DELAİLU NÜBÜVVE |
ARAP HEYETLERİNİN RESULULLAH'A (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) GELMESİNE DAİR BÖLÜMLER |
Abdulkays Heyeti ve
Onların Gelmesinden Önce Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Geldiklerini Haber Vermesi
ibn Abbas der ki: Abdulkays
kabilesinin heyeti Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiği zaman,
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hangi kavimdensiniz?'' diye
sordu. Heyet: "Rabia'danız" deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Allah sizi utandırmasın ve pişman etmesin, hoş geldiniz ey
kavim'' buyurdu. Heyet:
"Ey Allah'ın
Resulü! Biz Rabia oğullarından bir kabileyiz. Bizimle senin aranda Mudar kafirleri olduğu için yanına ancak haram aylarda
gelebiliyoruz. Bize bir şeyler söyle ki geride bıraktığımız yakınlarımızı buna
davet edelim ve onunla amel ettiğimiz zaman cennete girebilelim" deyince,
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Size dört şeyi
emrediyor, dört şeyden de uzak durmanızı istiyorum. İlk önce Allah'a iman
etmenizi ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmamanızı emrediyorum. Allah'a iman
etmenin ne demek olduğunu biliyor musunuz? Allah'tan başka ilah olmadığına ve
Muhammed'in Resulü olduğuna şahadet etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak ve elde ettiğiniz
ganimetlerden de humusu (beşte biri) vermenizdir. Dört şeyden de uzak durmanızı
istiyorum. Kabak, içi oyulmuş ağaçtan kaplar, testi ve içi ziftlenmiş küpler
içinde yapılan şıradan uzak durun. Bunları iyi belleyin ve sizden sonrakilere
öğretin. "
Buhari ve Müslim, Şu'be
kanalıyla rivayet etmiştir.
Ebu Said el-Hudri
bildiriyor: Abdulkays kabilesinin heyeti Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) geldiği zaman: "Rabia oğullarından bir kabileyiz. Bizimle senin
aranda Mudar kafirleri olduğu için yanına ancak haram
aylarda gelebiliyoruz. Bize bir şeyler söyle ki onunla amel ettiğimiz zaman
cennete girebilelim ve geride bıraktığımız yakınlarımızı da buna davet
edelim" dediler. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Size dört şeyi emrediyor, dört şeyden de uzak durmanızı istiyorum. İlk
önce Allah'a iman edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Bunun yanında namazı
kılın, zekatı verin, Ramazan orucunu tutun ve elde
ettiğiniz ganimetlerden de beşte biri (hums) verin. Dört şeyden de uzak
durmanızı istiyorum. Kabak, nakir, testi ve içi ziftlenmiş küpler içinde
yapılan şıradan uzak durun.''
Kendisine: "Ey
Allah'ın Resulü! Nakır'in ne olduğunu biliyor musun ki?" diye
sorduklarında: "İçi oyulmuş hurma kütüğüdür. İçine hurma ve su koyar,
köpünnesi bitip ekşiyince de içersiniz. Bu şekilde de kişi kendini kaybedip
(sarhoş olup) amcası oğluna kılıçla vurmaya kalkışır'' buyurdu. içlerinde de bundan dolayı yara almış bir adam vardı. Bu
adam:
"Resulullah'tan
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) utandığım için onu (yarayı) saklamaya
çalışırdım" dedi.
Kendisine: " Ey
Allah'ın Resulü! Hangi kaplarda yapılan şırayı içmemizi emredersin?" diye
sorduklarında: "Ağzı bağlanabilen tulumlar içinde yapılan şıradan
içebilirsiniz'' buyurdu. "Ama farelerin çok olduğu bir bölgedeyiz ve
onlar, deri tulumları sağlam bırakmazlar" dediklerinde Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki veya üç defa: "Fareler onları yese de
(sadece bunlarda yapabilirsiniz)'' karşılığını verdi. Eşec Abdulkays'a da: "Sende
Yüce Allah'ın sevdiği iki haslet var. Biri yumuşak huyun, diğeri de ağır
başlılığındır'' buyurdu.
Müslim, Sahih'de ibn Ebi
Arube kanalıyla rivayet etmiştir.
Mezyede el-Asrı der ki:
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabına bir şeyler anlatırken onlara:
"Buradan yanınıza bir kervan gelecek ki onlar doğunun en hayırlı
kişileridir'' buyurdu. Bunun üzerine Ömer kalkıp Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) gösterdiği tarafa doğru gitti ve on üç kişinin binekli olarak
geldiğini gördü. Onlara: "Sizler kimlerdensiniz?" diye sorunca:
"Abdulkays oğullarındanız" cevabını verdiler. Onlara: "Buralara
geliş sebebiniz nedir? Ticaret için mi geldiniz?" deyince:
"Hayır" karşılığını verdiler. Ömer: "Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) az önce sizleri zikretti ve hakkınızda hayırlı şeyler
söyledi" dedi ve kendileriyle birlikte yürümeye başladı. Allah Resulü'nün
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldiklerinde Ömer gelen kişilere:
"Yanına gitmek istediğiniz kişi işte budur" dedi. Bunun üzerine bu
kişiler aceleyle bineklerinden inip kimisi yürüyerek, kimisi acele ederek ve
kimisi koşarak Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldiler ve
ellerini öpmeye başladılar. Ancak (Münzir) el-Eşec geride kalıp bineğini
çöktürdü ve birlikte geldiği kişilerin bineklerini bir yere topladı. Sonra da
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip elini öptü. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Sende Yüce Allah'ın sevdiği iki haslet
var. Bunlar da hilim ile ağırbaşlılıktır'' buyurdu. (Münzir) el-Eşec: "Ey
Allah'ın Resulü! Bunlar sonradan kazandığım hasletler mi, yoksa Yüce Allah beni
bu hasletlerle mi yarattı?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Aksine Yüce Allah seni bu iki haslet üzerine yarattı'' buyurdu.
Bunun üzerine (Münzir) elEşec: "Kişiliğimi Yüce Allah'ın ve Resulü'nün
sevdiği iki hasletle yoğuran Allah'a hamdolsun!" dedi.
Ümmü Eban bintü'l-Vazi'
bin Zari', Abdulkays heyeti içinde bulunan dedesi Zari'den bildiriyor:
(Medine'ye geldiğimizde) aceleyle bineklerimizden inip Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ellerini ve ayaklarını öpmeye başladık. Münzir
elEşec ise bizim gibi acele davranmadı. Heybesine gidip (yeni) giysilerini
giydi ve Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) huzuruna bu şekilde çıktı.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: ''Sende Yüce Allah'ın sevdiği iki
haslet var. Bunlar da hilim ile ağırbaşlılıktır'' buyurdu. Münzir: "Ey
Allah'ın Resulü! Bunlar sonradan kazandığım hasletler mi yoksa Yüce Allah beni
bu hasletlerle mi yarattı?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Aksine Yüce Allah seni bu iki haslet üzerine yarattı" buyurdu.
Bunun üzerine Münzir: "Kişiliğimi Yüce Allah'ın ve Resulü'nün sevdiği iki
hasletle yoğuran Allah'a hamdolsun!" dedi. --- Ahmed, Müsned (4/206).
ibn Abbas der ki:
''Medine'de kılınan cumadan sonra dışarıda kılınan ilk cuma namazı, Bahreyn'de
Abdulkays kabilesi köylerinden biri olan Cuvase'de kılınan namazdır."
Buhari, Sahih)de Habban kanalıyla ibnu'l-Mübarek'ten rivayet etmiştir.
ibn ishak der ki:
Abdulkays oğullarından Hıristiyan olan Carud bin elMualla bin Amr bin Haneş bin
Ya'la el-Abdi, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi.
Arkadaşlarımdan bir kişi bana Hasan'dan naklederek şöyle anlattı:
Carud, Abdulkays heyeti
ile Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi ve: "Ey
Allah'ın Resulü! Ben bir din üzereyim. Ancak senin dinin için kendi dinimi terk
edeceğim. Şimdi sen bana kefil olur musun?" dedi. Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Evet, kefil olurum. Seni kendisine davet ettiğim din
daha önce üzeri olduğun dinden daha hayırlıdır" buyurdu. Bunun üzerine
Carud müslüman olunca arkadaşları da müslüman oldu.
Sonra: "Ey Allah'ın
Resulü! Bize binek hayvanları ver" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Vallahi benim yanımda size verebileceğim bir binek hayvanım
yoktur" buyurunca: "Ey Allah'ın Resulü! Bizimle beldelerimizin
arasında insanların kaybolmuş hayvanları bulunmaktadır. Onlara binebilir
miyiz?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır,
çünkü onlar ateşten başka bir şey değildir" buyurdu. Carud, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanından çıkıp kavmine döndü ve Müslümanlığı
güzel bir şekilde yaşadı. Ömrünün sonuna kadar da sağlam bir şekilde dininde se
bat etti.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: