DELAİLU

NÜBÜVVE

HENDEK -AHZAB- SAVAŞINA

DAİR BÖLÜMLER

 

İbn Nubeyh el-Huzeli'nin Öldürülmesi ve Bu Olayda Peygamberliğe Dair İşaretler

 

Urve der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Mekke vadilerinden Urane'de bulunan Süfyan bin Halid el-Hüzeli el-lihyani'yi öldürmesi için Abdullah bin Uneys es-Sülemi'yi gönderdi."

 

 

 

Musa bin Ukbe der ki: Mekke'nin arka taraflarında Urane'de veya Arafat'ta bulunan Süfyan bin Abdillah bin Nubeyh el-Hüzeli el-lihyanı'yi öldürtmek üzere Abdullah bin Uneys es-Sülemi'yi gönderdi. Orada Süfyan'ın yanında Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşı savaşmak üzere insanlar toplanmıştı. Abdullah, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Bu adam nasıl biri? Bana tarif et de gördüğümde tanıyayım" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu gördüğünde ürker ve korkarsın'' buyurdu. Abdullah da hiçbir şeyden korkmayan biriydi.

 

Abdullah yola çıktı. Huzaa kabilesinden biri olduğunu söyleyerek Süfyan'ın yerini soruyor, ona katılmak istediğini söylüyordu. Sonunda Süfyan'ı Urene vadisinde yürürken buldu. Arkasında da yanında savaşmak üzere Mekke ve çevresinden toplanan insanlar yürüyordu.

 

Abdullah bunu anlatırken şöyle demiştir: "Onu gördüğümde ürküp korktum ve: ‘‘Allah ve Resulü doğru söylemişler'' dedim. Sonra ona pusu kurdum. Yalnız bir anına denk getirdim ve saldırıp öldürdüm."

 

Söylediklerine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Süfyan'ın ölüm haberini Abdullah bin Uneys henüz yanına gelmeden almıştır.

 

Doğrusunu Allah bilir, ama yine söylediklerine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Abdullah'a asasını vermiş ve: "Buna dayan'' veya: "Bunu yanında tut'' buyurmuştur. Abdullah bu asayı ölene kadar yanında tutmuştur. Öldükten sonra da vasiyeti üzerine asa kefeni ile teni arasına konulmuştur. Ancak Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Abdullah'ı ibn Nubeyh'e Medine'den mi yoksa başka bir yerden mi gönderdiğini bilmiyoruz.

 

 

 

Musa bin Ukbe'nin rivayetinin lafzı budur. Urve'nin rivayetinde ise asa konusuna yer verilmez.

 

 

 

Abdullah bin Uneys anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni çağırdı ve: "Bana gelen bilgiye göre İbn Nubeyh el-Hüzeli bana karşı savaşmak üzere ordu topluyormuş. Şu an Nahle'de (veya Urane'de) bulunmakta, gidip onu öldür'' buyurdu. Ona: "Ey Allah'ın Resulü! Onu bana tarif et ki gördüğümde tanıyayım" dediğimde, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu gördüğünde kendinde bir ürperti hissedeceksin'' buyurdu. Kılıcımı kuşanıp yola çıktım. ikindi vakti Urane'de yanındaki kadınlarla birlikte konaklamak için yer ararken onu buldum. Onu gördüğümde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söylediği gibi kendimde bir ürperti hissettim.

 

Onunla aramızda, beni namazdan alıkoyacak bir şeyolmasından da çekiniyordum. Bundan dolayı ona doğru yürürken namazı, rüku ve secdelerde başımla işaret ederek imayla kıldım. Yanına yaklaştığımda: "Sen kimsin?" diye sordu. "Araplardan biriyim! Şu adama (Resulullah'a) karşı ordu topladığını işitince sana katılmaya geldim" karşılığını verdiğimde: "Evet, bunun için uğraşıyorum" dedi. Onunla biraz yürüdükten sonra fırsatını bulduğumda kılıcımı çekip onu öldürdüm. Onu bırakıp döndüğümde yanındaki kadınlar üzerine kapanmış ağlıyordu.

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldiğim zaman beni görünce: "Yüzün ak olsun!'' buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Onu öldürdüm" dediğimde: "Doğru söylüyorsun'' buyurdu. Sonra beni evine götürüp bir asa verdi ve: ''Ey Abdullah bin Üneys'' Bunu yanından ayırma'' buyurdu. Bu asayla insanların arasına çıktığımda: "Bu asa da ne?" diye sormaya başladılar. "Bunu bana Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) verdi ve yanımdan ayırmamamı söyledi" karşılığını verdiğimde: "Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip bunu sebebini sorsana" dediler. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dönüp: "Ey Allah'ın Resulü! Bu asayı bana neden verdin?" diye sorduğumda: ''Bu asa kıyamet gününde seninle aramızda bir işaret olacak. Zira o günde asasına dayanarak dolaşan çok az kimse olacaktır'' buyurdu.

 

Ravi der ki: "Abdullah bu asayı kılıcıyla birlikte taşıdı ve onu yanından hiç ayırmadı. Hatta öleceği zaman kefenine konulmasını vasiyet etti. Öldüğünde de onu bu asayla gömdüler."--- Ahmed, Müsned (3/496).

 

 

 

Abdulvaris bin Said bunu Muhammed bin ishak bin Yesar'dan rivayet ederken "ibn Nubeyh el-Hüzeli" yerine "Halid bin Süfyan el-Hüzeli" der,

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Mustalik Oğulları Gazvesi ve Muraysi' Gazvesi de Denilen Bu Olayda Peygamberliğe Dair İşaretler