DELAİLU NÜBÜVVE |
HAYBER'İN FETHİNDEN SONRA KAZA UMRESİNDEN ÖNCE YAPILAN
MÜFREZELER |
Beşir bin Sa'd'ın
Cenab'a Düzenlediği Müfreze
Beşir bin Muhammed bin
Abdillah bin Zeyd der ki: Eşca' kabilesinden Huseyl bin Nüveyre, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi. Bu adam daha önce Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hayber'e giderken kılavuzluk etmişti. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Ey Huseyl! Nereden geliyorsun?"
diye sorunca, Huseyl: "Yümn ve Cenab taraflarından geliyorum" dedi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Geldiğin yerde neler
oluyor?" diye sorunca, Huseyl şöyle dedi: "Uyeyne'nin Yümn, Gatafan
ve Cenab'dan topladığı ordunun yanından geliyorum. Zira Uyeyne bunlara: ‘‘Ya
sizler bize gelin ya da bizler size gelelim’‘ şeklinde haber gönderdi. Onlar
da: ‘‘Sen bizlere gel’‘ şeklinde haber yolladılar. Uyeyne, seni veya
adamlarından bazılarını öldürmek için ordu topluyor."
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), Ebu Bekr ve Ömer'i çağırıp bu konuyu zikretti. Her ikisi de:
"Beşir bin Sa'd'ı üzerlerine gönder" dediler. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Beşir bin Sa'd Ebu'n-Nu'man bin
Beşir'i çağırdı. Sancağı ona teslim edip emrine de üç yüz adam verdi. Gece
vakti yol alıp, gündüzleri gizlenmelerini söyledi. Huseyl de yanlarında kılavuz
olarak gitti. Ordu gece vakti yol alıp gündüzleri gizlenerek Hayber'in alt
taraflarında bulunan Silah'a varıp mola verdiler. Mola sonrası da Gatafan
bölgesine yaklaştılar.
Sonrasında ravi ordunun,
düşmanların hayvan sürülerine baskın yapmalarını, baskın haberini alan
Gatafan'daki birliklerin dağılmasını zikredip şöyle devam eder: Beşir
arkadaşlarıyla birlikte düşmanların bulunduğu yere geldiğinde onlardan kimseyi
göremediler. Oradaki hayvanları alıp dönüşe geçtiler. Tekrar Silah'a
ulaştıklarında Uyeyne'nin bir casusunu gördüler ve onu öldürdüler. Daha sonra
Uyeyne'nin topladığı birliği gördüler. Uyeyne farkına varmadığı için baskınla
dağıldılar. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı onların peşine
düştü. Onlardan bir veya iki adamı yakalayıp esir aldılar. Bu esirlerle
Medine'ye geldiler. Esirler Müslüman olunca da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) onları serbest bıraktı.
Haris bin Avf el-Müzeni,
Uyeyne bin Hısn'ın atıyla hızlı bir şekilde kaçtığını görünce durmasını istedi.
Ancak Uyeyne: "Duramam! Zira Muhammed'in adamları peşimden
geliyorlar!" dedi ve atını koşturmaya devam etti. Haris bin Avf ona:
"Artık içinde bulunduğun durumu kabullenme vakti gelmedi mi? Muhammed tüm
bölgeleri ele geçiriyor! Senin ise yapabileceğin hiç bir şey yok!" dedi.
Haris bin Avf sonrasını
şöyle anlatır: Muhammed'in ordusunu görebileceğim, ancak kendilerinin beni
göremeyeceği bir yere çekilip pustum. Öğle vaktinden geceye kadar orada durmama
rağmen Uyeyne'nin peşinden gelen giden olmadı. Uyeyne'deki durum içine düşen
korkudan başka bir şey değildi. Daha sonra Uyeyne ile karşılaştığımda bunu ona
da söyledim. Uyeyne: "Evet! Esir düşmekten korktum" dedi.
Sonrasında ravi, Yüce
Allah'ın Muhammed'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nasıl yardım ettiği konusunda
Haris'in söylediklerini, Uyeyne'nin de buna cevap olarak kalbinin henüz İslam'a
ısınmadığını söylemesini, kabilesinin bu süre zarfında neler yapacağını
bekleyip ona göre karar vereceğini dile getirmesini zikreder.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Ebu
Hadred el-Eslemi'nin Gabe'ye Düzenlediği Müfreze