وعشرون بنات لبون وخمس وعشرون بنات مخاض

 

3325- Hz. Ali der ki: "Hatayla öldürmenin diyeti; dörtlü gruplara ayrılmıştır: Bunlar, dört yaşına girmiş yirmi beş deve, beş ile dokuz yaş arası yirmi beş deve, üç yaşına basınış yirmi beş dişi deve, bir yaşını bitirmiş ikiye basınış yirmi beş dişi devedir."

 

Tahric: Abdürrezzak 9/284 (17220) ve Beyhaki (/79).

 

 

نا به دعلج بن أحمد نا حمزة بن جعفر نا موسى بن إسماعيل نا حماد عن الحجاج عن أبي إسحاق عن الحارث عن علي بذلك وعن الحجاج عن الشعبي وإبراهيم النخعي مثله

 

3326- Bu hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

 

نا الحسين بن إسماعيل نا العباس بن يزيد نا وكيع نا سفيان عن أبي إسحاق عن عاصم بن ضمرة عن علي أنه كان يجعل الدية في الخطأ أرباعا خمس وعشرون حقة وخمس وعشرون جذعة وخمس وعشرون بنت لبون وخمس وعشرون بنت مخاض

 

3327- Hz. Ali şöyle derdi: "Hatayla öldürmenin diyeti; dörtlü gruplara ayrılmıştır: Bunlar, beş ile dokuz yaş arası yirmi beş deve, dört yaşına girmiş yirmi beş deve, üç yaşına basmış yirmi beş dişi deve, bir yaşını bitirmiş ikiye basınış yirmi beş dişi devedir."

 

Tahric: Şafii, el-Umm (7/177); Beyhakı, Ma'rifetu's-Sünen 12/102 (16026) ve S. el-Kübra (8/74).

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل نا يوسف بن موسى نا بهز بن أسد نا محمد بن راشد نا سليمان بن موسى عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم من قتل متعمدا دفع إلى ولي المقتول فإن شاؤوا قتلوا وإن شاؤوا أخذوا الدية وهي ثلاثون حقة وثلاثون جذعة وأربعون خلفة وما صالحوا عليه فهو لهم وذلك شديد العقل

 

3328- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kasıtlı olarak birini öldüren, maktulün velisine teslim edilir. Onlar ister öldürürler, ister diyeti alırlar. Diyet: dört yaşına girmiş otuz deve, beş ile dokuz yaş arası otuz deve ve kırk tane de on yaşma girmiş deve verilir. Ancak anlaşırlarsa anlaştıkları şey geçerlidir. Bu ağırlaştırılmış diyettir. "

 

 

نا أبو عبيدة القاسم بن إسماعيل نا سلم بن جنادة نا وكيع عن عبد الملك بن حسين أبي مالك النخعي عن عبد الله بن أبي السفر عن عامر عن عمر قال العمد والعبد والصلح والإعتراف لا تعقله العاقلة

 

3329- Hz. Ömer: "Kasıtlı öldürmelerde, kölenin öldürmesinde, taraflar arasında arılaşmaya varıldığı durumlarda ve suçlunun suçunu itiraf etmesi durumunda suçlunun yakınları diyeti ödemek zorunda değildirler" dedi.

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/104).

 

 

نا أبو عبيد نا سلم نا وكيع عن سفيان عن مطرف عن الشعبي قال لا تعقل العاقلة عمدا ولا عبدا ولا صلحا ولا اعترافا

 

3330- Şa'bi der ki: "Kölenin öldürmesinde, kasıtlı öldürmelerde, taraflar arasında arılaşmaya varıldığı durumlarda ve suçlunun suçunu itiraf etmesi halinde suçlunun yakınları diyeti ödemek zorunda değildirler."

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/104).

 

 

نا علي بن عبد الله بن مبشر نا أحمد بن سنان نا يعقوب بن محمد الزهري نا عبد الله بن وهب عن الحارث بن نبهان عن محمد بن سعيد عن رجاء بن حيوة عن جنادة بن أبي أمية عن عبادة بن الصامت أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال لا تجعلوا على العاقلة من دية المعترف شيئا

 

3331- Ubade b. es-Samit'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Öldürdüğünü itiraf edenin diyetini asabesine yüklemeyin" buyurdu.

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي ثنا إسحاق بن إبراهيم نا عبد الرزاق عن الثوري عن أبي قيس عن هزيل بن شرحبيل قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم المعدن جبار والبئر جبار والسائمة جبار وفي الركاز الخمس والرجل جبار يعني رجل الدابة يقول هدر

 

3332- Huzeyl b. Şuralıbıl'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Madenin sebep olduğu mağduriyet hederdir, kuyunun sebep olduğu mağduriyet hederdir, hayvanın sebep olduğu mağduriyet hederdir. Madenlerde ise beşte bir zekat vardır. Ayak (hayvanın ayağının teperek vurduğu) hederdir."

 

 

نا عبد الملك بن أحمد الزيات نا حفص بن عمرو نا عبد الرحمن بن مهدي نا سفيان بإسناده مثله

 

3333- Aynı hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

 

نا محمد بن أحمد بن الحسن نا عبد الله بن أحمد نا أبي نا محمد بن جعفر نا شعبة عن أبي قيس عن هزيل أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال الرجل جبار مرسل

 

3334- Huzeyl'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ayak (yani hayvanın ayağının teperek vurduğu) hederdir" buyurdu.

 

Hadis mürseldir.

 

 

نا زيد بن محمد بن جعفر نا أحمد بن عبيد بن إسحاق نا أبي نا قيس حدثني عبد الرحمن بن ثروان عن هزيل بن شرحبيل عن عبد الله عن النبي صلى الله عليه وسلم مثله

 

3335- Aynı hadis başka bir kanalla Abdullah (b. Mes'ud)'dan nakledilmiştir.

 

 

نا عبد الله بن محمد بن عبد العزيز نا داود بن رشيد نا عباد بن العوام عن سفيان بن حسين عن الزهرى عن سعيد بن المسيب عن أبي هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم الرجل جبار

 

3336- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ayak (yani hayvanın ayağının teperek vurduğu) hederdir" buyurdu.

 

 

حدثنا أبو بكر النيسابوري نا أحمد بن منصور نا نعيم بن حماد نا محمد بن يزيد الواسطي عن سفيان بن حسين بهذا الإسناد مثله لم يروه غير سفيان بن حسين وخالفه الحفاظ عن الزهري منهم مالك وابن عيينة ويونس ومعمر وابن جريج والزبيدي وعقيل وليث بن سعد وغيرهم كلهم رووه عن الزهري فقالوا العجماء جبار والبئر جبار والمعدن جبار ولم يذكروا الرجل وهو الصواب

 

3337- Aynı hadis başka bir kanalla da nakledilmiştir. Hadisi sadece Süfyan b. Hüseyin nakletmiştir. Aralarında Malik, ibn Uyeyne, Yunus, Ma'mer, ibn Cüreyc, Zübeydı, Ukayl, Leys b. Sa'd ve başkalarının da bulunduğu hadis alimleri ona muhalefet etmişler ve hadisi Zührı'den: "Hayvanın sebep olduğu mağduriyet kederdir, kuyunun sebep olduğu mağduriyet kederdir, madenin sebep olduğu mağduriyet kederdir" şeklinde naklederek, ayağı zikretmemişlerdir ve doğru olan da budur.

 

 

نا أحمد بن محمد بن يزيد الزعفراني نا محمد بن زنجويه نا أبو النصر التمار عن أبي جزئ ح وحدثنا إسماعيل بن علي نا محمد بن الفضل بن سلمة نا أبو نصر التمار نا أبو جزئ عن السري بن إسماعيل عن الشعبي عن النعمان بن بشير قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم ما أوقف دابة في سبيل من سبل المسلمين أو في سوق من أسواقهم فأوطأت بيد أو رجل فهو ضامن

 

3338- Nu'man b. Beşir'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim müslümanların yolunda veya çarşısında hayvanını durdurursa ve hayvan ön veya arka ayağıyla bir zarar verirse, hayvan sahibi zararı karşılar. ''

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/344) ve Ma'rifetu's-Sünen 13/98 (17594).

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل نا أحمد بن إسماعيل المدني نا عبد الله بن نافع نا خالد بن إلياس عن أبي بكر بن سليمان بن أبي حثمة عن الشفاء أم سليمان أن النبي صلى الله عليه وسلم استعمل أبا جهم بن غانم على المغانم يوم حنين فأصاب رجلا بقوسه فشجه منقلة فقضى فيه رسول الله صلى الله عليه وسلم بخمس عشرة فريضة

 

3339- Şifa Ünunü Süleyman'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Cehm b. Ganim'i Huneyn günü ganimetlerle görevlendirince bir adama yayıyla başına vurup bir kemiğini kırdı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona on beş deve vermesine hükmetti.

 

 

نا أبو محمد بن صاعد نا أبو حصين عبد الله بن أحمد بن يونس نا عبثر نا حصين عن عامر قال أتى علي بسارق قد سرق فقطع يده ثم أتى به قد سرق فقطع رجله ثم أتى به الثالثة قد سرق فأمر به إلى السجن وقال دعوا له رجلا يمشي عليها ويدا يأكل بها ويستنجي بها

 

3340- Amir( -i Şa'bi) der ki: Hz. Ali'ye bir hırsız getirilince onun elini kesti. Adam (yine çaldığı için) bir daha getirilince ayağını kesti. Sonra bir daha getirilince hapsedilmesini emretti ve: "Ona yürüyeceği bir ayak, yiyeceği ve taharetleneceği bir el bırakın" dedi.

 

 

نا محمد بن الحسن نا أحمد بن العباس نا إسماعيل بن سعيد نا محمد بن الحسن عن أبي حنيفة عن عمرو بن مرة عن عبد الله بن سلمة عن علي رضى الله تعالى عنه قال إذا سرق السارق قطعت يده اليمنى فإن عاد قطعت رجله اليسرى فإن عاد ضمن السجن حتى يحدث خيرا إني لأستحيي أن أدعه ثم ذكر مثله

 

3341- Hz. Ali der ki: "Hırsız bir şey çalınca sağ eli kesilir. Bir daha çalarsa sol ayağı kesilir. Eğer bir daha çalarsa çaldığı kendisinden alınır ve iyi biri olana kadar hapsedilir. Ben onu ... şeklinde bırakmaktan utanırım" deyip önceki hadisin devamını aktardı.

 

 

نا الحسن بن أحمد بن سعيد الرهاوي نا العباس بن عبيد الله بن يحيى الرهاوي نا محمد بن يزيد بن سنان نا أبي نا هشام بن عروة عن محمد بن المنكدر عن جابر بن عبد الله قال أتى رسول الله صلى الله عليه وسلم بسارق فقطع يده ثم أتى به قد سرق فقطع رجله ثم أتى به قد سرق فقطع يده ثم أتى به قد سرق فقطع رجله ثم أتى به قد سرق فأمر به فقتل

 

3342- Cabir b. AbdilIah der ki: "ResululIah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir hırsız getirilince onun elini kesti. Adam yine çaldığı için bir daha getirilince ayağını kesti. Yine çaldığı için bir daha getirilince diğer elini kesti. Sonra bir daha getirilince diğer ayağını kesti. Sonra bir daha getirilince öldürülmesini emretti."

 

Tahric: Ebu Davud 4/565 (4410) ve Nesai (8/90).

 

 

نا بن الصواف نا محمد بن عثمان حدثني عمي القاسم نا عائذ بن حبيب عن هشام بن عروة عن محمد بن المنكدر عن جابر بن عبد الله عن النبي صلى الله عليه وسلم نحوه

 

3343- Aynı manada bir hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

 

نا أبو بكر الأبهري نا محمد بن خريم نا هشام بن عمار نا سعيد بن يحيى نا هشام بن عروة بإسناده مثله

 

3344- Aynı hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

 

ثنا محمد بن الحسن المقري نا أحمد بن العباس نا إسماعيل بن سعيد أنا الواقدي عن بن أبي ذئب عن خالد بن سلمة أراه عن أبي سلمة عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال إذا سرق السارق فاقطعوا يده فإن عاد فاقطعوا رجله فإن عاد فاقطعوا يده فإن عاد فاقطعوا رجله كذا قال خالد بن سلمة وقال غيره عن خاله الحارث عن أبي سلمة عن أبي هريرة

 

3345- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hırsız bir şey çalarsa elini kesiniz. Bir daha çalarsa ayağını kesiniz. Eğer yine çalarsa diğer elini kesiniz. Bir daha çalarsa ayağını kesiniz. "

 

Halid b. Seleme hadisi bu şekilde nakletmiştir. Başkası ise, dayısı - Ebu Seleme - Ebu Hureyre kanalıyla nakletmiştir.

 

Tahric: Zeylai, Nasbu'r-Raye (3/368-372).

 

 

نا عثمان بن أحمد الدقاق نا يحيى بن أبي طالب أنا عبد الوهاب أنا خالد الحذاء عن عكرمة عن بن عباس قال شهدت عمر بن الخطاب رضى الله تعالى عنه قطع بعد يد ورجل يدا

 

3346- İbn Abbas der ki: "Ömer b. el-Hattab'ın bir el ve ayaktan sonra (hırsızın diğer) elini kestiğine şahit oldum."

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/274).

 

 

نا أبو روق الهزاني نا أحمد بن روح نا سفيان عن مطرف عن الشعبي قال جاء رجلان برجل إلى علي بن أبي طالب رضى الله تعالى عنه فشهدا عليه بالسرقة فقطعه ثم جاؤوا بآخر بعد ذلك فقالا هو هذا غلطنا بالأول فلم يقبل شهادتهما على الآخر وغرمهما دية الأول وقال لو اعلم أنكما تعمدتما لقطعتكما

 

3347- Şabi der ki: İki kişi, bir adamı Ali b. Ebi Talib'e getirip hırsızlık yaptığına şahitlik edince adamın elini kesti. Sonra (bu iki kişi) başka birini getirdiler ve: "Asıl hırsız bu, diğerini yanlışlıkla getirmişiz" dediler. Hz. Ali onların ikinci kişi için olan şahitliklerini kabul etmedi ve birinci kişinin diyetini onlara ödetti. Sonra: "Eğer bunu kasıtlı olarak yaptığınızı bilsem, sizin de elinizi keserdim" dedi.

 

Tahric: Beyhakl, S. el-Kübra (8/41).

 

 

نا محمد بن مخلد نا أحمد بن منصور الرمادي نا سعيد بن عفير نا مفضل بن فضالة عن يونس بن يزيد عن سعد بن إبراهيم حدثني أخي المسور عن عبد الرحمن بن عوف قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا غرم على السارق يعني إذا أقيم عليه الحد

 

3348- Abdurrahman b. Avf'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hırsıza had uygulanınca artık çaldığını ödemesi istenmez" buyurdu.

 

Tahric: Nesai 8/93 (4999).

 

 

نا محمد بن مخلد نا محمد بن إسحاق الصاغاني نا سعيد بن عفير وأبو صالح قالا نا مفضل بن فضالة عن يونس بن يزيد عن سعد بن إبراهيم عن أخيه مسور بن إبراهيم عن عبد الرحمن بن عوف قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا غرم على السارق بعد قطع يمينه

 

3349- Abdurrahman b. Avf'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hırsızın sağ eli kesildikten sonra artık çaldığını ödemesi istenmez" buyurdu.

 

Tahric: Taberani, M. el-Evsat (99274).

 

 

نا الحسين بن محمد بن سعد البزاز وعبد الله بن أحمد بن ثابت قالا نا محمد بن عبد الملك بن زنجويه نا عبد الغفار بن داود نا المفضل بن فضالة عن يونس بن يزيد عن سعد بن إبراهيم عن أخيه المسور عن عبد الرحمن بن عوف أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال لا يغرم السارق إذا أقيم عليه الحد نا محمد بن مخلد نا الرمادي نا أبو صالح الحراني عبد الغفار بن داود نا مفضل بن فضالة عن يونس بن يزيد عن سعيد بن إبراهيم قصة عبد الرحمن بن عوف في السارق قال أبو صالح قلت للمفضل بن فضالة يا أبا معاوية إنما هو سعد بن إبراهيم فقال هكذا حدثني أو قال في كتابي سعيد بن إبراهيم مجهول والمسور بن إبراهيم لم يدرك عبد الرحمن بن عوف وإن صح إسناده كان مرسلا والله أعلم

 

3350- Abdurrahman b. Avfın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hırsıza had uygulanınca artık çaldığını ödemesi istenmez" buyurdu.

 

 

3351- Ebu Salih el-Harrani Abdulğaffar b. Davud, Mufaddal b. Fadala'dan, Yunus b. Yezid'den, Said b. İbrahim'den Abdurrahman b. Avf'ın hırsızIa ilgili rivayetini nakledip şöyle dedi: Mufaddal'a: "Ey Ebu Muaviye! Bu kişi (Said değil) Sa'd b. İbrahim'dir" dedim. Bana: "(Yunus) bana bu şekilde nakletti -veya kitabımda bu şekildedir-" dedi.

 

Said b. ibrahım meçhuldür. Misver b. ibrahım, Abdurrahman b. Avf'a yetişmemiştir. Eğer hadisin isnadı sahihse mürseldir.

 

 

نا محمد بن مخلد نا أبو محمد جعفر بن محمد الخندقي نا خالد بن خداش نا إسحاق بن الفرات عن المفضل بن فضالة عن يونس بن يزيد عن الزهري عن سعد بن إبراهيم عن المسور بن مخرمة عن عبد الرحمن بن عوف قال أتى النبي صلى الله عليه وسلم بسارق فأمر بقطعه قال لا غرم عليه هذا وهم من وجوه عدة

 

3352- Abdurrahman b. Avfın bildirdiğine göre Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir hırsız getirilince elinin kesilmesini emretti ve "Çaldığını ödemesi gerekmez" buyurdu.

 

 

نا علي بن محمد المصري نا عمر بن أحمد بن السرح نا عبد الغفار بن داود أبو صالح نا المفضل بن فضالة عن يونس عن سعيد بن إبراهيم عن أخيه المسور عن عبد الرحمن بن عوف أن النبي صلى الله عليه وسلم قال لا يغرم السارق إذا أقيم عليه الحد قال أبو صالح قلت للمفضل إنما هو سعد بن إبراهيم فقال هكذا في كتابي أو هكذا قال الشك من أبي صالح

 

3353- Abdurrahman b. Avf'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hırsıza had uygulanınca artık çaldığını ödemesi istenmez" buyurdu.

 

Ebu Salih der ki: Mufaddal'a: "Bu kişi (Said değil) Sa'd b. İbrahim'dir" dedim. Bana: Kitabımda bu şekildedir -veya bu şekildedir-" dedi. Emin olmayan Ebu Salih'tir.

 

 

ثنا يعقوب بن إبراهيم البزاز نا الحسن بن عرفة نا إسماعيل بن علية عن أيوب عن نافع أن رجلا أقطع اليد والرجل نزل على أبي بكر الصديق فكان يصلي من الليل قال فقال له أبو بكر ما ليلك بليل سارق من قطعك قال يعلى بن أمية ظلما قال فقال له أبو بكر لأكتبن إليه وتوعده فبيناهم كذلك إذا فقدوا حليا لأسماء بنت عميس قال فجعل يقول اللهم أظهر على صاحبه قال فوجد عند صائغ فألجئ حتى ألجئ إلى الأقطع فقال أبو بكر والله لغرته بالله كان أشد علي مما صنع اقطعوا رجله فقال عمر بل نقطع يده كما قال الله عز وجل قال دونك

 

3354- Nafı'nin bildirdiğine göre eli ve ayağı kesilmiş bir adam Ebu Bekr es-Sıddik'in yanında misafir oldu. Adam gece namaz kılıyordu. Hz. Ebu Bekr: "Senin gecen, çalan birinin gecesi değildir. Seni kim böyle kesti?" diye sorunca: "Zalim, Ya'la b. Munye" cevabım verdi. Ebu Bekr: "Ona yazacağım" diye vaad etti. Bu sırada Esma binti Umeys'in bir gerdanlığı çalınınca adam: "Allahım! Bunu çalanı ortaya çıkar" diye dua etmeye başladı. Daha sonra gerdanlığı bir kuyumcuda buldular. Kuyumcu gerdanlığı kendisine eli ayağı kesik adamın getirdiğini söyleyince Hz. Ebu Bekr: "Vallahi, beni Allah ile aldatması, yaptığından daha ağır geldi. Bunun ayağını kesin" dedi. Hz. Ömer: "Allah'ın da buyurduğu gibi elini keselim" deyince Hz. Ebü Bekr: "Sen geri dur" karşılığını verdi.

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم نا عبد الرزاق عن معمر عن أيوب عن نافع عن بن عمر قال إنما قطع أبو بكر رجل الذي قطع يعلى بن أمية وكان مقطوع اليد قبل ذلك

 

3355- İbn Ömer: "Ebü Bekr, Ya'la b. Umeyye'nin elini kesen kişinin ayağını kestirmişti. Bu kişinin eli daha önce kesilmişti" dedi.

 

Tahric: Abdürrezzak 10/185 (18771).

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم نا عبد الرزاق نا معمر عن الزهري عن عروة عن عائشة قالت كان رجل أسود يأتي أبا بكر فيدنيه ويقرئه القرآن حتى بعث ساعيا أو قال سرية فقال أرسلني معه قال بل تمكث عندنا فأبى فأرسله معه واستوصاه به خيرا فلم يغبر عنه إلا قليلا حتى جاء قد قطعت يده فلما رآه أبو بكر فاضت عيناه فقال ما شأنك قال ما زدت على أنه كان يوليني شيئا من عمله فخنته فريضة واحدة فقطع يدي فقال أبو بكر تجدون الذي قطع هذا يخون أكثر من عشرين فريضة والله لئن كنت صادقا لأقيدنك به قال ثم أدناه ولم يحول منزلته التي كانت له منه قال فكان الرجل يقوم بالليل فيقرأ فإذا سمع أبو بكر صوته قال يالله لرجل قطع هذا قال فلم يغبر إلا قليلا حتى فقد آل أبي بكر حليا لهم ومتاعا فقال أبو بكر طرق الحي الليلة فقام الأقطع فاستقبل القبلة ورفع يده الصحيحة والأخرى التي قطعت فقال اللهم أظهر على من سرقهم أو نحو هذا وكان معمر ربما قال اللهم أظهر على من سرق أهل هذا البيت الصالحين قال فما انتصف النهار حتى عثروا على المتاع عنده فقال له أبو بكر ويلك إنك لقليل العلم بالله فأمر به فقطعت رجله قال معمر وأخبرني أيوب عن نافع عن بن عمر نحوه إلا أنه قال كان إذا سمع أبو بكر صوته من الليل قال ما ليلك بليل سارق

 

3356- Hz. Aişe anlatıyor: Siyah bir adam Ebu Bekr'e gelince, Ebu Bekr onu kendine yaklaştırır ve ona Kur'an okuturdu. Ebu Bekr bir vergi toplama işi veya askeri bir vazife için bir adam gönderdi. O siyah zat: "Beni de onunla beraber gönder" deyince, Ebu Bekr: "Hayır bizim yanımızda duracaksın" karşılığını verdi. Adam ısrar edince, Ebu Bekr onu memuruyla beraber gönderdi ve memuruna ona iyi davranmasını tavsiye etti. Kısa bir zaman sonra siyah adam eli kesilmiş olarak geri döndü. Ebu Bekr onu görünce gözleri yaşla doldu ve ona: "Ne oldu sana?" diye sordu. Siyah adam:

O bana bazı işlerini yapma vazifesini veriyordu. Tek bir vazifede ona ihanet ettim. O da elimi kesti. Bundan başka bir şey yapmadım" cevabını verince, Ebu Bekr: "Bunun elini kesenin belki de yirmiden fazla vazifede ihanet ettiğini görürsünüz. Allah'a yemin olsun ki eğer sen doğru söylüyorsan sana yapılanın karşılığında ona mutlaka kısas uygulayacağım" dedi. Sonra Ebu Bekr bu siyah adama yine ilgi gösterdi. Bu hadise siyah adamın Ebu Bekr'in yanındaki itibarım sarsmadı. Adam geceleri kalkıp Kur'an okuyordu. Ebu Bekr sesini işitince: "Vay haline o adamın! Bu zatın elini nasıl kesti?" derdi. Aradan uzun zaman geçmeden Ebu Bekr ailesi kendilerine ait ziynetlerini ve bazı eşyalarım kaybettiler. Ebu Bekr bu siyah adama: "Bu gece diri olan Allah'ın kapısını çal. (Allah'a dua et, hırsızı bildirsin)" deyince, adam kalkıp kıbleye yöneldi; sağlam ve kesik elini kaldırarak: "Allahım! Sen hırsızlık edeni bana göster" diye veya buna benzer bir dua etti. -ravi Ma'mer, bazen bunu: "Allahım! Bu salih ailenin malını çalan kişiyi açığa çıkar" diye dua etti, şeklinde aktardı-. Günün yarısı olmadan, kaybolan eşyaları bu adamın yanında buldular ve Ebu Bekr: ''Yazık sana! Sen Allah'ı iyice tanımıyorsun" deyip emir verdi ve adamın ayağı kesildi.

 

Ma'mer der ki: Eyyub, Nafı kanalıyla İbn Ömer'den ayın rivayet te bulundu; ancak farklı olarak: "Ebu Bekr, gece vakti bu adamın sesini duyunca: ‘‘Senin sesin, gece hırsızlık yapacak birinin sesi değildir’‘ derdi" ibaresi vardır.

 

Tahric: Abdürrezzak 10/188 (18774).

 

 

نا محمد بن إسماعيل نا إسحاق بن إبراهيم ثنا عبد الرزاق عن معمر عن خالد الحذاء عن عكرمة عن بن عباس قال أشهد لرأيت عمر قطع رجل رجل بعد يد ورجل سرق الثالثة

 

3357- İbn Abbas der ki: "Hz. Ömer'in, eli ve ayağı kesildikten sonra üçüncü defa hırsızlık yapan bir adamın ayağını kestirdiğini gördüm."

 

Tahric: Abdürrezzak 10/187 (18768); Beyhaki, S. el-Kübra (8/274) ve İbn Ebi Şeybe 9/511 (8315).

 

 

ثنا بن مبشر نا أحمد بن سنان نا عبد الرحمن بن مهدي عن سفيان عن عيسى عن الشعبي عن عبد الله أن النبي صلى الله عليه وسلم قطع في قيمة خمسة دراهم

 

3358- Abdullah (b. Mes'ud)'un bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beş dirhem değerinde bir şey çalanın elini kestirdi.

 

Tahric: Nesai 8/82 (4957)

 

 

نا محمد بن مخلد نا محمد بن هارون نا أبو خيثمة نا عبد الرحمن عن سفيان عن عيسى بن أبي عزة بهذا

 

3359- Aynı hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

 

نا محمد بن مخلد نا محمد بن هارون الفلاس وكان حافظا أنا أبو بكر بن أبي شيبة نا عبد الله بن إدريس عن سعيد بن أبي عروبة عن قتادة عن سعيد بن المسيب عن عمر قال لا تقطع الخمس إلا في خمس

 

3360- Said b. el-Müseyyeb'in bildirdiğine göre Hz. Ömer: "Beş (parmağı olan el) ancak beş (dirhemlik) şeyde kesilir" dedi.

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/263).

 

 

نا محمد بن مخلد نا محمد بن هارون الفلاس نا عبيد الله بن عمر نا هشيم عن منصور بن زاذان عن قتادة عن سليمان بن يسار عن عمر قال لا تقطع الخمس إلا في خمس

 

3361- Süleyman b. Yesar'ın bildirdiğine göre Hz. Ömer: "Beş (parmağı olan el) ancak beş (dirhemlik) şeyde kesilir" dedi.

 

Tahric: Nesal 8/82 (4955).

 

 

نا محمد بن مخلد نا محمد بن هارون الفلاس ثنا سليمان بن حرب نا أبو هلال الراسبي عن قتادة عن أنس أن النبي صلى الله عليه وسلم قطع في شيء قيمته خمسة دراهم قال أبو هلال فقالوا لي إن بن أبي عروبة يقول هو عن أنس عن أبي بكر الصديق قال فلقيت هشاما الدستوائي فذكرت ذلك له فقال هو عن قتادة عن أنس عن النبي صلى الله عليه وسلم قال أبو هلال فإن لم يكن عن أنس عن النبي صلى الله عليه وسلم فهو عن النبي صلى الله عليه وسلم أو عن أبي بكر الصديق رضى الله تعالى عنه

 

3362- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beş drhem değerinde bir hırsızlıktan dolayı el kestirdi.

 

Ebu Hilal der ki: "ibn Ebı Arube, Enes'ten, Ebu Bekr es-Sıddik'ten naklediyor" denilince Hişam ed-Destuvai'yi bulup bunu kendisine zikrettim. Bana: "Bu hadis, Katade -Enes kanalıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nakledilmiştir" dedi.

 

Ebu Hilal der ki: Eğer hadis Enes -Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) değilse, bu hadis Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) veya Ebu Bekr es-Sıddik'tendir.

 

Tahric: Nesal 8/77 (4911).

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا يونس بن عبد الأعلى نا بن وهب قال سمعت بن جريج يحدث عن أبي الزبير عن جابر أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال ليس على الخائن ولا على المختلس ولا على المنتهب قطع

 

3363- Cabir'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hainin, muhtelisin (bir şeyi aşıranın) ve muntehibin (kapkaççının) -eli kesilmez" buyurdu.

 

Tahric: Ebu Davud 4/551-552 (4391); Tirmizi 4/52 (1448); Nesai (8/88-89) ve İbn Mace 2/864 (2591).

 

 

ثنا أبو بكر النيسابوري نا يونس بن عبد الأعلى نا سفيان عن الزهري عن السائب بن يزيد عن عبد الله بن عمرو الحضرمي قال أتيت عمر بن الخطاب رضى الله تعالى عنه بغلام لي فقلت يا أمير المؤمنين أقطع هذا قال وما شأنه قلت سرق مرآة لامرأتي خير من ستين درهما قال خادمكم سرق متاعكم لا قطع عليه

 

3364- Abdullah b. Amr el-Hadrami der ki: Bir kölemle Ömer b. elHattab'a gidip: "Ey müminlerin emiri! Bunun elini kes" dedim. Bana: "Ne yaptı?" diye sorunca da: "Hanımlarımdan birinden, altmış dirhemden daha değerli bir şey çaldı" cevabını verdi. Ömer: "Hizmetçiniz eşyanız! çalmış. Bunda kesme cezası yoktur" dedi. 

 

Tahric: Malik 2/839-840 (33); Şafii, el-Ümm (6/151) ve Beyhaki, Ma'rifetu's-Sünen 12/432 (17263) ve S. el-Kübra (8/282).

 

 

نا بن مبشر نا أحمد بن المقدام نا محمد بن بكر نا بن جريج نا سعد بن سعيد أخو يحيى بن سعيد أن عمرة بنت عبد الرحمن حدثته عن عائشة أنها سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول إن كسر عظم الميت ميتا مثل كسره حيا في الإثم

 

3365- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ölünün kemiğini kırmak, günah olarak onu diri iken kırmak gibidir" buyurdu.

 

Tahric: Ebu Davud (3207) ve İbn Mace (1616).

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم بن عباد نا عبد الرزاق أنا بن جريج وداود بن قيس وأبو بكر بن محمد عن سعد بن سعيد أخي يحيى بن سعيد عن عمرة عن عائشة أنها سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول إن كسر عظم الميت ميتا مثل كسره حيا يعني في الإثم

 

3366- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "'Ölünün kemiğini kırmak, günah olarak onu diri iken kırmak gibidir" buyurdu.

 

Tahric: Abdürrezzak 3/444 (6256); Beyhakl, S. el-Kübra (4/58); Ahmed (6/105, 168) ve Ebu Nuaym, Hilye (7/95).

 

 

نا أبو الأسود عبيد الله بن موسى بن إسحاق نا الحنيني نا أبو حذيفة نا زهير بن محمد عن إسماعيل بن أبي حكيم عن القاسم عن عائشة قالت قال رسول الله صلى الله عليه وسلم كسر عظم الميت ككسره حيا

 

3367- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ölünün kemiğini kırmak, onu diri iken kırmak gibidir" buyurdu.

 

 

نا بن صاعد نا محمد بن يعقوب الزبيري ومحمد بن عبد الله بن عبد الحكم قالا نا بن وهب أخبرني مخرمة بن بكير عن أبيه عن سليمان بن يسار ح ونا الحسين بن إسماعيل نا عبيد الله بن سعد نا عمي نا أبي عن بن إسحاق حدثني يزيد بن أبي حبيب أن بكير بن عبد الله بن ألأشج حدثه أن سليمان بن يسار حدثه أن عمرة بنت عبد الرحمن حدثته أنها سمعت عائشة تقول قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا يقطع السارق فيما دون ثمن المجن قال فقيل لعائشة ما ثمن المجن قالت ربع دينار قال بن صاعد عن عمرة عن عائشة قالت سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول لا تقطع يد السارق إلا في ربع دينار فصاعدا

 

3368- Hz. Aişe: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Kalkanın değerinden az olan bir şeyi çalanın eli kesilmez’‘ buyurdu" deyince kendisine: "Kalkanın değeri ne kadardır?" diye soruldu. Hz. Aişe: "Çeyrek dinar (altın)" cevabını verdi.

 

İbn Said'in Hz. Aişe'den bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hırsızın eli ancak çeyrek dinar ve daha fazlası için kesilir" buyurdu.

 

Tahric: Müslim (1684).

 

 

حدثنا أحمد بن عبد الله بن محمد الوكيل نا عمر بن معمر العمركي نا خالد بن مخلد نا عبد الله بن جعفر بن عبد الرحمن بن المسور عن يزيد بن عبد الله بن الهاد عن أبي بكر بن حزم عن عروة عن عائشة رضى الله تعالى عنها قالت قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا تقطع اليد إلا في ربع دينار فصاعدا

 

3369- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"El, ancak çeyrek dinar ve daha fazla olan hırsızlıkta kesilir" buyurdu.

 

Tahric: Müslim (1684).

 

 

نا محمد بن مخلد نا محمد بن إسحاق الصاغاني نا قدامة بن محمد المديني حدثني مخرمة بن بكير عن أبيه قال سمعت عثمان بن أبي الوليد مولى الأخنسيين يقول سمعت عروة بن الزبير يقول كانت عائشة تحدث عن النبي صلى الله عليه وسلم قال لا تقطع اليد إلا في المجن أو ثمنه قال وزعم أن عروة قال وثمن المجن أربعة دراهم قال وسمعت سليمان بن يسار يقول لا تقطع اليد إلا في ربع دينار فما فوق

 

3370- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "El, ancak kalkan veya onun değerinde olan hırsızlıkta kesilir" buyurdu.

 

Urve'nin iddia ettiğine göre Hz. Aişe: "Kalkanm değeri dört dirhemdir" demiştir. Urve ekledi: Süleyman b. Yesar'm: "El, ancak çeyrek dinar ve daha fazla olan hırsızhkta kesilir" dediğini işittim.

 

Tahric: Nesai (8/81).

 

 

نا بن صاعد نا خلاد بن اسلم نا عبد الله بن إدريس عن يحيى بن سعيد ومحمد بن إسحاق ومالك بن أنس عن نافع عن بن عمر أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قطع في مجن قيمته ثلاثة دراهم

 

3371- İbn Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç dirhem değerindeki bir kalkanın çalınması sebebiyle el kestirdi.

 

Tahric: Müslim (1686).

 

 

نا عبد الله بن أحمد نا ثابت نا عيسى بن أبي حرب نا يحيى بن أبي بكير ثنا شعبة عن قتادة عن أنس أن رجلا سرق مجنا على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم فقوم خمسة دراهم فقطعه

 

3372- Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bir adam bir kalkan çalınca, değeri beş dirhem olarak takdir edildi ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın elini kestirdi.

 

 

حدثنا الحسين بن إسماعيل نا يوسف بن موسى نا عبد الله بن إدريس وعبد الله بن نمير عن بن إسحاق ح ونا محمد بن القاسم بن زكريا نا هارون بن إسحاق نا المحاربي عن محمد بن إسحاق عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قال كان ثمن المجن على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم عشرة دراهم

 

3373- Amr b. Şuayb, babası kanalıyla dedesinin şöyle dediğini bildirir: "Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem} zamanında kalkanın değeri on dirhemdi."

 

Tahric: Nesai (8/84).

 

 

نا أحمد بن علي بن العلاء نا أبو عبيدة بن أبي السفر نا أبو أسامة عن الوليد بن كثير عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قال كان ثمن المجن يومئذ عشرة دراهم قال الوليد حدثني من سمع عطاء يقول ثمن المجن يومئذ عشرة دراهم

 

3374- Amr b. Şuayb, babası kanalıyla dedesinin şöyle dediğini bildirir: ''Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında kalkanın değeri on dirhemdi."

 

Velid: "Ata'yı işiten biri onun: "O zaman kalkanın değeri on dirhemdi" dediğini söyledi.

 

 

نا بن صاعد نا خلاد بن أسلم نا عبد الله بن إدريس عن محمد بن إسحاق عن عطاء عن بن عباس قال كان ثمن المجن على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم عشرة دراهم

 

3375- İbn Abbas der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında kalkanın değeri on dirhemdi."

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا أحمد بن عبد الوهاب بن نجدة نا أحمد بن خالد الوهبي نا محمد بن إسحاق عن أيوب بن موسى عن عطاء عن بن عباس قال كان المجن يقوم على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم عشرة دراهم

 

3376- İbn Abbas der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında kalkana on dirhem değer biçilirdi."

 

 

نا أحمد بن محمد بن سعدان نا شعيب بن أيوب نا عبد الله بن نمير نا محمد بن إسحاق عن أيوب بن موسى عن عطاء عن بن عباس قال كان ثمن المجن يقوم على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم عشرة دراهم

 

3377- İbn Abbas der ki: "Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem} zamanında kalkana on dirhem değer biçilirdi."

 

Tahric: Nesai 8/83 (4966).

 

 

حدثنا أحمد نا شعيب بن أيوب نا أبو أسامة عن الوليد بن كثير حدثني من سمع عطاء عن بن عباس أن ثمن المجن يومئذ عشرة دراهم خالفه منصور رواه عن عطاء عن أيمن وأيمن لا صحبة له

 

3378- Ata'nın bildirdiğine göre İbn Abbas: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında kalkan on dirhem değerindeydi" demiştir.

 

Mansur, Ata kanalıyla Eymen'den rivayet ederek ona muhalefet etmiştir. Eymen ibn Abbas'ın sohbetinde bulunmamıştır.

 

Tahric: Nesai8/82-83 (4958).

 

 

نا محمد بن القاسم بن زكريا نا هشام بن يونس نا أبو مالك الجنبي عن حجاج ح ونا أبو ذر أحمد بن محمد بن محمد بن سليمان نا عمر بن شبه بن عبيدة نا أبو قتيبة سلم بن قتيبة الشعيري نا زفر بن الهذيل نا حجاج بن أرطأة عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا يقطع السارق إلا في عشرة دراهم وقال أبو مالك في أقل من عشرة

 

3379- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hırsızın eli, ancak on dirhem değerinde bir şey çalınca kesilir" buyurdu.

 

Ebu Malik rivayetinde: "On dirhemden az olan şeyde kesilmez" ibaresi geçmiştir.

 

Tahric: Zeylai (3/359).

 

 

نا الحسين بن إسماعيل نا يوسف بن موسى نا سلمة بن الفضل عن حجاج بإسناده لا يقطع السارق في أقل من ثمن المجن وكان ثمن المجن عشرة دراهم

 

3380- Seleme b. el-Fadl, Haccac'dan isnadıyla hadisi: "Hırsızın eli, kalkan değerinden az olan şeylerde kesilmez" şeklinde rivayet etmiştir. O zamanda kalkanın değeri on dirhemdi.

 

 

نا محمد بن القاسم بن زكريا نا هارون بن إسحاق نا المحاربي نا محمد بن إسحاق عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قال كان ثمن المجن على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم عشرة دراهم

 

3381- Amr b. Şuayb, babası kanalıyla dedesinin: "ResululIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında kalkanın değeri on dirhemdi" dediğini nakleder.

 

 

نا محمد بن مخلد نا محمد بن هارون الحربي أبو جعفر هو أبو نشيط نا أحمد بن خالد الوهبي نا محمد بن إسحاق بإسناده نحوه

 

3382- Aynı manada bir hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

 

نا محمد بن الحسن نا أحمد بن العباس نا إسماعيل بن سعيد نا محمد بن الحسن وأبو مطيع عن أبي حنيفة عن القاسم بن عبد الرحمن عن أبيه عن بن مسعود قال لا يقطع السارق في أقل من عشرة دراهم

 

3383- Abdullah b. Mes'ud: "On dirhemden az (değerde eşya) çalan hırsızın eli kesilmez" demiştir.

 

Tahric: Taberani, M. el-Evsat (7142).

 

 

نا محمد بن الحسن نا أحمد بن العباس نا إسماعيل بن إدريس عن المسعودي عن القاسم قال قال عبد الله مثله أرسله المسعودي وقال الشعبي عن بن مسعود أن النبي صلى الله عليه وسلم قطع في خمسة دراهم

 

3384- Aynı hadis başka bir kanalla da nakledilmiştir.

 

Şa'bi'nin İbn Mes'ud'dan bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beş dirhem çalan birinin elini kestirdi.

 

Tahric: Nesai (8/82)

 

 

نا محمد بن عمرو بن البختري نا سعدان بن نصر نا إسحاق الأزرق عن عبد الملك عن عطاء عن أيمن مولى بن الزبير عن سبيع أو تبيع عن كعب قال من توضأ فأحسن الوضوء ثم صلى العشاء الآخرة وصلى بعدها أربع ركعات فأتم ركوعهن وسجودهن ويعلم ما يقترئ فيهن كن له بمنزلة ليلة القدر أسنده عطاء عن أيمن مولى بن الزبير عن سبيع أو تبيع وأيمن هذا هو الذي يروى عن النبي صلى الله عليه وسلم أن ثمن المجن دينار وهو من التابعين ولم يدرك زمان النبي صلى الله عليه وسلم ولا الخلفاء بعده

 

3385- Ka'b(u'l-ahbar) der ki: "Kim güzelce abdest alıp yatsı namazını kıldıktan sonra dört rekat kılarsa ve rüku ve secdelerini güzelce yapıp bu rekatlarda neler okuduğunu (manasını) bilirse, bunlar onun için Kadir gecesi seviyesinde olur."

 

Ata bunu ibnu'z-Zübeyr'in azatlısı Eymen kanalıyla Subey' veya Tubey'den nakletmiştir. Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kalkanın değeri bir dinardır" hadisini nakleden Eymen, tabiOndandır. Ne Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanına, ne de Raşid halifelerin zamanına yetişmemiştir.

 

 

نا عبد الله بن محمد بن عبد العزيز نا عباس بن الوليد النرسي نا عبد الله بن داود قال سمعت عبد الواحد بن أيمن يذكر عن أبيه قال وكان عطاء ومجاهد قد رويا عن أبيه كتب إلينا أحمد بن عمير بن يوسف نا محمد بن هشام البعلبكي نا سويد بن عبد العزيز نا سفيان بن حسين الواسطي عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن رسول الله صلى الله عليه وسلم سئل عن اللقطة توجد في الأرض المسكونة والسبيل الميتاء فقال عرفها سنة فإن جاء صاحبها وإلا فهي لك وسئل عن اللقطة توجد في أرض العدو فقال فيها وفي الركاز الخمس قال وسئل عن ضالة الغنم فقال إنها هي لك أو لأخيك أو للذئب قال وسئل عن ضالة الإبل فقال دعها فإن معها حذاؤها وسقاؤها ترد الماء وتأكل من الشجر قال وسئل عن حريسة الجبل قال يضرب ضربات ويضعف عليه الغرم وقال إذا كان من المراح فبلغ ثمن المجن وهو الدينار ففيه القطع فإذا كان أدون ذلك ضرب ضربات وأضعف عليه الغرم وسئل عن الثمر في أكمامها قال يضرب ضربات ويضعف عليه الغرم قال فإذا كان من الجرين فبلغ ثمن المجن وهو الدينار ففيه القطع فإذا كان دون ذلك ضرب ضربات وأضعف عليه الغرم

 

3386- Bu hadis başka bir kanalla da nakledilmiştir. Amr b. Şuayb, babası kanalıyla dedesinden bildiriyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iskan edilen yerde ve insanların gelip geçtiği yolda bulunan şey (yitik) sorulunca: "Onu bir yıl ilan et. Sahibi gelmezse o senindir" buyurdu,

 

Düşman toprağında bulunan şey sorulunca: "Onun ve rikazın (maden ve definenin) beşte biri beytülmalindir" buyurdu.

 

Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kaybolan koyun sorulunca: "Onu al, o ya senin, ya kardeşinin veya kurdundur" buyurdu. Kaybolan deve sorulunca ise:

"Onu bırak, onun yürüyecek ayakları var, suyu yanındadır. O suya gider ve ağaçları otlar" buyurdu.

 

Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dağda otlatılan koyunlarem çalınması) sorulunca ise: "Ona dayak atılır ve verdiği zarar iki katıyla ondan alınır" buyurdu ve şöyle devam etti: "Eğer ağıldan çalınan şey bir kalkan -ki o da bir dinar eder- değerindeyse el kesme cezası verilir. Ondan daha az olursa ona iki defa vurulur ve çaldığının iki katı kendisinden alınır." Yine Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dallarında olan meyveleri çalanın durumu sorulunca: "Ona dayak atılır ve verdiği zarar iki katıyla ondan alınır" buyurdu ve şöyle devam etti: "Eğer harmandan çalarsa ve bu çalınan bir kalkan -ki o da bir dinar eder- değerindeyse, bundan dolayı el kesilir. Bundan daha az olursa ona dayak atılır ve çaldığının iki katı ödetilir."

 

 

نا عبد الله بن محمد بن سعيد المقري نا محمد بن أشكاب نا أبو عتاب الدلال نا مختار بن نافع نا أبو حيان التيمي عن أبيه عن علي عليه السلام أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قطع في بيضة من حديد قيمتها إحدى وعشرون درهما

 

3387- Hz. Ali'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) demirden yapılmış bir miğferi çalan kişinin elini kesmiştir.

 

Tahric: Abdürrezzak 10/237 (18975).

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا عيسى بن أبي عمران الرملي نا الوليد بن مسلم نا بن جريج عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن النبي صلى الله عليه وسلم قال من تطبب ولم يعلم منه الطب قبل ذلك فهو ضامن

 

3388- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: uTabiplik bilgisi olmadığı halde tedavi etmeye çalışan kişi, verdiği zarardan sorumludur. "

 

Tahric: Ebu Davud 4/710 (4586); Nesai (8/52-53) ve İbn Mace 2/1148 (3466).

 

 

نا محمد بن عبد الله بن إبراهيم نا محمد بن بشر بن مطر نا محمد بن عبد الرحمن بن سهم نا الوليد بن مسلم نا عبد الملك بن عبد العزيز بن جريج عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم من تطبب ولم يكن بالطب معروفا فأصاب نفسا فما دونها فهو ضامن لم يسنده عن بن جريج غير الوليد بن مسلم وغيره يرويه عن بن جريج عن عمرو بن شعيب مرسلا عن النبي صلى الله عليه وسلم

 

3389- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: uTabiplik bilgisi olmadığı halde tedavi etmeye çalışan kişi verdiği zarardan sorumludur. "

 

Bu hadisi ibn (üreye'den sadece Velid b. Müslim, müsned olarak rivayet etmiştir.

Başkaları bu hadisi ibn Cüreyc -Amr b. Şuayb kanalıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mürsel olarak nakletmişlerdir.

 

 

نا عبد الله بن محمد بن عبد العزيز نا أبو معمر القطيعي نا هشام وحفص بن غياث عن أشعث عن عدي بن ثابت عن البراء قال لقيت خالي فقلت أين تريد قال بعثني رسول الله صلى الله عليه وسلم إلى رجل تزوج امرأة أبيه فأمرني أن أضرب عنقه زاد حفص وآتيه برأسه

 

3390- Bera der ki: Dayımla karşılaşınca: "Nereye gidiyorsun?" diye sordum. Bana: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni, babasının hanımıyla evlenen birinin boynunu vurmam için gönderdi" cevabını verdi.

 

Hafs: "Başını getirmemi istedi" sözünü de eklemiştir.

 

Tahric: Tirmizi 3/634 (1362) ve İbn Mace 2/869 (2607).

 

 

نا عبد الله بن محمد ثنا أبو معمر نا صالح بن عمر عن مطرف عن أبي الجهم عن البراء قال بعث رسول الله صلى الله عليه وسلم إلى رجل تزوج امرأة أبيه أن يضرب عنقه

 

3391- Bera der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adamı, babasının hanımıyla evlenen bir kişinin boynunu vurmak için gönderdi." 

 

Tahric: Ebu Davud 4/157 (4456).

 

 

نا أبو صالح الأصبهاني نا الحسن بن أبي الربيع نا عبد الرزاق أنا بن جريج أخبرني أبو الزبير أن عبد الرحمن بن الصامت بن عم أبي هريرة أخبره أنه سمع أبا هريرة يقول جاء الأسلمي نبي الله صلى الله عليه وسلم فشهد على نفسه أنه أصاب امرأة حراما أربع مرات كل ذلك يعرض عنه فأقبل في الخامسة فقال كلمة أنكتها قال نعم قال حتى غاب ذلك منها كما يغيب المرود في المكحلة والرشاء في البئر قال نعم قال هل تدري ما الزنى قال نعم أتيت منها حراما ما يأتي الرجل من امرأته حلالا قال فما تريد بهذا القول قال أريد أن تطهرني فأمر به النبي صلى الله عليه وسلم فرجم فسمع النبي صلى الله عليه وسلم رجلين من أصحابه يقول أحدهما لصاحبه أنظر إلى هذا الذي ستر الله عليه ولم تدعه نفسه حتى رجم رجم الكلاب فسكت النبي صلى الله عليه وسلم ثم سار ساعة حتى مر بجيفة حمار شائل برجله فقال أين فلان وفلان قالا نحن ذان يا رسول الله قال انزلا فكلا من جيفة هذا الحمار قالا يا نبي الله غفر الله لك من يأكل من هذا قال ما نلتما من عرض أخيكما آنفا أشد من أكل الميتة والذي نفسي بيده إنه الآن لفي أنهار الجنة ينغمس فيها

 

3392- Ebu Hureyre der ki: (Maiz) Eslemi Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip dört defa yabancı bir kadınla zina yaptığım söyledi ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) her defasında yüz çevirdi. Adam beşinci defa aynı şeyi söyleyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onunla ilişkiye girdin mi?" diye sordu. Adam: "Evet" cevabını verince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(erkeklik organı) sürmeliğin sürmedanlığa, kovanın kuyuya girdiği gibi girdimi?" diye sordu. Adam: "Evet" cevabını verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Zinanın ne demek olduğunu biliyor musun?" diye sordu. Adam:

 

"Evet. Kişinin hanımı ile helal olarak yaptığını ben onuma haram olarak yaptım" cevabını verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu sözlerinle neyi kastediyorsun?" diye sordu. Adam: "Beni temizlemeni istiyorum" deyince Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emriyle adam recmedildi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sahabeden iki kişinin birbirine: "Şuna bak, Allah onu gizlemişken nefsi onu bırakmadı da köpek taşlanır gibi taşlandı (recmedildi)" dediğini duydu. Hiç ses çıkarmadı, sonra bir müddet yürüdü ve ayağını dikmiş bir eşek leşine rastladı ve: "Falan ve falan nerede?" diye sordu. Omar:

"Buradayız ey Allah'ın Resulü!" karşılığını verince: "İniniz ve şu eşeğin leşinden yiyiniz" buyurdu. Onlar: "Allah seni bağışlasın ey Allah'ın Resulü! Bundan kim yiyebilir ki?" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizin az önce kardeşinizin ırzına sataşmanız, bunu yemekten daha şiddetlidir. Nefsim elinde olana yemin ederim ki o şimdi Cennet nehirlerine dalmaktadır" buyurdu.

 

 

نا يوسف بن يعقوب بن إسحاق بن بهلول نا يعقوب بن شيبة حدثني معلى بن منصور نا أبو أويس عبد الله بن عبد الله بن أويس عن عبد الله بن أبي بكر عن عباد بن تميم عن عمه وكان قد شهد بدرا أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال إذا زنت الأمة فاجلدوها ثم إذا زنت الأمة فاجلدوها ثم إذا زنت فاجلدوها ثم بيعوها ولو بضفير

 

3393- Abbid b. Temim, Bedir savaşına katılmış oları amcasındarı bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cariye zina edince onu kırbaçlayınız. Sonra yine zina yaparsa yine kırbaçlayınız. Sonra yine zina ederse yine kırbaçlayınız, sonra bir pi karşılığında bile olsa satınız. "

 

 

نا أبو محمد بن صاعد وأحمد بن الحسين بن الجنيد قالا نا يوسف بن موسى القطان نا جرير بن عبد الحميد عن منصور عن إبراهيم عن عبيد بن نضيلة عن المغيرة قال ضربت امرأة ضرتها بعمود الفسطاط وهي حبلى فقتلتها قال وإحداهما لحيانية قال فجعل رسول الله صلى الله عليه وسلم دية المقتولة على عصبة القاتلة وغرة لما في بطنها قال فقال رجل من عصبة القاتلة أنغرم دية من لا أكل ولا شرب ولا استهل فمثل ذلك يطل فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أسجع كسجع الأعراب وجعل عليهما الدية

 

3394- Muğire b. Şu'be der ki: Bir kadın, hamile olan kumasına çadır direğiyle vurup öldürünce -Bu kadınlardan biri Lehyan kabilesindendiResulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öldürülen kadının diyetini öldürenin asabesine yükledi ve öldürülenin karnındaki çocuk için de ğurre (köle veya cariye) verilmesine hükmetti. Katilin asabesinden bir adam: "Henüz yememiş, içmemiş, konuşmamış ve doğarken sesi çıkmamış birisinin diyeti nasıl ödenir. Böyle birisinin kanı heder olmalıdır" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bedevilerin sec'i gibi sec'i mi söylüyorsun" buyurdu ve diyeti onlara yükledi.

 

Tahric: Müslim (1682).

 

 

نا بن صاعد نا يعقوب بن إبراهيم الدورقي نا عبد الرحمن بن مهدي عن سفيان عن منصور عن إبراهيم عن عبيد بن نضيلة عن المغيرة بن شعبة أن أمرأتين ضربت إحداهما الأخرى بعمود فسطاط فقتلتها فقضى رسول الله صلى الله عليه وسلم بالدية على عصبة القاتلة وفيما في بطنها غرة فقال الأعرابي أندي من لا أكل ولا شرب ولا صاح واستهل فمثل ذلك يطل فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أسجع كسجع الأعراب وقضى فيما في بطنها غرة

 

3395- Muğire b. Şu'be der ki: Bir kadın, başka bir kadına çadır direğiyle vurup öldürünce Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öldürülen kadının diyetini öldürenin asabesine yükledi ve öldürülenin karnındaki çocuk için de ğurre (köle veya cariye) verilmesine hükmetti. Bedevi: "Henüz yememiş, içmemiş, konuşmamış ve doğarken sesi çıkmamış birisinin diyetini mi ödeyeceğiz. Böyle birisinin kanı heder olmalıdır" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bedevilerin sec'i gibi sec'i mi söylüyorsun" buyurdu ve Karnındaki çocuk için bir ğurre ödenmesine hükmetti.

 

 

نا بن صاعد نا بندار محمد بن بشار نا محمد بن جعفر ثنا شعبة عن منصور عن إبراهيم عن عبيد بن نضيلة عن المغيرة بن شعبة قال كانت عند رجل من هذيل امراتان فغارت إحداهما من الأخرى فرمتها بفهر أو عمود فسطاط فأسقطت فرفع إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقضى فيه بغرة فقال وليها أندي من لا صاح ولا أستهل ولا شرب ولا أكل أو نحو ذلك قال النبي صلى الله عليه وسلم أسجع كسجع الأعراب وجعلها على أولياء المرأة

 

3396- Muğire b. Şube der ki: Huzeyl kabilesinden bir adamın iki hanımı vardı. Bu kadınlardan biri diğerine saldırıp bir taşla veya çadır direğiyle vurarak karnındaki çocuğu düşürdü. Bu durum Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arz edilince, düşen çocuk için bir ğurre verilmesine hükmetti. Öldüren kadının velisi: "Henüz konuşmamış, doğarken sesi çıkmamış yememiş, içmemiş birisinin diyeti mi ödeyeceğiz" veya buna benzer bir şey söyledi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bedevilerin sec'i gibi sec'i mi söylüyorsun" buyurdu ve öldüren kadının velilerinin çocuk için bir ğurre ödemesine hükmetti.

 

 

نا محمد بن علي بن دحيم نا أحمد بن حازم نا عبيد الله بن موسى نا علي بن صالح عن سماك عن عكرمة عن بن عباس قال كان قريظة والنضير وكان النضير أشرف من قريظة فكان إذا قتل رجل من النضير رجلا من قريظة أدى مائة وسق من تمر وإذا قتل رجل من قريظة رجلا من النضير قتل فلما بعث النبي صلى الله عليه وسلم قتل رجل من النضير رجلا من قريظة فقالوا ادفعوه إلينا نقتله فقالوا بيننا وبينكم النبي صلى الله عليه وسلم فأتوه فنزلت { وإن حكمت فأحكم بينهم بالقسط } النفس بالنفس أفحكم الجاهلية يبغون

 

3397- İbn Abbas der ki: Kureyza ve Nadir (iki yahudi kabilesi) idi. Nadir, Kureyza'dan daha güçlü idi. Nadir'den bir adam, Kureyza'lı birini öldürdüğü zaman yüz vesk (1,3 ton) hurma fidye karşılığında serbest bırakılırdı. Kureyza'dan birisi, Nadir'den birini öldürürse, onun karşılığında öldürülürdü. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderildiğinde, Nadirden bir adam Kureyza'dan birisini öldürünce Nadirliler: "Onu bize veriniz, öldürelim" dediler. Kureyzalılar ise: "Aramızda Peygamber hakem olsun" dediler ve Resululiah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiler. Bunun üzerine: "Hükmetliğin zaman, onlar arasında adaletle hükmet ... Cahiliye devri hükmünü mü istiyorlar" (Maide Sur. 42-50) ayetleri nazil oldu.

 

Tahric: Ebu Davud 4/192 (4581) ve Nesai 8/18 (4746, 4747).

 

 

نا علي بن عبد الله بن مبشر نا جابر بن الكردي نا يعلى بن عبيد نا حجاج الصواف عن يحيى بن أبي كثير عن عكرمة عن بن عباس قال قضى رسول الله صلى الله عليه وسلم في المكاتب يؤدي بما أدى من كتابته دية الحر وما بقى دية العبد

 

3398- İbn Abbas der ki: "Resululiah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mükatebin diyeti konusunda; mükatebe akdinden ötürü ödediği oranda hür diyeti, kalandan da köle diyeti ödenmesine hükmetti."

 

Tahric: Ebu Davud 4/192 (4581) ve Nesai 8/46 (4824).

 

 

نا بن منيع نا عباس بن الوليد النرسي نا معاذ بن هشام حدثني أبي عن يحيى بن أبي كثير عن عكرمة عن بن عباس أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال يؤدي المكاتب بقدر ما عتق منه دية الحر وبقدر ما رق منه دية العبد

 

3399- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Mükatebe diyet olarak mükatebe akdinden ötürü ödediği oranda hür diyeti, kalandan da köle diyeti ödenir.''

 

Tahric: Ebu Davud 4/192 (4581) ve Nesai 8/46 (4824).

 

 

نا أحمد بن عبد الله بن محمد الوكيل نا علي بن مسلم نا سفيان بن عيينة عن عمرو عن مجاهد عن بن عباس قال كان في بني إسرائيل القصاص ولم يكن فيهم الدية فقال الله تعالى لهذه الأمة { كتب عليكم القصاص في القتلى الحر بالحر والعبد بالعبد والأنثى بالأنثى فمن عفى له من أخيه شيء } قال فالعفو أن يقبل الدية في العمد وذلك تخفيف من ربكم ورحمة مما كتب على من كان قبلكم فخفف الله تعالى عنكم أنتم فذلك تخفيف من ربكم ورحمة أن يقبلوا الدية في العمد فإتباع بالمعروف يتبع ذا بالمعروف ويؤدي ذا بإحسان

 

3400- İbn Abbas der ki: İsrail oğullarında kısas vardı ancak diyet yoktu.

Allah bu ümmete şöyle buyurdu: "Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. "üre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür). Ancak her kimin cezası, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyetil güzellikle ödemelidir. Bu söylenenler, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir." (Bakara Sur. 178) Bağışlamaktan kasıt, kasten öldünnede (maktulün -arafının) diyeti kabul etmesidir. Hafifletmek ise, daha önce sadece kısasın oıduğu topluluklardan farklı olarak kısastan başka diyetin de ve maktul tarafının diyeti kabul etmiş olmasıdır. Hakkaniyete uymak ve bağışlayana güzellikle diyet ödemek ise bu kişinin diyeti güzellikle ödemesidir.

 

Tahric: Buhari (4498, 6881).

 

 

نا بن منيع نا عباس بن الوليد النرسي ح ونا الحسين بن إسماعيل نا عمرو بن علي قالا نا معاذ بن هشام حدثني أبي عن قتادة عن النضر بن أنس عن بشير بن نهيك عن أبي هريرة أن النبي صلى الله عليه وسلم قال من اطلع في بيت قوم بغير إذنهم ففقئوا عينه فلا دية ولا قصاص

 

3401- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şÖyle buyurdu: "Bir topluluğu evlerinde izinsiz gözetleyenin, (bu ev halkı) 'özünü çıkarırsa bu kişiye diyet ödenmez. ''

 

Tahric: Müslim (2158).

 

 

نا عمر بن الحسن بن علي نا جعفر بن محمد بن مروان نا أبي نا عاصم بن عمر ثنا إسماعيل بن اليسع عن جويبر عن الضحاك عن النزال بن سبرة عن علي قال لا تقطع اليد إلا في عشرة دراهم ولا يكون المهر أقل من عشرة دراهم

 

3402- Hz. Ali der ki: "El ancak on dirhem değerindeki hırsızhkta kesilir.

Mehir de on dirhemden az olmaz."

 

Tahric: Beyhaki, S. el-Kübra (8/261).

 

 

نا بن صاعد نا عبد الله بن الوضاح اللؤلؤي نا عبد الله بن إدريس ح ونا أبو بكر الشافعي نا محمد بن غالب نا أبو بكر السعدي سلمة بن حفص نا عبد الله بن إدريس عن خالد بن أبي كريمة عن معاوية بن قرة عن أبيه أن النبي صلى الله عليه وسلم بعث إلى رجل عرس بامرأة أبيه أن يضرب عنقه

 

3403- Muaviye b. Kurra'nın, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) babasının hanımıyla evlenen bir kişinin boynunun vurulması için adam gönderdi. 

 

Tahric: İbn Mace (2608).

 

 

حدثنا محمد بن مخلد نا الصاغاني نا عمرو بن عاصم نا حماد بن سلمة نا قتادة عن خلاس بن عمرو عن علي عليه السلام قال المرتدة تستأني ولا تقتل خلاس عن علي لا يحتج به لضعفه

 

3404- Hilas b. Amr'ın bildirdiğine göre Hz. Ali: "İrtidad eden kadın öldürülmeyip bekletilir" dedi.

 

Ravilerden Hilas zayıftır ve hüccet kabul edilmez.

 

 

نا محمد بن مخلد نا محمد بن إسحاق نا أبو عاصم عن سفيان وأبي حنيفة عن عاصم عن أبي رزين عن بن عباس في المرأة ترتد قال تستحيا نا محمد بن مخلد نا بن أبي خيثمة قال سمعت يحيى بن معين يقول كان الثوري يعيب على أبي حنيفة حديثا كان يرويه ولم يروه غير أبي حنيفة عن عاصم عن أبي رزين

 

3405- Ebu Asım, Süfyan'dan, Ebu Hanife, Asım'dan, Rezin'den İbn Abbas'ın irtidad eden kadın için: "Öldürülmez" dediğini bildirir.

 

 

3406- Yahya b. Main der ki: "Sevri, Ebu Hanife'yi, Asım b. Ebi Rezin'den sadece kendisinin rivayet etti bir hadis dolayısıyla ayıplardı."

 

 

نا محمد بن مخلد نا محمد بن أبي بكر العطار أبو يوسف الفقيه نا عبد الرزاق نا سفيان عن أبي حنيفة عن عاصم عن أبي رزين عن بن عباس في المرأة ترتد قال تحبس ولا تقتل

 

3406- Ebu Rezin'in bildirdiğine göre İbn Abbas, irtidad eden kadın için: "Hapsedilir, öldürülmez" demiştir.

 

 

نا محمد بن مخلد نا محمد بن أشكاب أبو جعفر ثنا أبو قطن نا أبو حنيفة عن عاصم عن أبي رزين عن بن عباس قال لا تقتل النساء إذا هن ارتددن عن الإسلام

 

3408- Ebu Rezin'in bildirdiğine göre İbn Abbas: "Kadınlar İslam'dan dönederse öldürülmezler" demiştir.

 

 

نا محمد بن مخلد نا عباس بن محمد نا أبو عاصم عن سفيان عن عاصم عن أبي رزين عن بن عباس في المرأة ترتد قال تستحيا ثم قال أبو عاصم نا أبو حنيفة عن عاصم بهذا فلم أكتبه وقلت قد حدثتنا به عن سفيان يكفينا وقال أبو عاصم نرى أن سفيان الثوري إنما دلسه عن أبي حنيفة فكتبتهما جميعا

 

3409- Ebu Asım, Süfyan'dan Ebu Rezin'den, İbn Abbas'ın, irtidad eden kadınla ilgili olarak: "Hayatta bırakılır" dediğini naklettikten sonra, şöyle dedi: Ebu Hanife bize bu hadisi Asım'dan nakletti ancak ben bunu yazmadım ve: "Bunun bize Süfyan'dan nakledilmesi yeterlidir" dedim. Gördüğümüz kadarıyla Süfyan bu hadisi Ebu Hanife'den nakledildiği şekliyle müdelles olduğunu söylediği için ikisini de yazdım.

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم نا عبد الرزاق عن محمد بن راشد عن مكحول عن قبيصة بن ذؤيب عن زيد بن ثابت في الدامية بعير وفي الباضعة بعيران وفي المتلاحمة ثلاثة من الإبل وفي السمحاق أربع وفي الموضحة خمس وفي الهاشمة عشر وفي المنقلة خمس عشرة وفي المأمونة ثلث الدية وفي الرجل يضرب حتى يذهب عقله الدية كاملة أو يضرب حتى يغن ولا يفهم الدية كاملة أو حتى ينح فلا يفهم الدية كاملة وفي جفن العين ربع الدية وفي حلمة الثدي ربع الدية

 

3410- Zeyd b. Sabit der ki: "Kanatan ama kanı akmayan yaralamalarda (damiye) diyet olarak bir deve, deri altına işleyen yaralamalarda (badi'a) iki deve, eti iyice kesen yaralamalarda (mütelahime) üç deve, kemiğin üzerindeki zara ulaşan yaralamalarda (simhak) dört deve, kemiğe kadar varan derin yaralamalarda (mudiha) beş deve, kemiği kıran yaralamalarda (haşime) on deve, kemiği kırıp yerinden oynatan yaralamalarda (munakkile) onbeş deve, kemik altı ile beyin zarına ulaşan yaralamalarda (me'mume) tam diyetin üçte ikisi, kişiyi aklından eden darbelerde tam diyet, kişinin sesini anlaşılmayacak şekilde burnundan çıkaracak darbelerde tam diyet, kişinin sesini anlaşılmayacak şekilde kısan darbelerde tam diyet, göz kapağında tam diyetin dörtte biri, meme ucunda da tam diyetin dörtte biri vardır."

 

Tahric: BeyhakI, S. el-Kübra (8/82, 86) ve Abdürrezzak 9/307 (17321, 17342, 17362).

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم نا عبد الرزاق عن محمد بن يحيى عن عبد الرحمن بن حرملة أنه سمع رجلا من جذام يحدث عن رجل منهم يقال له عدي أنه رمى امرأة له بحجر فماتت فتبع رسول الله صلى الله عليه وسلم بتبوك فقص عليه أمره فقال له رسول الله صلى الله عليه وسلم تعقلها ولا ترثها

 

3411- Abdurrahman b. Harmele bildiriyor: Cüzam kabilesinden bir adamın şöyle anlattığını işittim: "Kabilemizden Adiy adında bir adam vardı, adam attığı taşla karısını vurup öldürdü. Bu adam Tebuk savaşına Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte katıldı ve orada bu olayı Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlattı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Karının diyetini ödersin ancak ona mirasçı olamazsın" buyurdu.

 

Tahric: Abdürrezzak 9/407 (17802).

 

 

نا محمد بن مخلد نا عبد الله بن محمد بن يزيد الحنفي نا أبو موسى الأنصاري نا عبد الله بن محمد بن يحيى بن عروة حدثني هشام بن عروة عن عروة أن مروان بن الحكم إذ كان عاملا على المدينة أتى برجل يسرق الصبيان ثم يخرج بهم فيبيعهم في أرض أخرى فاستشار مروان في أمره فحدثه عروة بن الزبير عن عائشة رضى الله تعالى عنها أن رسول الله صلى الله عليه وسلم أتى برجل يسرق الصبيان ثم يخرج بهم فيبيعهم في أرض أخرى فأمر به رسول الله صلى الله عليه وسلم فقطعت يده فأمر مروان بالذي يسرق الصبيان فقطعت يده تفرد به عبد الله بن محمد بن يحيى عن هشام وهو كثير الخطأ على هشام وهو ضعيف الحديث

 

3412- Urve der ki: Mervan b. el-hakem Medine valisiyken kendisine çocukları çalıp başka bir memlekete götürerek satan bir adam getirildi. Mervan bu konuyu istişare edince Urve b. ez-Zübeyr Hz. Aişe'nin şöyle dediğini söyledi: "Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çocukları çalıp başka bir memlekete götürerek satan bir adam getirilince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın elinin kesilmesini emretti." Bunun üzerine Mervan çocukları çalan bu adamın elini kesti."

 

Abdullah b. Muhammed b. Yahya bu hadisi Hişam'dan rivayette tek kalmıştır. Bu kişi de Hişam'dan rivayetinde çok hata yapan biridir ve hadisleri münkerdir.

 

Tahric: İbn Adiy, el-Kamil (4/184) ve Beyhakı, S, el-Kübra (8/268).

 

 

نا محمد بن مخلد نا موسى بن إسحاق نا أبو بكر بن أبي شيبة نا يحيى بن سعيد وابن نمير عن يحيى بن سعيد عن سعيد بن المسيب أن إنسانا قتل بصنعاء وأن عمر قتل به سبعة نفر وقال لو تمالأ عليه أهل صنعاء لقتلتهم به جميعا

 

3413- Said b. el-Müseyyeb'in bildirdiğine göre Hz. Ömer, San'a'da öldürülen bir adam sebebiyle yedi kişiyi öldürdü ve: "Eğer bütün San'a halkı onun öldürülmesinde ortak olsaydı hepsini öldürürdüm" dedi.

 

Tahric: Buhari (6896).

 

 

نا أحمد بن محمد بن زياد أبو سهل نا أحمد بن نصر بن حميد بن الوزاع نا محمد بن أبان نا يزيد بن عطاء عن سماك عن أبي المهاجر عن عبد الله بن عمرة من بني قيس بن ثعلبة قال كان رجل من أهل صنعاء يسبق الناس كل سنة فلما قدم وجد مع وليدته سبعة رجال يشربون الخمر فأخذوه وقتلوه ثم ألقوه في بئر فجاء الذي من بعده فسئل عنه فأخبر أنه مضى بين يديه قال فذهب الرجال إلى الخلاء فرأى ذبابا يلج في خرق الرحى ثم يخرج منها فعرف أن فيها لحما فرفع الرحى وأرسل إلى سرية الرجل فأخبرته بالقوم فكتب إليه عمر أن أضرب أعناقهم أجمعين واقتلها معهم فإنه لو كان أهل صنعاء أشتركوا في دمه قتلتهم به

 

3414- Kays b. Sa'lebe kabilesinden olan Ubeydullah b. Ümeyra der ki: San'a halkından bir adam her yıl (yarışıdar ve) yarışta herkesi geçerdi. Bir yarıştan döndüğü zaman yedi adamın cariyesiyle beraber içki içtiğini gördü. Adamlar bu kişiyi yakalayıp öldürdükten sonra bir kuyuya attılar. Yarışta kendisinden sonra gele kişiye bu adam sorulunca, önünden geçip gittiğini söyledi. Bu adam tuvalete gidince sineklerin kuyunun ağzından bir inip bir çıktığını gördü ve kuyuda et olduğunu anladı. Kuyunun başına gelince içinden çok kötü bir kokunun geldiğini fark etti ve adamın cariyesini çağırdı. Cariye o yedi kişinin yaptıklarını ona anlatınca. Hz. Ömer (San'a valisine) "Cariye dahil hepsinin boynunu vur. Eğer San'a halkının tamamı onu öldürmekte ortak olsaydı, hepsini öldürürdüm" diye yazdı.

 

Tahric: Abdürrezzak (17079) ve Beyhaki, S. el-Kübra (8/41).

 

 

ونا الحسين بن إسماعيل نا يوسف بن موسى نا عمرو بن حماد ح ونا عثمان بن أحمد الدقاق نا محمد بن الحسين الحنيني نا عمرو بن حماد بن طلحة نا أسباط بن نصر عن سماك بن حرب عن حميد بن أخت صفوان بن أمية عن صفوان بن أمية قال كنت نائما في المسجد على خميصة لي ثمن ثلاثين درهما فجاء رجل فاختلسها مني فأخذ الرجل فأتى به إلى النبي صلى الله عليه وسلم فأمر به ليقطع فأتيته فقلت أتقطعه من أجل ثلاثين درهما أنا أبيعه وأنسيه ثمنها قال ألا كان هذا قبل أن تأتيني به

 

3415- Safvan b. Ümeyye der ki: Mescitte otuz dirhem değerindeki bir Damın üzerinde uyurken bir adam gelip abayı çaldı. Adam yakalanıp Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) götürülünce, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın elinin kesilmesini emretti. Ben gidip: "Otuz dirhem için elini mi keseceksin. Ben onu veresiye kendisine satarım" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bunu, adamı bana getırmeden once yapsaydın'' buyurdu.

 

Tahric: Ebu Davud 4/136 (4394); Nesai 8/70 (4898) ve İbn Mace 2/865 (2595).

 

 

نا القاضي أحمد بن كامل نا أحمد بن عبد الله الفرسي نا أبو نعيم النخعي نا محمد بن عبيد الله العرزمي عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قال كان صفوان بن أمية بن خلف نائما في المسجد ثيابه تحت رأسه فجاء سارق فأخذها فأتى به النبي صلى الله عليه وسلم فأقر السارق فأمر به النبي صلى الله عليه وسلم أن يقطع فقال صفوان يا رسول الله أيقطع رجل من العرب في ثوبي فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أفلا كان هذا قبل أن تجئ به ثم قال رسول الله صلى الله عليه وسلم اشفعوا ما لم يتصل إلى الوالي فإذا أوصل إلى الوالي فعفا فلا عفا الله عنه ثم أمر بقطعه من المفصل

 

3416- Amr b. Şuayb, babasından, dedesinin şöyle dediğini bildirir: Safvan b. Ümeyye b. halef, mescidde giysisini başının altın koymuş uyurken bir hırsız gelip giysiyi çaldı. Adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) götürülünce çaldığını itiraf etti. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın elinin kesilmesini emredince Safvan: "Ey Allah'ın Resulü! Giysim sebebiyle Araplardan birinin elini mi keseceksin?" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunu, adamı bana getirmeden önce düşünseydin" buyurdu. Sonra: "Valiye gitmeden önce bağışlayınız. Dava valiye ulaşınca ve vali affederse Allah onu affetmesin"buyurdu. Sonra elinin mafsaldan kesilmesini emretti.

 

Tahric: Nesai (8/68-70)

 

 

نا الحسين بن إسماعيل نا عمر بن شبه نا أبو عرية الأنصاري نا عبد الرحمن بن أبي الزناد عن هشام بن عروة عن أبيه قال شفع الزبير في سارق فقيل حتى يبلغه الإمام فقال إذا بلغ الإمام فلعن الله الشافع والمشفع كما قال رسول الله صلى الله عليه وسلم

 

3417- Hişam b. Urve'nin bildirdiğine göre babası şöyle dedi: Zübeyr, bir hırsız hakkında şefaatçi olunca kendisine: "İmamın huzuruna yetişinceye kadar olabilirsin. İmanın huzuruna çıkınca ise; Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) da buyurduğu gibi Allah şefaat edene de edilene de lanet eder" denildi.

 

Tahric: Taberani, M. el-Evsat (2284).

 

 

نا عبد الله بن جعفر بن خشيش نا سلم بن جنادة نا وكيع نا هشام بن عروة عن عبد الله بن عروة عن الفرافصة الحنفي قال مروا على الزبير بسارق فشفع له فقالوا يا أبا عبد الله تشفع للسارق قال نعم لا بأس به ما لم يؤت به الإمام فإذا أتى به الإمام فلا عفا الله عنه إن عفا عنه

 

3418- Perafısa el-Hanefi der ki: Zübeyr'in yanına bir hırsızIa uğradılar.

Zübeyr hırsızın affedilmesi için şefaatçi olunca: "Ey Ebu Abdullah! Hırsıza şefaatçi olur musun?" dediler. Zübeyr: "İmama götürülmediği müddetçe bunda bir sakınca yoktur. İmama götürülünce ise imam onu affederse Allah onu (imamı) affetmesin" dedi.

 

Tahric: İbn Ebi: Şeybe 5/473 (28075); Beyhaki, S. el-Kübra (8/333) ve Abdürrezzak (18928, 18927).

 

 

نا الحسين بن إسماعيل نا سعيد بن محمد بن ثواب الحضرمي نا أبو عاصم نا زكريا بن إسحاق عن عمرو بن دينار عن طاوس عن بن عباس أن صفوان بن أمية أتى النبي صلى الله عليه وسلم برجل قد سرق حلة له فقال يا رسول الله هبه لي فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم فهلا قبل أن تأتينا به

 

3419- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Safvan b. Umeyye Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kaftarum çalan bir hırsızı götürdü ve (Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın elinin kesilmesini emredince): "Ey Allah'ın Resulü! Bunu bana bağışla" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunu bize getirmeden önce düşünseydin olmaz mıydı" buyurdu.

 

Tahric: Hakim (4/380).

 

 

نا بن منيع نا محمد بن عبد الملك بن أبي الشوارب نا عبد العزيز بن المختار نا عبد الله بن فيروز نا جدي حدثني حضين بن المنذر الرقاشي قال شهدت عثمان رضى الله تعالى عنه وأتى بالوليد بن عقبة قال فشهد عليه حمران ورجل آخر فشهد أحدهما أنه رآه يشرب الخمر وشهد الآخر أنه رآه يتقيؤها فقال عثمان إنه لم يتقيأها حتى شربها فقال لعلي عليه السلام أقم عليه الحد فقال علي للحسن أقم عليه الحد فقال الحسن ول حارها من تولى قارها قال لعبد الله بن جعفر أقم عليه الحد فأخذ السوط فجلده وعلي يعد حتى بلغ أربعين جلدة قال أمسك جلد النبي صلى الله عليه وسلم أربعين قال عبد العزيز أحسبه قال وأبو بكر وجلد عمر ثمانين وكل سنة وهذا أحب إلي

 

3420- Hudayn b. el-Münzir er-Rakkaşi der ki: Velid b. Ukbe'nin Hz. Osman'ın huzuruna getirilişine şahid oldum. Hurman (Hz. Osman'ın kölesi) ve başka bir adam onun aleyhinde şahitlik ettiler. Birisi onu şarap içerken, öteki de onu kusarken gördüğünü söyledi. Hz. Osman: "Eğer o şarabı içmeseydi kusmazdı" deyip Hz. Ali'ye: "Ona haddi uygula" dedi. Hz. Ali, Hasan'a: "Ona haddi uygula" dedi. Hz. Hasan: "Onun cefasını, (hilafetin) sefasını sürene yükle" karşılığını verince Hz. Ali Abdullah b. Cafer'e: "Ona haddi uygula" dedi. Abdullah kamçıyı alıp vururken Hz. Ali saymaya başladı. Kamçı sayısı kırka varınca Ali: "Yeter, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kırk sopa vurdu" dedi.

 

Abdülaziz der ki: Zannedersem Hz. Ali şöyle dedi: "Ebu Bekr de kırk değnek vurdu, Ömer ise seksen değnek vurdu. Bunların hepsi sünnettir. Ama bence bu (kırk) daha iyidir."

 

Tahric: Müslim (1707).

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي نا إسحاق بن إبراهيم نا عبد الرزاق عن عبيد الله عن عمر عن نافع قال أبق غلام لابن عمر فمر على غلمة لعائشة فسرق منهم جرابا فيه تمر وركب حمارا لهم فأتى به بن عمر فبعث به إلى سعيد بن العاص وهو أمير على المدينة فقال سعيد لا تقطع آبقا وأرسلت إليه عائشة إنما غلمتي غلمتك وإنما جاع وركب الحمار ليتبلغ عليه فلا تقطعه فقطعه بن عمر

 

3421- Nafi' der ki: İbn Ömer'in bir kölesi kaçıp Hz. Aişe'nin kölelerinin yanından geçerken içinde hurma olan bir torbayı çalıp merkeplerine bindi. Bu köle İbn Ömer'e getirilince, İbn Ömer onu Medine valisi olan Said b. elAs'a gönderdi. Said: "Duyduğuma göre kaçan ölenin eli kesilmez" deyince, Hz. Aişe, İbn Ömer'e haber gönderip: "Benim kölelerim, senin kölelerindir. Bu köle acıkmış ve gideceği yere gitmek için merkebe binmiştir. Onun elini kesme" dedi ama İbn Ömer bu kölenin elini kesti. 

 

Tahric: Abdürrezzak 10/241-242 (18986); Malik (2/268) ve Beyhaki, Sünen (8/268).

 

 

نا الحسين بن صفوان نا عبد الله بن أحمد نا أبي نا محمد بن جعفر نا حسين المعلم عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال في خطبته وفي المواضح خمس خمس

 

3422- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'yi fethettiği zaman hutbesinde: "Kemiğe varan yaralamalarda diyet beş devedir" buyurdu.

 

Tahric: Ebu Davud 4/695 (4566); Tirmizi 4/7 (1390); Nesai (8/57) ve İbn Mace 2/886 (2655).

 

 

نا يعقوب بن إبراهيم البزاز نا رزق الله بن موسى نا محمد بن إسماعيل بن أبي فديك نا عبد الملك بن زيد عن محمد بن أبي بكر بن عمرو بن حزم عن أبيه عن عمرة عن عائشة أنها قالت قال رسول الله صلى الله عليه وسلم أقيلوا ذوي الهيئات عثراتهم إلا حدا من حدود الله

 

3423- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''İyi haslet sahiplerinin haddi gerektirenler dışındaki hatalarını bağışlayın" buyurdu.

 

Tahric: Ebu Davud (4375).

 

 

نا عبد الله بن محمد بن زياد النيسابوري نا يونس بن عبد الأعلى نا بن وهب أخبرني عمرو بن الحارث عن بكير بن عبد الله بن الأشج عن سليمان بن يسار قال حدثني عبد الرحمن بن جابر بن عبد الله أن أباه حدثه أنه سمع أبا بردة يعني بن نيار يقول سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول لا يجلد فوق عشرة أسواط إلا في حد من حدود الله عز وجل

 

3424- Ebü Burde b. Niyar der ki: Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Allah'ın emrettiği hadler dışında kişiye on kamçıdan fazla vurulmaz.''

 

Tahric: Buhari (6850).

 

 

نا يزداد بن عبد الرحمن الكاتب نا أبو موسى محمد بن المثنى ح ونا أسامة بن محمد بن مسعود وآخرون قالوا نا حفص بن عمرو قالا نا عمر بن علي المقدسي نا حجاج عن مكحول عن بن محيريز قال قلت لفضالة بن عبيد أرأيت تعليق اليد في عنق السارق أمن السنة قال نعم إن رسول الله صلى الله عليه وسلم أتى بسارق فأمر بيده فقطعت ثم أمر بها فعلقت في عنقه

 

3425- İbn Muhayriz der ki: Fadala b. Ubeyd'e: "Hırsızın elini boynuna asmak sünnetten mi?" diye sordum. Fadala şöyle cevap verdi: "Evet. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir hırsız getirilince eli kesildi, sonra Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emri ile kesik eli boynuna asıldı."

 

Tahric: Ebu Davud (4411); Tirmizi 4/41 (1447); Nesai 8/92 (4997, 4998) ve İbn Mace (2587).

 

 

نا أبو سهل بن زياد نا أبو إسماعيل نا أبو صالح نا الهقل بن زياد حدثني الأوزاعي عن بن شهاب أنه حدثه عن حمزة بن عبد الله عن أبيه قال كان عمر بن الخطاب يجلد في التعريض الحد

 

3426- Hamza b. Abdillah'ın, babasından bildirdiğine göre Ömer b. elHattab çirkin bir imada bulunan kişilere had uygulardı.

 

Tahric: Abdürrezzak 7/421 (13707) ve Beyhaki (8/252),

 

 

نا دعلج بن أحمد نا الحسن بن سفيان نا حبان نا بن المبارك عن الأوزاعي عن الزهري عن حمزة وسالم عن بن عمر قال كان عمر يضرب في التعريض الحد تاما

 

3427- Hamza b. Abdillah'ın, babasından bildirdiğine göre Ömer b. elHattab çirkin bir imada bulunan kişilere tam had uygulardı.

 

 

نا جعفر بن أحمد بن الحكم نا موسى بن إسحاق نا أبو بكر بن أبي شيبة نا عبد الأعلى عن الجلد بن أيوب عن معاوية بن قرة أن رجلا قال لرجل يا بن شامة الوذر فاستعدى عليه عثمان بن عفان فقال إنما عنيت به كذا وكذا فأمر به عثمان بن عفان فجلد الحد

 

3428- Muaviye b. Kurra'nın bildirdiğine göre bir adam birine: "Ey fahişenin oğlu" deyince, Osman b. Affan bununla neyi kasdettiğini söyledi. Adam: "Şunu şunu kasdettim" karşılığını verince Hz. Osman ona had cezası verdi.

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe 5/500 (28377).

 

 

نا جعفر بن أحمد نا موسى بن إسحاق نا أبو بكر نا عبد الله بن إدريس عن يحيى بن سعيد عن أبي الرجال عن أمه عمرة قالت استب رجلان فقال أحدهما ما أمي بزانية ولا أبي بزان فشاور عمر القوم فقالوا مدح أباه وأمه فقال لقد كان لهما من المدح غير هذا فضربه

 

3429- Ebu'r-Rical, annesi Amra'nın şöyle dediğini bildirir: İki kişi birbirine sövünce, biri diğerine: "Benim ne annem zinakar, ne de babam zinakar" dedi. Hz. Ömer oradakilere bu konuyu sorunca: "Adam anne babasını övdü" dediler. Hz. Ömer: "Onları başka şekilde övebilirdi" deyip adamı cezalandırdı.

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe 5/500 (28376); Malik (2/829); Beyhaki (8/252) ve Abdürrezzak (13725).

 

 

نا محمد بن القاسم بن زكريا نا أبو كريب نا حاتم بن إسماعيل عن محمد بن عمارة عن أبي بكر بن محمد بن عمرو بن حزم قال كان في كتاب عمرو بن حزم حين بعثه رسول الله صلى الله عليه وسلم إلى نجران في كل سن خمس من الإبل وفي الأصابع في كل ما هنالك عشر عشر من الإبل وفي الأذن خمسون وفي العين خمسون وفي اليد خمسون وفي الرجل خمسون وفي الأنف إذا استؤصل المارن الدية كاملة وفي المأمومة ثلث النفس وفي الجائفة ثلث النفس

 

3430- Ebu Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Amr b. Hazm'ı Necran'a gönderirken ona verdiği mektupta şöyle yazılıydı: "Her diş için beş deve diyet vardır. Her parmak için de onar deve diyet vardır. Kulağın diyeti elli, gözün diyeti elli, ayağın diyeti elli devedir. Burun tamamen kesilirse tam diyet ödenir. Beyne kadar varan yaralamada tam diyetin üçte biri, İçeriye işlemiş olan yarada diyetin üçte biri ödenir. "

 

 

نا الحسين بن صفوان نا عبد الله بن أحمد بن حنبل نا أبو صالح الحكم بن موسى نا إسماعيل بن عياش عن يحيى بن سعيد عن أبي بكر بن محمد بن عمرو بن حزم عن أبيه عن جده أن النبي صلى الله عليه وسلم كتب له إذ وجهه إلى اليمن في الأنف إذا أستوعب جدعه الدية كاملة والعين نصف الدية والرجل نصف الدية والمأمومة ثلث الدية والمنقلة خمس عشرة من الإبل والموضحة خمس من الإبل وفي كل إصبع مما هنالك عشر من الإبل

 

3431- Ebu Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm, babasından dedesinden bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisini (Amr b. Hazm'ı) Yemen'e gönderirken ona verdiği mektupta şöyle yazılıydı: "Burun tamamen kesilirse tam diyet ödenir. Gözün diyeti yarım diyettir. Ayağın diyeti yarım diyettir. İçeriye işlemiş olan yarada diyetin üçte biri ödenir. Beyne kadar varan yaralamada tam diyetin üçte biri ödenir. Kemiğin kırılıp yerinden oynadığı veya ufandığı yarada onbeş deve ödenir. Kemiğe yetişen yaralamalarda beş deve ödenir. Her parmak için de on deve ödenir. "

 

 

نا محمد بن أحمد بن قطن نا أحمد بن منصور نا عبد الرزاق أنا معمر عن عبد الله بن أبي بكر عن أبيه عن جده أن النبي صلى الله عليه وسلم كتب لهم كتابا في الموضحة خمس من الإبل وفي المأمومة ثلث الدية وفي المنقلة خمس عشرة وفي العين خمسون من الإبل وفي الأنف إذا أوعى جدعه الدية كاملة وفي السن خمس من الإبل وفي الرجل خمسون وفي كل إصبع مما هنالك من أصابع اليدين والرجلين عشر عشر

 

3432- Abdullah b: Ebi Bekr'in babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendilerine şöyle yazılı bir mektup yazdı:

"Kemiğe yetişen yaralamalarda beş deve ödenir. Beyne kadar varan yaralamada tam diyetin üçte biri ödenir. Kemiğin kınlıp yerinden oynadığı veya ufandığı yarada onbeş deve ödenir. Gözün diyeti elli devedir. Burun tamamen kesilirse tam diyet ödenir. Dişin diyeti beş devedir. Ayağın diyeti elli devedir. Her el ve ayak parmağı için onar deve diyet ödenir."

 

 

نا سعيد بن محمد الحناط نا أبو هشام نا سعيد عن مطر عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن النبي صلى الله عليه وسلم قضى في المواضح خمس خمس من الإبل وفي الأسنان خمس خمس من الإبل وفي الأصابع عشر عشر من الإبل

 

3433- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kemiğe yetişen yaralamalarda beşer deve, dişlerde beşer deve, parmaklarda da onar deve diyet ödenmesine hükmetti.

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا أبو الأزهر نا محمد بن بشر ح ونا أبو بكر أيضا نا أحمد بن منصور بن راشد نا النضر بن شميل قالا نا سعيد بن أبي عروبة عن غالب التمار عن حميد بن هلال عن مسروق بن أوس عن أبي موسى قضى رسول الله صلى الله عليه وسلم في الأصابع بعشر عشر وقال النضر أن النبي صلى الله عليه وسلم قضى في الأصابع عشرا عشرا من الإبل كذا رواه سعيد عن غالب عن حميد بن هلال وخالفه شعبة وإسماعيل بن علية وعلي بن عاصم وخالد بن يحيى فرووه عن غالب عن مسروق بن أوس عن أبي موسى عن النبي صلى الله عليه وسلم ولم يذكروا حميدا وذكر شعبة فيه سماع غالب من مسروق

 

3434- Ebu Musa der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) parmaklarda onar (deve) diyet verilmesine hükmetti." Nadr ise bu hadisi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) parmaklarda onar deve diyet verilmesine hükmetti" diyerek deve Kelimesini de zikretti.

 

Said - Galib - Humeyd b. Hilal'den bu şekilde rivayet etti. Şu'be - İsmail b. Uleyye - Ali b. Asım - Halid b. Yahya ona muhalefet edip, Galib -Mesruk b. Evs- Ebu Musa kanalıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet ettiler ve Humeyd'i zikretmediler. Şu'be hadiste Galib'in Mesruk'tan işittiğini söyledi.

 

Tahric: İbn Mace (2654), Ebu Davud (4556) ve Nesai (8/56).

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا إبراهيم بن مرزوق نا أبو عاصم النبيل نا شعبة عن غالب التمار نا شيخ منا يقال له مسروق بن أوس أنه سمع أبا موسى قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم الأصابع سواء قال شعبة قلت عشرا عشرا قال نعم وكذلك رواه أبو نعيم وعفان ومسلم وغيرهم ورواه وكيع ووهب بن جرير وأبو النصر عن شعبة أنه شك في مسروق بن أوس أو أوس بن مسروق

 

3435- Ebu Musa der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Parmaklar (diyette) eşittir" buyurdu. Şu'be der ki: Galib'e: "Onar deve mi?" diye sorunca: "Evet" cevabını verdi. 

 

Ebu Nuaym - Affan - Müslim ve başkaları hadisi bu şekilde naklettiler.

Veki - Vuheyb - ibn Cerir - Ebu'n-Nadr, Şu 'be 'den, onun Mesruk b. Evs'ten veya Evs b. Mesruk'tan mı rivayet ettiği konusunda şüpheye düştüler.

 

Tahric: Ebu Davud (4557).

 

 

نا الحسين بن إسماعيل نا يعقوب بن إبراهيم الدورقي نا بن علية نا غالب التمار ح ونا أبو بكر النيسابوري نا عبد الله بن أحمد حدثني أبي نا إسماعيل بن علية عن غالب التمار عن مسروق بن أوس عن أبي موسى الأشعري عن النبي صلى الله عليه وسلم قال الأصابع عشر عشر لفظ المحاملي

 

3436- Ebu Musa el-Eş'ari'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Parmaklarda onar deve diyet vardır" buyurdu.

 

Lafız, el-Mehamili'ye aittir.

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (9/192) ve Beyhakl, S. el-Kübra (8/92).

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا الحسين بن محمد بن الصباح نا علي بن عاصم عن غالب التمار عن مسروق بن أوس عن أبي موسى عن النبي صلى الله عليه وسلم قال إن أصابع اليدين والرجلين سواء عشرا عشرا من الإبل

 

3437- Ebu Musa el-Eş'ari'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "El ve ayak parmakları (diyette) eşittir ve (bunların her biri için) onar deve ödenir"buyurdu.

 

 

قرئ علي أبي وهب يحيى بن موسى بن إسحاق بالإبلة حدثكم أبو محذورة نا خالد بن يحيى نا غالب عن أوس عن أبي موسى أن النبي صلى الله عليه وسلم قضى في الأصابع عشرا عشرا

 

3438- Ebu Musa'nın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) parmaklarda onar (deve) diyet verilmesine hükmetti.

 

 

نا بن صاعد والحسين بن إسماعيل قالا نا أبو الأشعث نا خالد بن الحارث نا سعيد عن قتادة عن مسروق بن أوس عن أبي موسى الأشعري أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قضى في الأصابع عشرا عشرا تفرد به أبو الأشعث وليس هو عندي بمحفوظ عن قتادة والله أعلم

 

3439- Ebu Musa el-Eş'ari'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) parmaklarda onar (deve) diyet verilmesine hükmetti.

 

Ebu'l-Eş'as bunu rivayette tek kalmıştır. Bu hadis bende Katade'den mahfuzdur.

 

Tahric: Nesai 8/56 (4858).

 

 

نا الحسين بن إسماعيل نا علي بن حرب نا عمرو بن عبد الجبار عن عبدة بن حسان عن يزيد بن عكرمة عن بن عباس أن النبي صلى الله عليه وسلم قال دية الأصابع سواء اليدين والرجلين عشر عشر من الإبل أو عدلها من الذهب والورق

 

3440- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Eller olsun ayaklar olsun parmakların diyeti onar deve veya buna denk altın ya da gümüştür.''

 

Tahric: Buharl (6895).

 

 

نا عبد الله بن جعفر بن خشيش نا سلم بن جنادة نا وكيع نا عبد الرحمن بن عبد الملك بن أبجر عن أبيه عن سلمة عن كهيل عن حجية بن عدي أن عليا رضى الله تعالى عنه قطع أيديهم من المفصل وحسمها فكأني أنظر إلى أيديهم كأنها أيور الحمر قال ونا وكيع نا قيس عن مغيرة عن الشعبي أن عليا كان يقطع الرجل ويدع العقب يعتمد عليها قال ونا وكيع نا سفيان عن خالد الحذاء عن عكرمة عن بن عباس قال أشهد على عمر رضى الله تعالى عنه أنه قطع اليد والرجل ونا سفيان عن عبد الرحمن بن القاسم عن أبيه أن أبا بكر رضى الله تعالى عنه أراد أن يقطع رجلا بعد اليد والرجل فقال عمر السنة اليد

 

3441- Seleme b. Kuheyl, Huceyye b. Adiy'den bildiriyor: Hz. Ali (hırsızların) ellerini mafsaldarı kesip dağladı. Hala o elleri görür gibiydim. Elleri merkeplerin erkeklik organı gibi olmuştu.

Veki, Süfyan -Halid el-Hazza -İkrime -İbn Abbas kanalıyla: "Hz. Ömer'in, el ve ayağı kestiğine şahitlik ederim" dediğini bildirir.

 

Süfyan, Abdurrahmarı b. el-Kasım kanalıyla babasındarı, Hz. Ebu Bekr'in elden sonra bir ayağı kesmek isteyince Hz. Ömer'in: "Sünnet oları elin kesilmesidir" dediğini nakleder.

 

Tahric: Beyhakl, S. el-Kübra (8/271) ve İbn Ebl Şeybe 5/522 (28606).

 

 

حدثنا محمد بن مخلد نا أحمد بن الوليد بن أبان الكرابيسي نا زكريا بن عدي عن إبراهيم بن حميد عن هشام بن عروة عن أبي حازم عن سعيد بن المسيب قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا ضرب الرجل أباه فاقتلوه

 

3442- Said b. el-Müseyyeb'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber {Sallallahu aleyhi ve Sellem}: "Kişi babasına vurursa onu öldürün" buyurdu.

 

Tahric: Ebu Davud, Merasil (335/485).

 

 

نا بن مخلد نا إبراهيم الحربي نا محمد بن عبد الله نا زكريا بن عدي بإسناده مثله وزاد فيه قال فذكرته لسفيان فقال سمعته من أبي حازم وكذلك ذكره أبو محمد بن صاعد ولم أسمعه منه عن محمد بن عبد الله المخرمي وذكر سفيان في آخره كما ذكر إبراهيم

 

3443- Aynı hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

Zekeriyya b. Adiy şöyle dedi: Bunu Süfyan'a zikrettigimde: "Bunu Ebu Hazım'dan işittim" dedi. Ebu Muhammed b. Said de bunu bu şekilde Muhammed b. Abdillah elMuharrimı'den nakletti ve sonunda ibrahım'i yaptıgıgibi Süfyan'. zikretti.

 

 

نا محمد بن إسماعيل الفارسي من أصله نا جعفر بن محمد بن حماد القلانسي نا آدم نا شعبة عن محمد بن زياد عن أبي هريرة قال قال رسول الله الدابة جرحها جبار والبئر جبار والمعدن جبار والرجل جبار وفي الركاز الخمس كذا قال والرجل جبار وهو وهم ولم يتابعه عليه أحد عن شعبة

 

3444- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hayvanın sebep olduğu mağduriyet hederdir, kuyunun sebep olduğu mağduriyet hederdir, madenin sebep olduğu mağduriyet hederdir. Ayak (Hayvanın ayağının teperek vurduğu) hederdir. Madenlerde ise beşte bir zekat vardır."

 

Adem'in: "Ayak hederdir" sözü yanılgıdır ve Şu'be'den olan rivayetinde ona kimse mutabaat etmemiştir.

 

 

نا محمد بن أحمد بن أبي الثلج نا جدي نا محمد بن عمر نا مخرمة بن بكير عن أبيه عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده عن النبي صلى الله عليه وسلم قال ما أصابت الإبل بالليل ضمن أهلها وما أصابت بالنهار فلا شيء فيه وما أصابت الغنم بالليل والنهار غرمه أهلها والضواري يتقدم إلى أهلها ثلاث مرات ثم تعقر بعد ذلك

 

3445- Amr b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Develerin gece verdiği zarardan sahipleri sorumludur. Gündüz verdikleri zarardan ise sorumlu değillerdir.

 

Koyunların ise gece ve gündüz verdikleri zarardan sahipleri sorumludur. Ekinlere zarar veren bu hayvanlar sahiplerine üç defa iade edilir. Sonra (zarar vermeye devam ederlerse) kesilirler.

 

 

نا الحسين بن يحيى بن عياش نا الحسن بن محمد نا سعيد بن سليمان نا إسماعيل بن زكريا نا فضيل بن غزوان عن عبد الرحمن بن أبي نعم حدثني أبو هريرة قال سمعت أبا القاسم نبي التوبة صلى الله عليه وسلم يقول من قذف مملوكه وهو برئ مما قال جلده الله يوم القيامة الحد إلا أن يكون كما قال

 

3446- Ebu Hureyre der ki: Tövbe peygamberi Ebu'I-Kasım şöyle buyurdu: "Kişi kölesine hiçbir suçu olmadığı halde zina isnad ederse, eğer dediği doğru değilse kıyamet günü Allah kendisine zina cezası verir. "

 

 

نا إبراهيم بن حماد نا الحسن بن عرفة نا مروان بن معاوية نا فضيل بن غزوان عن بن أبي نعم عن أبي هريرة عن أبي القاسم نبي التوبة صلى الله عليه وسلم قال من قذف عبده وهو برئ مما قال أقيم عليه الحد يوم القيامة ثمانين

 

3447- Ebu Hureyre der ki: Tövbe peygamberi Ebu'l-Kasım şöyle buyurdu: "Kişi kölesine hiçbir suçu olmadığı halde zina isnad ederse, kıyamet günü kendisine seksen sopalık zina had uygulanır. "

 

 

نا الحسين بن صفوان نا عبد الله بن أحمد نا أبي نا يعقوب بن إبراهيم حدثني أبي نا محمد بن إسحاق قال ذكر عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قال قضى رسول الله صلى الله عليه وسلم في الأنف إذا جدع كله بالعقل كاملا وإذا جدعت أرنبته فنصف العقل

 

3448- Amr b. Şuayb'ın, babasından, dedesinin şöyle dediğini bildirir: "Hz. Peygamber {Sallallahu aleyhi ve Sellem} tamamen kesilen burun için tam diyet, burnun ucunun kesilmesinde ise yarım diyet verilmesine hükmetti."

 

 

نا الحسين بن صفوان نا عبد الله بن أحمد نا شيبان نا أبو هلال نا عبد الله بن بريدة عن يحيى بن معمر عن بن عباس أنه قال في اليد الشلاء ثلث الدية وفي العين القائمة إذا خسفت ثلث الدية

 

3449- Yahya b. Ya'mer'in bildirdiğine göre İbn Abbas çolak elin kesilmesinde diyetin üçte birine, görmeyen gözün çıkarılmasında üçte bir diyet verilmesine hükmetti.

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe 5/374 (27062, 27107, 27064); Beyhakl (8/98) ve Abdürrezzak (17441).

 

 

نا أبو حامد الحضرمي إملاء نا محمد بن زياد الزيادي نا الفضيل بن سليمان نا أسامة بن زيد عن محمد بن المنكدر عن بن لخزيمة بن ثابت عن أبيه قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم من أصاب حدا أقيم عليه ذلك الحد فهو كفارة ذنبه

 

3450- İbn Huzeyme b. Sabit'in, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem} şöyle buyurdu: ''Haddi gerektiren bir şey işleyip, kendisine had uygulanana bu haddin uygulanması günahına kefarettir. "

 

Tahric: Ahmed (5/214,215) ve Hakim (4/388).

 

 

نا بن منيع نا جدي وزياد بن أيوب وعلي بن مسلم والقاسم بن هاشم وعلي بن شعيب وعبد الله بن أبي عبد الله قالوا نا روح بن عبادة ح ونا أحمد بن عيسى بن علي الخواص نا عبد الله بن الحسن بن إسماعيل الهاشمي نا روح بن عبادة نا أسامة بن زيد عن محمد بن المنكدر عن بن خزيمة بن ثابت عن أبيه عن النبي صلى الله عليه وسلم قال من أصاب ذنبا فأقيم عليه حد ذلك الذنب فهو كفارته

 

3451- İbn Huzeyme b. Sabit'in, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Haddi gerektiren bir şey işleyip, kendisine had uygulanana bu haddin uygulanması günahına kefarettir. "

 

 

نا محمد بن مخلد نا سليمان بن خلاد نا عبد الله بن سيف نا أسامة بن زيد بهذا الإسناد أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال أيما عبد أصاب شيئا مما نهى الله عنه ثم أقيم عليه الحد كفر الله ذلك الذنب عنه وتابعهما الواقدي عن أسامة بن زيد

 

3452- Usame b. Zeyd'in aynı isnadla bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Hangi kul Allah'ın yasakladığı bir şey yapar da kendisine had uygulanırsa, o haddin uygulanması o günaha kefarettir. "

 

Vakıdı, Usame'den rivayet ederek önceki rivayetlere mutabaat etmiştir.

 

 

نا عثمان بن أحمد الدقاق نا الحسن بن مكرم نا عثمان بن عمر نا يونس عن الزهري عن أبي إدريس عن عبادة بن الصامت قال قال لنا رسول الله صلى الله عليه وسلم بايعوني أن لا تشركوا بالله شيئا ولا تسرقوا ولا تزنوا ولا تقتلوا أولادكم ولا تأتون ببهتان تفترونه بين أيديكم وأرجلكم ولا تعصوني في معروف فمن وفي منكم فأجره على الله ومن أصاب من ذلك فعوقب به فهو كفارة له ومن أصاب من ذلك شيئا فستره الله فأمره إلى الله إن شاء عاقبه وإن شاء عفا عنه

 

3453- Ubade b. es-Samit der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize şöyle buyurdu: "Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarınızı öldürmemek, kendiliğinizden uyduracağınız hiçbir yalanla kimseye iftira etmemek, hiçbir marUf işte bana isyan etmemek üzere bana biat ediniz. İçinizden her kim sözünde durursa, onun ecri Allah'a aittir. Bu dediklerimden birini yapıp da ondan dolayı cezalandırılırsa bu ceza ona kefarettir. Bunlardan birini yapıp da, yaptığı o fiili Allah örtüp gizlerse, onun işi Allah la kalır. İsterse Allah onu cezalandırır, isterse affeder. ''

 

Tahric: Buhari (7213).

 

 

نا محمد بن أحمد بن أبي الثلج نا عمر بن شبه نا غندر نا معمر عن الزهري أنه سمع أبا إدريس الخولاني أنه سمع عبادة بن الصامت يقول بايعت رسول الله صلى الله عليه وسلم في رهط فقال أبايعكم على أن لا تشركوا بالله شيئا ولا تسرقوا ولا تزنوا ولا تقتلوا أولادكم ولا تأتوا ببهتان تفترونه بين أيديكم وأرجلكم ولا تعصوني في معروف فمن وفي منكم فأجره على الله تعالى ومن أصاب من ذلك شيئا يعني فأقيم عليه الحد فهو له طهور ومن ستره الله تعالى فذلك إلى الله إن شاء عذبه وإن شاء غفر له

 

3454- Ubade b. es-Samit der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gurupla beraber biat ettim, bize şöyle buyurdu: "Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarınızı öldürmemek, kendiliğinizden uyduracağınız hiçbir yalanla kimseye iftira etmemek, hiçbir marUl işte bana isyan etmemek üzere biatınızı kabul ediyorum. İçinizden her kim sözünde durursa, onun ecri Allah'a aittir. Bu dediklerimden birini yapıp da ondan dolayı cezalandırılırsa bu onun için (günahtan) temizlenme olur. Bunlardan birini yapıp da, yaptığı o fiili Allah örtüp gizlerse, onun işi Allah'a kalır. İsterse Allah onu cezalandırır, isterse affeder. "

 

Tahric: Buhari (4894).

 

 

نا أبو سهل بن زياد نا عبد الكريم بن الهيثم نا أبو اليمان نا شعيب عن الزهري أنا أبو إدريس عائذ الله بن عبد الله أن عبادة بن الصامت وقد شهد بدرا وهو أحد النقباء ليلة العقبة أخبره أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال نحوه فقال فيه ومن أصاب شيئا من ذلك فعوقب به في الدنيا فهو له كفارة

 

3455- Aiz b. AbdiHalı, Bedir savaşına katılan ve Akabe'de seçilen nakiplerden biri olan Ubade b. es-Samit'ten aynı manada bir rivayet te bulundu ve: "Bu dediklerimden birini yapıp da ondan dolayı dünyada cezalandırılırsa bu ceza ona keftırettir" dedi.

 

Tahric: Buhari (7213).

 

 

نا أحمد بن العلاء نا أبو عبيدة بن أبي السفر نا حجاج بن محمد عن يونس بن أبي إسحاق عن أبي إسحاق عن أبي جحيفة عن علي رضى الله تعالى عنه قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم من أذنب في هذه الدنيا ذنبا فعوقب به فالله أكرم من أن يثني عقوبته على عبده ومن أذنب في هذه الدنيا ذنبا فستره الله تعالى عليه وعفا عنه فالله أكرم من أن يعود في شيء قد عفا عنه آخر الحدود والديات

 

3456- Hz. Ali'nin bildirdiğine göre Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem} şöyle buyurdu: "Kim bir suç işler de cezasını bu dünyada çekerse Allah ahirette kuluna cezayı tekrar vermeyecek kadar kerem sahibidir. Kim bir suç işler de Allah onun o günahını örterse, Allah bağışladığı bir şeye dönüp tekrar cezalandırmayacak kadar kerem sahibidir. ''

 

Tahric: Müslim (1709).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Nikah