DELAİLU

NÜBÜVVE

ARAP HEYETLERİNİN RESULULLAH'A (Sallallahu aleyhi ve Sellem) GELMESİNE DAİR BÖLÜMLER

 

Peygamberleri Birbirlerinden Üstün Tutmak Hakkında Gelen Rivayetler

 

Yüce Allah: "İşte peygamberler! Biz, onların bir kısmını bir kısmına üstün kıldık"[Bakara 253] buyurmaktadır. Burada Yüce Allah peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldığını bildirmektedir. Ancak peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün tutmanın yasaklanması yönünde rivayet edilen haberlerde Ehl-i Kitab ile mücadele ederek Peygamberimizi onların peygamberinden daha üstün tutmak kastedilmektedir. Çünkü farklı iki din ehli arasında üstünlük tartışması olursa iki taraf da diğerinin üstün kıldığına (Peygamberine) inanmayacak ve bu şekilde küfre gireceklerdir. Bir Müslümanın hangi peygamberin daha üstün olduğunu öğrenmek için peygamberleri karşılaştırmasında bir sakınca olmaz. Zira bazı peygamberler bazı özellikleriyle diğerlerinden daha üstün ise bu üstünlük onlara bazı haklar getirmektedir. Öylesi bir hak varsa da onu ifa etmek için öncelikle ne olduğunun bilinmesi gerekir. Yüce Allah'ın da bu konuda bir delaleti bulunabilir. Bu delaleti ortaya çıkarıp öğrenmek için de verilecek uğraş yanlış olmasa gerektir. Doğrusunu da Allah bilir. Ebu Abdillah el-Halimi'nin de görüşü böyledir.

 

 

 

Ebu Hureyre der ki: Biri müslümanlardan, diğeri de Yahudilerden olmak üzere iki adam birbirlerine sövdüler. Müslüman kişi: "Muhammed'i alemler üzerine seçkin kılan Allah'a yemin ederim" diyerek yemin edince, Yahudi:

 

"Musa'yı alemlerin üzerine seçkin kılan Allah'a yemin olsun" dedi. Bunun üzerine Müslüman, Yahudiye bir tokat attı. Yahudi Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) giderek Müslümanla aralarında geçeni haber verince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Beni Musa'dan daha hayırlı çıkarmayın, çünkü insanlar ölecek ve ilk dirilen ben olacağım. Bakacağım ki, Musa ArŞ'ın bir tarafından tutmuştur. Ölenler arasında mıydı da benden önce dirildi! Yoksa Allah'ın istisna ettiklerinden miydi bilemiyorum'' buyurdu.

 

Buhari, Sahih'de Ebu'l-Yeman'dan ve Müslim ise Abdullah bin

Abdirrahman ve başkası kanalıyla Ebu'l-Yeman'dan rivayet etmiştir.

 

 

 

Ebu Hureyre bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'ın peygamberleri" veya: "peygamberler arasında üstün kılmalar yapmayınız" buyurdu.

 

Ebu Hureyre der ki: "Bir Yahudi ticaret eşyasını satıyordu." Sonrasında ravi Müslüman ile arasında geçen olayı ve Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'ın peygamberleri arasında üstün kılmalar yapmayınız'' buyurduğunu zikretti. Hadisin sonunda da: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Ben: ''Bir kimse Yunus bin Matta'dan daha faziletlidir'' demem’‘ buyurdu" demiştir.

 

Buhari ve Müslim, Sahih'lerinde bunu tam metin olarak zikretmişlerdir.

 

 

 

Ebu Said el-Hudri bildiriyor: Ensar'dan bir adam çarşıda Yahudilerden bir adamın: ''Musa'yı beşer üzerine seçilmiş kılan Allah'a yemin olsun ki" dediğini işitince yüzüne bir tokat attı ve: "Ey habis! Ebu'l-Kasımlın üzerine de mi?" dedi. Bunun üzerine Yahudi, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip: ''Ey Ebu'l-Kasım! Filan kişi bana tokat attı dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu kişiye gelmesi için birini gönderdi. Geldiğinde de: "Bu adama neden tokat attın?'' diye sordu. Ensari: "Ey Allah'ın Resulü! Ben çarşıda iken bu adamın: "Musa'yı beşer üzerine seçilmiş kılan Allah'a yemin olsun ki" dediğini işittim ve: ‘‘Ey habıs! Ebu'l-Kasım'ın üzerine de mi?’‘ deyip kendisine bir tokat attım" karşılığını verdi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Peygamberler arasında üstün kılmalar yapmayınız. Çünkü kıyamet gününde insanlar ölecekler. Fakat kabri ilk açılan kimse ben olacağım. Başımı kaldırdığımda Musa ile karşılaşacağım, Musa'yı Arş'ın direklerinden bir direğe tutunmuş olarak bulacağım. Ölenler arasında mıydı da benden önce dirildi! Yoksa Allah'ın istisna ettiklerinden miydi bilemiyorum. "

 

Lafız, Eyyub bin Yunus'un lafzıdır. Ebu Davud bunu Musa kanalıyla kısa olarak rivayet etmiştir. --- Ebu Davud (4671).

 

Buhari ve Müslim, Süfyan es-Sevri kanalıyla Amr'dan rivayet etmişlerdir.

 

 

 

Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kulun: ‘‘Ben Yunus bin Matta'dan daha hayırlıyım’‘ demesi uygun değildir" buyurmuştur.

Buhari, Sahih'de Adem bin Ebi iyas'tan rivayet etmiştir.

 

 

 

Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişinin: ‘‘Ben Yunus bin Matta'dan daha hayırlıyım’‘ demesi uygun değildir'' buyurmuştur.

 

Buhari, Sahih'de Ebu'l-Velid'den ve Müslim ise kanalıyla Şu'be'den rivayet etmiştir.

 

 

 

ibn Abbas'ın bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişinin: ‘‘Ben Yunus bin Matta'dan daha hayırlıyım’‘ demesi ve kendini annesine nispet etmesi uygun değildir'' buyurmuştur.

 

Buhari, Sahih'de Ebu Ömer'den ve Müslim ise Gunder kanalıyla.

Şu'be'den rivayet etmiştir. Ayrıca Abdullah bin Mes'ud bunu Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aktarmıştır.

 

 

 

Tahyir ve tafdille ilgili görüş bildirenler, hiç kimsenin Hz. Yunus'un kavminden göreceğini düşündüğü eziyetlere sabredemeyip kızgın bir şekilde kavmini terk ederek kaçmış olsa bile Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ondan üstün göremeyeceğini söylemiştir. A'rec kanalıyla Ebu Hureyre'den naklettiğimiz Hadis, bu tevilin isabetli olmadığını, sahih olanın ise Peygamberlerin birbirine üstünlüğü konusunda konuşmamanın daha doğru olduğunu göstermektedir. 

 

 

 

Ebu Süleyman el-Hattabi, peygamberlerin bazısını bazısından üstün olduğunu söylemenin doğru olmadığını, bunun itikatta bozukluğa sebep olacağını söylemiştir. Ancak bu, peygamberlerin derecelerinin eşit olduğuna inanmak anlamına gelmez. Çünkü Yüce Allah onların bazısını bazısından üstün olduğunu bildirerek: "İşte bu peygamberlerden bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Onlardan Allah'ın kendilerine hitab ettiği, derecelerle yükselttikleri vardır"[Bakara 253] buyurmuştur.

 

Sonra Ebu Süleyman el-Hattabi Ebu Hureyre'nin Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklettiği: "Ben, Adem oğullarının efendisiyim'' hadisi ve ibn Abbas'ın Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklettiği Yunus bin Matta ile ilgili hadisle ilgili şöyle dedi: Çoğu kişi bu iki hadis arasında ihtilaf olduğunu zannetmektedir. Çünkü onlara göre Ebu Hureyre'nin hadisinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Adem oğullarının efendisi olduğunu söylemiştir. Efendi de kendisine efendi olunandan üstündür. ibn Abbas'ın hadisinde ise: "Hiçbir kula: ‘‘Ben Yunus bin Matta'dan daha hayırlıyım’‘ demesi uygun düşmez" buyurmuştur. iki hadisin de birbirine ters olmadığı açıkça görülmektedir. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben Adem oğullarının efendisiyim'' sözü, Yüce Allah'ın kendisine ikram ettiği şeyi haber vermek için söylenmiştir. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu sözüyle Allah'ın kendisine verdiği nimeti ümmetine Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Allah katındaki değerini anlamaları ve böylece imanları ve itikatlarının daha güçlü olmasını sağlamıştır. Bu sebeple Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu ümmetine bildirmesi gerekliydi.

 

Hz. Yunus ile ilgili söylediği ise iki manaya gelebilir:

 

Birincisi: "Hiçbir kula: ‘‘Ben Yunus bin Matta'dan daha hayırlıyım’‘ demesi uygun düşmez" buyruğundan kasıt, kendisi dışındaki diğer insanların böyle demelerinin uygun olmamasıdır.

ikincisi: Bunun hem Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hem diğer bütün insanları kapsamasıdır. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bununla Rabbine karşı tevazusunu göstermiş ve şöyle buyurmuştur: "Benim bile ondan üstün olduğumu söylemem uygun düşmez. Çünkü ben bu üstünlüğe kendi çabamla değil yüce Allah'ın keremiyle ulaştım. Kendi çabamla elde etmediğim şey konusunda ise iftihar etmem uygun olmaz.'' Burada Hz. Yunus'tan bahsetmesi, onun kıssasını anlatıp diğer peygamberler gibi sabretmeden kavmini terk etmesini anlatması sebebiyledir.

 

Ebu Süleyman der ki: ikincisi hadisin manasına daha uygundur, başka yolla gelen bir hadiste Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hiçbir peygamberin: ‘‘Ben Yunus bin Matta'dan daha hayırlıyım’‘ demesi uygun düşmez" buyurarak bütün peygamberleri ve bu arada kendisini de buna dahil etmiştir.

 

 

 

Abdullah bin Cafer der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hiçbir peygamberin: ‘‘Ben Yunus bin Matta'dan daha hayırlıyım’‘ demesi uygun düşmez" derdi.

 

 

 

Ebu Süleyman başka bir yerde iki hadisi de zikredip şöyle dedi: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) efendilikle ilgili söylediği: ''Ben Adem oğullarının efendisiyim. Bunu övünmek için söylemiyorum'' hadisi, kıyamet günü şefaat için diğer peygamberlerin önüne geçirilmesiyle ilgilidir. Yunus Peygamberden üstün olduğunu söylemenin yasaklanması dünyayla ilgilidir. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hem dünya, hem ahirette üstün kılındığını söyleyip: "Bunu övünmek için söylemiyorum" sözünün manası, övünmek ve büyüklük taslamak için değil nimeti itiraf etmesidir.

 

 

 

Enes bin Malik der ki: Bir adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey yaratılmışların en hayırlısı!" diye hitab edince Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''O kişi İbrahim'dir" karşılığını verdi.

 

Müslim, Sahih'te Ebu Kureyb kanalıyla Abdullah'tan rivayet etmiştir.

 

 

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu hadiste de Rabbi için tevazu gösterip övgüde mübalağayı yasaklayarak kendisine: "Sen efendimiz ve velinimetimizsin" diyen Amir oğullarına heyetine: ''Yavaş olun! Siz söyleye geldiğiniz şekilde hitab edin ve şeytan sizi aldatmasın. Asıl seyyid (efendi) Allah'tır'' buyurdu. Ömer bin el-Hattab'ın naklettiği hadiste ise: ''Hıristiyanların Meryem'in oğlunu övdüğü gibi aşırı övmeyin. Ben bir kulum. Siz, Allah'ın kulu ve Resulü deyin" buyurdu.

 

 

 

Ömer bin el-Hattab'ın bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Hıristiyanların Meryem'in oğlunu övdüğü gibi aşırı övmeyin. Ben bir kulum. Siz, Allah'ın kulu ve Resulü deyin."

 

 

 

Enes bin Malik'in bildirdiğine göre bir adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey efendimiz, efendimizin oğlu, en hayırlımız ve en hayırlımızın oğlu!" şeklinde hitab edince Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Ben Abdullah'ın oğlu Muhammed'im ve Allah'ın kulu ve resulüyüm. Beni, Allah'ın konumlandırdığından daha yükseğe koymanızı sevmem.'' --- Ahmed, Müsned (3/153).

 

Tafdil konusunda görüş bildirenler Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mertebe ve hususiyetlerini değişik yönlerden nakletmişlerdir. Bunların hepsini bu kitapta zikretmemiz mümkün değildir. Biz kısaca bir yönünü burada zikredeceğiz:

 

Bunlardan biri: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanların ve cinlerin peygamberi olması ve peygamberlerin sonuncusu olmasıdır.

 

Bir diğeri; Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üstünlüğü risaletledir. Daha önceki risaletleri neshetmesi sebebiyle ve kendisinden sonra da risalet gelmeyeceği için onun risaleti en üstün risalettir.

 

Bir diğeri: Yüce Allah'ın Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hayatına kasem etmesidir.

 

Bir diğeri: yüce Allah'ın ona melek indirmesi ve onu meleklerin bulunduğu makama (semaya) yükseltmesi, meleklerin kelamını işittirmesi, melekleri kendi suretlerinde göstermesi, cennet ve cehennemle ilgili haberlere onu muttali kılmasıyla hem dünya, hem ahiretle ilgili bilgilere sahip olmasıdır.

 

Bir diğeri; meleklerin onunla birlikte savaşmasıdır.

 

Bir diğeri; Kıyamet günü Makam-ı Mahmud'u ona vaad ederek: "Belki de Rabbin seni övülecek makama yükseltir"[İsra 79] buyurmasıdır.

 

Bir diğeri; Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kur'an'da ona sadece Nebi veya Resul olarak hitab etmesidir. Halbuki diğer peygamberlere isimleriyle hitab etmiştir. Bedeviler Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ismiyle veya künyesiyle hitab edince yüce Allah bunu yasaklamış ve: "Peygamber'in çağrısını, kendi aranızda birbirinizi çağırmanız gibi tutmayın"[Nur 63] buyurarak ona saygı duymalarını emrederek onun önüne geçmelerini ve seslerini onun sesini bastıracak şekilde yükseltmemelerini emretmiş, ona odaların ötesinden seslenmelerini ayıplamıştır. Buna benzer özellikler vaaz ve tezkireyle ilgili kitaplarda geçmektedir.

 

Bunlardan biri de: Dünyada peygamberler arasında özellikleri en fazla olanın o olmasıdır. Musanniflerden bazıları Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (sadece kendine has) özelliklerinin bin kadar olduğunu söylemiştir.

 

Ebu Abdillah el-Halimi der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) özelliklerinin çok olmasının başka bir manası vardır. Önceki peygamberlerden hiç biri Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi bedeniyle gösterdiği mucizelere benzer bir mucizeye sahip değildi. Bunlar da sadece Nebi'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) has mucizelerdir."

 

Bu kitapta Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) doğumundan peygamber olarak gönderilmesine, hicret etmesine, heyetlerin kendisine gelmesinden vefatına kadar olan özellikleri ile yaşadıklarını tarihleriyle birlikte zikrettik. Ancak vefatına girmeden, daha önce zikretmediğimiz veya unutup dile getirmediğimiz bazı özelliklerine de değinmemiz gerekmektedir. Allah'ın da inayetiyle bir sonraki ciltte bunları zikredeceğiz. Doğruya ulaşmak Allah'ın sayesindedir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Ağaçların Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Emrine itaat Etmesi, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Parmaklarının Arasından Su Çıkması ve Peygamberliğine İşaret Eden Başka Olaylar