DELAİLU

NÜBÜVVE

HAYBER'İN FETHİNDEN SONRA KAZA UMRESİNDEN ÖNCE YAPILAN MÜFREZELER

 

Ebu Hadred el-Eslemi'nin Gabe'ye Düzenlediği Müfreze

 

Ebu Hadred anlatıyor: Kabilemden bir kadınla mehir olarak iki yüz dirhem vererek evlendim. Mehir konusunda yardım almak üzere Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiğimde bana: "Ne kadar mehir vereceğini söyledin?" diye sordu. "iki yüz dirhem" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sübhanallah! Vallahi parayı bir vadiden dolduruyor olsanız dahi bundan daha fazlasını veremezdiniz! Vallahi benim yanımda sana yardım edecek bir şeyin yok" karşılığını verdi.

 

Birkaç gün bekledikten sonra Cuşem bin Muaviye kabilesinin en büyük boylarından birinden Rifaa bin Kays veya Kays bin Rifaa adında bir adam yanındakilerle birlikte gelip Gabe'de konakladı. Bu adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşı savaşmak için Kays kabilesini toplamaya çalışıyordu. Cuşemliler içinde de ağırlığı ve saygınlığı bulunan bir kişiydi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu duyunca beni ve Müslümanlardan iki adamı çağırdı. "Şu adamın yanına gidin de gereken bilgileri toplayıp gelin" buyurdu. Yanımıza yaşlı ve cılız bir deve de verdi. Birimizi üzerine bindirince Vallahi zayıflıktan ayağa kalkamadı. Bazıları arkadan elleriyle ona destek verince zorlukla kalkıp durabildi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Binek olarak bunu kullanın" buyurdu.

 

Yola Çıktığımızda yanımızda silah olarak yaylarımız ve kılıçlarımız vardı.

Güneş batmaya yakın karargahlarına yakın bir yere geldik. Ben bir tarafta gizlenirken, diğer iki arkadaşıma da öbür tarafta gizlenmelerini söyledim. Onlara: "Tekbir getirip onlara doğru koştuğumu gördüğünüzde siz de tekbir getirip onlara doğru koşmaya başlayın" dedim.

 

Bu şekilde onların bir açığını bulmanın beklentisi içinde gecenin ilk karanlığı geçene kadar bekledik. Onların bir çobanı vardı ve sürüyü bölge dışında otlatıyordu. Çoban dönüşte gecikince başına bir şey gelmiş olmasından korktular. Bunun üzerine Rifaa bin Kays kalktı, kılıcını boynuna astı ve: "Vallahi ben çobanı aramaya çıkacağım! Başına kötü bir şey gelmiş olsa gerek" dedi. Bazıları: "Vallahi sen gidemezsin! Biz senin yerine gideriz" karşılığını verince, Rifaa: "Benden başkası gitmeyecek!" dedi. Yanındakiler:

"O zaman biz de seninle geleceğiz" deyince, Rifaa: "Vallahi içinizden hiç kimse peşimden gelmeyecek!" karşılığını verdi.

 

Bu şekilde oradan ayrılınca benim olduğum yere geldi. Fırsatını bulunca da okumu göğsüne sapladım. Vallahi sesini çıkarmadan yerinde yığılıp kaldı. Hemen üzerine atlayıp başını kestim. Ardından askerlerin bulunduğu yere tekbirlerle hücuma geçtim. Arkadaşlarım da tekbirler getirerek hücuma geçtiler. Oradakiler yanlarında kadın, çoluk çocuk ve mallardan alabildikleri kadarını alıp kaçmaya başladılar. Büyük bir deve sürüsü ile koyun sürüsünü önümüze katıp Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına döndük. Rifaa'nın başını da yanımda getirdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mehrime yardım olarak o deve sürüsünden on üç tane deve verdi. Bu şekilde evlendiğim karımı evime getirdim.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Muhallim bin Cessame'nin Kendisini İslam Selamıyla Selamlamasına Rağmen, Amir'i Öldürdüğü Müfreze