DELAİLU

NÜBÜVVE

MEKKE'NİN FETHİ

 

Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Huneyn Ganimetini Taksim Etmesi Sırasında Münafıklardan İtirazda Bulunan Kişi, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Onun Gibilerinin İmandan Okun Yaydan Çıkması Gibi Çıkabileceğini Haber Vermesi, Onun Vasıfları ve Bu Yönde Zuhur Eden Şeylerin Peygamberlik Alametlerinden Olması

 

Abdullah (b. Mes'ud) der ki: Huneyn günü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ganimeti taksim ederken bazı insanları diğerlerine tercih etti. Bu sebeple de Akra' bin Habis'e yüz deve verdi. Uyeyne'ye de bir o kadar verdi. Arapların eşrafından bazı kimselere de atiyyeler verdi ve taksimatta onları başkalarına tercih etti. Bunun üzerine bir adam: "Vallahi bu taksimde adalet gözetilmedi ve bununla Allah'ın rızası istenmedi" deyince, ben (kendi kendime): "Vallahi bunu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) haber vereceğim" dedim ve adamın dediklerini Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildirdim. Bunun üzerine Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzü değişip kırmızı oldu ve: ''Eğer Allah ve Resulü adaleti gözetmezse kim adaleti gözetir'' buyurdu. Sonra da: ''Allah'ın rahmeti Musa'nın üzerine olsun. O bundan da daha çok eziyet görmüş ve sabretmişti'' buyurdu. Bunun üzerine (kendi kendime): "Yemin olsun ki bundan sonra Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söz taşımam" dedim.

Lafız Ebu Hayseme'nin lafzıdır.

 

ishak ta bunu bu şekilde aktarmıştır. Ancak rivayetinde: "Arapların eşrafından bazı kimseleri başkalarına tercih etti" ibaresi geçmektedir. Ayrıca rivayetinde: "Veya bununla Yüce Allah'ın rızası istenmedi" demiştir. Kuteybe'nin ve Osman'ın hadisi Hayseme'nin lafzı üzeredir. Ancak onlar da rivayetlerinde: "Veya bununla Yüce Allah'ın rızası istenmedi" demişlerdir.

 

Buhari, Sahih'de Kuteybe'den ve Müslim ise Ebu Hayseme, ishak bin İbrahim ve Osman bin Ebi Şeybe'den rivayet etmiştir.

 

 

 

Cabir bin Abdillah der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Huneyn'den dönerken Ci'rane'de kendisine bir adam geldi. O esnada Bilal'ın giysisi içinde gümüş vardı ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o gümüşten alıp insanlara veriyordu. Bu gelen adam: "Ey Muhammed! Adaletli ol" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Yazıklar olsun sana! Eğer ben adaletli olmazsam kim olur! Eğer adaletli olmazsam hüsrana ve zarara uğradım demektir'' buyurdu. Ömer bin elHattab: "Ey Allah'ın Resulü! Bırak ta şu münafığı öldüreyim" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İnsanların ashabımı öldürdüğümü konuşmalarından Allah'a sığınırım. Zira bu ve arkadaşları, Kur'an okuyacaklar. Ancak okudukları boğazlarından aşağı inmeyecektir. Onlar okun yaydan fırlayıp (avı) delip geçmesi gibi (dinden) öylece çıkacaklardır'' buyurdu.

Lafız ibn Rumh'un lafzıdır.

 

Müslim, Sahih'de Muhammed bin Rumh kanalıyla rivayet etmiştir.

 

 

 

Cabir bin Abdillah der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Huneyn ganimetini taksim ederken bir adam kalkıp: "Adaletli ol" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Eğer ben adaletli olmazsam bedbaht olurum'' buyurdu.

 

 

 

Abdullah bin el-Haris bin Nevfel'in azatlısı Miksem Ebu'l-Kasım der ki: Ben ve Telid bin Kilab el-Leysi çıktığımızda Abdullah bin Amr bin el-As'ı gördük. O, ayakkabıları elinde olduğu halde Kabe'yi tavaf ediyordu. Ona: "Zu'l-Huvaysira et-Temimi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile konuşurken sen yanında mıydın?" dediğimizde: "Evet" cevabını verdi ve şöyle anlatmaya devam etti:

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ganimet mallarını taksim ederken Zu'l-Huvaysira etTemimi geldi ve: "Ey Muhammed! Senin ne yaptığını gördüm" dedi.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Nasıl gördün?'' buyurunca: "Adaletli davranmadığını gördüm" karşılığını verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öfkelenerek: "Eğer benim yanımda adalet olmayacaksa kimin yanında olacak?'' buyurdu. Ömer: "Ey Allah'ın Resulü! Kalkıp şunun boynunu vurayım mı?" deyince, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

 

"Onu bırak! Zira onun öyle taraftarları olacak ki, dinde çok derin kişiler olacaklardır. Onlar okun hedefin bir yanından girip diğer yanından çıkması gibi dine öyle girip çıkarlar. Ok hedefe öyle hızlı girip çıkmıştır ki oku atan kişi okun demirine bakar, kandan bir şey bulamaz. Gövdesine bakar bir şey bulamaz. Tüyüne bakar ve yine bir şey bulamaz. Ok, bağırsak ve kana bulaşmadan hedefi delip geçmiştir.''

 

Muhammed bin Ali bin Hasan der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Huneyn'de ganimet mallarını taksim ederken Zu'l-Huvaysira et-Temimi geldi." Sonrasında ravi söz konusu hadisi zikretti.

 

 

 

Ebu Said el-Hudri anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ganimet mallarını taksim ederken Temim oğullarından Zu'l-Huvaysira geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Adilane bir şekilde paylaştır" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yazık sana! Ben adil olmayacaksam kim olacak! Adil olmayacaksam hüsrana ve zarara uğradım demektir!'' karşılığını verince, Ömer bin el-Hattab: "Ey Allah'ın Resulü! Bana izin ver de şunun boynunu vurayım!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise şöyle buyurdu: "Onu bırak! Bunun öyle arkadaşları var ki biriniz onlardan birinin namazını gördüğü zaman kendi namazını değersiz bulur. Onun orucunu gördüğü zaman kendi orucunu değersiz bulur. Kur'an'ı okur, ancak okudukları köprücük kemiklerinden aşağı inmez. Okun hedefin bir yanından girip diğer yanından çıkması gibi bunlar da İslam'a öyle girip çıkarlar. Ok hedefe öyle hızlı girip çıkmıştır ki oku atan kişi okun tüyüne bakar, kandan bir şey bulamaz. Yontulmamış kısımlarına bakar, bir şey bulamaz. Demirine bakar, bir şey bulamaz. Gövdesine bakar, bir şey bulamaz. Bunlar da lslam'a böyle girip çıkarlar. Bunların başı, kolunun ucu kadın göğsü gibi veya sallanan bir et parçası gibi duran siyah bir adamdır. İnsanların ayrılığa düştükleri bir zamanda ortalığa çıkarlar.''

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böyle dediğine şahidim! Ali de onlarla savaşırken ben de onunla birlikteydim. Bu adamın aranıp bulunmasını istediğinde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vasfettiği gibi bir adam(ın cesedi) yanına getirildi.

 

Buhari, Sahih'de Ebu'l-Yeman kanalıyla Şuayb'dan ve Buhari ile Müslim başka kanallarla Zühri'den rivayet etmişlerdir.

 

 

 

Ebu Said'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Müslümanlar iki fırkaya ayrılacak, bunlardan biri de dinden uzaklaşacaktır. Bu fırkanın öldürülmesini de iki fırka arasından hakka en yakın olanı yerine getirecektir" buyurmuştur.

 

Müslim, Sahih'de Şeyban bin Ferruh'tan rivayet etmiştir.

 

 

 

Bir sonraki hadis Allah Resulü' nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Müslümanların iki fırkaya ayrılması zamanında bir kavimde kolu küçük birinin ortaya çıkacağını ve bu kişinin öldürülmesini iki fırka arasından hakka en yakın olanının yerine getireceğini bildirdiği kişinin zuhur etmiş olduğunu haber vermektedir. Buyurduğu gibi de olmuştu. Zira Irak ve Şam halkı arasında tefrika olunca böylesi birini müminlerin emiri Ali bin Ebi Talib öldürttü. Kolu küçük kişiyi Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vasfettiği şekilde buldular. Böyle bir şeyin Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından sonra zuhur etmesi de peygamberlik alametlerinden bir alamettir.

 

 

 

Abide anlatıyor: Hz. Ali, Nehrevan'da (Hariciler ile) işini bitirince:

"Aralarına bakın bakalım, bunlar Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zikrettiği kavim midir? içlerinde kolu kesik (veya kolu sakat veya kolu küçük) bir adam olacaktır" dedi. Baktığımızda öyle birini bulduk ve kendisini çağırdık. Gelip onu gördüğünde üç defa: "Allahu ekber" dedikten sonra: "Vallahi şayet şımarıp azmayacağınızı bilseydim bu toplulukla savaşan orduya Peygamber'inin (Sallallahu aleyhi ve Sellem) diliyle Yüce Allah'ın vaad ettiği şeyleri haber verirdim" dedi. Kendisine: "Sen bunu bizzat Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittin mi?" diye sorduğumda: "Kabe'nin Rabbine andolsun ki evet!" cevabını verdi.

 

Müslim farklı iki kanalla Muhammed bin Sirin'den rivayet etmiştir. Bu hadisin başka tarikleri de vardır. Bunu da inşallah daha sonra zikredeceğiz. Doğruya ulaşmak Allah'ın sayesindedir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ci'rane'de İken Hevazin Heyetinin Müslüman Olarak Gelmesi ve Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Onlara Esirlerini Geri Vermesi