DELAİLU

NÜBÜVVE

HAYBER SAVAŞINA DAİR

BÖLÜMLER

 

Hayber Savaşında Müslüman Olan ve Öldürülen Siyahi Kölenin Kıssası, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ona Bağışlanma Dilemesi, Şahadeti İsteyerek Müslüman Olan Muhacirin Hayber'de Şehit Olması

 

Urve ile Musa bin Ukbe, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hayber'e çıkmasını zikredip şöyle anlatıyorlar: "Sonrasında Yahudiler sağlam kalelerinden biri olan Amus kalesine girdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları yaklaşık olarak yirmi gün boyunca muhasara altında tuttu. Hayber de havası pis ve çok sıcak bir bölgeydi. Bölgede Müslümanlar büyük bir açlığa maruz kaldılar. Yahudilere ait ehli eşekler gördüler ... "

 

Sonrasında Musa bin Ukbe, bu eşeklerin kıssası ile Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) etlerini yasaklamasını zikreder. Daha sonra Merhab'ın çıkıp meydan okumasını, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sancağı fethin eliyle gerçekleşeceği birine vermesi olayını anlatıp şöyle devam eder:

 

O arada Hayberli efendisinin koyun sürüsünü otlatan siyahi bir köle kaleye geldi. Hayber Yahudilerinin silahlarını kuşandıklarını görünce: ''Ne yapacaksınız?" diye sordu. "Peygamber oldUğunu iddia eden şu adama karşı savaşacağız" dediler. Onların bu sözü üzerine kölenin içinde Nebi'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşı bir merak oluştu. Sürüyle birlikte Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi. Onu görünce: ''Ne söylüyor ve neye davet ediyorsun?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''İslam'a, Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in Allah Resulü olduğuna şahadet etmeye ve Allah'tan başka hiç kimseye kulluk etmemeye davet ediyorum'' buyurdu. Köle: "Bu şahadeti getirip Allah'a iman etmem durumunda bana ne var?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu şekilde ölmen durumunda sana cennet vardır'' buyurdu. Bunun üzerine köle Müslüman oldu.

 

Müslüman olduktan sonra: "Ey Allah'ın Resulü! Bu koyunlar emanet olarak yanımda duruyor" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Karargahımızdan çıkarıp üzerlerine çakıl taşı at. Yüce Allah bu emaneti senin adına sahiplerine ulaştıracaktır'' buyurdu. Köle denildiği gibi yapınca koyun sürüsü (kölenin) efendisinin yanına gitti. Koyunlar gelince yahudi olan efendisi kölenin Müslüman olduğunu anladı. Sonrasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp bir konuşma yaptı ...

 

Sonrasında Musa bin Ukbe, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sancağı Hz. Ali'ye vermesini, bu sancakla giden Müslümanların kaleye yaklaşmasını ve Merhab'ın öldürülmesini zikredip şöyle devam eder: Müslümanlardan bu siyahi köle öldürüldü. Yahudilerin öncü birliği de kaleye geri döndü. Müslümanlar siyahi köleyi karargahlarına taşıyıp Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çadırına koydular. Dediklerine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çadıra baktıktan sonra ashabına doğru döndü ve: "Yüce Allah bu köleye ikramda bulunup hayırlı olana yöneltti. Samimi bir şekilde Müslüman olmuştu. Başucunda iki tane huri gördüm" buyurdu.

 

Aynısını nakleden Urve ise kendi rivayetinde kölenin "Ey Allah'ın Resulü! Bu koyunlar emanet olarak yanımda duruyor" demesinden sonra şu eklemeyi yapar: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: ‘‘Karargahımızdan çıkar, çakıl taşı atıp onlara bağır. Yüce Allah bu emaneti senin adına sahiplerine ulaştıracaktır’‘ buyurdu. Kölenin emanete yönelik bu sözünü de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çok beğendi."

 

 

 

Cabir bin Abdillah anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Hayber savaşındaydık. Gönderilen bir birlik koyun sürüsünü otlatan bir çobanla karşılaşınca onu yakalayıp getirdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çobanla bir süre konuştuktan sonra çoban: "Ey Allah'ın Resulü! Sana ve gönderildiğin şeye iman ettim. Ama bu koyunlar ne olacak? Zira emanettir! Her bir ailenin bu sürüde bir veya iki veya daha fazla koyunu bulunuyor" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Üzerlerine çakıl taşı at, sahiplerine geri dönerler" buyurunca, adam bir avuç çakıl taşı veya toprak alıp üzerlerine attı. Ardından her bir koyun koşup kendi sahibinin evine girdi.

 

Sonrasında çoban düşmanla savaşmak üzere safa girdi. Kendisine isabet eden bir okla da öldü. Henüz Allah için tek bir rekat dahi namaz kılmamıştı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Onu çadıra sokun" buyurunca çobanı Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çadırına geçirdiler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işlerini bitirince çobanın yanına çadıra girdi. Sonra çıktı ve: ''Arkadaşınızın güzel bir Müslümanlığı oldu. Çadıra girdiğimde yanında eşleri olan iki huri gördüm" buyurdu.

 

 

 

Enes bildiriyor: Siyah bir adam Nebi'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Siyah tenli, çirkin suratlı, pis kokulu biriyim ve malım da yok. Müşriklerle ölene kadar savaşırsam cennete girer miyim?" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet!" karşılığını verdi. Bunun üzerine adam öldürülene kadar savaştı. Savaş sonrası Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu adamın cesedinin bulunduğu yere geldi ve: ''Allah yüzünü güzel, kokunu hoş, malını da bol kılsın!" diye dua etti. Sonra ona veya bir başkasına: ''Bu adamın hurilerden olan iki eşini de gördüm. Adamın cübbesi ile teni arasına girmeye çalışıyorlardı" buyurdu.

 

 

 

Şeddad bin el-Had der ki: Bedevilerden bir adam Nebi'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi. Ona iman edip tabi olduktan sonra: ''Yanına hicret etmek istiyorum" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bazılarına ona göz kulak olmalarını söyledi. Hayber savaşı sonrası ganimetler paylaştırılınca Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu bedeviye de hissesini ayırdı ve bu hisseyi arkadaşlarına verdi. Adam da onların bineklerini otlatıyordu. Geldiğinde hissesini ona verdiler. Adam: "Bu ne?" diye sorunca, arkadaşları:

 

''Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sana ayırmış olduğu hisse" dediler.

Adam hissesini alıp Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi ve: ''Ey Muhammed! Bu ne?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ganimetten sana ayırdığım pay" buyurunca, adam: "Ben bunlar için sana tabi olmadım! Şuramdan bir okla vurulmak ve ölüp cennete girmek için sana tabi oldum" diyerek boğazına işaret etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Şayet Allah'a karşı samimi isen söylediğini doğru çıkaracaktır" buyurdu.

 

Daha sonra adam düşmanla savaşmaya başladı. Bedevi bir okla işaret ettiği yerden vurulmuş bir şekilde taşınarak getirilince Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu kefenledi ve öne geçirip namazını kıldırdı. Ona dua ederken de:

 

''Allahım! Bu senin yolunda muhacir olarak çıkıp şehid olarak ölen bir kulundur. Ben de buna şahidim'' buyurdu.

 

 

 

Ata der ki: "Söylendiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Uhud savaşında şehit düşen hiç kimsenin (savaş bitene kadar) namazını kıldırmamıştır."

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Hayber'in Fethinde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Duası, Bazı Kalelerde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Peygamberliğine işaret Eden Olayların Gerçekleşmesi