DELAİLU

NÜBÜVVE

ARAP HEYETLERİNİN RESULULLAH'A (Sallallahu aleyhi ve Sellem) GELMESİNE DAİR BÖLÜMLER

 

Temim Oğullarından Utarid bin Hacib'in Heyeti

 

ibn ishak der ki: Arapların heyetleri Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelmekte idi. Utarid bin Hacib bin Zürare et-Temimi'de Temim oğullarının eşrafıyla birlikte Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi. Akra' bin Habis, Zibrikan bin Bedr, Amr bin el-Ehtem, Habbab bin Yezid, Nuaym bin Yezid, Kays bin el-Haris ve Kays bin Asım da bu heyette bulunanlardan idi. Yine bunlar arasında Uyeyne bin Hısn bin el-Fezari de bulunmaktaydı. Akra' ve Uyeyne, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Huneyn fethinde ve Taif gazvesinde bulunmuşlardı. Temim oğullarının heyeti geldiğinde bunlar da heyet arasında idi.

 

Temim oğullarının heyeti Mescid'e girince Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) odalarının arkasından kendisine: "Ey Muhammed! Yanımıza çık!" diye seslendi ler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onların bu şeki lde bağırmalarından rahatsız olmuştu. Ancak çıkıp yanlarına gelince: "Ey Muhammed! Seninle karşılıklı olarak övünmeye geldik. Bu sebeple bizim şairimize ve hatibimize izin ver de konuşsunlar" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Hatibinize izin verdim, kalkıp konuşsun" buyurunca, Utarid bin Hacib kalkarak şöyle dedi:

 

"Üzerimizde nimet ve lütfu olan Allah'a hamdolsun. Bize, onlar vasıtasıyla iyilik yaptığımız büyük mallar bahşeden, bizi batı halkının en azizi ve sayıca en çoğu, hazırlıkça da en varlıklısı kılan Allah'a hamd olsun. insanlar içinde bizim gibi kim vardır? Biz, insanların ileri gelenleri ve onların fazilet sahipleri değil miyiz? O zaman kim bize karşı övünecekse bizim saydıklarımız gibisini saysın. Eğer biz istesek sözü daha da uzatabiliriz. Fakat biz, bize verilen şeyler hakkında çok söz etmekten utanırız. Ben böyle diyorum, eğer sizde de bizim söylediğimiz gibisi ve bizim bulunduğumuz durumdan daha güzeli varsa söyleyin." Sonra Utarid bin Hacib oturdu.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sabit bin Kays bin Şemmas'a: ''Kalk ve buna cevap ver" buyurunca, Sabit kalktı ve ona şöyle cevap verdi: "Gökleri ve yeri yaratan, onlar hakkında hükmünü veren Allah'a hamdolsun. ilmi Kürsüsünü kuşatan, her şey O'nun fazlından ve lütfundan olan Allah'a hamdolsun. Bizi hükümran yapması, onun kudretinin eseridir. Halkının en hayırlısından, neseb olarak en üstün olanından, sözce en doğru olanından, soyca en faziletli olanından bir Peygamber seçen Allah'a hamdolsun! Böylece bu kişi Allah'ın alemlerden seçtiği varlık oldu. Sonra insanları Allah'a inanmaya çağırdı. Kavminden ve akrabalarından Muhacirler kendisine iman ettiler. O, insanların soyca en üstünü, yüzce en güzeli, yaptığı işler bakımından da en hayırlısıdır. Sonra icabet etmede en evveldir. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Allah'a imana davet ettiği zaman da biz kendisine icabet ettik. Biz, Allah'ın (dininin) yardımcılarıyız. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) destekçileriyiz. insanlarla Allah'a iman etmelerine dek savaşırız. Her kim Allah'a ve Resulü'ne iman ederse onun malı ve canı güven altında olur. Kim de inkar ederse, Allah yolunda onunla sonsuza kadar cihad ederiz. Onun öldürülmesi bizim için çok kolaydır. Bu sözümü söylüyor, kendim, mümin erkekler ve mümin kadınlar için Allah'tan bağışlanma diliyorum. Selam üzerinize olsun."

 

Sonrasında ravi Zibrikan bin Bedr'in kalkıp okuduğu beyitleri ve Hassan bin Sabit'in ona verdiği cevapları zikretti. Hassan bin Sabit sözünü tamamladığı zaman Akra' bin Habis: "Bu adamın hatibi, bizim hatibimizden daha iyidir. Şairi de bizim şairimizden daha iyidir. Onların sesleri de bizimkilerden daha yüksektir" dedi.

 

Konuşmalar bitince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları ödüllendirdi ve kendilerine güzel armağanlar verdi. Ancak Amr bin el-Ehtem'i kavmi eşyalarının yanında bırakmışlardı. O, onların yaşça en küçükleri idi. ibnu'lEhtem'i pek sevmeyen Kays bin Asım: "Ey Allah'ın Resulü! O bizim eşyalarımızın yanında kaldı ve genç biri olduğundan dolayı ben onu önemsemeyip getirmedim" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona da diğerlerine verdiği armağanların aynısını verdi. Amr bin el-Ehtem, Kays'ın böyle dediği haberini alınca onu (yererek) beyitler okudu.

 

 

 

Muhammed bin ez-Zübeyr el-Hanzali anlatıyor: Zibrikan bin Bedr, Kays bin Asım ve Amr bin el-Ehtem, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldiler. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Amr bin el-Ehtem'e: "Bana Zibrikan'ın durumundan haber ver. Ancak Kays hakkında sana bir şey sormayacağım'' buyurdu. Sanırım Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Kays'ı daha önceden tanıyordu. Amr bin el-Ehtem: "Akrabaları arasında kendisine itaat edilir. Hitabeti kuvvetli ve himayesi altındakileri koruyan birisidir" deyince, Zibrikan: "Söyleyeceğini söyledi, ama benim bundan daha üstün olduğumu bilmektedir" dedi. Amr bin el-Ehtem: "Vallahi bildiğim kadarıyla sen mürüvveti az, bağışta eli sıkı, babası ahmak ve dayısı alçak birisin" karşılığını verdi. Sonra da Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Ben her iki dediğimde de doğru söyledim. Ben onda razı iken hakkında bildiğim en güzel şeyleri söyledim. Beni kızdırınca da hakkında bildiğim en kötü şeyleri söyledim" deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Gerçekten bazı sözler sihir (gibi büyüleyici)dir'' buyurdu.

 

Bu isnadında kopukluk olan bir hadistir. Başka bir kanalla da mevsul olarak rivayet edilmiştir.

 

 

 

Abdullah bin Abbas anlatıyor: Temim kabilesinden Kays bin Asım, Zibrikan bin Bedr ve Amr bin el-Ehtem, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında oturdular. Zibrikan övünerek: "Ey Allah'ın Resulü! Ben Temim kabilesinin efendisiyim. Onların arasında kendisine itaat edilen ve çağrısına icabet edilen birisiyim. Onları zulümden korur ve başkalarında olan haklarını alırım. (Amr bin elEhtem'i kastederek de) işte bu da böyle olduğumu bilmektedir" dedi. Amr bin el-Ehtem: "Hitabeti kuvvetli, himayesi altındakileri koruyan ve akrabaları arasında kendisine itaat edilen birisidir" deyince, Zibrikan: "Ey Allah'ın Resulü! Vallahi benim hakkımda dediklerinden daha fazlasını bilmektedir. Ancak beni kıskandığı için onları söylemedi" karşılığını verdi. Bunun üzerine Amr bin el-Ehtem: "Ben mi seni kıskanıyorum! Vallahi sen dayısı alçak, sonradan görme, babası ahmak ve aşireti arasında kendisine itibar edilmeyen birisin" dedikten sonra Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Vallahi ilk dediğimde doğru söyledim. Sonraki dediğimde ise yalan söylemedim. Ancak ben kişiden memnun olduğumda onda bildiğim en güzel hasletleri söylerim. Kızdığımda da hakkında bildiğim en çirkin şeyleri söylerim. Ben ilk dediğimde de son dediğimde de doğru söyledim" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Gerçekten bazı sözler sihir (gibi büyüleyici)dir" buyurdu.

 

 

 

Halife bin Husayn bildiriyor: "Kays bin Asım, Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip Müslüman oldu. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona su ve sidr ile yıkanmasını emretti." --- Ebu Davud (355).

 

 

 

Halife bin Husayn'ın bildirdiğine göre dedesi Kays bin Asım, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip Müslüman olunca, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona su ve sidr ile yıkanmasını, sonra da kendisine (Müslümanlığı) öğretmeleri için Ebu Bekr ve Ömer'in yanında kalmasını emretmiştir." --- Ebu Davud (355).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Amir Oğullarının Heyeti, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Amir bin et-Tufeyl'e Beddua Etmesi, Yüce Allah'ın, Peygamber'ini Amir bin et-Tufeyl ile Erbed bin Kays'ın Şerrinden Koruması ve Bu Yönde Zuhur Eden Peygamberlik Mucizeleri