DELAİLU NÜBÜVVE |
HAYBER SAVAŞINA DAİR BÖLÜMLER |
Hayber'in Fetih Haberinin Mekke'ye Ulaşması, Haccac
bin İlat'ın Mallarını Almak İçin Mekke'ye Ailesinin
Yanına Gitmesi
Urve ile Musa bin Ukbe bildiriyor: Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Hayber'e doğru çıktığını duyan Kureyşliler
arasında büyük bahisler oldu. içlerinden bazıları:
"Muhammed ile arkadaşları yenecek" derken, bazıları da: "Hayber Yahudileri ile müttefikleri yenecekler"
diyordu. Haccac bin ilat
es-Sülemi elBehzı de
Müslüman olmuş ve Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanında Hayber
savaşına katılmıştı. Abduddar bin Kusay
oğullarından Ümmü Şeybe ile
evliydi.
Haccac'ın çokça malı vardı ve Süleym
oğulları bölgesindeki madenler ona aitti.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hayber'i fethedince Haccac bin ilat: "Ey
Allah'ın Resulü! Karımın yanında altınlarım bulunuyor. Karım ve ailesi Müslüman
olduğumu öğrenirlerse mallarımı bana vermezler. izin ver de Hayber'in
fetih haberi ulaşmadan ben oraya ulaşayım" dedi.
Sonrasında ravi söz konusu hadisi zikreder.
Enes der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hayber'i fethettiği
zaman, Haccac bin ilat:
"Ey Allah'ın Resulü! Mekke'de mallarım ve ailem bulunuyor. Yanlarına da
gitmek istiyorum. Orada senin hakkında kötü bir şeyler dersem veya aleyhinde
bir şeyler söylersem bir sakıncası var mı?" dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona
istediğini söylemeye izin verdi. Haccac, Mekke'ye
gittiği zaman hanımının yanına geldi ve: "Geldiğimi kimselere söyleme ve
yanında ne varsa getir. Muhammed (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ve ashabından elde edilen ganimetleri
satın almak istiyorum. Zira savaşta yenildiler ve malları ellerinden
alındı" dedi. Bu haber Mekke'de yayılınca Müslümanlar üzülürken müşrikler
sevinip mutlu oldular. Haber Abbas'a ulaştığında ise kendini kaybetti ve
yerinden kalkamaz oldu.
Ravi Ma'mer der ki: Osman el-Cezeri'nin Miksem'den
bildirdiğine göre bu haberi duyan Abbas sırtüstü uzanıp Kusem
adlı oğlunu göğsüne aldı ve şöyle demeye başladı:
"Yaşa Kusem yaşa, Herkes istediğini desin Sen ki nimetler
bahşedilen Resulullah'a benzeyen kişisin."
Sonrasında Ma'mer, Enes'ten olan rivayetine şöyle devam eder: Sonra
Abbas, bir kölesiyle Haccac bin ilat'a:
"Yazıklar olsun sana! Nasıl bir haberdir getirdiğin? Neler diyorsun! Oysa
Yüce Allah'ın vaad ettiği, senin söylediğinden daha
hayırlıdır!" diye haber yolladı. Haccac bin ilat da Abbas'ın kölesine: "Ebu'l-Fadl'a selamımı ilet ve onunla baş başa görüşebilmem için
evlerinden birini boşaltmasını söyle. Zira asıl haberler onu mutlu edecek
şekildedir" dedi.
Köle geri döndü, evin
kapısına ulaştığında da: "Müjde ey Ebu'l-Fadl!" dedi. Abbas mutluluktan yerinden fırladı ve
köleyi gözlerinden öptü. Köle, Haccac'ın dediklerini ona
iletti. Bunun üzerine Abbas köleyi azat etti. Sonra Haccac,
Abbas'ın yanına geldi. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hayber'i fethettiğini ve Yahudilerin mallarını ele
geçirdiğini söyledi. Mallarının Yüce Allah'ın hükümlerine göre paylaştırıldığını,
Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Safiyye binti Huyey'i kendine seçtiğini,
azat edip eşi olma veya ailesine dönme arasında onu muhayyer bıraktığını, ancak
Safiyye'nin azat edilip eşi olmayı seçtiğini haber
verdi. Sonra Haccac: "Ben ise burada olan
mallarımı almaya, mallarımı toplayıp götürmeye geldim. istediğim şeyi söylemek
için Resulullah'tan (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) izin istedim, o da bana bu yönde
izin verdi. Sen de bu söylediklerimi üç gün süreyle gizli tut, sonra istediğini
söyleyebilirsin" dedi.
Haccac'ın hanımı yanında bulunan malları toplayıp ona verdi. Haccac da onları alıp geri döndü. Üç gün geçtikten sonra
Abbas, Haccac'ın hanımının yanına geldi ve:
"Kocan ne yaptı?" diye sordu. Hanımı da gittiğini söyledi ve Abbas'a:
"Ey Ebu'l-Fadl! Allah
seni üzmesin! Başına gelenler bizi de üzdü" dedi. Abbas da: "Evet!
Allah beni üzmedi ve Allah'a şükür ancak istediğim şeyler oldu. Yüce Allah, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) Hayber'in
fethini ihsan etti. Mallar Yüce Allah'ın hükmüne göre taksim edildi. Resulullah da (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) Safiyye'yi
kendine eş olarak seçti. Şayet sen de kocanı istiyorsan ona yetiŞ"
karşılığını verdi. Haccac'ın hanımı: "Sanırım
doğru söylüyorsun!" deyince, Abbas: "Vallahi doğruyu söylüyorum!
Durumlar sana dediğim gibidir" karşılığını verdi.
Sonra Abbas, Kureyşlilerin meclislerini dolaştı. Hangi meclise uğradıysa
oradakiler ona: "Ey Ebu'l-Fadl!
Sana hayırdan başka bir şey dokunmasın" diyordu. Abbas da: "Yüce
Allah'a şükürler olsun bana hayırdan başka bir şey gelmez. Haccac
bana şöyle şöyle anlattı ve işlerini görene kadar
bunu üç gün boyunca gizli tutmamı istedi" karşılığını veriyordu.
Bu şekilde Yüce Allah
Müslümanların üzüntüsünü bu kez müşriklere döndürdü. Üzüntüden dolayı evlerine
kapanan Müslümanlar da evlerinden çıkıp Abbas'ın yanına geldiler. Abbas da
onlara olanları anlattı.
Urve'nin rivayetinde ise şöyle geçmiştir: Bunun üzerine Abbas, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) çok benzeyen Kusem
adındaki oğlunu yanına çağırdı. Allah düşmanlarına olan öfkesinden dolayı da şu
dizeleri söylemeye başladı:
"Ey Şeybe'nin oğlu! Değerli birisin Sen ki Resulullah'a
benzeyen kişisin Kim ne derse desin Bir nimet içindesin."
Musa bin Ukbe'nin
rivayetinde bu dizeler zikredilmemiştir.
Abdurrezzak ise bunu Ma'mer'den rivayet
ederken dizeleri şu şekilde zikreder:
"Yaşa Kusem yaşa! Kim ne derse desin Sen ki nimetler bahşedilen
Peygambere benzeyen kişisin.'' --- Ahmed, Müsned (3/138-139), İbn Hişam, es-Sire (3/299), İbn Kesir
Tarih (4/215) ve
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: