DELAİLU

NÜBÜVVE

ARAP HEYETLERİNİN RESULULLAH'A (Sallallahu aleyhi ve Sellem) GELMESİNE DAİR BÖLÜMLER

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ali bin Ebi Talib'i Necran Ahalisine ve Halid bin el-Velid'den Sonra Yemen'e Göndermesi

 

ibn ishak der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) , Ali bin Ebi Talib'i zekat mallarını toplaması ve cizyeyi alması için Necran halkına gönderdi.

 

 

Hudeybiye'ye katılan Amr bin Şaş el-Eslemi der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ali komutasında Yemen'e gönderdiği süvariler arasında ben de vardım. Yolculuk esnasında Ali bana bazı sıkıntılar verdi. Bu yüzden de kendisine kırılmıştım. Medine'ye döndüğümüzde gittiğim yerlerde ve rastladığım her kişiye onu şikayet etmeye başladım. Bir gün (Mescid'e) geldiğimde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturduğunu gördüm. Beni görünce gözlerini bana dikti. Yanına gidip oturuncaya kadar da gözlerini benden ayırmadı. Oturduğumda bana: "Ey Amr bin Şaş! Bana eziyet ettin" buyurdu. Kendisine: "Biz Allah içiniz ve O'na dönücüleriz. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eziyet etmekten Allah'a ve İslam'a sığınırım" dediğimde: "Ali'ye eziyet eden bana eziyet etmiş olur'' buyurdu.

 

Başka bir kanalla Amr bin Şaş'tan mana olarak bir öncekinin aynısı rivayet edilmiştir. --- Ahmed, Müsned (3/483).

 

 

 

Yezid bin Talha bin Yezid bin Rükane der ki: Ali bin Ebi Talib'in Yemen'de kendisiyle birlikte bulunan ordusu kendisine kırılmıştı. Çünkü Medine'ye dönecekleri sırada Ali yerine birini vekil bırakarak Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) varmak için onlardan ayrılmış ve yola çıkmıştı. Vekil olarak bıraktığı adam askerlerden her birine (ganimetteki) elbiselerden bir elbise giydirdi. Medine'ye yaklaştıklarında onları karşılamaya çıkan Ali üzerlerinde elbiselerini görünce: "Bu da nedir?" diye sordu. Onlar da: "Bunları falan adam bize verdi" dediler. Bunun üzerine Ali vekil olarak bıraktığı kişiye: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelmeden önce niçin böyle yaptın? Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelseydin ve kendisi nasıl uygun görüyorsa öyle yapsaydı" diyerek elbiseleri üzerinden çıkardı. Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldiklerinde askerler, Ali'nin bu davranışından dolayı şikayetçi oldular. Yemenliler, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile barış yapmışlardı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ali'yi belirlenen cizyeyi tahsil etmesi için göndermişti.

 

Bize Muhammed bin ishak bin Yesar kanalıyla gelen rivayet işte budur.

 

 

 

Bera bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Halid bin el-Velid'i kendilerini İslam'a davet etmesi için Yemen halkına gönderdi. Ben de Halid bin el-Velid ile birlikte gidenlerden idim. Orada altı ay ikamet ettik ve bu zaman zarfında onları hep İslam'a davet ettik. Ancak onlar bu davete icabet etmediler. Sonra Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ali bin Ebi Talib'i Yemen'e gönderdi ve ona, Halid'in (Medine'ye) geri göndermesini emretti. Ancak Halid ile beraber olup da orada Ali ile kalmak isteyen kimseleri orada bırakmasını emretti.

 

Ben de Ali ile beraber orada kalanlardan idim. Yemenlilere yaklaştığımızda karşımıza çıktılar. Ali öne geçip bize namaz kıldırdı ve bizi tek saf halinde dizdi. Sonra önümüze geçip onlara Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mektubunu okudu. Bunun üzerine Hemdanlıların tamamı müslüman oldular. Ali de onların İslam'a girdiklerini Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir mektupla bildirdi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), mektubu okuduğunda secdeye kapanmış ve sonra başını secdeden kaldırarak: ''Hemdan'a selam olsun. Hemdan'a selam olsun'' buyurmuştu.

 

Buhari, Sahih'de başka bir kanalla ibrahim bin Yusuf'tan rivayet etmiştir.

 

 

 

Abdullah bin Bureyde'nin bildirdiğine göre babası şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hz. Ali'yi, Halid bin el-Velid'e ganimetin beşte birini alması için gönderdi. Ganimetten bir cariye aldı ve sabahladığında başından su damlıyordu. Bunun üzerine Halid, Bureyde'ye: "Şunun yaptığını görüyor musun?" dedi. Ben de Ali'ye bu yaptığından dolayı kızmıştım. Sonra Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip Ali'nin yaptığını kendisine haber verdim. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ali'ye karşı öfkeli misin?'' diye sorunca: "Evet" karşılığını verdim. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Onu sev! çünkü ganimetin beşte birinde ondan daha fazla hakkı vardır'' buyurdu.

 

Buhari, Sahih'de Muhammed bin Beşşar'dan rivayet etmiştir.

 

 

 

Hz. Ali der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni Yemen'e gönderince, ben: "Beni gönderiyorsun, ama ben daha gencim, davalarla ilgili birçok konuda bilgim de yoktur" dedim. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eliyle göğsüme vurup: "Allahım! Kalbine doğruyu göster ve dilini (gerçeği söylemekte) sabit kıl'' diye dua etti. Taneyi yarana yemin olsun ki ondan sonra hiçbir davada hüküm verirken şüpheye düşmedim. --- İbn Mace (2/26), Ebu Davud (3/327), Tirmizi (2/277), İbn Sa'd, Tabakat (2/337) ve Ahmed, Müsned (1/83, 88).

 

 

 

Ebu Said el-Hudri der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ali bin Ebi Talib'i Yemen'e gönderdi. Ben de kendisiyle birlikte gidenlerden idim. Zekat develerini aldığı zaman kendisinden kendi develerimizi dinlendirip zekat develerine binmeyi istedik. Çünkü develerimiz yorgun düşmüştü. Ancak Ali bunu kabul etmedi ve: "Sizin bu develerdeki payınız, diğer Müslümanların payı kadardır" dedi.

 

Hz. Ali dönüş için Yemen'den yola çıkınca bir adamı bize emir tayin etti ve kendisi acele edip hacca yetişti. Ali haccını tamamlayınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine: "Arkadaşlarına dön ki onlarla birlikte gelesin'' buyurdu. Biz, Ali'nin bize emir kıldığı kişiden de aynı şeyi istedik ve o bu isteğimizi kabul etti. Ali yanımıza döndüğünde zekat develerine binilmiş olduğunu anladı ve develerin sırtında binme izlerini gördü. Bunun üzerine yerine vekil olarak bıraktığı adamı azarlayıp kınadı. Ben de (kendi kendime): "Eğer Allah kısmet eder de Medine'ye gelirsem Ali'den gördüğümüz kabalığı ve baskıyı Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildireceğim" dedim.

 

Medine'ye geldiğimizde yemin ettiğim şeyi yerine getirmek için Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittim. Ebu Bekr'in, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanından çıkmakta olduğunu gördüm. Ebu Bekr durup beni karşıladı ve birbirimize hal hatır sorduk. Bana: "Ne zaman geldin?" diye sorunca: "Dün geldim" dedim. Bunun üzerine benimle birlikte dönüp Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdi ve: "Sa'd bin Malik bin eş-Şehid yanınıza girmek istiyor" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Girsin" buyurunca içeri girdim.

 

Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) selam verdim. Selamımı aldı ve bana yönelip beni ve ailemi sordu. Bu hususta tekrar tekrar sorunca: "Ey Allah'ın Resulü! Ali'den ne kadar kabalık, kötü arkadaşlık ve baskı gördüğümüzü bir bilsen" dedim. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ağırlaştı, ben de Ali'den gördüğümüz eziyetleri sıralayarak saymaya başladım. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yakınındaydım. Sözlerimin ortasına geldiğimde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) baldırıma vurdu ve: "Ey Sa'd bin Malik eş-Şehid! Kardeşin Ali hakkında söylediğin bu sözleri bırak. Vallahi şimdi onun Allah yolunda daha sert olduğunu anladım'' buyurdu. Ben de kendi kendime "Anan seni kaybede ey Sa'd bin Malik!" demeye başladım. Sanırım o günden sonra da Ali'nin hoşuna gitmeyecek bir davranışta bulunmadım. Vallahi artık onu ne gizli, ne de açık olarak kötülükle anmadım.

 

 

 

Cabir bin Abdillah, Veda haccını anlatırken şöyle demiştir: Ali bin Ebi Talib, Yemen'den geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine: ''Sen hacca niyetlenirken ne dedin?" diye sordu. Ali: "Allahım! Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) niyetlendiğine ben de niyetlendim, dedim. Yanımda da kurbanlıklar vardı" karşılığını verince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''O zaman sen ihramdan çıkma'' buyurdu. Sonrasında ravi söz konusu hadisi zikretti.

 

Müslim, Sahih'de rivayet etmiştir.

 

Buhari ve Müslim, Ata kanalıyla Cabir'den rivayet etmişlerdir. --- Ahmed( Müsned (3/86).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Muaz bin Cebel ile Ebu Musa el-Eş'ari'yi Yemen'e Göndermesi, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Muaz b. Cebel'e Dediklerinin Zuhur Etmesi ve Sonra Muaz bin Cebel'in Rüya Görmesinin İslamiyetin Açık Delillerinden Olması