DELAİLU NÜBÜVVE |
RESULULLAH'IN (S.A.V.) KENDİSİNDEN SONRA MEYDANA GELECEK
OLAYLARI HABER VERMESİ |
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Kendisinden Sonra Gelecek Yalancıları, Bazılarının
Sakif Kabilesinden Olacağını Bildirmesi ve Bunun Gerçekleşmesi
Cabir bin Semure'nin bildirdiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Kıyamet öncesi hepsi de peygamber olduğunu iddia eden otuz tane yalancı
deccal çıkacaktır'' buyurmuştur.
Müslim, Sahih'de Şu'be'den aktarmıştır. Buhari ve Müslim, Ebu Hureyre hadisiyle Nebi'den (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) rivayet etmişlerdir.
Abdullah bin ez-Zübeyr'in bildirdiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur: "Otuz yalancı (peygamber) çıkmadan kıyamet kopmaz. Müseylime, el-Ansi ve Muhtar
bunlardandır. Arapların en kötü kabileleri Umeyye
oğulları, Hanife oğulları ve Sakiflilerdir.''
Ebu Ahmed der ki: "Bu hadisi
Şerik'ten başka Muhammed bin Hasan el-Esedi'den
rivayet edenini bilmiyorum. Güvenilir kişiler de ondan rivayetlerde
bulunmuştur. Hadislerinde bir sakınca görmüyorum."
Muhtar bin Ebi Ubeyd es-Sekafi konusunda da
bu hadisin şahidi sayılacak sahih rivayetler gelmiştir.
Ebu Nevfel bin Ebi
Akreb bildiriyor: Esma binti
Ebi Bekr, Haccac bin Yusuf'a şöyle dedi: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bize Sakif kabilesinden bir yalancı (peygamber) bir
de insanları helake sürükleyen birinin çıkacağını söylemişti. Yalancının kim
olduğunu gördük. insanları helake sürükleyen kişinin
de senden başka biri olacağını zannetmiyorum!"
Müslim, Sahih'de başka bir kanalla Esved
bin Şeyban'dan rivayet etmiştir.
Ebu'l-Muhayya, annesinden bildiriyor:
(Zalim lakaplı) Haccac bin Yusuf, Abdullah bin ez-Zübeyr'i öldürdüğü zamanlarda Esma binti
Ebi Bekr'in yanına girdi
ve: "Anneciğim! Müminlerin emiri seninle
ilgilenmemi söyledi. Bir ihtiyacın var mı?" dedi. Esma: "Ben senin
annen değilim! Şu tepenin başında asılan kişinin annesiyim! Bir ihtiyacım da
yok! Ama az bekle de Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
işittiğim bir şeyi sana anlatayım. Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Sakir kabilesinden biri yalancı (peygamber) bir de
insanları helake sürükleyen biri çıkacaktır’‘ buyurduğunu işittim. Yalancının
kim olduğunu gördük. insanları helake sürükleyen
kişinin de senden başka biri olacağını zannetmiyorum!" karşılığını
verince, Haccac: "Aksine münafıkları helak eden
kişiyim" dedi.
ibn Ömer der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Sakif kabilesinden bir yalancı (peygamber) bir
de insanları helake sürükleyen biri çıkacaktır'' buyurduğunu işittim.
Tabiun'un büyüklerinden bir topluluk, Muhtar bin Ebi
Ubeyd'in niyetini açığa vurmasına şahit olmuştur. Bunlardan bazıları Muhtar'ın,
Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) kendisinden sonra çıkacaklarını bildirdiği
yalancılardan biri olduğunu söylemiştir.
Rifaa bin Şeddad der ki: Yalancı
Muhtar'a çok yakın birisiydim. Bir gün yanına girdiğimde bana: "Sen
girdiğinde Cebrail şu kürsüden henüz yeni kalkıp gitmişti" deyince ona
vurmak için elimi kılıcımın kabzasına götürdüm. Ancak Amr
bin el-Hamik el-Huzai'nin
bana naklettiği bir hadis aklıma geldi. Amr'ın bana
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Kişi canından yana güvence
verdiği birini öldürdüğü zaman kıyamet gününde kendisi için ihanet bayrağı
çekilir'' buyurmuştu. Bu aklıma gelince onu öldürmekten vazgeçtim.
Rifaa el-Kıtbani der ki: Bir gün Muhtar
bin Ebi Ubeyd'in yanında kılıcımla duruyordum. Onun:
"Cebrail şu minderin üzerinden kalkıp gitti" dediğini işittiğimde
kılıcımı çekip boynunu vurmak istedim. Ancak Amr bin
el-Hamik el-Huzai'nin bana
naklettiği bir hadis aklıma geldi. Amr'ın bana
bildirdiğine göre Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Kişi canından yana güvence
verdiği birini öldürdüğü zaman, öldürülen kişi kafir de olsa öldüren kişiden
beriyim'' buyurduğunu işitmişti. Bu aklıma gelince onu öldürmedim.
Süfyan es-Sevri, Esbat
bin Nasr ve başkaları da bunu ismail
bin Abdirrahman es-Süddı'den
bu şekilde rivayet etmişlerdir.
Şa'bi der ki: Basralılara karşı Kufelilerle
övündüm ve onlara üstün çıktım.
Ahnef de oturmuş hiç sesini çıkarmıyordu. Basralılara üstün
geldiğimi görünce kölesini eve gönderdi. Köle bir mektupla geri döndü. Bana:
"Şu mektubu alıp oku" deyince alıp okumaya başladım. Mektubu Muhtar, Ahnef'e yollamıştı ve mektupta peygamber olduğunu
söylüyordu. Ahnef bununla bana: "Bizde öyle biri
var mı?" demek istiyordu.
Şa'bi'den de Muhtar'ın Kur'an'a karşı
kendisine indirildiğini iddia ettiği "Mavdu"
adlı kitabı konusunda bir rivayet gelmiştir.
Murre el-Hemdani der ki: Abdullah bin Mes'ud: "Kur'an'da bulunan
her bir kelime ve her bir ayet ile mutlaka bir topluluk amel etmiştir veya
edecektir" dedi. Ben de: "Allah'a karşı yalan uydurandan veya
kendisine bir şey vahyedilmemişken ‘‘Bana vahyolundu,
Allah'ın indirdiği gibi ben de indireceğim’‘ diyenden daha zalim kim
olabilir?"[En'am 93] ayetini okudum ve:
"Muhtar bin Ebi Ubeyd ortaya çıkana kadar bu ayetle kim amel
etti?" dedim.
ibn Abbas'ın azatlısı ikrime'den de,
kendisine Muhtar'a vahiy gelmesi ve yanında "Mavdu"
adında bir kitabın bulunmasına yönelik soru sorulması konusunda uzunca bir
kıssa vardır. Kıssayı burada zikretmek konuyu gereksiz yere uzatacaktır.
İbrahim der ki: Abide
es-Selmani, yalancı peygamberlerin çıkması konusunda
Nebi'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bir hadis nakletti. Abide'ye: "Sence Muhtar onlardan biri mi?" diye
sorduğumda: "Liderlerinden olan biriydi" dedi.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: