DELAİLU

NÜBÜVVE

TEBUK GAZVESİNE

DAİR BÖLÜMLER

 

Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Emri İle Ebu Bekr es-Sıddik'in Hicretin Dokuzuncu Yılında Hacca Gitmesi, Gidişinden Sonra Berae Suresinin Nazil Olması ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ali bin Ebi Talib'i Gönderip Bu Sureyi İnsanlara Okuması

 

ibn ishak anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Tebuk'tan geri dönünce Ramazan ayının kalan kısmını, Şevval ve Zilka'de aylarını Medine'de geçirdi. Sonra hicri dokuzuncu senede Ebu Bekr'i Müslümanlara haclarını yaptırmak için hac emiri olarak gönderdi. Bu arada müşrikler de eskiden olduğu gibi haclarını yapmaktaydılar. Ebu Bekr ve kendisiyle birlikte olanlar yola çıkınca Berae Suresi'nden Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile müşrikler arasında olan antlaşmayı bozan ayetler nazil oldu.

 

 

 

ibn ishak der ki: Bunun üzerine Ali bin Ebi Talib, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Adba adındaki devesine binerek yola çıktı. Yolda Ebu Bekr'e yetişince ve Ebu Bekr kendisini görünce: "Amir misin? Yoksa memur musun?" dedi. Ali de: "Amir değil, memurum" karşılığını verdi. Sonra yollarına devam ettiler ve Ebu Bekr, insanlara hac ibadetlerini eda ettirdi. Kurban gününde Ali bin Ebi Talib kalktı ve insanlar içinde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine emretmiş olduğu ayetleri ilan ederek şöyle seslendi: "Ey insanlar! Bilmiş olun ki, cennete hiçbir kafir giremez. Bu yıldan sonra da hiçbir müşrik Kabe'yi tavaf edemeyecektir. Kabe çıplak olarak tavaf edilmeyecektir. insanlar, içlerinde beraatın ilan edildiği günden itibaren dört ay ertelendiler ki, her bir kavim, güven duydukları yerlerine dönsünler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile aralarında anlaşma bulunanlar konusunda, süresi bitene kadar anlaşmanın şartlarına bağlı kalınacak. Bundan sonrasında Yüce Allah ile Resulü, müşriklerden beridir."

 

Muhammed bin ishak'ın, Meğazi'de mevsul olarak zikrettiği hadis budur .

 

 

 

Ebu Hureyre der ki: "Söz konusu hac mevsiminde Ebu Bekr, bu yıldan sonra müşriklerin hac edemeyeceklerini, Kabe'nin de çıplak olarak artık tavaf edilemeyeceğini Kurban gününde Mina'da ilan etmek üzere gönderdiği münadiler arasında ben de vardım."

 

Humeyd bin Abdirrahman der ki: Sonra Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ali bin Ebi Talib'i göndererek Berae Suresini okumasını ve Bahreyn ahalisine de: "Bu yıldan sonra hiçbir müşrik Kabe'yi tavaf edemeyecektir. Kabe çıplak olarak tavaf edilmeyecektir" diye seslenmesini emretti.

 

Lafız Asım'ın lafzıdır.

 

ibn Bukeyr rivayetinde: "Gönderdiği münadiler arasında" ifadesi yerıne: "Gönderdiği kişiler arasında" ibaresi geçmektedir.

 

Buhari, Sahih'de Said bin Ufeyr ve Abdullah bin Yusuf kanalıyla Leys'ten ve Buhari ve Müslim, Yunus kanalıyla Zühri'den rivayet etmişlerdir,

 

 

 

ibn Abbas der ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Bekr'i hac emiri olarak göndermiş ve kendisine hac süresince yapacağı işleri de bildirmişti. Ebu Bekr yoluna devam edip giderken; Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) devesi Kasva'nın sesini duydu ve gelen kimsenin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olduğunu düşünerek telaşlandı. Derken Ali ile karşılaştı. Ali, Ebu Bekr'e Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mektubunu verdi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mektupta Ebu Bekr'i hac emiri, Ali'yi de bildirilen bilgileri ilan edici olarak görevlendirmişti. Hz. Ali teşrik günlerinde kalkıp şu ilanı yaptı: "Allah ve Peygamberi her müşrikten uzaktır. Yeryüzünde dört ay daha dolaşabilirsiniz. Bu yıldan sonra hiçbir müşrik hac görevini yapmayacaktır. Çıplak kişi Kabe'yi tavaf edemeyecektir. Cennete ancak mümin olan girecektir." Ali bu mesajları iletiyor sesi kısılınca da Ebu Hureyre bunları insanlara duyuruyordu.

 

 

 

Zeyd bin Yusey' der ki: Hz. Ali'ye: "Hac mevsiminde hangi şeyleri bildirmek üzere gönderildin?" diye sorduğumuzda şu karşılığı verdi: "Şu dört şeyi bildirmek üzere gönderildim: Cennete ancak mümin olanlar girebilecek. Hiç kimse Kabe'yi çıplak olarak tavaf edemeyecek. Bu yıldan sonra Mescid-i Haram'da mümin ile müşrikler bir arada bulunmayacak. Kimin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile arasında anlaşma varsa müddeti bitene kadar anlaşma şartlarına bağlı kalınacak. Anlaşması olmayanlar için de tanınan süre dört aydır." --- Ahmed, Müsned (1/79) Bakın: İbn Kesir, Tarih (5/38).

 

 

 

Cabir bin Abdillah bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (Cirane umresinden) döndükten sonra Ebu Bekr'i hacca göndermişti. Biz de onunla birlikteydik. Arc denilen yere gelince sabah namazı için orada durduk. Tam tekbir alıp namaza başlayacağında arkasından bir ses duydu ve namaza başlamayıp: "Bu ses Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) devesi Ced'a'nın sesidir. Belki de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hacca gelmiştir. Eğer gelen kendisi ise namazı birlikte kılarız" dedi. Baktığında gelen kişinin Hz. Ali olduğunu gördü. Bunun üzerine Ebu Bekr, Ali'ye: "Emir olarak mı yoksa haberci olarak mı geldin?" deyince, Ali: "Haberci olarak geldim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni hac esnasında Berae (Tevbe) Suresini insanlara duyurmam için gönderdi" dedi. Sonra Mekke'ye geldik. Terviye gününden bir gün önce Ebu Bekr kalkıp insanlara bir hutbe verdi ve onlara hacda yapılacak görevlerini bildirdi. Konuşmasını bitirince Hz. Ali ayağa kalktı ve Berae Suresini insanlara okudu.

 

Sonrasında ravi; Arefe günü, Kurban günü ve teşrik günlerinin ilk günü Ebu Bekr'in hutbe verdiğini ve Ebu Bekr'in her hutbesinden sonra Ali'nin kalkıp Berae Suresini okuduğunu zikretti. --- Nesai, hac (187).

 

 

 

Urve der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hicretin dokuzuncu yılında Hz. Ebu Bekr'i hac emiri olarak gönderdi ve yanında açıklaması için haccın sünnetlerini de yazıp verdi. Hz. Ali'ye de Tevbe Suresinin bazı ayetlerini verdi ve Mekke'de, Mina'da, Arafat'ta, Meş'ar'ın tümünde: "Yüce Allah'ın zimmeti ile Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zimmeti bu yıldan sonra hacceden veya Kabe'yi çıplak olarak tavaf eden tüm müşriklerin üzerinden kalkmıştır. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile aralarında anlaşması olanlara dört aylık süre tanınmıştır ve bu süre sonunda anlaşmalar geçersiz sayılacaktır" açıklamasını yapmasını istedi. Bu emri üzerine de Hz. Ali söz konusu yerlerde bineği üzerinde dolaşarak Tevbe Suresinin ilk ayetlerini okudu. Aynı şekilde: "Ey Adem oğulları! Her mescide güzel elbiselerinizi giyinerek gidin; yiyin için, fakat israf etmeyin, çünkü Allah müsrifleri sevmez"[A'raf 31] ayetini de okudu.

 

Musa bin Ukbe bunu aynı mana ile zikretmiştir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Taif Halkından Sakif Heyetinin Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Gelmesi, İbn Mes'ud es-Sekafi'nin Gazvede Dediklerinin Tasdik Edilmesi, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sakif Kabilesinin Hidayete Ermesi İçin Dua Etmesi ve Allah'ın Duasını Kabul Buyurması