DELAİLU

NÜBÜVVE

RESULULLAH'A (S.A.V.) VAHYİN İNİŞ ŞEKLİ, VAHYİN GELDİĞİNİN RESULULLAH'IN (S.A.V.) YÜZÜNDEN BELLİ OLMASI, CİBRİL'İ GÖREN SAHABİLER VE RESULULLAH'IN (S.A.V.) PEYGAMBERLİĞİNE İŞARET EDEN BAŞKA ŞEYLERE DAİR

 

Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Vahyin Geliş Şekli, Vahiy Anında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Durumu ve Sahabenin Bu Konuda Gördükleri

 

Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Haris bin Hişam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Vahiy sana nasıl geliyor?" diye sorunca Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona şöyle cevap verdi: "Bazen çıngırak sesi gibi gelir ki en şiddetli gelme şekli budur. Ben de o hal geçtiği zaman söylediklerini ezberlerim. Bazen de bana bir insan suretinde gelir. Benimle konuşarak bu vahyi aktarır ve ben bunu iyice öğrenirim.'' Hz. Aişe der ki: "Soğuk bir günde kendisine vahyin inişine şahit oldum. Vahiy inme durumu geçtiğinde o soğuğa rağmen alnından terler akıyordu."

 

Buhari bunu Sahih'te Abdullah bin Yusuf kanalıyla Malik'ten rivayet etmiştir. Başka yollarla da Hişam bin Urve'den aktarmıştır.

 

 

 

Hz. Aişe der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) devesinin üzerindeyken kendisine vahiy gelirdi ve deve vahyin ağırlığından dolayı boynunu ileri uzatırdı (ve yürüyemeyip dururdu). Allah kendisine vahiy indirirken soğuk bir günde olsa bile çok terlerdi." Ma'mer, Hişam'a hadisin ilk kısmına mutabaat etmiştir.

 

 

 

Ubade bin es-Samit der ki: "Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vahiy ind iği sırada durumun ağırlığından dolayı sıkılır ve yüzünün rengi bembeyaz olurdu."

 

Müslim bunu Sahih'te ibn Ebi Arube'den rivayet etmiştir.

 

 

 

Ebu Hureyre der ki: "Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vahiy gelirken, vahyin gelişi bitene kadar hiçbirimiz başını kaldırıp ona bakamazdık."

 

Müslim bunu Sahih'te Mekke'nin fethi konusunda uzun bir şekilde rivayet etmiştir.

 

 

 

Ömer bin el-Hattab der ki: "Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vahiy inerken arı uğultusu gibi bir ses işitilirdi."

 

Ebu Bekr'in (Ahmed bin Hasan el-Kadı'nın) rivayeti: " ... Yüzünün yanında arı uğultusu gibi bir ses işitilirdi" şeklindedir. --- Ahmed, Müsned (1/34) ve Tirmizi (4/151-152). Bakın: İbn Kesir, el-Bidaye (3/21);

 

 

 

ibn Abbas: "Onu çarçabuk almak için dilini kımıldatma"[Kıyamet 16] ayetini açıklarken şöyle dedi: "Cibril vahiyle indiği zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu hemen okumaya çalışır ve bu ona zor gelirdi. Bunun üzerine: "Onu çarçabuk almak için dilini kımıldatma"[Kıyamet 16] ayeti nazil oldu. Yani, inen vahyi senin kalbine biz yerleştirecek ve onu sana okutacağız. Sana okuduğumuz zaman sus ve sadece dinle. Onu senin dilinle açıklatmak ta bize aittir, denilmiştir. Bunun içindir ki daha sonraları Cebrail vahiyle geldiği zaman Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) susup dinler, Cebrail gittiği zaman da Yüce Allah'ın kendisine vaad ettiği gibi indiği şekliyle okurdu.

 

Buhari bunu Sahih'te Kuteybe kanalıyla Cerir'den ve Müslim ise Ebu Bekr bin Ebi Şeybe'den rivayet etmiştir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Vahyin Bir Müddet Kesilmesi ve; "Kuşluk vaktine and olsun; Sükun erdiği zaman geceye and olsun ki, Rabbin seni ne bıraktı ve ne de sana darıldı"[Duha 1-3], " ... Biz ancak Rabbinin buyruğu ile ineriz ... "[Meryem 64], "Senin gönlünü açmadık mı? Belini büken yükünü üzerinden almadık mı? Senin şanını yükseltmedik mi?"[İnşirah 1-3] Ayetleri