DELAİLU NÜBÜVVE |
HAYBER SAVAŞINA DAİR BÖLÜMLER |
İki Tulum Sahibi Olan
Kadının KıssasınınAnlatıldığı İmran bin Husayn Hadisi ve Bu Kıssada
Tulumlardaki Suyun Getirildikten Sonra Artışında O'nun Peygamberliğine ve Doğru
Sözlülüğüne Dair Deliller
imran bin Husayn der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabıyla birlikte çıktığı
yolculuklardan birinde aşırı susuzluğa maruz kaldılar. Yanına ashabından iki
adam -sanırım Ali ve Zübeyr veya başkaları- gelince onlara: "Filan yerde
devesine iki su tulumu yüklemiş bir kadınla karşılaşacaksınız. Onu buraya
getirinN buyurdu. Kadının yanına vardıklarında devesinin üzerine, iki tulumun
arasında bindiğini gördüler. Ona: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) seni çağırıyor" dediklerinde, kadın: "Resulullah da
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kim, şu atalarının dininden çıkan kişi mi?"
diye sordu. Onlar "Evet, kastettiğin kişidir, ancak o gerçekten Allah'ın
Resulü'dür" dediler ve onu alıp Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
getirdiler.
Kadın gelince Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) emrederek iki tulumdan bir kaba biraz su döküldü.
Sonra dualar edip kaptaki suyu tekrar tulumlara doldurdu. Ardından her iki
tulumun da musluklarını açtı ve Müslümanların kapları ile tulumlarını
doldurmasını emretti. O günü doldurmadık tek bir kap ve tulum bırakmadılar.
Ancak bana kadının tulumları eksilmek yerine daha da doldu gibi geldi.
Daha sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) emredince kadının giysisi yere serildi.
Yine emredince herkes
azığından bir şeyler getirip giysinin üzerine koydu. Bu şekilde giysinin üzeri
erzak doldu. Sonra kadına: "Gidebilirsin! Suyundan da bir şeyalmadık, zira
suyu Yüce Allah bize verdi'' buyurdu.
Kadın kabilesinin yanına
döndüğünde olanları anlattı ve: "Yanından geldiğim kişi ya insanlar
içindeki en büyük büyücüdür ya da gerçekten de Allah'ın Resulü'dür" dedi.
Bunun üzerine kadının oturduğu kabile insanlarının tümü Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip Müslüman oldu.
imran bin Husayn
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte bir
yolculuktaydık. Gecenin sonuna doğru bir yerde mola vermişken öyle tatlı bir
uyku uyuduk ki yolcu kişi için daha tatlısı olamazdı. Ancak sabah bizi
uyandıran güneşin sıcağı oldu. ilk uyanan filan kişi, sonra filan kişi, sonra
da filan kişi oldu. -Ravi Ebu Reca bunların isimlerini vermişken, ravi Avf
isimlerini unutmuştur.- Dördüncü kişi olarak da Ömer bin el-Hattab uyandı.
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ise uyuduğu zaman kendi kendine uyanmadan onu uyandırmazdık. Zira
uykusunda neler yaşayacağını bilemezdik. Ömer sinirli ve sert birisiydi. Uyanıp
da başlarına geleni (uyuyakalıp namazı kaçırdıklarını) görünce yüksek sesle
tekbir getirmeye başladı. Yüksek sesle tekbir getirmeye devam edince Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun sesine uyandı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) uyanınca insanlar içine düştükleri durumdan yana ona şikayette
bulundular. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Zararı yok. Yola
çıkın!" buyurdu ..
Yola çıktık, ancak çok
fazla gitmeden Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir yerde konakladı.
Su isteyip abdest aldı. Ezan okununca da Müslümanlara namazı kıldırdı. Namazdan
kalkınca bir adamın kenarda durduğunu ve cemaatle namaza katılmadığını gördü.
Ona: "Ey filan! Neden diğerleriyle birlikte namaza katılmadın?" diye
sorunca, adam: "Ey Allah'ın Resulü! Cünüp oldum, su da yok"
karşılığını verdi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Toprakla
teyemmüm et, senin için yeterli olur'' buyurdu.
Sonrasında tekrar yola
koyulduk. insanlar susuzluktan yana şikayette bulununca Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir yerde konakladı, Ali ile filan kişiyi -ravi
Ebu Reca bunun ismini vermişken, ravi Avf ismini unutmuştur- çağırdı ve:
"Gidin bize su arayın!" buyurdu. Aramaya gittiklerinde devesine
binmiş, devenin her iki yanında bir matara veya bir tulum su bulunan bir
kadınla karşılaştılar. Ona: "Su kaynağı nerede?" diye sorduklarında,
kadın: "Dün bu vakitlerde suyu doldurmuştum" karşılığını verdi. Ona:
"O zaman bizimle gel!" dediklerinde, kadın: "Nereye?" diye
sordu. Onlar: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına"
dediler. Kadın: "Şu atalarının dininden çıktığı (Sabii olduğu) söylenen
kişinin yanına mı?" diye sorunca, onlar: "Evet, kastettiğin kişinin
yanına gideceğiz" dediler.
Kadını alıp
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına getirdiler ve olanları
anlattılar. Sonrasında kadını devesinden indirdiler. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bir kap istedi ve mataraların veya tulumların ağzından o kaba
su boşalttı. Ağızlarını geri kapatıp alt deliklerini açtı ve: "Su için ve
kaplarınızı da doldurun!" diye bir çağrı yapıldı. Sonra dileyen su içti,
dileyen de kaplarını doldurdu. En son cünüp olduğunu söyleyen kişiye bir kap su
verdi ve ona: "Git ve bu suyu üzerine dök" buyurdu.
Kadın da öyle durmuş
suyuna ne yapıldığını seyrediyordu. Allah'a yemin olsun ki su alma işi
bittiğinde, tulumlar bize eskisinden de daha dolu gibi geldi. Sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kadına bir şeyler toplayın" buyurdu.
Bunun üzerine kimisi hurma, kimisi un, kimisi püre getirdi. Bu şekilde kadına
bolca yiyecek toplandı. Toplanan yiyecekleri bir torbaya doldurdular. Kadını da
deveye bindirip bu yiyecek torbasını önüne koydular. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) kadına: "Vallahi senin suyundan bir şey eksiltmiş
değiliz, zira Yüce Allah bizlere su içirdi" buyurdu.
Kadın yola düşüp
ailesinin yanına geldi. Geç geldiği için de ailesi ona: "Ey filan! Neden
geç geldin?" diye sordular. Kadın: "ilginç bir şeyoldu. Karşılaştığım
iki adam beni atalarının dininden çıktığı söylenen adamın yanına götürdüler. O
da suyuma şöyle şöyle yaptı" diyerek olanları anlattı. Sonra işaret
parmağı ile orta parmağını birleştirip gökle yeri işaret ederek: "Vallahi
ya şu iki arasında ondan daha büyücüsü yok ya da gerçekten Allah'ın
Resulü" dedi.
Daha sonra Müslümanlar
kadının kabilesinin çevresindeki müşrik kabilelere baskınlar düzenliyorlar,
ancak kadının içinde bulunduğu kabileye dokunmuyorlardı. Bir gün kadın
kabilesine: "Gördüğüm kadarıyla Müslümanlar sizlere bilerek dokunmuyorlar.
İslam'ı kabul etmeye ne dersiniz?" deyince sözünü dinleyip Müslüman
oldular.
Buhari, Sahih'de
Müsedded'den ve Müslim ise Nadr bin Şumeyl kanalıyla Avf'tan rivayet etmiştir.
imran bin Husayn
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından yetmiş kişiyle
bir sefere çıktı. Gece vakti mola verdiklerinde Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ashabıyla birlikte uykuya daldı ve ancak güneş doğduktan sonra uyanabildiler.
Ebu Bekr uyanıp da güneşin doğmuş olduğunu görünce Resulullah'ı (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) uyandırmak istemediği için tesbih edip tekbir getirmeye
başladı. Ardından Ömer uyandı. Onun da ardından gür sesli bir adam uyandı. Bu
adam yüksek sesle tesbih edip tekbir getirince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) adamın sesine uyandı.
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bir adam: "Ey Allah'ın Resulü!
Namazı kaçırdık!"
deyince, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kaçırmadınız'' buyurdu.
Sonra emredince bineklerine bindiler. Az bir yol gittikten sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) inince diğerleri de indi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) uyuyakalıp namaza kalkamadığı yerde namaz kılmayı istememiş
gibiydi. Sonra: "Bana su getirin'' buyurdu. Matarada az bir su
getirdiklerinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu bir kaba boşalttı.
Sonra kabın içine elini soktu ve ashabına: ''Abdest alın'' buyurdu.
Yetmiş kişiye yakın o
sudan abdest aldılar. Sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz için ezan
okunmasını söyledi. Ezan okununca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kalkıp namazı kıldırdı. Namaz bitince adamın birinin cemaatten ayrı bir şekilde
ayakta dikildiğini gördü. Ona: ''Sen neden namaz kılmadın?'' diye sorunca,
adam: ''Ey Allah'ın Resulü! Cünüp oldum" dedi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''O zaman toprakla teyemmüm et, sonra da namazını kıl. Su
bulunca da yıkan'' buyurdu.
Sabah olduğunda
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile ashabı su kaynağının nerede
kaldığını bilemez oldular. Hz. Ali'yi yanında birkaç kişiyle birlikte su
aramaya gönderdi. Hz. Ali yanındakilerle birlikte gündüzü ve gecesiyle bir gün
yol aldıktan sonra devesi üzerinde, iki tulum arasında oturmuş olan bir kadına
rastladılar. Hz. Ali kadına: ''Nereden geliyorsun?'' diye sorunca, kadın:
''Yetim çocuklar için su doldurmaktan geliyorum'' dedi. Kadın su kaynağı ile
aradaki mesafenin bir günden biraz daha fazla olduğunu söyleyince Hz. Ali: ''Su
kaynağına gitmeye çalışırsak bineklerimizle birlikte bizler de helak oluruz''
diye düşündü. Sonra da: ''Bunun yerine şu iki tulumla Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) gidelim ve ne yapılacağına orada karar veririz" dedi.
Hz. Ali, arkadaşları ve
iki tulumu olan kadınla gelince: ''Ey Allah'ın Resulü! Anam babam sana feda
olsun! Kadını filan yerde bulduk. Su kaynağını sorduğumuzda mesafenin bir
günlük yolculuktan biraz daha fazla olduğunu söyledi. Oraya doğru gitmemiz
durumunda bineklerimizle birlikte helak olmaktan çekindik" dedi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kadının devesini çöktürün''
buyurunca deveyi çöktürdüler. Kadın yanlarına geldi ve: ''Suyu yetim çocuklar
için doldurmuştum. Başlarına da dedelerini bırakmıştım'' dedi.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Bana kap getirin!'' buyurunca bir kap getirdiler. ''Şu
tulumun musluğunu açın ve içinden az bir şey su alın. Sonra diğer tulumun
musluğunu açıp ondan da az bir şey su alın'' buyurunca denileni yaptılar.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kaba boşaltılan suyu istedi ve elini
içine soktu. Sonra: ''Tulumların ağzını açın!'' buyurdu. Tulumların ağızlarını
açtıklarında avucuyla her bir tuluma kaptan su boşalttı. Sonra da ashabına:
''İçin!'' buyurdu.
Herkes doyana kadar su
içti. Sonra: "Bineklerinizi içirin!'' buyurunca doyana kadar onlara da su
içirildi. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kırba veya
matara olarak neyiniz varsa getirip doldurun!'' buyurunca kırba ile
mataralarını getirip doldurdular. Ardından: ''Her iki tulumun musluğunu
kapatın!'' buyurdu. Sonra: ''Deveyi bırakın!'' buyurunca, bırakılan deve ayağa
kalktı. Deve ayağa kalktığında her iki tulum da doluluktan neredeyse taşıyordu.
Daha sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadının giysisini aldı ve ashabına: ''Yiyecek
olarak yanınızda ne varsa getirin'' buyurdu. Ashabı yanlarında bulunan ekmek ve
hurmalardan getirip hırkanın üzerine atmaya başladılar. Hırka dolunca
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu toplayıp bağladı, kadına verdi ve:
''Bunu yetimlerine al! Bu da hiç eksilmemiş bir şekilde suyun!'' buyurdu.
Kadın bu olanlardan
dolayı şaşkınlık içinde kabilesinin yanına döndü.
Ona: "Çok geciktin,
ne oldu?" diye sorduklarında, kadın: "Şaşkınlık veren şeyler
gördüğümden dolayı geciktim. Şu iki tulumu görüyor musunuz? Vallahi bunlardan
yaklaşık olarak yetmiş deve su içti. Sayamayacağım kadar da tulum, kırba ve
matara dolduruldu. Yine de eskisinden daha dolu görünüyor" dedi. Kadın
kabilesinin yanında bir ay veya buna yakın bir süre kaldıktan sonra otuz
binekliyle birlikte Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi ve
yanındakilerle birlikte Müslüman oldu.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: