DELAİLU

NÜBÜVVE

HENDEK -AHZAB- SAVAŞINA

DAİR BÖLÜMLER

 

Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Münafıklardan Büyük Birinin Öldüğünü Gösteren Rüzgarın Esmesi, Bineğinin Kaybolması ve Münafıklardan Birinin Bu konuda Konuşması, Bu Olayda Peygamberliğe Dair İşaretler

 

Urve ve Musa bin Ukbe, Mustalik oğulları gazvesini anlatırlarken şöyle demişlerdir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Umman yolu üzerinde San'a'da mola verdi. Müslümanlar yüklerini indirdikten sonra öyle sert bir rüzgar esti ki korkuya kapıldılar ve: "Ey Allah'ın Resulü! Bu rüzgar da ne oluyor?" diye sormaya başladılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bugün münafıkların ileri gelenlerinden biri öldü. Bu rüzgar bundan dolayı esiyor, ancak -inşaallah size bir zararı dokunmayacak. Onun ölümü de münafıkların öfkesine sebep olacak" buyurdu.

 

 

 

Musa bin Ukbe rivayet ederken Cabir'den naklen: "Medine'ye döndüğümüzde söz konusu o günde münafıkların ileri gelenlerinden birinin ölmüş olduğunu gördük" eklemesini yapar ve ikisi rivayete şöyle devam eder:

 

Gün bitimi rüzgar dinince Müslümanlar yüklerini toparlamaya başladılar.

Ancak o arada develer arasından Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bineğinin kaybolduğu görüldü. Müslümanlar onu aramaya koyulunca Ensar'la birlikte gelen münafıklardan bir adam: "insanlar neyi arıyor?" diye sordu. Arkadaşları: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kaybolan devesini arıyorlar" karşılığını verdi. Münafık: "Sineğinin yerini ona Allah söylese ya!" deyince, arkadaşları bu sözünü hoş görmediler ve: "Allah canını alsın! Madem içinde böyle şeyler var ve nifakta bulunuyorsun neden bizimle birlikte çıktın?" diye çıkıştılar. Münafık: "Dünya malı elde etmek için çıktım! Vallahi Muhammed bize devenin kaybolmasından daha önemli şeylerden bahsediyor!" deyince arkadaşları ona sövdüler ve: "Vallahi artık seninle yol almayız. içinde böylesi şeylerin olduğunu bilseydik bir an bile olsa seninle arkadaşlık etmezdik" karşılığını verdiler.

 

Münafık olan bu adam biraz daha oturduktan sonra kalkıp yanlarından ayrıldı. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olayı duyup duymadığını öğrenmek için yanına gitti, ancak Yüce Allah ona olayı bildirmişti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) münafık olan bu adamın da duyacağı bir şekilde: "Münafıklardan biri Resulullah'ın devesinin kaybolmasına sevinip alay ediyor. ‘‘Bineğinin yerini ona Allah söylese ya!’‘ diyor. Oysa Allah devenin yerini bana bildirdi. Gaybı da Allah'tan başkası bilemez. Deve şu an önünüzde bulunan dağ yolunda, yuları bir ağaca takılmış şekilde duruyor" buyurdu. Müslümanlar denilen yere gidip deveyi getirdiler.

 

Deve getirilince münafık olan adam malum sözleri söylediği kişilerin yanına hızlıca gitti. Hala yerlerinde oturuyorlardı ve içlerinden hiç kimse kalkıp gitmemişti. Onlara: "Allah aşkına söyleyin! Size söylediklerimi gidip de Muhammed'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ulaştıran oldu mu?" deyince: "Allah için söylemek gerekirse hayır, söylemedik. Yerimizden de hiç ayrılmadık" karşılığını verdiler. Münafık: "Ama yanlarına gittiğimde söylediğim şeyleri bildiklerini gördüm" dedi ve: "Vallahi daha önce ondan yana şüphelerim vardı ve sadece bugün kendimi bir Müslüman olarak görüyorum. Şahadet ederim ki o Allah'ın Resulüdür" diye ekledi. Arkadaşları da ona:

 

"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına git de sana bağışlanma dilesin" dediler.

Dediklerine göre bu kişi ibnu'l-lasib'tir. Urve'nin rivayetinde ise ibnu'llusıt veya ibnu'l-lasıt olarak zikredilmiştir. Ölene kadar da bu durumunun devam ettiği söylenmiştir.

 

Lafız Musa bin Ukbe'nin lafzıdır. Vakıdi'nin dediğine göre rüzgar çıktığı zaman öldüğü söylenen münafık kişi Zeyd bin Rifa'a bin et-Tabut'tur.

 

 

 

ibn ishak, Mustalik oğulları gazvesini kendilerinden rivayet ettiği hocalarından naklen şöyle der: Savaş dönüşü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hicaz bölgesinde, Baki'ye ulaşmadan önce bir yerde konaklamışken çok sert bir rüzgar çıktı. Müslümanlar korkuya kapılınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

 

"Korkmayın! Zira kafirlerin elebaşlarından birinin ölümü üzerine çıkmıştır" buyurdu. Döndüklerinde de söz konusu o günde Rifaa bin Zeyd bin et-Tabut'un ölmüş olduğunu gördüler. Rifaa, Kaynuka' oğullarındandı. Kendini Müslüman olarak gösteriyordu, ancak münafıkların sığınağıydı.

 

 

 

Cabir bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir sefer dönüşü Medine'ye yaklaştığında öyle sert bir rüzgar çıktı ki neredeyse bineği üzerinde olanı bile gömecek kadar şiddetliydi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu rüzgar bir münafığın ölümü üzerine gönderildi'' buyurdu. Medine'ye gelindiğinde münafıkların elebaşlarından birinin öldüğü görüldü.

 

Lafız Hafs'ın lafzıdır. Ebu Muaviye'nin lafzı ise şöyledir: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), seferlerinden birindeyken çok sert bir rüzgar çıktı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu rüzgar bir münafığın ölümü üzerine çıktı" buyurdu. Medine'ye geldiğimizde münafıkların elebaşlarından birinin ölmüş olduğunu gördük.

 

Müslim, Sahih'de Ebu Kureyb'den rivayet etmiştir.

 

 

 

ibn ishak'ın bildirdiğine göre Asım bin Ömer bin Katade şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Mustalik oğulları savaşı dönüşü Medine'ye geldiği zaman Abdullah bin Abdillah bin Ubey yanına geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Bana ulaşana göre Abdullah bin Ubey'i öldürmek istiyormuşsun. Şayet bunda kararlı isen bu işi bana ver. Onun başını ben sana getiririm. Vallahi Hazrecliler babasına benden daha iyi davranan başka biri olmadığını bilirler. Bu işi Müslüman birine vermen halinde babamın katilinin gözlerimin önünde dolaşmasına dayanamayıp onu öldürebilirim. Bu şekilde Müslüman birini kafir biri karşılığında öldürmüş olur ve cehenneme girerim" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Aksine ona iyi davranmaya devam et. Bizimle olduğu müddetçe de biz de ona iyi davranırız'' karşılığını verdi.

 

 

 

Yine ibn ishak'ın bildirdiğine göre Abdullah bin Ebi Bekr şöyle demiştir: Abdullah bin Ubey, Evs ve Hazreclilerden ashabı arasında oturan Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldiği zaman birbirlerine: "Abdullah bin Ubey geldi" derlerdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu duyunca ona: ''Yaklaş!'' derdi. Zira Abdullah'ın Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içten kin güttüğünü bilirlerdi. Ancak görünüşte Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) saygı göstermesini beğenirler, içten kin gütmesini yüzüne vurmazlardı.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

İfk Hadisesi