SÜNEN DARAKUTNİ

SALAT (Namaz)

 

باب في ذكر أذان أبي محذورة واختلاف الروايات فيه

Ebu Mahzure'nin Ezanı Konusundaki Rivayetler

 

حدثنا أبو بكر النيسابوري ثنا أبو حميد المصيصي ثنا حجاج عن بن جريج ح وحدثنا أبو بكر النيسابوري ثنا العباس بن محمد وأبو أمية ومحمد بن إسحاق وغيرهم قالوا حدثنا روح عن بن جريج ح وحدثنا أبو بكر ثنا الربيع بن سليمان ثنا الشافعي ثنا مسلم بن خالد عن بن جريج أخبرني عبد العزيز بن عبد الملك بن أبي محذورة أن عبد الله بن محيريز أخبره وكان يتيما في حجر أبي محذورة حين جهزه إلى الشام قال فقلت لأبي محذورة أي عم إني خارج إلى الشام وإني أخشى أن أسأل عن تأذينك فأخبرني قال نعم خرجت في نفر فكنا في بعض طريق حنين فقفل رسول الله صلى الله عليه وسلم من حنين فلقينا رسول الله صلى الله عليه وسلم في بعض الطريق فأذن مؤذن رسول الله صلى الله عليه وسلم وسلم بالصلاة فقال صوت المؤذن ونحن متنكبون فصرخنا نحكيه ونستهزئ به فسمع النبي صلى الله عليه وسلم الصوت فأرسل إلينا إلى أن وقفنا بين يديه فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أيكم الذي سمعت صوته قد ارتفع فأشار القوم كلهم إلي وصدقوا فأرسل كلهم وحبسني فقال قم فأذن بالصلاة فقمت ولا شيء أكره إلي من النبي صلى الله عليه وسلم وما يأمرني به فقمت بين يدي رسول الله صلى الله عليه وسلم فألقى علي رسول الله صلى الله عليه وسلم التأذين هو بنفسه فقال قل الله أكبر الله أكبر الله أكبر الله أكبر أشهد أن لا إله إلا الله أشهد أن لا إله إلا الله أشهد أن محمدا رسول الله أشهد أن محمدا رسول الله ثم قال لي ارجع فامدد من صوتك ثم قال لي قل أشهد أن لا إله إلا الله أشهد أن لا إله إلا الله أشهد أن محمدا رسول الله أشهد أن محمدا رسول الله حي على الصلاة حي على الصلاة حي على الفلاح حي على الفلاح الله أكبر الله أكبر لا إله إلا الله ثم دعاني حين قضيت التأذين وأعطاني صرة فيها شيء من فضة ثم وضع يده على ناصية أبي محذورة ثم أمرها على وجهه ثم أمر بين ثدييه ثم على كبده حتى بلغت يده سرة أبي محذورة ثم قال رسول الله صلى الله عليه وسلم بارك الله فيك وبارك عليك فقلتيا رسول الله مرني بالتأذين بمكة فقال قد أمرتك به وذهب كل شيء كان لرسول الله صلى الله عليه وسلم من كراهيته وعاد ذلك كله محبة للنبي صلى الله عليه وسلم فقدمت على عتاب بن أسيد عامل رسول الله صلى الله عليه وسلم فأذنت بالصلاة على أمر رسول الله صلى الله عليه وسلم قال بن جريج فأخبرني من أدركت من آل أبي محذورة على نحو ما أخبرني بن محيريز هذا حديث الربيع ولفظه

 

889- Ebu Mahzure'nin himayesinde yetişen bir yetim olan Abdullah b. Muhayrlz bildiriyor: Ebu Mahzure'ye, Şam'a göndermek üzere hazırlığımı yaparken: "Amcacığım! Şam'a gidiyorum. Belki orada senin ezanım bana sorarlar. Nasıl olduğunu bana anlat" dediğimde, Ebu Mahzure: "Olur" dedi ve şöyle devam etti:

 

Bir grupla birlikte yola çıktık. Huneyn'e giden yolun bir yerine ulaştığımızda Huneyn'den dönen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile karşılaştık. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müezzini yanında ezan okumaya başladı. Biz biraz da uzakta olduğumuz için müezzinin sesini biraz da istilıza ile taklit ediyorduk. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sesimizi işitince yanına çağırttı. Gelip önünde durduk. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İçinizden sesi en yüksek çıkan kimdi?" diye sorunca, oradakilerin tümü beni gösterdi ki doğruyu söylemişlerdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları gönderip beni yanında tuttu.

 

Bana: "Kalkıp ezan oku!" buyurunca kalktım. O sırada en nefret ettiğim kişi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) idi. En nefret ettiğim şey de benden istediği ezan okumam idi. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önünde ezan okumak üzere kalktığımda Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ezanı nasıl okumam gerektiğini bizzat kendisi şu şekilde söylemeye başladı: "Şöyle de: ‘‘Allahu Ekber, Allahu Ekber! Allahu Ekber, Allahu Ekber! Eşhedu en la ilahe illallah, Eşhedu en la ilahe illallah! Eşhedu enne Muhammeden Resulullah, Eşhedu enne Muhammeden Resulullah!’‘ Sonra bir daha başa dön ve sesini uzatarak ‘‘Eşhedu en la ilahe illallah, Eşhedu en la ilahe illallah! Eşhedu enne Muhammeden ResUZullah, Eşhedu enne Muhammeden Resulullah! Hayya ale's-salat, Hayya ale's-salat! Hayya ale'l-felah, Hayya ale'l-felah! Allahu Ekber, Allahu Ekber! La ilahe illallah!’‘ de. "

'Ezanı bitirdikten sonra beni yanına çağırdı ve içinde gümüş bulunan bir kese verdi. Sonra elini saçımın ön tarafına koyup iki defa okşadı. Sonra elini göğsüme, oradan da göbeğime kadar getirdi. Bunu yaptıktan sonra da bana:

"Allah seni bereketli kılsın ve sana bereketler ihsan etsin" buyurdu. Ona: "Ey Allah'ın Resulü! Beni Mekke'de ezan okumakla görevlendir" dediğimde, Allah Resulü {Sallallahu aleyhi ve Sellem}: "Bu görevi sana verdim" buyurdu. O sırada Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşı olan tüm nefretim gidip yerini sevgiye bıraktı. Daha sonra Resulullah'ın {Sallallahu aleyhi ve Sellem} Mekke valisi olan Attab b. Esid'e geldim ve Resulullah'ın {Sallallahu aleyhi ve Sellem} ezanı okuma konusundaki emrini ona bildirdim."

 

İbn Cüreyc der ki: "Ebu Mahzure'nin ailesinden ulaştığım kişiler de İbn Muhayriz'in bana bu anlattığının aynısını anlattılar."

 

Bu, Rab!'nin rivayeti ve lafzıdır.

 

Tahric: Ebu Davud 1/137 (503), Nesai 2/5-6 (632) ve İbn Mace 1/234-235 (708).

 

 

وحدثنا أبو بكر النيسابوري ثنا الربيع ثنا الشافعي قال وأدركت إبراهيم بن عبد العزيز بن عبد الملك بن أبي محذورة يؤذن كما حكى بن محيريز وسمعته يحدث عن أبيه عن بن محيريز عن أبي محذورة عن النبي صلى الله عليه وسلم بمعنى ما حكى بن جريج وسمعته يقيم فيقول الله أكبر الله أكبر أشهد أن لا إله إلا الله أشهد أن محمدا رسول الله حي على الصلاة حي الفلاح قد قامت الصلاة قد قامت الصلاة الله أكبر الله أكبر لا إله إلا الله وأحسبه يحكي الإقامة خبرا كما يحكي الأذان

 

890- Şafii der ki: İbrahim b. Abdilaziz b. Abdilmelik b. Ebi Mahzure'nin, İbn Muhayriz'in rivayetinde olduğu gibi ezan okumasına şahit oldum. Yine babasından naklen İbn Muhayriz - Ebu Mahzure kanalıyla Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem), İbn Cüreyc'in rivayetinin aynısını aktardığını işittim. Kameti de şu şekilde getirdiğini işittim: "Allahu Ekber, Allahu Ekber! Eşhedu en la ilahe illallah! Eşhedu enne Muhammeden Resulullah! Hayya ale's-salat! Hayya ale'l-felah! Kad kameti's-salatu, Kad kameti's-salatu! Allahu Ekber, Allahu Ekber! La ilahe illallah!" Sanırım ezanda olduğu gibi kameti de başkasından naklen bu şekilde getirdi.

 

Tahric: Şafii, Müsned 1/61 (177) ile el-Ümm (1/85) ve Beyhaki, es-Sünenu'l-Kübra (1/393) ile Ma'rife 1/424 (557),

 

 

ثنا أبو بكر النيسابوري نا أبو حميد المصيصي ثنا حجاج قال نا بن جريج أخبرني عثمان بن السائب أخبرني أبي وأم عبد الملك بن أبي محذورة عن أبي محذورة قال لما خرج النبي صلى الله عليه وسلم إلى حنين خرجت عاشر عشرة من أهل مكة أطلبهم قال فسمعناهم يؤذنون للصلاة فقمنا نؤذن نستهزىء بهم فقال النبي صلى الله عليه وسلم لقد سمعت في هؤلاء تأذين إنسان حسن الصوت فأرسل إلينا فأذنا كلنا رجلا رجلا فكنت آخرهم فقال حين أذنت تعال فأجلسني بين يديه فمسح على ناصيتي وبارك علي ثلاث مرات ثم قال اذهب فأذن عند البيت قلت كيف يا رسول الله قال فعلمني الأذان كما يؤذن الآن الله أكبر الله أكبر الله أكبر الله أكبر أشهد أن لا إله إلا الله أشهد أن لا إله إلا الله أشهد أن محمدا رسول الله أشهد أن محمدا رسول الله اشهد ان لا اله الا الله اشهد ان لا اله الا الله اشهد ان محمد رسول الله اشهد ان محمد رسول الله حي على الصلاة حي على الصلاة حي على الفلاح حي على الفلاح الصلاة خير من النوم الصلاة خير من النوم في الأولى من الصبح الله أكبر الله أكبر لا إله إلا الله قال وعلمني الإقامة مرتين الله أكبر الله أكبر أشهد أن لا إله إلا الله أشهد أن لا إله إلا الله أشهد أن محمدا رسول الله اشهد أن محمدا رسول الله حي على الصلاة حي على الفلاح قد قامت الصلاة قد قامت الصلاة الله أكبر الله أكبر لا إله إلا الله قال بن جريج أخبرني هذا الخبر كله عثمان عن أبيه وعن أم عبد الملك بن أبي محذورة أنهما سمعا ذلك من أبي محذورة

 

891- Ebu Mahzure der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Huneyn savaşına çıktığında Mekke ahalisinden benim de içlerinde bulunduğum on kişiyle peşlerinden çıktık. Ezan okuduklarım işittiğimizde biz de istihza ile müezzinin sesini taklit etmeye başladık. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi işaret ederek: "Onların içinden güzel sesli birinin ezanını işittim" buyurdu ve haber gönderip yanına çağırdı. Yanına geldiğimizde hepimiz sırayla ezan okuduk. Son olarak, ben ezan okuduğumda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Geli" buyurdu. Yanına yaklaştığımda önünde oturttu. Başımın ön tarafını okşadı ve üç defa da bereketler diledi. Sonra: "Git ve Kabe'nin yanında ezan oku" buyurdu.

 

"Ey Allah'ın Resulü! Nasıl okuyayım?" diye sorduğumda şu an sizin okuduğunuz gibi ezam bana şu şekilde öğretti: "Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber! Eşhedu en la ilahe illallah, Eşhedu en la ilahe illallah! Eşhedu enne Muhammeden Resalullah, Eşhedu enne Muhammeden Resulullah! Hayya ale's-salat, Hayya ale's-salat! Hayya ale'l-felah, Hayya ale'lfelah!" Sabah namazı için ezanı okuyacağın zaman da bundan sonra: ‘‘es-Salatu hayrun mine'n-nevm! es-Salatu hayrun mine'n-nevm!’‘ der ve şöyle devam edersin: Allahu Ekber, Allahu Ekber! La ilahe illallah!"

 

Kameti de ''Allahu Ekber, Allahu Ekber! Eşhedu en la ilahe illallah! Eşhedu enne Muhammeden Resalullah! Hayya ale's-salat! Hayya ale'l-felah! Kad kameti's-salatu, Kad kameti's-salatu! Allahu Ekber, Allahu Ekber! La ilahe illallah!" şeklinde kamet kısmını iki defa tekrar ettirerek öğretti."

 

ibn Cüreyc der ki: "Bu rivayetin tümünü Osman bana babasından ve Abdulmelik b. Ebu Mahzure'nin annesinden naklen rivayet etti. Bu ikisi de bunu Ebu Mahzure' den işitmişlerdi."

 

Tahric: Ebu Davud 1/136 (501) ve Nesai 2/7 (633).

 

 

نا أبو بكر النيسابوري نا أبو الأزهر ثنا عبد الرزاق أخبرنا بن جريج ثنا عثمان بن السائب مولى لهم عن أبيه السائب وعن أم عبد الملك بن أبي محذورة أنهما سمعاه من أبي محذورة قالا قال أبو محذورة خرجت في عشرة فتيان مع النبي صلى الله عليه وسلم إلى حنين وهو أبغض الناس إلينا فقمنا نؤذن نستهزىء بهم فقال النبي صلى الله عليه وسلم ائتوني بهؤلاء الفتيان فقال أذنوا فأذنوا فكنت آخرهم فقال النبي صلى الله عليه وسلم نعم هذا الذي سمعت صوته اذهب فأذن لأهل مكة وقل لعتاب بن أسيد أمرني رسول الله صلى الله عليه وسلم أن آذن لأهل مكة ومسح على ناصيتي وقال قل الله أكبر الله أكبر الله أكبر الله أكبر أشهد أن لا إله إلا الله أشهد أن لا إله إلا الله أشهد أن محمدا رسول الله أشهد أن محمدا رسول الله مرتين ثم ارجع وأشهد أن لا إله إلا الله مرتين أشهد أن محمدا رسول الله مرتين حي على الصلاة مرتين حي على الفلاح مرتين الله أكبر الله أكبر لا إله إلا الله فإذا أذنت بالأولى من الصبح فقل الصلاة خير من النوم مرتين وإذا أقمت فقلها مرتين قد قامت الصلاة قد قامت الصلاة أسمعت قال فكان أبو محذورة لا يجز ناصيته ولا يفرقها لأن رسول الله صلى الله عليه وسلم مسح عليها

 

892- Ebu Mahzure der ki: Benim gibi on çocukla birlikte Huneyn'e Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile gittiğimizde insanlar içinde en nefret ettiğimiz kişi kendisiydi. Müezzin ezan okumaya başlayınca biz de kalkıp istilıza ile müezzinin sesini taklit ediyorduk. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi duyunca: "Şu çocukları yanıma getirin!" emrini verdi. Geldiğimizde bize: "Ezanı okuyun!" buyurdu. Bütün çocuklar ezanı okudu, en son da ben okudum. Ben okuyunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Evet, duyduğum ses buydu! Git ve Mekke ahalisine bu ezanı oku ve Attab b. Esid'e de: ‘‘Resulullah Mekke ahalisine bu şekilde ezan okumamı emretti’‘ de" buyurdu.

Sonra saçımın ön tarafım okşadı ve şöyle devam etti: "Şöyle okursun: ‘‘Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber! Eşhedu en la ilahe illallah, Eşhedu en la ilahe illallah! Eşhedu enne Muhammeden Resulullah, Eşhedu enne Muhammeden Resulullah!’‘ Sonra bir daha dönüp iki defa: ‘‘Eşhedu en la ilahe illallah!’‘, iki defa: ‘‘Eşhedu enne Muhammeden Resulullah’‘, iki defa: ‘‘Hayya ale's-salat!’‘, iki defa: ‘‘Hayya ale'l-felah!’‘ der ve şöyle devam edersin: ‘‘Allahu Ekber, Allahu Ekber! La ilahe illallah!’‘ Şayet sabah namazı için okuyacaksan ilk kısmı okuduktan sonra iki defa ‘‘es-Salatu hayrun mine'n-nevm!’‘ dersin. Namaz için kamet getireceğin zaman da iki defa ‘‘Kad kameti's-salatu!’‘ dersin. Şimdi git!''

 

Ravi der ki: "Ebu Mahzure, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) okşadı diye saçının ön tarafım kesmez ve ayırmazdı."

 

Tahric: Ebu Davud 1/136 (501).

 

 

حدثنا عثمان بن أحمد نا حنبل بن إسحاق ح وحدثنا محمد بن عبد الله بن إبراهيم ومحمد بن أحمد بن الحسن قالا حدثنا بشر بن موسى قالا نا الحميدي ثنا أبو إسماعيل إبراهيم بن عبد العزيز بن عبد الملك بن أبي محذورة قال سمعت جدي عبد الملك بن أبي محذورة يحدث عن أبيه أبي محذورة أن النبي صلى الله عليه وسلم ألقى هذا الأذان عليه الله أكبر الله أكبر الله أكبر الله أكبر أشهد أن لا إله إلا الله أشهد أن لا إله إلا الله أشهد أن محمدا رسول الله أشهد أن محمدا رسول الله أشهد أن لا إله إلا الله أشهد أن لا إله إلا الله أشهد أن محمدا رسول الله أشهد أن محمدا رسول الله حي على الصلاة حي على الصلاة حي على الفلاح حي على الفلاح الله أكبر الله أكبر لا إله إلا الله

 

893- Ebu İsmail İbrahim b. Abdilaziz b. Abdilmelik. b. Ebi MalızUre der ki: Dedem Abdulmelik b. Ebi Malızure'nin, babasından naklen bana bildirdiğine göre Hz. Peygamber {Sallallahu aleyhi ve Sellem} ona ezanı şu şekilde öğretmiştir: "Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber! Eşhedu en la ilahe illallah, Eşhedu en la ilahe illallah! Eşhedu enne Muhammeden Resülullah, Eşhedu enne Muhammeden Resülullah! Hayya ale's-salat, Hayya ale's-salat! Hayya ale'l-felah, Hayya ale'l-felah! Allahu Ekber, Allahu Ekber! La ilahe illallah!"

 

Tahric: Guman, el-Hidaye fi Tahrici Ahadisi'l-Bidaye'de (2/329) geçtiği üzere Humeydı, Müsned' de ve Beyhakl, Ma'rife 1/438 (579-580).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Sa'd el-Karaz'ın Rivayeti