DELAİLU NÜBÜVVE |
RESULULLAH'IN (S.A.V.) HASTALANMASI, VEFATI VE BUNLARDA
PEYGAMBERLİĞİNE VE DOĞRULUĞUNA İŞARET EDEN ŞEYLERE DAİR BÖLÜMLER |
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Terekesi
Cuveyriye binti'l-Haris'in kardeşi Amr bin Haris el-Huzai der ki:
"Vallahi Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) vefat ettiği zaman ne bir dinar, ne
bir dirhem, ne bir köle, ne bir cariye, ne de başka bir şey bıraktı. Sadece
(binmekte olduğu) beyaz katırını, silahını ve yolcular için sadaka olarak
tahsis ettiği tarlasını bıraktı."
Buhari, Sahih'de Züheyr
bin Muaviye ve başkası kanalıyla Ebu
ishak'tan rivayet etmiştir.
Hz. Aişe
der ki: "Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) (vefat ettiği zaman) ne bir dinar,
ne bir dirhem, ne bir koyun, ne de bir deve bıraktı. Bir şey de vasiyet
etmedi."
Müslim, Sahih'de Ebu Bekr
bin Ebi Şeybe kanalıyla
Abdullah bin Numeyr'den rivayet etmiştir.
Hz. Aişe
der ki: "Bana Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) mirasını sormaktasınız. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne
bir dinar, ne bir dirhem, ne bir köle, ne de bir cariye bıraktı."
Mis'ar der ki: Sanırım: "Ne bir koyun, ne de bir deve"
de demişti.
Başka bir kanalla da
bildirilene göre Ali bin el-Hüseyn: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne bir dinar, ne bir dirhem, ne bir köle, ne de bir
cariye bıraktı" demiştir.
Hz. Aişe
der ki: "Vallahi Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) vefat ettiği zaman evimde azıcık
arpadan başka bir şey yoktu. (Uzun bir süre ondan yedim ve) onu ölçtüğümde
tükendi. Keşke onu ölçmeseydim."
Buhari ve Müslim, Sahih'lerinde Ebu
Usame kanalıyla rivayet etmişlerdir.
Hz. Aişe
der ki: "Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) vefat ettiği zaman zırhı otuz sa' arpa karşılığında rehin idi."
Buhari, Muhammed bin Kesir kanalıyla Süfyan'dan
rivayet etmiştir.
Cafer bin Muhammed'in
bildirdiğine göre babası şöyle demiştir: Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
zırhının göğüs kısmında ve sırt kısmında ikişer gümüş halka vardı. Bu zırhı
giydiğimde bir kısmı yerde sürünmeye başladı."
Enes der ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arpa
ekmeği ve erimiş bayat iç yağı yemeğine davet edildi. Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Canım elinde olana yemin olsun ki Muhammed'in ailesi yanında ne bir ölçek
buğday, ne de bir ölçek hurma vardır!' buyurduğunu işittim. O zaman Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) dokuz hanımı vardı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
Medine'de bir Yahudiye zırhını rehin olarak
bırakmıştı. Zırha karşılık ondan yiyecek bir şeyler almıştı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zırhı rehin bırakılmış halde vefat etti.
Ebu Burde der ki: Hz. Aişe'nin yanına girdiğimde bize Yemen işi kalın bir izar ve mülebbed denilen
(keçeleştirilmiş) bir giysi çıkardı. Sonra Allah adına yemin ederek Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) bu iki giysi içinde iken vefat ettiğini
söyledi.
Buhari ve Müslim, Sahih'lerinde Süleyman bin el-Muğire kanalıyla rivayet etmişlerdir.
Ebu Burde der ki: Hz. Aişe bize Yemen işi kalın bir izar
ve mülebbed dediğiniz (keçeleştirilmiş) bir giysi
çıkardı ve: "Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bu iki giysi içinde iken vefat
etti" dedi.
Buhari, Sahih'de Süleyman bin Harb kanalıyla ve Müslim, Eyyub
kanalıyla rivayet etmiştir. --- Tahrici bir önceki
hadiste yapılmıştır.
Sümame bildiriyor: Ebu Bekr es-Sıddik halife olduğu
zaman (sadaka farizası hakkında) bir mektup yazarak Enesi Bahreyn'e gönderdi. Ebu Bekr bu mektubu Allah
Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yüzüğü ile mühürledi. Bu mührün üzerindeki yazı, Muhammedun
bir satır, Resulü bir satır ve Allah bir satır olmak üzere üç satır idi.
Buhari, Sahih'de el-Ensari
kanalıyla rivayet etmiştir.
Ali bin Hüseyn bildiriyor: Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hüseyn
öldürüldüğü zaman Muaviye'nin oğlu Yezid'in yanından geldiğimiz sırada Misver
bin Mahrame bizi karşıladı ve: "Bana herhangi
bir ihtiyacın var mı?" dedi. Kendisine:
"Hayır
(bir ihtiyacım yoktur)" dediğimde: "Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kılıcını bana verir misin? Çünkü ben bu kavmin sana üstün gelip onu senden
almasından endişe ediyorum. Vallahi, eğer onu bana verirsen ben yaşadıkça bu
kılıç onların eline geçmez" karşılığını verdi. Sonrasında ravi söz konusu hadisi zikretti.
Buhari, Said bin Muhammed kanalıyla Yakub'dan ve Müslim, Ahmed bin Hanbel'den rivayet etmiştir.
isa bin Tahman der ki: Enes (Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) vefatından sonra) bize üzerlerindeki
tüyleri dökülmüş parmak aralarında bağı olan bir çift ayakkabı çıkardı. Daha
sonra Sabit el-Bünanı bana Enes'ten naklederek bu
ayakkabıların Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olduğunu söyledi.
Buhari, Abdullah bin Muhammed kanalıyla Ebu
Ahmed Muhammed bin Abdullah ez-Zübeyri
el-Esedi'den rivayet etmiştir. --- Tahrici bir önceki hadiste yapılmıştır.
Asım el-Ahvel der ki: Allah Resulü'nün (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bardağını Enes bin
Malik'in yanında gördüm.
Bardak çatlamıştı ve Enes onu gümüş (halkalar) ile bağlayıp tutturmuştu. Bu
bardak ince -veya nudar denilen Hicaz'a özgü bir
ılgın türü ağacın tahtasından yapılmış- geniş ve güzel bir bardaktı. Enes der
ki: "Ben bu bardak ile Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu
kadar defadan fazla su içirdim" demiştir.
ibn Sirin der ki: "Onun demirden
bir halkası vardı. Enes o halkayı altın veya gümüş bir halka ile değiştirmek
isteyince, Ebu Talha kendisine: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) yapmış olduğu bir şeyi değiştirme"
dedi. O da onu olduğu gibi bıraktı.
Buhari bunu bu şekilde rivayet etmiştir. Halifelerin yanındaki
hırkalara gelince, Muhammed bin ishak bin Yesar
kanalıyla Tebuk kıssasını anlatırken Allah Resulü'nün
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
onları kendilerine yazdığı eman belgesi ile birlikte
Eyle halkına verdiğini zikretmiştik. Ebu'l-Abbas bin Abdillah ta onları üç yüz dinara satın almıştı.
Hz. Ali der ki: Allah
Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kendisine "Mürteciz" denilen bir atı,
"Ufeyr" denilen bir merkebi ve
"Düldül" denilen bir katırı vardı. Kılıcının adı "Zülfikar"
ve zırhının adı "Zu'l-Fudul"
idi.
Başka bir kanalla da
aynısı rivayet edilmiştir.
Sünen kitabında Sa'dl'lerin yanında bulunan atlarının isimlerini de
zikretmiştik. Bunlar Lizaz, el-Lahif
ve Zarb'dir. Ebu Talha'ya
ait olup ta (ödünç alıp) bindiği atın adı da Mendub
idi. Kasva, Gadba ve Ced'a isimlerinde develeri Şehba'
ve Beyda' isimlerinde katırları vardı. Ancak vefat
ettiği zaman katırı Beyda', silahı, sadaka olarak
tahsis ettiği tarla, giysisi, ayakkabısı ve yüzüğü dışında hiçbir şey
bırakmadığını burada olduğu gibi daha önce de rivayet etmiştik. Doğrusunu da
Allah bilir.
Fatıma binti Hüseyn
bildiriyor: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiği zaman iki hırkası vardı ve onları
sırayla giyerdi."
Bu munkatı
(mürsel) bir hadistir.
Sehl bin Sa'd der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiği zaman daha dokunmakta olan yünden bir
cübbesi vard!."
Enes bin Malik
bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bir asası vardı ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edince asası kendisiyle birlikte yanında
defnedildi.
Muhavvel bin İbrahim, Şiilerdendir ve israil'den
tek olarak rivayette bulunmaktadır. Bunu kendisinden başka kimse rivayet
etmemiştir ve zayıf olduğu açık olarak görülmektedir.
Hz. Aişe
der ki: Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) kızı Hz. Fatıma,
Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) mirasını ve Yüce Allah'ın fey olarak kendisine verdiği araziyi istemek üzere birini Ebu Bekr'e gönderdi. Hz. Fatıma aynı zamanda Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem),
Medine'de sadaka olarak tahsis ettiği tarlayı, Fedek'teki
araziyi ve Hayber ganimetinden kalan humusu
istiyordu. Bunun üzerine Ebu Bekr:
"Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ‘‘Bize mirasçı olunmaz,
bıraktıklarımız sadakadır, ancak Muhammed'in ailesi bu mallardan yiyebilirler’‘
buyurmuştur. Onlar biriktirecek şekilde ondan alamazlar. Vallahi ben de Allah
Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
sadaka olarak tahsis ettiği şeyi değiştirecek değilim. Onu Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bıraktığı gibi bırakacağım" dedi ve Hz. Fatıma'ya
ondan da bir şey vermeyi kabul etmedi.
Bu sebeple de Hz. Fatıma, Ebu Bekr'e
kırılmıştı. Ebu Bekr,
Ali'ye: "Canım elinde olana yemin olsun ki Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yakınlarına iyilikte bulunmam, benim için kendi yakınlarıma iyilikte
bulunmamdan daha sevimlidir. Ancak aramızda olan şu sadaka mallarına gelince,
bu hususta hayırdan geri dönmem. Bu konuda Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yaptığı her uygulamayı ben de yerine getireceğim" dedi.
Başka bir kanalla bir
öncekinin aynısı: "Hz. Ali, şahadet getirip: ‘‘Ey Ebu
Bekr! Senin faziletini ve Allah'ın sana bahşettiğini
biliriz. Allah'ın sana verdiği hayır ve iyilik hususunda seninle rekabete girişmedim.
Ama siz bu işi zorla ele geçirdiniz. Fakat yine de biz bizim bir payımız
olacağı kanaatinde idik" dedi. Sözüne devam ederek Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ile olan akrabalığını ve haklarını o kadar zikretti ki Ebu
Bekr ağlayarak: ‘‘Canım elinde olana yemin olsun ki Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) yakınlarına iyilikte bulunmam, benim için
kendi yakınlarıma iyilikte bulunmamdan daha sevimlidir’‘ dedi" ziyadesiyle
rivayet edilmiştir.
Buhari, Sahih'de Ebu'l-Yeman kanalıyla rivayet etmiştir.
Şa'bi der ki: Hz. Fatıma hastalanınca Ebu Bekr es-Sıddik
geldi ve yanına girmek için izin istedi. Ali: "Ey Fatıma!
Ebu Bekr yanına girmek için
izin istiyor" deyince, Hz. Fatıma: "Ona
izin vermemi ister misin?" dedi. Ali: "Evet" deyince, Hz. Fatıma ona izin verdi. Bunun üzerine Ebu
Bekr yanına girip:
"Vallahi yurdumu,
malımı, ailemi ve akrabalarımı sadece Allah'ın, Resulü'nün ve siz Ehl-i beyt'in rızası için terk
ettim" dedi ve onu razı edene kadar hep gönlünü almaya çalıştı.
Zeyd bin Ali bin Hüseyn bin Ali der
ki: "Ben de Ebu Bekr'in
yerinde olsaydım Fedek hususunda aynen kendisi gibi
hüküm verirdim."
Sünen kitabında Fey'in taksimi bölümünde burada zikredilenleri daha uzun
bir şekilde zikrettik. Bu sebeple de bunları burada kısa olarak zikrettik.
Doğruya ulaşmak Allah'ın sayesindedir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Allah
Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Eşlerinin ve Çocuklarının İsimleri