DELAİLU

NÜBÜVVE

RESULULLAH'IN (S.A.V.) HASTALANMASI, VEFATI VE BUNLARDA PEYGAMBERLİĞİNE VE DOĞRULUĞUNA İŞARET EDEN ŞEYLERE DAİR BÖLÜMLER

 

Ehli Kitab'ın Tevrat'ta ve İncil'de Vasıfları ve Şekliyle Yazılı Bulduklarından Dolayı Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Vefatını Haber Almadan Önce Bunu Bilmeleri

 

Cerir anlatıyor: Ben Yemen'deyken, Yemen ahalisinden biri Kuna', biri de Amr adında iki adamla karşılaştım. Onlara Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bahsederken bana: "Kendisinden bahsettiğin o arkadaşının vefatı üzerinden üç gün geçti" dediler. Sonra benimle beraber yola devam ettiler. Yolun bir yerinde Medine taraflarından gelen bir kafile göründü. Onlara bunu sorduğumuzda: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat etti; yerine de halife olarak Ebu Bekr geçti, insanlar da iyiler" dediler. Bunun üzerine Zi Kuna' ve Amr, bana: "Arkadaşına (Ebu Bekr'e) geldiğimizi ve belki bir daha geri gelebileceğimizi bildir" dediler ve Yemen'e geri döndüler. Onları, Ebu Bekr'e anlattığımda Ebu Bekr bana: "Keşke onları bana getirseydin" dedi. Daha sonraları Zi Amr bana: "Ey Cerir! Benim yanımda senin saygın bir konumun var ve sana bir şeyi söyleyeyim. Siz Arap topluluğu, bir halifeniz öldüğü zaman (aranızda istişare ile) yerine başkasını getirdiğiniz müddetçe selamette olacaksınız. Ancak yöneticilik kılıçla elde edildiği zaman o yöneticiler krallar gibi olacaklardır. Krallar gibi öfkelenecek krallar gibi hoşnut olacaklardır" dedi.

 

Buhari, Sahih'de Ebu Bekr bin Ebi Şeybe'den rivayet etmiştir.

 

 

 

Cerir der ki: "Yemen'de bir haham benimle karşılaştı ve bana: "Eğer arkadaşınız gerçekten peygamber ise o mutlaka Pazartesi günü ölmüştür" dedi.

 

 

 

Ka'b bin Adiy der ki: Hıre heyeti ile birlikte Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldim. O bize İslamiyeti arz edince Müslüman olduk ve tekrar Hıre'ye döndük. Çok geçmeden bize Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiği haberi geldi ve arkadaşlarım şüpheye düşüp: "Eğer peygamber olsaydı ölmezdi" dediler. Ben de kendilerine: "Ondan önceki peygamberler de ölmüştü" dedim ve Müslümanlığımda se bat ettim. Sonra Medine'ye gitmek üzere Hire'den yola çıktım ve kendisine danışmadan hiçbir işimizde karar vermediğimiz bir rahibe uğradım. Ona: "Öğrenmek istediğim bir şey hakkında bana bilgi ver. Zira bu şeyden dolayı içime bir şeyler düştü" dedim. Rahip: "Bana adında olan bir şey ver" deyince, ben de ona bir ka'b (aşık kemiği) çıkardım. Kendisi üzerine şiir yazılı bir sahife çıkarıp bana: "Bu şeyi üzerine at" dedi. Ben de ka'bı onun üzerine atınca, ka'b kayarak Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şeklini görmüş olduğum gibi vasıflandırıldığı ve vefat ettiği zamanın yazılı olduğu yerde durdu. Bunun üzerine basiret ve imanım daha da kuvvetlendi. Ebu Bekr'in yanına gidip durumu kendisine anlattım ve yanında kaldım. Sonra Ebu Bekr beni Mukavkıs'a gönderince, ben de gidip geri geldim. Sonra Ömer bin el-Hattab da beni Mukavkıs'a gönderdi. Mukavkıs'ın yanına Ömer'in mektubu ile gitmiştim. O esnada Yermuk savaşı olmuştu ve benim bundan haberim yoktu. Mukavkıs bana:

 

"Bizanslıların düşmanları öldürüp hezimete uğrattığını biliyor musun?" deyince: "Olamaz" dedim. "Neden?" diye sorunca: "Çünkü Yüce Allah, dinini bütün dinlere galip kılacağını Peygamber'ine vaad etmiştir ve Allah vaadini boşa çıkaracak değildir" dedim. Bunun üzerine o: "Peygamber'iniz size doğru söylemiştir, çünkü Bizanslılar öldürüldüğü gibi Allah, Ad kavmini öldürdü" dedi.

 

Sonra Mukavkıs, bana Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabının durumunu sorunca ben de onları kendisine anlattım. Bunun üzerine o, Ömer'e ve diğer ashaba hediyeler gönderdi. Hediye gönderdiği kişiler arasında Ali, Abdurrahman ve Zübeyr de vardı. -Ravi: "Sanırım Abbas'ı da zikretti" dedi- Cahiliye döneminde ben kumaş işlerinde Ömer'in ortağı idim. Maaş bağladığı zaman Adiyy bin Ka'b oğulları arasında bana da maaş bağladı. --- İbn Hacer, el-İsabe (3/298) ve İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-nihaye (5/278).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Terekesi